"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Demokratların yapması gereken 2. büyük hamle

İslam YAŞAR
18 Mart 2018, Pazar
Demokratların ezanı Arapça okuma yasağını kaldırmaları ve radyodan Kur’ân okunmasına izin vermeleri, yalnız Türk milletini değil bütün İslâm âlemini memnun etmişti. Şimdi yapmaları gereken ikinci mühim hamle, Kur’ân’ın mânevî mu’cizesi olan Risâle-i Nurlar’ın serbestçe neşredilmesini sağlamak için kanunî zeminin hazırlanması idi.

Demokrat Parti grubu içinde tartışmaların şiddetlenmesi üzerine Menderes kürsüye çıkarak grupta kendisi için güven oylaması yapılmasını istedi. Duygusal bir konuşma yaptı. Onun gruptan güçlenerek çıkması üzerine muhalefet çalışmalarını partiye zarar verecek şekilde şiddetlendiren bazı milletvekilleri partiden ihraç edildi. Onlar da 20 Aralık 1955 tarihinde Hürriyet Partisi’ni kurdu.

Kıbrıs’ta neler oluyor?

6/7 Eylül hadiselerinin dış politikadaki in’ikasları da hükümeti zora sokacak mahiyette gelişti. Yunanlıların, Rum- ların ve onları destekleyen bazı Batılı devletlerin de tahriki ile hadise Türkiye’nin uluslar arası itibarını sarstı. Kıbrıs görüşmelerinde başarılı hamleler yapan Türk heyetine büyük bir darbe vurdu. Bundan cesaret alan EOKA adlı Rum çeteleri, ENOSİS için yani Kıbrıs’ı Yunanistan’a bağlamak maksadıyla Yunan komutanların sevk ve ida- resinde Türk köylerine saldırarak katliâmlara girişti.

Hadiseler Türk efkâr-ı ammesinde infialle karşılandı. Katliâm haberleri geldikçe insanlar sokaklara döküldü. Pek çok şehirde bazı gençlik derneklerinin ve fikir gruplarının organize ettiği gösteriler yapıldı. 

Menderes de meseleye kayıtsız kalmadı. Kıbrıs Türklerinin temsilcisi Fazıl Küçük’le irtibat kurarak resmen ekonomik yardımlarda bulundu, para ve yiyecek, giyecek gönderdi. Türk Mukamevet Teşkilâtını kurdurarak gizlice silâh, teçhizat malzeme desteği verdi ve adadaki Türk köylerinin korunmasını sağladı. 

Bağdat paktı

Menderes, pakt kurma hususunda İran’la, Irak’la da görüşmeler yaptı. Cezayir’in, Fran- sızlara karşı yürüttüğü hürriyet mücadelesine gizlice destek verdi. Adnan Menderes’e yakın alâka gösteren Irak Kralı Faysal’ın dâveti üzerine aynı yıl içinde Irak’a gitti. İran ve Pakistan heyetlerinin de Bağdat’a gelmesi üzerine, Bağdat Paktı olarak adlandırılan andlaşma imzalandı. 

İmam-ı Âzam Türbesi’nde duygulu anlar

Bağdat’ta İmam-ı Âzam’ın Türbesi’ni ziyaret eden Menderes duygulu anlar yaşadı. Etrafını saran resmî zevata al- dırmadan bir kenara çekildi. Türbenin gümüş parmaklıklarını, ahşap sandukasını, âyet hatlı altın işlemeli yeşil örtüsünü inceledi. Fatiha okuyup türbede yatanların ruhlarına bağışladıktan sonra derin düşüncelere daldı. Sonra da heyetle birlikte dışarı çıktı. “Me- zarın başında murakabeye daldınız, acaba ne düşündünüz?” dedi heyetin önde gelen isimlerinden biri.

“Osmanlı İmparatorluğunu düşündüm. Burada yatan zât, İslâm âleminin büyük kısmında hâlâ hükmünü sürdüren mâne- vî bir nizam kurmuştu. Osmanlı Türkleri de hemen hemen aynı topraklar üzerinde yüzlerce yıl devam eden siyasî bir nizam kurdular. Bu nizam yıkıldı yıkılalı dünyanın bir parçası hâlâ huzur ve sükûna hasrettir. Şim- di başka temeller üzerinde de olsa böyle bir nizamın yeniden kurulması zarurettir. Bunu da ancak biz Türkler yapabiliriz. Bu bizim vazifemizdir.” ( Akyol s: 117 ) dedi o da.

Said Nursî’den mektuplar

Bağdat seyahati, paktın yanı sıra İslâm âlemini ilgilendiren hedeflerinden birinin daha terennümüne vesile oldu. Kısa adı ile CENTO diye anılan antlaşma Türk milleti tarafından da takdirle karşılandı. Cemiyetin hemen her kesiminden Cumhurbaşkanı Bayar’a, paktın mimarı Başbakan Menderes’e tebrik mektupları, telgrafları, telefonları geldi.

Müslümanların birliğini sağlamayı mânevî vazifesi, hattâ hayat hedefi addeden ve Müslüman milletler arasında sağlanmakla birlikte içinde bazı Batılı devletlere de yer veren işbirliği antlaşmasına ittihâd-ı İslâmın mukaddimesi nazarı ile bakan Said Nursî de Celal Bayar’a, Adnan Menderes’e mektup yazan müessir isimler a- rasındaydı. 

Hutbe-i Şamiye dersi

Şayet Müslüman ülkeler arasındaki görüşmeler, meşveret-i şeriye ölçüleri içinde yapılır, kararlar İslâmî esaslar çerçevesinde alınır ve siyasî hareket olmaktan çıkarılıp dinî bir vazife hâline getirilirse, daha u- zun ömürlü olur ve muhataplarını memnun ederdi.

Bu gerçekleri göz önünde bulunduran Said Nursî, ziyaretine gelen bazı Demokrat Parti’li milletvekillerinin kendisinden siyasî ders vermesini istemeleri üzerine, 1911 yılında telif ederek İslâm âleminin geri kalmasının sebeplerini işlediği Hut- be-i Şamiye eserini tercüme ettirip yeniden düzenledi ve ‘Bu benim siyasî dersimdir’ diyerek onlara verdi.  

İkinci mühim hamle

Demokratların ezanı Arapça okuma yasağını kaldırmaları ve radyodan Kur’ân okunmasına izin vermeleri, yalnız Türk milletini değil, bütün İslâm âlemini memnun etmişti. Şimdi yapmaları gereken ikinci mü- him hamle, Kur’ân’ın mânevî mu’cizesi olan Risâle-i Nurlar’ın serbestçe neşredilmesini sağlamak için kanunî zeminin hazırlanması idi. 

Gerçi Bediüzzaman Said Nursî’nin, Risâle-i Nurlar’ı Diyanet’in de neşretmesi teklifi, Diyanet İşleri Başkanı’nın ihmalkârlığı yüzünden gerçekleşmemişti, ama serbestçe o- kunup taşınarak yayınlanması için kanunî zeminin hazırlanması o eksikliği bir nebze olsa telâfi edebilirdi. 

Okunma Sayısı: 3228
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı