"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Onun (asm) sünneti, nev-i beşere model

Risale-i Nur'dan
09 Kasım 2018, Cuma 00:17
(Dünden devam)

İkinci Mesele: Cenâb-ı Hak, Kur’ân-ı Hakîm’de “Hiç şüphesiz, sen pek büyük bir ahlâk üzerindesin” [Kalem Sûresi: 4] ferman eder. Rivâyât-ı sahiha ile Hazret-i Aişe-i Sıddıka (ra) gibi Sahabe-i Güzin, Hazret-i Peygamber Aleyhissalâtü Vesselâmı tarif ettikleri zaman “Hulukuhü’l-Kur’ân” [Onun ahlâkı Kur’ân idi] diye tarif ediyorlardı. Yani “Kur’ân’ın beyan ettiği mehasin-i ahlâkın misali, Muhammed Aleyhissalâtü Vesselâmdır. Ve o mehasini en ziyade imtisal eden ve fıtraten o mehasin üstünde yaratılan odur.”

İşte böyle bir zatın ef’al, ahval, akval ve harekâtının her birisi nev-i beşere birer model hükmüne geçmeye lâyık iken, ona iman eden ve ümmetinden olan gafillerin (sünnetine ehemmiyet vermeyen veyahut tağyir etmek isteyen) ne kadar bedbaht olduğunu divaneler de anlar.

Üçüncü Mesele: Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâm, hilkaten en mutedil bir vaziyette ve en mükemmel bir surette halk edildiğinden, harekât ve sekenatı itidal ve istikamet üzerine gitmiştir. Siyer-i Seniyyesi kat’î bir surette gösterir ki her hareketinde istikamet ve itidal üzere gitmiş, ifrat ve tefritten içtinap etmiştir.

Evet, Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâm, “Fe’stakim kemâ ümirte” [Emrolunduğun gibi dosdoğru ol. (Hûd Sûresi: 112)] emrini tamamıyla imtisal ettiği için, bütün ef’al ve akval ve ahvalinde istikamet, kat’î bir surette görünüyor. Meselâ, kuvve-i akliyenin fesat ve zulmeti hükmündeki ifrat ve tefriti olan gabavet ve cerbezeden müberra olarak, hadd-i vasat ve medar-ı istikamet olan hikmet noktasında kuvve-i akliyesi daima hareket ettiği gibi; kuvve-i gadabiyenin fesadı ve ifrat ve tefriti olan korkaklık ve tehevvürden münezzeh olarak, kuvve-i gadabiyenin medar-ı istikameti ve hadd-i vasatı olan şecaat-i kudsiye ile kuvve-i gadabiyesi hareket etmekle beraber; kuvve-i şeheviyenin fesadı ve ifrat ve tefriti olan humud ve fücurdan musaffa olarak, o kuvvenin medar-ı istikameti olan iffette, kuvve-i şeheviyesi daima iffeti, a’zamî masumiyet derecesinde rehber ittihaz etmiştir. Ve hakeza, bütün sünen-i seniyyesinde, ahval-i fıtriyesinde ve ahkâm-ı şer’iyesinde, hadd-i istikameti ihtiyâr edip, zulüm ve zulümat olan ifrat ve tefritten, israf ve tebzirden içtinap etmiştir. Hatta tekellümünde ve ekl ve şürbünde iktisadı rehber ve israftan kat’iyen içtinap etmiştir. Bu hakikatin tafsilâtına dair binler cilt kitap telif edilmiştir. “Arife bir işaret yeter.” sırrınca, bu denizden bu katre ile iktifa edip, kıssayı kısa keseriz.

Lem’alar, On Birinci Lem’a, s. 140

LÛ­GAT­ÇE:

ahval: Haller, durumlar.

akval: Sözler.

cerbeze: Demagoji.

ef’al: Fiiller.

ekl: Yeme.

fıtraten: Yaratılışça.

fücur: Ahlâka aykırı yaşama, fuhşa dalma, sefahet.

gabavet: Yalın kafalılık, ahmaklık.

halk edilmek: Yaratılmak.

hilkaten: Yaratılıştan, fıtraten.

humud: Helâle de, harama da iştahsızlık.

içtinap: Çekinme, sakınma.

ifrat: Aşırı gitme, aşırılık.

mehasin-i ahlâk: Ahlâkî güzellikler.

musaffa: Saflaşmış, arınmış.

rivâyât-ı sahiha: Doğru rivayetler.

sekenat: Durmalar, duruşlar; hareketsiz haller.

şecaat-i kudsiye: Kusursuz ve noksansız cesaret.

şürb: içme.

tağyir etmek: Değiştirmek, bozmak.

tebzir: İsraf.

tefrit: Normalin altında kalma, ifratın zıddı.

tehevvür: Öfkelenme.

tekellüm: Konuşma.

Okunma Sayısı: 1562
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı