AKP Cumhurbaşkanı Erdoğan Evsiz Bahçeli’den aldığı devlete teşekkür ederken Meclis’te açıklamış: “Yerli ve Millî İttifak geliyor”muş.
Adı bile çok anlamlı (“çok” yani birden çok):
Yersiz değil yerli!
Milsiz değil millî…
“Yemli” mi? Belki.
“Yerseniz”li mi? Bazılarına…
“Mitli” mi? Olmaz mı canım. Ne demek, ne demek…
Ama asıl sorular başka: Bu bir ittifak mı, iltihak mı? Kimi memnun edecek ve ne kadar memnun edecek?
Meselâ AKP’nin “muhafaza/kâr demokrat” olduğunu iddia etmeye devam etmek istemeyi düşünebilecek az sayıda aydınlanmış aydın (!) kelaynak’ı memnun edecek mi?
Biz bu konuyu daha önce defalarca ve delilleriyle yazdığımız için kısadan gidelim:
MHP, AKP’ye destek verince milliyetçiler demokratlara destek vermiş olmadığı gibi iltihak etmiş de olmuyor.
Aksine, MHP AKP’ye, AKP’nin tek başına bir türlü dağıtıp ezemediği demokratları tamamen dağıtabilmesi ya da en azından esir tutabilmesi için yardım etmiş oluyor.
MHP, AKP’ye destek verince MHP, AKP’lileşmiş de olmuyor.
Aksine AKP tam gaz MHP’lileşmeyi sürdürüyor. İç politikada, dış politikada, eğitimde, güvenlikte, … MHP politikaları da MHP bürokratları da iktidarda.
Bu nasıl oluyor?
Cevabı basit. MHP “iktidar olmadan muktedir olmayı” başarma ilkesi ve hedefi üzerine kurulmuş bir parti.
Bir zamanlar yaptığı gibi iktidar ortağı olup söylemlerine uygun olmayan (Öcalan’ı asamamak gibi) eylemlere imza atmaktansa iktidar değilmiş gibi yapıp iktidara her istediğini yaptırabilmek büyük başarıdır ve bu konuda MHP ustadır.
Çekirge kaçıncı atlayışında? Onu zaman gösterecek.
***
Gazi Üniversitesi’nin Ceza Hukuku Hocalarından Prof. Dr. İzzet Özgenç 11.01.2018’de twitter’dan Mor Beyin yazılımı ile ByLock arasındaki gizli ilişki ve yargının hatası ile ilgili olarak şunları paylaştı (Keşke Habertürk’ten Sevilay Yılman bunu da okusa!):
Suçlunun, suçunu gizlemek için, suçunun ortaya çıkmasını engellemek için her türlü yola başvurabileceği, bilinen bir husustur.
Suçlunun bu amaçla başvurduğu yöntemler dolayısıyla cezalandırılıp cezalandırılmayacağı ayrı bir bahistir.
Ancak belirtmek gerekir ki, suçlu suçunu gizlemek için hangi yönteme başvurursa başvursun, bunun hukuka aykırılık oluşturduğu, tasvip edilmeyeceği bir gerçektir.
Kişilerin malûm ByLock iletişim programıyla ilişkilendirilmesi bağlamında başvurulan yöntemleri de bu çerçevede değerlendirmek gerekir.
Başvurulan bu yöntemler, bilâhare yargı organlarının yanlış karar vermeleri bakımından bir hukuka uygunluk sebebi ve hatta, bir mazeret sebebi oluşturmaz.
Bu sebeple, suçlunun suçunu gizlemek için başvurduğu yöntem ne olursa olsun, konuyu enine boyuna araştırmadan, deliller doğru bir şekilde toplanmadan, kişilerin malûm programla iletişim kurup kurmadığı, kurmuşsa bu iletişimlere ilişkin trafik ve hatta mümkünse muhteva bilgilerine muttali olmadan, haklarında tutuklama kararları verilerek binlerce insanın uzun bir süre hürriyetinden yoksun bırakılması ve hatta cezaya mahkûm edilmesi, asla mazeretle geçiştirilebilecek bir durum değildir.