Click Here!
      "Gerçekten" haber verir 10 Ocak 2008

Eski tarihli sayılar

Görüş, teklif ve
eleştirilerinizi
[email protected]
adresine bekliyoruz.
 

Mikail YAPRAK

Yeni bir yıla giderken derin bir muhasebe



Miladî yılımız 2008 ve kapımızı çalan Hicrî yılımız 1429 insanlık ve İslâm âlemine hayırlı olsun. Şimdi bir yılı daha geride bırakmanın telâşı içinde muhasebeler yapılıyor. İnsanlar, devletler, hükümetler, cemaat ve cemiyetler, şahsî ve tüzel kişilikler ve hakeza..

***

Bizim de derin bir muhasebeye ihtiyacımız var.

Kur'ân-ı Azimüşşan'ın en son mucize-i maneviyesi, dertlerimizin devası, hastalıklarımızın tabibi ve belaların dafii olduğuna inandığımız "Risâle-i Nur" yoluyla imana ve Kur'an'a, Müslümanların birlik ve beraberliğine, insanlığın kurtuluşuna, en başta da kendi nefislerimizin ıslahına çalışmak maksadıyla Cenâb-ı Hakk'ın lütuf ve ikramıyla en büyük bir davanın, en mukaddes bir mesleğin takipçileri, "kâmil bir şahs-ı manevinin azaları ve Ümmet-i Muhammed'i (asm) sahil-i selamete çıkaracak olan bir gemide çalışan hademeler" olarak bir araya gelmiş bulunuyoruz.

Çoğumuzun evvelce birbirlerini tanımadıkları, önceden tanışanların da bu mânâda, yani Risâle-i Nur'un aşıladığı muhabbet ve uhuvvet tarzında tanışıp kaynaşmadıkları halde; şimdi tam bir tesanüd, hakiki bir uhuvvet, halis bir muhabbet bağlarıyla kaynaştığımız, öncesinden tasavvur bile edemeyeceğimiz güzellik ve ahenk içerisinde süren beraberliğimizin hiç sarsıntıya uğratmadan, gittikçe kuvvetlenerek devamının temini için ve önümüzde bizi bekleyen daha geniş çaplı faaliyetleri omuzlayabilecek kapasite ve kaliteye ulaşabilmemiz için, şimdiden bazı hususların irdelenmesi, masaya yatırılması ve neşter vurulması gerekmektedir.

***

Muazzez Üstadımız bile "lâyuhtî" olmadığını söylediğine göre; "erkanlar" dediği talebeleri bile bugün kaderin fetvasıyla farklı kulvarlarda seyrettiklerine göre; içimizden hiç biri, kendi şahsî marifet ve kemalatına güvenerek kendisini garantiye alamaz. Ve yine içimizden hiç biri, mazisindeki nur hizmetlerine, Risâle-i Nur'daki kıdemine, ve yine kendisi için haddizatında bir imtihan unsuru olan ve hasbelkader taşıdığı ünvanına ve yine içimizden hiç biri, tamamen bir lütûf ve ihsan-ı ilahi olan, Nurlarla en evvel tanışıp buluşma keyfiyetini; Üstadımızın "iktiran" tabir ettiği "iki nimetin bir arada gelmesi" hakikatını düşünmeden; diğerlerine nisbeten daha önce kavuştuğu hakikatleri başkalarına da tebliğ etmesinden hasıl olan güzel neticeleri ve güzel tesiri kendisinden vehmederek, kendisini, sonradan gelenlerin öncüsü, pîri, lideri ve önderi kabul etme bedbahtlığına düşemez. O zaman Üstadımızın 18. Sözde kendi nefsine hitaben söyledigi hakikat; böyle bedbaht ve bedbahtların enselerine tokat gibi iner de, maazallah "ihlâs" kulesinin başından düşme tehlikesine maruz kalabilir...

***

İhsan-ı İlahi olarak, elimizde bulunan hakikatları gösterip satmak yerine, onları basamak yapıp kendimizi mi satmaya çalışıyoruz?

Tam bu noktada Üstadımızın, Mustafa Osman hakkında söylediği su söze kulak verelim: "...Mustafa Osman, hakikaten az bir zamanda çok ehemmiyetli bir iş görmesinden, birinci saftaki haslar içine girmeye hak kazanmış. Demek ihlâsı tamdır ki, az bir zamanda çok zaman işini gördü. Cenab-ı Hak onun emsalini o havalide çoğaltsın ve selamet versin."

Yine İhlas Risalesindeki, ihlassızlıkla neleri kaybedeceğimize dair azîm tehdidi hatırlayalım.

***

Aklımızı, kalbimizi ve bütün letaif ve duygularımızı sadece ve sadece Risâle-i Nurlara açık tutarak, o Kur'an sofrasından âzamî derecede istifadeye azamî ehemmiyet verelim.

Mevcut istifade seviyemizi iki üç katına çıkaralım. Bunu söylerken sadece cemaate ders okumak noktası kastedilmiyor. Cemaate ders okumak, başlı başına bir fazilet değildir. Okuyanların; dinleyenler üzerinde bir tefevvuku, bir imtiyazı olamaz. Olur zannyla o kürsüye talip olan kişi, daha baştan kaybeder, ihlası zedelenir, hüsn-ü tesir zail olur. Hem Üstadımız, dinleyenin okuyandan daha çok anlayacağını buyuruyor.

Ama buna rağmen hepimiz beşeriz ve nefis taşıyoruz. Biribirimizi nefis ve şeytanın hilelerinden kurtarmak istiyorsak, "ene"nin kabarmasına, içimizden birilerinin kendilerini bir "şey" zannetmelerine, âlim, hatip ve müderris pozisyonlarına ve havalarına girmelerine mâni olarak onlara yardım etmek istiyorsak, ne olursunuz geliniz her birimiz yekdiğerlerine ders okuyabilecek duruma gelelim. İşi, bir-iki kişiye münhasır bırakmayalım.

Tesanüdümüzü, görüşüp buluşmalarımızı, bir araya gelmelerimizi, kardeşâne sohbetlerimizi, ailevî ziyaretlerimizi arttıralım.

Evet, geliniz, sadeliği, tevazuu ; acz, fakr, şefkat ve tefekkür düsturlarını rehber edinerek, muhabbet fedaileri olarak bu ümmetin içine dalalım, onlarla oturup, onlarla kalkalım. Risâle-i Nurların bize bahşettiği îman ve fazilet nimetlerini kendimize bir "paye"ymiş gibi algılayıp kendimizi onlara göstermeye, kendimizi onlara beğendirmeye kalkışmayalım.

Vesselam...

10.01.2008

E-Posta: [email protected]


 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri


Önceki Yazıları

  (12.09.2007) - Uğurlu bir köy

  (31.08.2007) - Gazete ve siyaset

  (21.07.2007) - Hadiseler, gelişmeler ve demokratlar

  (20.06.2007) - Demokratik sorular

  (09.06.2007) - Sözde değil, özde demokrat

  (16.07.2006) - Pencereler

  (09.07.2006) - İnternetin dili

  (02.07.2006) - Tatil manzaraları

  (25.06.2006) - Medeniyet adına

  (18.06.2006) - Hidâyet nimeti

 

Bütün yazılar

YAZARLAR

  Abdil YILDIRIM

  Abdurrahman ŞEN

  Ali FERŞADOĞLU

  Ali OKTAY

  Cevat ÇAKIR

  Cevher İLHAN

  Davut ŞAHİN

  Fahri UTKAN

  Faruk ÇAKIR

  Gökçe OK

  Habib FİDAN

  Hakan YALMAN

  Halil USLU

  Hasan GÜNEŞ

  Hasan YÜKSELTEN

  Hülya KARTAL

  Hüseyin EREN

  Hüseyin GÜLTEKİN

  Hüseyin YILMAZ

  Kazım GÜLEÇYÜZ

  Kemal BENEK

  M. Ali KAYA

  M. Latif SALİHOĞLU

  Mahmut NEDİM

  Mehmet C. GÖKÇE

  Mehmet KAPLAN

  Mehmet KARA

  Meryem TORTUK

  Mikail YAPRAK

  Murat ÇETİN

  Murat ÇİFTKAYA

  Mustafa ÖZCAN

  Nejat EREN

  Nimetullah AKAY

  Nurettin HUYUT

  Raşit YÜCEL

  Rifat OKYAY

  S. Bahattin YAŞAR

  Saadet Bayri FİDAN

  Sami CEBECİ

  Sena DEMİR

  Serdar MURAT

  Suna DURMAZ

  Süleyman KÖSMENE

  Vehbi HORASANLI

  Yasemin GÜLEÇYÜZ

  Yasemin Uçal ABDULLAH

  Yeni Asyadan Size

  Zafer AKGÜL

  Zeynep GÜVENÇ

  İslam YAŞAR

  İsmail BERK

  İsmail TEZER

  Şaban DÖĞEN

  Şükrü BULUT


 Son Dakika Haberleri