"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Mehmet Baygın

Ali Ünal
29 Mart 2019, Cuma
Mehmet Baygın Ağabey, Adana’da yarım asırdır Yeni Asya kalesinin düşmeyen ve düşürülemeyen bayrağı idi Mehmet Baygın Ağabey.

1983 yılında tanıdım Baygın Ağabeyi. Yolbaşı Kitap Kırtasiye’ye ne zaman gitsem mutlaka onu müşterilerine ders yapıyor iken buluyordum. Özellikle “Dini siyasete alet edenler” ile, “Dinsizliği siyasete alet edenler” ve “Irkçılığı siyesete alet edenler”in tam anlamıyla karşısında, ”Siyaseti dine hizmetkâr eden Demokratlar”ın da tam anlamıyla yanında yer alan, meseleleri eğip bükmeden anlayan ve anlatan bir kahraman olarak tanıdım. Ömrünün son anına kadar da Deccalizmin ve Süfyanizmin bütün renkleriyle de çarpışarak son nefesini verdi...

Yeni Asya’nın çıkardığı “Alparslan Türkeş” broşürünü Adana’da dağıttırmayan Abdullah Yeğin Ağabey ile–ki o seçimlerde tek başına Alparslan Türkeş Adana’dan milletvekili seçildi–sürekli karşı karşıya geldiklerini ve içtimaî ve siyasî meselerde asla taviz vermediğini hem kendinden, hem de meselelere şahit olanlardan defalarca dinledim.

Son dönemde AKP’de milletvekilliği de yapan Ziyaeddin Yağcı’nın dersanede kalan talebeleri Erbakan’ın ilk kurduğu partiye götürdüğünü görünce şiddetle karşı çıktığını, ama Abdullah Yeğin Ağabeyin “Onlar da bizim kardeşlerimiz, Ziyaeddin’e ilişme” diyerek kendini engellemeye çalıştığını, ama asla taviz vermediğini ve mücadelesine devam ettiğini de defalarca dinledim...

Yine o dönem derse gelenlerin “Abdullah Yeğin Ağabey var mı?” diye dışardan seslendiklerini, varsa dersaneye gelip onun dersini dinlediklerini, yoksa da dersaneye girmeden yollarına devam ettiklerini görünce, Abdullah Yeğin Ağabeye şunları söylediğini de kendisinden işittim:

“Abdullah Yeğin Ağabey, bizler Risale-i Nur Talebesiyiz. İnsanlar geliyor, dışardan sizi soruyor. Varsanız girip dersinizi dinliyorlar, yoksanız dersaneye gelmiyorlar. Oysa Üstadımız Bediüzzaman Said Nursî “Şahıs hiçtir” demiyor mu? Sizin herhangi bir kardeşimizden bir farkınız olmamalı. Konuşan şahıs değil, Risale-i Nur’dur. Üstadımız Risale-i Nur tarikatı kurmamış ki Şeyhimiz olsun... 

Üstadımızın şu dersini nereye koyacağız : 

“Evet, eğer mesleğimiz şeyhlik olsaydı, makam bir olurdu veyahut mahdut makamlar bulunurdu. O makama müteaddit istidatlar namzet olurdu. Gıptakârâne bir hodgâmlık olabilirdi. Fakat mesleğimiz uhuvvettir. Kardeş kardeşe peder olamaz, mürşid vaziyetini takınamaz. Uhuvvetteki makam geniştir; gıptakârâne müzâhameye medar olamaz. Olsa olsa, kardeş kardeşe muavin ve zahîr olur, hizmetini tekmil eder.”

“Pederâne, mürşidâne mesleklerdeki gıptakârâne hırs-ı sevap ve ulüvv-ü himmet cihetiyle çok zararlı ve hatarlı neticeler vücuda geldiğine delil, ehl-i tarikatin o kadar mühim ve azîm kemâlâtları ve menfaatleri içindeki ihtilâfâtın ve rekabetin verdiği vahîm neticelerdir ki, onların o azîm, kudsî kuvvetleri bid’a rüzgârlarına karşı dayanamıyor.” 1 

Bu satırları Abdullah Yeğin Ağabeye okuduktan sonra Baygın Ağabey sözlerine şöyle devam ediyor... “Sürekli sizin ders yapmanız, başka kardeşlerin de ders yapmasına mani olduğu gibi, sizi de adeta şeyh gibi görmelerine yol açıyor... Ve hatta siz bu meselelere sessiz kalarak da Risale-i Nur’la bağdaşmayan bu gidişatı desteklemiş oluyorsunuz...” Bunun üzerine de Abdullah Yeğin Ağabeyin “Hizmetimize devam edelim Mehmet Kardeş... Birbirimizi tenkit etmeyelim” diyerek susturmaya çalıştığını, ama kendisinin asla susmadığını da defalarca dinledim...

Hakkın ve hakikatin gür sesi Yeni Asya’nın Adana’da susmaz ve susturulmaz bir dili idi Baygın Ağabey...

İçtimaî ve siyasî meselelerin hiç kabuğu ile ilgilenmezdi. “Künhüne vakıf olmalıyız... Meşveretlerle, meselelerin künhünü araştırmalı, bütün detayları görüp, deliller toplayıp, deliller üzerinden o meselenin yanında ya da karşısında yer almalıyız” derdi... 

Korkaklığın yeşile boyanmış rengi olan:

“Yerinde ölmek için bu hayat lâzımdır” fikrine karşı:

Aşinayız, bize bîganedir endişe-i mevt.

Adl ü Hak uğrunda nezreylemişiz cânımızı.

Ol bize âb-ı hayat, ateş-i seyyal-i memat.” 2

mısraı ile mukabele ederdi.

İstibdat,  şahsiyetçilik ve ihtilâller hangi libası giyerse giysin, arka planını da görerek ve anlatarak ve hatta ölümü göze alarak, Avrupa kâfir zalimlerine ve Asya münafıklarına Osmanlı tokadını vurmaktan çekinmeyen bir kahramandı Baygın Ağabey... Böyle yaşadığına ve böyle can verdiğine bütün Adana’lı Nur Talebeleri şahittir...

Ruhun şad olsun Baygın Ağabey... Ne güzel yaşadın ve ne güzel ruhunu teslim ettin... Hepimiz şahidiz... Eğilmedin... Bükülmedin... Üstada yaraşır bir Nur Talebesi olarak ahirete göç ettin... Ne mutlu sana...

Okunma Sayısı: 4131
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Ayhan Aydın

    31.3.2019 00:27:45

    Allah rahmet eylesin. Allah ailesine sabır versin. Allah mekanını cennet eylesin.

  • Zübeyir

    29.3.2019 21:03:45

    Korku nedir bilmeyen hakiki bir nur talebesi Mehmet Baygın abi. Yaklaşık bir yıl önce eşini kaybetmişti. Allah rahmet eylesin inşallah.

  • Samih Tekden

    29.3.2019 09:28:42

    Allah rahmet eylesin mekanı cennet olsun. Amin.

  • Abdurrahman KOCAK

    29.3.2019 08:33:43

    Merhum Mehmet Baygın abinin mertliğine, cesaretine, konulara hakimiyetine ve kahraman bir Nur talebesi olduğuna şahidiz.Mekanı Cennet olsun.Cenabı Hak gani gani Rahmet eylesin.Amin.

  • Özdemiroğlu

    29.3.2019 08:10:32

    İşte, tam, tam böyle istikamet ehli örneklere ihtiyaç var. C. Allah'tan binlerce rahmet.

  • Cemal özkaya

    29.3.2019 05:56:29

    Allah rahmet eylesin. Yazıda güzel hatıralar var. Aslında eski abiler bu hatıraları kayıt altına alsalar biz yeniler davamızda daha sağlam dururuz.

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı