Click Here!
      "Gerçekten" haber verir 10 Ocak 2008

Eski tarihli sayılar

Görüş, teklif ve
eleştirilerinizi
[email protected]
adresine bekliyoruz.
 

M. Latif SALİHOĞLU

Şiddet ve muhalefet



Aklın yolunda şekillenen şu söz, günümüz dünyasında en sağlam bir pusula gibidir: "İktidar, her rejimde var; muhalefet ise, sadece demokraside var."

Bu dosdoğru söze paralel istikamette fikir yürüterek, daha başka doğruları serdetmek de mümkün.

Meselâ, şu tarz ifadeler gibi:

* Demokrasilerde, her türlü fikre dayalı siyasî faaliyetlerde bulunabilinir. Ancak, şiddete dayalı hiçbir hareket ve faaliyette bulunulamaz.

* Siyasî veya fikrî gayretlerle demokrasiye hizmet edilebilir. Ancak, ülke içinde kan dökerek ve şiddeti tırmandırarak demokrasinin yerleşmesine veya gelişmesine hizmet edildiği vaki değildir.

* Demokrasi dışı rejimlerde, hakimiyet kuvvetin elindedir. Demokrasilerde ise, esas olan "kànun hakimiyeti"dir.

* Demokrasinin vazgeçilmezi olan temel hak ve hürriyetler, dahilde şiddet metodunu kullanarak, hele hele mâsumların kanını dökerek asla sağlanamaz. Tam aksine, var olan hürriyeti de zaafa uğratmaya, hatta kaybetmeye sebebiyet verir.

Buna benzer mahiyette daha başka doğruları sıralamak da mümkün. Fakat önemli olan, maksadı hasıl edecek kadarıdır.

İşte, bu ve benzeri mahiyetteki ölçüleri nazar-ı itibara alan bir siyasî teşekkülün, şiddete dayalı hareket ve fiiliyat karşısındaki tavrı, tutumu kesin hatlarla bellidir veya öyle olmalıdır. Aksine bir durum kabul edilemez, makul ve mantıklı görülemez dahi.

Fakat, maalesef kendinden başka dünya üzerinde hiçbir rejimle benzerlik göstermeyen Türkiye'deki siyaset sahnesinde, "demokrasi ve şiddet" münasebetinde de birtakım münasebetsizlikler sergileniyor.

Bir bakıyorsunuz, kendini serbest siyasetin vazgeçilmez bir unuru ve demokratik olgunluğun farklı bir meyvesi şeklinde gösteren, yahut öyle lanse eden bir siyasî teşekkül, tutuyor kan ve şiddetten başka yol-yordam bilmeyen bir örgüte mâsumiyet kılıfını giydirmeye çalışıyor. Ve, o örgüt için "Bir siyasî teşekküldür" diyerek, aslında kendi bindiği dalı kesiyor. Cidden, hayret etmemek elde değil. Bazılarının basiret gözü nasıl böylesine körelir ve kapanır, anlaşılır gibi değil...

Böyle devam ederse, hiç şüphesiz bindikleri dalı kesmiş ve kendilerini yine yere düşürmüş olurlar.

Bunlar, artık demokrasi ile şiddet arasında bir tercihte bulunmalı ve siyasî hayatlarına öyle devam etmeli.

Aksi halde, maalesef en az kendilerine olduğu kadar, hürriyet ve demokrasi zeminine de zarar vermiş olurlar.

SİYASET

Misyona yakışır açıklamalar

Demokrat Partinin yeni süvarisi Süleyman Soylu'nun dünkü (9 Ocak) Vakit gazetesinde çıkan açıklamaları, tam da "Ahrar-Demokrat" misyonuna yakışır bir mahiyette görünüyor.

İşte, Soylu'nun değişik mevzular hakkındaki görüş ve düşüncelerinin bir özeti...

Beklenti: Millet, siyasetten ve Demokrat Partiden yeni açılımlar, ve zenginlikler bekliyor. Partimizin hafızası, yaşadıkları ve tecrübeleriyle birlikte, gelecek vizyonunu belirlemeye çalışıyoruz.

Demokrasi: Her ne olursa olsun, kime yararsa yarasın, demokratik açılımdan kaçınılmamalı. Sonuna kadar demokrasiye sarılmalı ve bağlanmalı. Halk için siyaset yapıyorsanız, Türkiye'yi okuyup dünyanın nereye gittiğini iyi görmelisiniz.

E-Muhtıra: Biz, hukuk dışı müdahalelerin mağduru bir partisiyiz. 27 Nisan Muhtırasına gerekli tepki verilmedi.

Başörtüsü ve yasaklar: Türkiye, başörtüsü üzerinden bir tartışma ile, enerjisini boşa harcıyor. Bu tartışmaların ülkemize hiçbir faydası yoktur. Temel mesele, demokratikleşmedir. Başörtüsü sorunu, bireysel özgürlükler çerçevesinde ve iyi niyetle ele alınarak değerlendirilmeli. Yasağa ideoloji bulaştırılmamalı. Laiklik önemlidir tabiî; ancak, insanların özel hayatına müdahale de kabul edilebilir değildir.

GÜNÜN TARİHİ 10 Ocak 1920

Hakimiyet-i Milliye'nin tesiri

Hakimiyet-i Milliye isimli gazete, Ankara'da yayın hayatına başladı. Gazetenin sahibi M. Kemal. Başlangıçta, haftada iki gün yayınlanan gazete, bilahare yayın periyodu sıklaşarak günlük hale getirildi.

Meclis'in açıldığı 23 Nisan tarihine kadar, tahminen 1500 adet civarında basılıyor ve posta yoluyla Anadolu'ya dağıtılıyordu. Basılan gazetelerin yarıdan fazlası askerî birliklere, ordu komutanlıklarına, geri kalanı ise halka ve mülkî amirlere gönderiliyordu. Gazete, özel olmakla beraber, adeta Heyet-i Temsiliyenin resmî yayın organı imiş gibi neşriyat yapıyor ve her taraftan maddî-manevî destek verilmesi bekleniyordu.

Gazetenin sahibi M. Kemal, ikinci sayı olan 11 Ocak 1920 tarihli nüshasında şu açıklamayı yayınlattı: "Anadolu ve Rumeli Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti meslek ve programı dahilinde ve Heyet-i Temsiliye'nin nezareti altında Ankara'da haftada iki defa neşredilmeğe başlanan Hâkimiyet-i Milliye gazetesinin ilk nüshasından miktar-ı kâfi posta ile gönderilmiştir. Seneliği 300, altı aylığı 160 kuruştan abone kaydedileceklerin abone bedellerinin Ziraat Bankası vasıtasıyla irsali ve bu bapta delâlet ve teşvikat icrası bilhassa rica olunur."

Matbuatın önemi

İlk başlarda Ankara "Vilayet gazetesi ve maatbaası"ndan istifade ile neşriyat yapan Hakimiyet-i Milliye, kısa bir süre sonra Eskişehir'den satın alınarak getirtilen bir maatbaayı bünyesine kattı. Ardından, bu kez Konya'dan getirtilen bir maatbaaya daha sahip oldu.

Böylelikle, mevcut yayın gücüne güç katarak, bütün Türkiye'ye yayılma istidadı gösterdi. Matbuatın, bugünkü tâbirle "medya"nın ne ölçüde etkili bir vasıta olduğu, Ankara'nın idare merkezi olmaya başladığı bu kritik dönem itibariyle de açıkça görülüyor.

Cevapsız sorular

Ortada açıkça görünmeyen ve sis perdesi altındaki vaziyetini hâlâ koruyan suâllerin bir kısmı ise şunlardır:

1) Sivas'ta neşriyat yapan ve Kuvva-yı Milliye hareketinin Anadolu'daki ilk ve en tesirli gazetesi olan "İrade-i Milliye" gazetesi (İlk sayısı 14 Eylül 1919'da yayınlandı) ile M. Kemal arasında yaşanan uyuşmazlığın sebebi nedir?

(NOT: Kongreden sonra Sivas'tan ayrılarak Ankara'ya gelme hazırlığında olan M. Kemal, bu gazetenin de matbaasıyla birlikte Ankara'ya taşınmasını ister. Ancak, gazete yönetimi bununu kabul etmez ve Sivas'tan neriyatına devam eder. Tâ ki, 1921 yılı başlarında gazetenin 138. sayı çıktıktan sonra, matbaasının bir kundaklama eseri yakılana kadar...)

2) M. Kemal, Heyet-i Temsiliye ile birlikte Ankara'ya gelir gelmez, yani aradan daha iki hafta bile geçmeden-hele ki o zamanın şartlarında-nasıl oldu da sür'atle gazete, matbaa kuruldu ve derhal neşriyata başlanabildi?

3) Parasızlığın, maddî imkânsızlığın had safhada görülüğü veya öyle zannedildiği bir dönemde, nasıl oldu da özel mülkiyet Hakimiyet-i Milliye adına peşpeşe matbaalar satın alınabildi?

4) Sivas'ta neşriyat yapan İrade-i Milliye gazetesinin matbaası, kim veya kimler tarafından niçin yakıldı ve yayın hayatına neden son verildi?

Evet, daha da çoğaltılabilecek bu türden suâller, 88 senedir inandırıcı mahiyette cevaplar bekliyor.

10.01.2008

E-Posta: [email protected]


 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri


Önceki Yazıları

  (09.01.2008) - Halkın enflasyonu

  (08.01.2008) - Sigara çok tüketi(li)yor

  (07.01.2008) - Organize saldırılar

  (05.01.2008) - Suâllere cevaplar

  (04.01.2008) - Aşiret kafasıyla devlet yönetmek

  (03.01.2008) - Hanedan siyaseti ve kaderin tecellisi (3)

  (02.01.2008) - Hanedan siyaseti ve kaderin tecellisi (2)

  (01.01.2008) - Hanedan siyaseti ve kaderin tecellisi (1)

  (29.12.2007) - Rodos'ta ezan sesleri

  (28.12.2007) - Açık söz, kesin tavır

 

Bütün yazılar

YAZARLAR

  Abdil YILDIRIM

  Abdurrahman ŞEN

  Ali FERŞADOĞLU

  Ali OKTAY

  Cevat ÇAKIR

  Cevher İLHAN

  Davut ŞAHİN

  Fahri UTKAN

  Faruk ÇAKIR

  Gökçe OK

  Habib FİDAN

  Hakan YALMAN

  Halil USLU

  Hasan GÜNEŞ

  Hasan YÜKSELTEN

  Hülya KARTAL

  Hüseyin EREN

  Hüseyin GÜLTEKİN

  Hüseyin YILMAZ

  Kazım GÜLEÇYÜZ

  Kemal BENEK

  M. Ali KAYA

  M. Latif SALİHOĞLU

  Mahmut NEDİM

  Mehmet C. GÖKÇE

  Mehmet KAPLAN

  Mehmet KARA

  Meryem TORTUK

  Mikail YAPRAK

  Murat ÇETİN

  Murat ÇİFTKAYA

  Mustafa ÖZCAN

  Nejat EREN

  Nimetullah AKAY

  Nurettin HUYUT

  Raşit YÜCEL

  Rifat OKYAY

  S. Bahattin YAŞAR

  Saadet Bayri FİDAN

  Sami CEBECİ

  Sena DEMİR

  Serdar MURAT

  Suna DURMAZ

  Süleyman KÖSMENE

  Vehbi HORASANLI

  Yasemin GÜLEÇYÜZ

  Yasemin Uçal ABDULLAH

  Yeni Asyadan Size

  Zafer AKGÜL

  Zeynep GÜVENÇ

  İslam YAŞAR

  İsmail BERK

  İsmail TEZER

  Şaban DÖĞEN

  Şükrü BULUT


 Son Dakika Haberleri