Ahirzamanda herşeyin fevkinde hizmet-i imaniye en kudsî vazifedir. Nur Talebeleri de bu kudsî vazifeyi hayatlarının merkezine alacak şekilde yaşamalarıdır.
Nur Talebesi olmanın şartı olan “ihlâs ve sadâkat’’ düsturları, iman ve Kur’ân’a Risale-i Nur ile hizmet etmek için hayatımızı vakfetmemiz gereken şu zamanda, bizim en büyük nokta-i istinadımız; şahs-ı maneviyi teşekkül ettiren kardeşlerimizdir.
Fevkalâde sebat gösterip, müfritane irtibat kurduğumuz zaman; sadâkat ve ihlâsla, şahs-ı manevideki kardeşlerle birbirimizle tesanüdümüz ve kuvvetimiz artacaktır. Bizler ayrı ayrı bir “1’’ kuvvetindeyiz. Yan yana geldiğimizde önce on bir “11’’ sonra yüz on bir “111’’ ... Bu şekilde katlana katlana kuvvetimizi arttırırız inşallah.
Bir grup üniversiteli talebeyle müfritane irtibata çekirdek hükmüne geçecek bir programı Antalya Yeni Asya Temsilciliği’mizde 13-19 Ocak tarihleri arasında gerçekleştirdik.
Programa; Antalya, Balıkesir, Eskişehir, Gaziantep ve Isparta’dan üniversiteli kardeşlerimiz iştirak ettiler.
Programda; imsaktan evvel güne Kur’ân-ı Kerîm ve Cevşen okuyarak başlayıp, sabah ve öğle namazı arasında “ene, tahavvülat-ı zerrat, seb’a ve semavat, esir maddesi, âlem-i misal,...’’ gibi konularda müzakerede bulunarak zihinlerini, kalplerini ve letaifelerini doyurdular. Programın son gününde de Antalya’nın müsbet yerlerini gezip kâinatı tefekkür ettiler. Program süresince genç kardeşlerimiz, müfritane irtibatın bir timsali oldular.
Bu kış programı inşallah Türkiye’nin farklı farklı şehirlerinde gerçekleştirilen okuma programlarına şevk vererek örnek teşkil eder inşallah.
Program hakkında iştirak eden kardeşlerin düşüncelerini sorduğumuzda; “Farklı illerden gelen kardeşlerin tanışıp, kaynaşmasına vesile oldu, bu durum hizmetteki şevkimizi arttırdı inşallah.’’ dediler. “Mahallerindeki hizmetlerini birbirlerine anlatıp, hizmetlerimizi daha ileriye nasıl taşırız konusunda yaptığımız istişareler bize kuvvet vererek ümitvar olmamızı sağladı’’ dediler. Farklı illerden bir araya gelerek yapılan bu programların arttırılması konusunda fikir birliğinde bulundular.
Üstad Bediüzzaman Said Nursî Hazretleri’nin dediği gibi “İnşallah ileride en yüksek sâdâ İslâmın sâdâsı olacaktır’’ hükmünce öncelikle ittihad-ı Nur’u daha sonra ittihad-ı İslâmı sağlayacak bizleriz inşallah.
Biz gençler bu dâvâyı; Risale-i Nur mesleğini hayatımızın merkezine alarak ihlâsla, sadâkatle, tesanütle müfritane irtibat ederek kıyamete kadar baki kılmalıyız.
Allah bu hizmette yâr ve yardımcımız olsun..