İslâm, hak din olduğuna göre bunu güzel bir lisanla anlatmak ve İslâmın insanların kalbini fethetmesini sağlamak niçin zor olsun?

İbn Haldun Üniversitesi’nin düzenlediği “Avrupa’da İslâm’ın Geleceği” başlıklı konferansta bu mesele tartışılmış ve can alıcı bir soru gündeme taşınmış: “Neden Müslümanlar, İslâm’ın dirilişinin bütün dünya için hayırlı bir gelişme olacağını ve İslâm’ın Avrupa’da ve dünyada yayılmasının sadece Müslümanlar için değil, Müslüman olmayanlar için de dünyayı daha adaletli, mutlu ve barış içinde bir yer haline getireceğini ikna edici delillerle izah etmiyorlar?”

İHÜ Süleymaniye (İstanbul) Kampusü’nde düzenlenen konferansta konuşan (İHÜ) Rektörü Prof. Dr. Recep Şentürk, konferansta “Avrupa’da ikinci din olan İslâm’ı nasıl bir gelecek bekliyor?”, “Müslümanlar, Avrupa’da dil ve kültürlerini koruyabilecekler mi?” gibi sorulara cevap arandığını anlatmış ve Avrupa’da İslâm’ın, hızla yayıldığını hatırlatmış.

Avrupa’da ve dünyada İslâmın hızlı bir şekilde yayıldığı pek çok habere konu oluyor. Ancak burada önemli bir çelişki var: Bazıları İslâmın yayılmasından dolayı kendi rahatlarının sona ereceğini düşünerek bunu bir tehdit ve tehlike olarak görüyor ve insanları korkutmaya vesile kılıyor. Dolayısıyla “İslâm çok hızlı bir şekilde yayılıyor” haberleri bazen maksadını aşacak şekilde insanları endişeye sürüklemek için sebep yapılmak isteniyor. Bu tuzağa da düşmemek lâzım.

 Allah’a şükürler olsun ki İslâm bütün dünyada insanların kalplerini fethe devam ediyor. Müslümanlar İslâmın icaplarını tam olarak yerine getirebilmiş olsa çok daha hızlı yayılacağı ve kitleler halinde insanların İslâma teslim olacağı belli. Mesele bu şartları hatırlayabilmekte...

Prof. Dr. Şentürk’ün dikkat çektiği nokta bu bakımdan önemli. Şentürk konuşmasında şu noktalara da dikkat çekmiş: “Maalesef İslamofobiyi yaymak isteyenlerin sesi çok gür çıkıyor. (...) İslâm’ın Avrupa’da yayılması konusunda bizim en güzel ve ikna edici delilimiz, asırlar boyunca İslâm medeniyetinin kurduğu ve dünyaya hâkim olduğu zaman ortaya koyduğu adalete, barışa ve eşitliğe dayalı sistemdir ve buna ben ‘açık medeniyet’ ismini veriyorum. (...) Bir kısım Müslümanlar şu anda İslâm’a tamamen ters görüntüler  sergiliyor ve bunu yaparken de İslâm’a hizmet ettiklerini zannediyor. Halbuki bütün bunlar, hem kutsal kitabımıza, hem de Peygamber Efendimizin (asm) sünnetine ve asırlardan beri sahip olduğumuz tarihi uygulamalarımıza ters olan davranış ve uygulamalardır.” (AA, 7 Mart 2019)

Aynı toplantıda konuşan Prof. Dr. Merdan Güneş de 28 Şubat sürecinde Almanya’ya gittiğini belirterek, “Şu anda Hıristiyanların kendi dinlerine ait savunabilecekleri bir argümanları kalmadı. Dolayısıyla bizi ve bizim gibi müesseselerimizi savunarak, bizimle birlikte ortak hareket ederek, kendi varlıklarını korumaya çalışıyorlar. (...) Müslümanlar (aralarındaki ihtilâfı büyük ölçüde) atlattı, ama kendileriyle alâkalı ciddî problem ve küçük hesapları bırakıp birlikte hareket edebilme hukukuna gelmeliler. Bu olmadığı zaman da problemi çözmemiz mümkün değil” diye konuşmuş.

Fıtrat dini olan İslâmı güzel bir lisan ile insanlara anlatabilmek şart. “Bunu niçin yapamıyoruz?” sorusu ağır bir soru ve beraberinde ağır bir sorumluluk getiriyor. Dert bilindiğine göre, dermanı da buluruz inşallah.