"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Ruh odası, kalp karası

Ali Yücesoy
21 Ocak 2018, Pazar
-Asker Notları-

“Gözünde bir nehar var, lâkin ebyaz ve muzlim. İçinde bir sevad var ki, bir leyl-i münevver.

O içinde bulunmazsa, o şahm-pare göz olmaz; sende birşey göremez.” (Sözler)

Ayağımda postal, üzerimde kamuflajımla oturdum bir akşam. Misafirhane-i askeriyemde camdan dışarı bakıyorum, tesbihatımı yapıyorum. Etrafımı incelemekteyken, dışarıya baktığım halde bir şey göremediğimi geç fark ettim. Odamda yanan ışık, dışarının karanlığını delip aydınlatamadığından, penceremi ayna gibi yapıp bana beni gösteriyor. Dışarı ile alâkamı kesiyordu. Beni bu odaya hapsediyor. Beni bana döndürüyordu. Bu hali bir parça tefekkür ettim. Ertesi gün şu mânâlar idrâkime açılmıştı.

İşte âlem-i şehadete böyle yansıyan büyük bir mânâ şöyle bana göründü ki; mânevî âlemleri görebilmek ile bu cüzi hadise arasında bir bağ olduğunu Risale-i Nur ile keşfettim. Şöyle ki. Herkesin kalbi, kendi ruhunun (o ruha nispeten) küçük bir odasıdır. Ruh, göz penceresinden âlem-i şehadeti seyrettiği gibi, kalp odasının mânevi penceresi olan lâtife-i Rabbaniyesiyle de o mânevî âlemleri temaşa eder. Lâkin dışarı karanlık ve odanın içi aydınlık olduğu vakit, o pencerenin hakikî vazifesi dışarıyı göstermek olduğu halde, dışarıya karşı bir örtü olup, vazifesinden şaşırıp yalancı bir ayna oluyor. Dışarıyı setrettiği gibi içeride mevcut olanı da o odanın sahibine hayali bir sinema yapıyor. Mahiyeti bozulduğu gibi vazifesini hakkıyla ifa etmiyor. Kendisi sanki ayn-ı israf oluyor gibi, kendine bakanı da müsrif ediyor. İşte böylelikle o ene kendine dönüyor. Ruhun fıtratını bozuyor. Kalp katılaşıyor.

O yüzden, nasıl gözün beyazı görmez de karası görüyor ise... Ve nasıl ki zahiri kalp kara, fakat hayatın mahzeni ise, işte o oda hükmünde olan manevî kalp de süveyda gibi tam zifiri olmalı ki dışarıdaki yüksek âlemleri gölgesiz görebilsin. Lâkin o karanlık yanlış anlaşılmasın ki, gaflet ve günahlardan kararmış bir kalp zannedilmesin. Enenin kendine bakan vechinde bir mevcudiyeti olmamasıyla kararsın. Yani o kalp kendine müteveccih olmasın. Kendi için yaşamasın. Kendi hevesatına ait yanmayan mumları yakmasın. Yüzünü Güneş’e dönsün. Rabbine yönelsin. Hakikî sahibini arzu etsin. Onun için yaşasın.

Şu hakikate masadak olacak bir küçük örnek vermek gerekirse: Mesela kamera pek güzel bir ahir zaman nimeti ki lisan-ı haliyle bize şu hakikati ders verebilir. Arapça Kamer (Ay) kökünden gelen ve beşer buluşu zannedilen bu İhsan-ı İlâhî, mânâ olarak “karanlık oda” anlamına geliyor. Zifiri kadar karanlık bir kutuya, küçük bir pencereden düşen ışınların bir bölgeye odaklanmasıyla çalışıyor.O ışınlar da birleşip resme dönüyor. İşte şu camit ve şuursuz makine dahi, şu mânevi düstura riayet ile görmeye olmasa bile göstermeye bir vasıta oluyor. Fakat o ruh ise hem hayy, hem irade sahibi, ve his sahibi ve bir zihni olduğundan, manevî âlemleri temaşa etmekle şu dünyada terakki edip, Cennette dahi Rabbini seyretmek demek olan Müşahedetullah ile şereflendirilecektir. Fesubhanallah... Fesubhanallah Yarabbi! Öyleyse bizler dahi nefsimizle birlikte şöyle yalvarmalıyız.

Ey, maddeye mana gömleğini giydirip, eşyayı kendi ismine mazhar eden Allahım! Şu fakir kullarına da mana ihsanında cömertçe davran. Ey, her ruhun Nurlu arayışı olan Kudsî Yaratıcı! Bizim enelerimizi, Seni görebilmek için karart. Ve, Ya Ey Seyyidim! Ahirette dahi şu aciz kullarını seni görebilecek bir ruh ile yarat. Amin. Amin. Amin.

Okunma Sayısı: 2271
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı