Click Here!
      "Gerçekten" haber verir 22 Temmuz 2007

Eski tarihli sayılar

Görüş, teklif ve
eleştirilerinizi
[email protected]
adresine bekliyoruz.
 

Mehmet KARA

“Ne yaparsın işte fani dünya” mı?



Bugün “vatandaşlık görevi”ni yerine getirmek için sandık başındayız. Sandık herkesin eşitlendiği bir platform. Zengin ile fakir, başbakan ile köylü sandık başında eşit muamele görür ve herkesin bir oyu vardır.

Yaklaşık 43 milyon seçmen bugün sandığa giderek, yeni vekillerini seçecek. Yeni vekillerle birlikte yeni başbakan, bakanlar, sonrasında da cumhurbaşkanı seçilecek. Birkaç ay sonra da tekrar sandığa giderek cumhurbaşkanını halkın seçmesi ve seçimlerin 4 yılda bir yapılmasını sağlayacak referandum için oy kullanılacak.

Bu akşam saat 21.00’den sonra da yapılan çalışmaların neticesi alınacak. Yarın Türkiye’de yeni konular tartışılacak. Sürprizlerin beklendiği seçimden sonra yeni hükümet formülleri, cumhurbaşkanlığı ve Meclis başkanlığı seçimlerini konuşacağız. Yani yarın gündemimiz farklı olacak. Ümidimiz birkaç aydır yaşanan zıtlaşmaların ve kutuplaşmaların bugünden itibaren son bulmasıdır. Çünkü, seçimler demokrasinin bayramıdır. Bu yüzden de bu seçimin bayram coşkusu içinde geçmesi için herkes üzerine düşeni yapmalıdır. Özetle, demokrasi kazanmalıdır…

***

Ankara’dan yazınca çoğu zaman “siyasî” yazıyoruz. Ancak bugün siyasî yorum yazmak “seçim yasaklarına” girdiği için, farklı bir konuda yazmak istiyorum.

Geçtiğimiz günlerde bir ağabeyimiz büromuzu ziyaretinde bir fıkra anlattı. Sizinle paylaşmak istiyorum. Hoca sokaktan geçerken, bir talebesinin pantolonunu dizlerine kadar sıvamış ve çamur içinde tepindiğini görür. Yanına yaklaşır ve sorar:

“Evlâdım ne yapıyorsun?”

Talebesi, “Kerpiç yapıyorum hocam. Ne yaparsın fani dünya işte” der.

“Tamam anladık kerpiç yapıyorsun da aynı zamanda niye sallanıyorsun. Ayrıca sırtındaki de ne?” diye soran hocasına talebesi cevap verir:

“Hocam sırtımdaki yoğurdu sallayarak ayran yapıyorum. Ne yaparsın fani dünya işte” diye cevap verir.

Hoca, tekrar “Peki, kerpici, yoğurdu anladık da, bu arada elinde boş durmuyor” deyince talebesi elindeki kirmanı göstererek cevap verir:

“Kirman eğirerek ip yapıyorum, bundan da çorap, kazak yapılıyor. Ne yaparsın hocam fani dünya işte” diyence hoca dördüncü sorusunu da sorar:

“Kerpici, yoğurdu, elindeki kirmanı anladıkta, ağzında boş durmuyor.”

Talebesi buna da cevabını verir: “Ne yapayım hocam, bir komşumuz parayla bir ‘Yasin oku’ dedi, onu okuyorum. Ne yaparsın işte fani dünya” deyince Hoca sinirlenir,

“Hep fani dünya için çalışıyorsun senin hiç mi baki dünyan için yaptığın bir şey yok” der ve oradan uzaklaşır…

***

Dünya işlerine dalındığında, ahiret hayatı unutuluyor.

Cumhurbaşkanı seçimleri, Anayasa Mahkemesinin 367 kararı, seçimler, Kuzey Irak’a asker gönderip göndermeme gibi işlerin yanında, daha çok para nasıl kazanırım, bir ev daha nasıl alırım. Arabamın modelini nasıl yükseltirim gibi meşgalelerle ebedî âlem unutulabiliyor. Halbuki, bu dünyanın geçici, asıl olanın ahiret hayatı olduğunu unutmadan, ebedî alem için görevlerimizi yapmamız gerekir.

İmtihan dünyasında yaşıyoruz ve bu yüzden de ahiret için çalışmamız gerekiyor.

Bediüzzaman’ın şu sözü ne kadar güzel anlatır bu durumu: “Ahirette seni kurtaracak bir eserin olmadığı takdirde, fani dünyada bıraktığın eserlere de kıymet verme…” (Bediüzzaman Said Nursî, Mesnevî-i Nuriye, s. 110)

Evet, dünya telâşı içinde ahireti hiç unutmamak lâzımdır.

Hep fani dünya için değil, asıl baki dünya için çalışmamız gerektiğini hatırımızdan çıkarmadan…

22.07.2007

E-Posta: [email protected]


 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri


Önceki Yazıları

  (21.07.2007) - Kutuplaşmaya değil, uzlaşmaya

  (16.07.2007) - Kulaklara küpe olacak analizler

  (15.07.2007) - “Ver oyunu MHP’ye gitsin CHP’ye...”

  (14.07.2007) - Ders alındı mı acaba?

  (09.07.2007) - Belirsizlik

  (08.07.2007) - Milletin seçim beyannamesinde neler var?

  (07.07.2007) - İpin ucu kaçtı

  (01.07.2007) - Başörtüsü konusunda yan çizenler

  (30.06.2007) - Çorba iyi karıştırılmıyor

  (24.06.2007) - YÖK sorununu halletmek ya da samimiyet

 

Bütün yazılar

YAZARLAR

  Abdil YILDIRIM

  Abdurrahman ŞEN

  Ali FERŞADOĞLU

  Ali OKTAY

  Cevat ÇAKIR

  Cevher İLHAN

  Davut ŞAHİN

  Faruk ÇAKIR

  Gökçe OK

  Habib FİDAN

  Hakan YALMAN

  Halil USLU

  Hasan GÜNEŞ

  Hasan YÜKSELTEN

  Hülya KARTAL

  Hüseyin EREN

  Hüseyin GÜLTEKİN

  Hüseyin YILMAZ

  Kazım GÜLEÇYÜZ

  Kemal BENEK

  M. Ali KAYA

  M. Latif SALİHOĞLU

  Mahmut NEDİM

  Mehmet KARA

  Meryem TORTUK

  Mikail YAPRAK

  Murat ÇETİN

  Murat ÇİFTKAYA

  Mustafa ÖZCAN

  Nejat EREN

  Nimetullah AKAY

  Raşit YÜCEL

  S. Bahattin YAŞAR

  Saadet Bayri FİDAN

  Sami CEBECİ

  Sena DEMİR

  Serdar MURAT

  Suna DURMAZ

  Süleyman KÖSMENE

  Vehbi HORASANLI

  Yasemin GÜLEÇYÜZ

  Yasemin Uçal ABDULLAH

  Yeni Asyadan Size

  Zafer AKGÜL

  Zeynep GÜVENÇ

  İslam YAŞAR

  İsmail BERK

  Şaban DÖĞEN


 Son Dakika Haberleri
Kadın ve Aile Dergisi Çocuk Dergisi Gençlik Dergisi Fikir Dergisi
Ana Sayfa | Dünya | Haberler | Görüş | Lahika | Basından Seçmeler | Yazarlar
Copyright YeniAsya 2004