"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Beka; hak, sıdk ve muhabbet ile mümkün

Risale-i Nur'dan
14 Mart 2019, Perşembe
Sual: “İstibdat bu derece bir semm-i kàtil olduğunu bilmezdik. Lehül’-hamd, parçalandı. Onu esasıyla tedavi edecek olan tiryak-ı Meşrûtiyeti bize tarif et.”

Cevap: Bazı memurların ef’ali, adem-i ülfetten dolayı size yanlış ders gösterdiği ve şiddetten neş’et eden müşevveşiyetle hâl-i hâzırdan fehmettiğiniz Meşrûtiyeti tefsir etmeyeceğim. Belki hükûmetin hedef-i maksadı olan Meşrûtiyet-i meşrûayı beyan edeceğim.

İşte, Meşrûtiyet “Ve işlerde onlarla istişare et.” [Âl-i İmran Sûresi: 159.], “Onların aralarındaki işleri istişare iledir.” [Şûrâ Sûresi: 38.] âyet-i kerîmelerinin tecellisidir ve meşveret-i şer’iyedir. O vücud-u nuranînin kuvvete bedel, hayatı haktır, kalbi marifettir, lisanı muhabbettir, aklı kanundur, şahıs değildir.

Evet, Meşrûtiyet hâkimiyet-i millettir; siz dahi hâkim oldunuz. Umum akvamın sebeb-i saadetidir; siz de saadete gideceksiniz. Bütün eşvak ve hissiyat-ı âliyeyi uyandırır. Uyku bes! Siz de uyanınız. İnsanı hayvanlıktan kurtarır; siz de tam insan olunuz. İslâmiyet’in bahtını, Asya’nın tâliini açacaktır. Size müjde. Bizim devleti ömr-ü ebedîye mazhar eder. Milletin bekasıyla ibka edecek; siz daha me’yus olmayınız. Bir ince tel gibi her tarafa heva ve hevesin tehyici ile çevrilmeye müstaid olan rey-i vahid-i istibdadı lâyetezelzel bir demir direk gibi, lâyetefellel bir elmas kılıç gibi olan efkâr-ı ammeye tebdil eder; siz de sefine-i Nuh gibi emniyet ediniz. Herkesi bir padişah hükmüne getiriyor; siz de hürriyetperverlikle padişah olmaya gayret ediniz. Esas-ı insaniyet olan cüz’-ü ihtiyarı temin eder, azad eder; siz de câmid olmaya razı olmayınız. Üç yüz milyondan ziyade ehl-i İslâm’ı bir aşiret gibi birbirine rabteder; siz de o rabıtayı muhafaza ediniz. Zira meşveret perdeyi attı; milliyet göründü, harekete geldi.

Milliyet içinde İslâmiyet ışıklandı, ihtizaza geldi. Zira milliyetimizin ruhu İslâmiyet’tir; hakikî ve nisbî ve izafîden mürekkeptir. Başka millete benzemiyoruz.

Eski Said Dönemi Eserleri, Münâzarât, s. 160

***

Yalanlarla ittihad yalandır ve ifsâdât üzerine müesses olan ism-i Meşrûtiyet fâsiddir. Müsemma-i Meşrûtiyet hak, sıdk, muhabbet ve imtiyazsızlık üzerine beka bulacaktır.

Eski Said Dönemi Eserleri, Divan-ı Harb-i Örfî, s. 131

LÛ­GAT­ÇE:

adem-i ülfet: Alışkın olmamak.

akvam: Kavimler, milletler.

bes: Yeter, yeterli.

câmid: Cansız, ruhsuz.

ef’al: Fiiller, işler.

efkâr-ı amme: Kamuoyu.

eşvak: Şevkler, istekler.

fehmetmek: Anlamak.

ibka: Ayakta tutma, devam ettirme.

ihtizaz: Titreme, harekete geçme.

istibdat: Baskı, keyfî idare, despotluk, diktatörlük.

lâyetefellel: Kırılmaz ve körelmez.

lâyetezelzel: Sarsılmaz.

Meşrûtiyet-i meşrûa: İslâma uygun olan Meşrûtiyet düzeni.

müsemma-i Meşrûtiyet: Meşrûtiyet diye isimlendirilen mana.

müşevveşiyet: Karışıklık.

neş’et: Meydana gelme.

ömr-ü ebedî: Ebedî ömür, uzun ömür.

rey-i vahid-i istibdat: Bir tek kişinin rey ve görüşüne dayalı olan istibdat yönetimi.

semm-i kàtil: Öldürücü zehir.

Okunma Sayısı: 2157
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı