Click Here!
      "Gerçekten" haber verir 26 Ekim 2006

Eski tarihli sayılar

Görüş, teklif ve
eleştirilerinizi
[email protected]
adresine bekliyoruz.
 

M. Latif SALİHOĞLU

Ahrar–Demokrat çizginin yüz yıllık serüveni (3)



Bugünkü Doğru Yol Partisi, geçmişteki Adalet Partisi ile Demokrat Partisinin devamı ve misyon takipçisi olduğunu alenen söylüyor.

Kimse de çıkıp buna itiraz etmiyor, yahut edemiyor.

Ayrıca, hiçbir parti çıkıp da "Hayır, onlar değil, Demokrat'ın devamı biziz" de demiyor.

İktidardaki parti ise, tıpkı Özal'ın söylediği gibi "Biz hiçbir partinin devamı, ya da takipçisi değiliz" diyor.

Dolayısıyla, AKP de aynen ANAP gibi köksüz ve misyonsuz bir partidir. Bunlar için, bir cihetiyle "Millî görüş gömleğini değiştirmiş, ancak Büyük Doğu (Necip Fazıl) çevresinden kopmamış bir siyasî hareket" tarifi yapılabilir.

Neticede, Demokratların devamı olmadığını zaten kendileri hiç çekinmeden söylüyor.

Buna göre, Demokratların devamı olarak geriye sadece Doğru Yol Partisi kalıyor.

Demokratların ise, Meşrûtiyet zamanındaki Ahrarlar olduğunu bizzat Bediüzzaman Said Nursî beyan ediyor.

Meselâ, Emirdağ Lâhikasındaki bir mektubunda aynen şu ifadeyi kullanıyor: "...Eski tahribatı tamirata başlayan hakikî vatanperverler olan Demokrat namında hamiyetli Ahrarlar, yani hürriyetperverler, Nur ve Nurcuları takdir etmelerine çok minnettarım. Onların muvaffakiyetine çok duâ ediyorum. İnşaallah, o Ahrarlar istibdad-ı mutlakı kaldırıp tam bir hürriyet-i şer’iyeye vesile olacaklar." (Age, s. 267)

Aynı eserin bir başka mektubunda ise, DP'nin kongresinden bahsederken, gariptir ki "Ankara’da dindar Ahrarların kongresi" ifadesini kullanıyor. (Age, s. 426)

Tam bir hürriyet-i şer'iyeye vesile olmak, yahut hürriyetin cemalini tam görmek için telâffuz edilen "yüz sene"lik müddet doldu, dolacak gibi görünüyor.

* * *

Meşrûtiyet zamanındaki Ahrar Fırkası, yeterince imkân fırsat bulup da gönlünce bir icraat yapamadı.

Cumhuriyet dönemindeki Ahrarlar olan DP ve AP ise, bu memlekette pek büyük hizmetlerde bulundu.

İktidar oldukları dönemlerde, ülkenin dört bir yanını şantiyeye çevirerek iş ve istihdam sahaları açtılar. Yollar yaptılar, fabrikalar kurdular, sanayi kollarını geliştirdiler, köylüye, çiftçiye rahat bir nefes aldırdılar.

En mühimi de, din ve vicdan hürriyeti noktasında büyük risk alarak icraatta bulundular. Denilebilir ki, bu uğurda lider ve yönetim kadrosundan şehitler verdiler.

Devrildiler, itildiler, kakıldılar; ancak, yine de yılmadılar ve başlattıkları memleket hizmetine kaldıkları yerden devam ettiler.

Şimdi, bir kez daha tek başına iktidara namzet olacak bir duruma geldiler.

Milletin, ülkenin pek ağırlaşmış sorunları var, cesurâne hizmet bekleyen nice meseleleri var.

Daha öncekiler gibi, bu büyük meselelerin üstesinden yine ancak Demokratlar gelebilir.

Yeter ki, onlara "nokta-i istinat" olacak kimseler, yani o isimsiz kahramanlar, yerinde sağlam dursunlar ve üzerine düşeni hakkıyla yapmaya çalışsınlar.

Önemli bir hususu tekraren hatırlatarak bitirelim: Üstad Bediüzzaman'ın ifade buyurduğu gibi, Kur'ân'ın malı olan Risâle-i Nur, dünyada hiçbir siyasete âlet ve tabi olamaz. Risâle-i Nur talebelerinin Demokratlara bir "nokta-i istinat" olmaları ise, bizzat bu eserlerin müellifi tarafından vasiyet derecesinde tavsiye ediliyor.

Bir soru

Üstünlük neye göre?

Polis şehir merkezlerinde, jandarma ise kırsal kesimde trafiği denetler, asayişi korumaya çalışır.

Asker ise, hudut bekçiliğini yapar, haricî tehdit ve tecavüzlere karşı vatanı korumaya çalışır.

Siyaset kurumu ise, ülkenin topyekûn sorumluluğunu üstlenir?

İşin normali budur.

Ne var ki, zaman zaman anormal durumlar yaşanır ve askeriyenin içinden çıkan bir cunta, ülkenin idaresine el koyar.

Peki, böyle bir cuntanın ayrıcalığı, üstünlüğü nedir?

Bu suâlin tek bir cevabı vardır; o da "silâh üstünlüğü"dür.

Oysa, hakikatte bu üstünlük dahile karşı değil, harice karşı lâzımdır ve onun için vardır.

Günün Tarihi

Sultan Fatih'in Trabzon'u fethi

26 Ekim 1461: Trabzon, Fatih Sultan Mehmed kumandasındaki Osmanlı ordusu tarafından fethedildi.

Bölge, bu tarihe kadar Pontus Rum hakimiyeti altında idi.

Trabzon’un fethi esnasında Sultan Fatih’in hiç umulmadık derecede zor yöntemlere (Bulgar Dağı yamaçlarından yaya geçmek gibi) başvurdu.

Hatta öyle ki, bu durumu gören Sâre Hâtun isimli Anadolu köylüsü kadın, bir fırsatını bularak Sultan’a şöyle der:

“Hey oğul! Şu Trabzon’a bunca zahmet nedendir?”

Fatih ise, ihtiyar kadına kestirmeden şu cevabı verir:

“Hey ana! Bu zahmet din yolundadır. Zira, bizim elimizde İslâm kılıcı vardır. Eğer bu zahmete katlanmazsak, bize gazi demek yalan olur.”

26.10.2006

E-Posta: [email protected]


 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri


Önceki Yazıları

  (25.10.2006) - Ahrar–Demokrat çizginin yüz yıllık serüveni (2)

  (24.10.2006) - Ahrar–Demokrat çizginin yüz yıllık serüveni (1)

  (23.10.2006) - Gerilim plânı tutmadı

  (21.10.2006) - Heykel ve cami dersleri

  (20.10.2006) - Bayram tatlısı acıya dönüşmesin

  (19.10.2006) - Tunus sokaklarında sömürge tortusu

  (18.10.2006) - Başbakan'ın sağlık durumu

  (17.10.2006) - Ağar'ın yankı uyandıran sözleri

  (16.10.2006) - Mideye "tatil izni" bitiyor

  (14.10.2006) - Ara renkler, gri noktalar var

 

Bütün yazılar

YAZARLAR

  Abdil YILDIRIM

  Abdurrahman ŞEN

  Ali FERŞADOĞLU

  Ali OKTAY

  Cevat ÇAKIR

  Cevher İLHAN

  Davut ŞAHİN

  Faruk ÇAKIR

  Gökçe OK

  Habip FİDAN

  Hakan YALMAN

  Halil USLU

  Hasan GÜNEŞ

  Hülya KARTAL

  Hüseyin EREN

  Hüseyin GÜLTEKİN

  Hüseyin YILMAZ

  Kazım GÜLEÇYÜZ

  M. Ali KAYA

  M. Latif SALİHOĞLU

  Mahmut NEDİM

  Mehmet KARA

  Meryem TORTUK

  Metin KARABAŞOĞLU

  Mikail YAPRAK

  Murat ÇETİN

  Murat ÇİFTKAYA

  Mustafa ÖZCAN

  Nejat EREN

  Nimetullah AKAY

  Raşit YÜCEL

  S. Bahaddin YAŞAR

  Saadet Bayri FİDAN

  Sami CEBECİ

  Sena DEMİR

  Serdar MURAT

  Süleyman KÖSMENE

  Vehbi HORASANLI

  Yasemin GÜLEÇYÜZ

  Yasemin Uçal ABDULLAH

  Yeni Asyadan Size

  Zafer AKGÜL

  Zeynep GÜVENÇ

  Ümit ŞİMŞEK

  İslam YAŞAR

  İsmail BERK

  Şaban DÖĞEN


 Son Dakika Haberleri
Kadın ve Aile Dergisi Çocuk Dergisi Gençlik Dergisi Fikir Dergisi
Ana Sayfa | Dünya | Haberler | Görüş | Lahika | Basından Seçmeler | Yazarlar
Copyright YeniAsya 2004