"Gerçekten" haber verir 31 Temmuz 2008
Anasayfam Yap | Sık Kullanılanlara Ekle | Reklam | Künye | Abone Formu | İletişim
ASYA'NIN BAHTININ MİFTAHI , MEŞVERET ve ŞÛRÂDIR

Eski tarihli sayılar

Görüş, teklif ve
eleştirilerinizi
[email protected]
adresine bekliyoruz.
 

Aile

Aşırı sıvı kaybı “kalp krizini” tetikleyebiliri

Yazın sık tüketilen sodanın içindeki sodyumun, vücutta sıvı tutulmasına neden olarak tansiyonu artırdığı için tansiyona bağlı kalp yetmezliğine ve beyin kanamalarına yol açabildiği bildirildi.

Ankara Üniversitesi (AÜ) Tıp Fakültesi Kardiyoloji Anabilim Dalı ve İç Hastalıkları uzmanı Prof. Dr. Deniz Kumbasar, yüksek hava sıcaklığının kalp damar sisteminde bazı olumsuzlara neden olabileceğini söyledi.

Sıcak havanın kalp ve damar hastalıkları üzerinde doğrudan etkisi olmadığını ancak vücudun sıvı kaybetmesine bağlı sorunlara yol açabildiğini belirten Kumbasar, ‘’Vücutta fazla sıvı kaybı olduğunda kanın akışkanlığı azalıyor. Bu azalma da kişide daha önceden kalp ve damar hastalığı olması durumunda, pıhtı oluşmasına ve kalp krizine neden olabiliyor’’ uyarısında bulundu.

Kumbasar, sıvı kaybına bağlı bazı hormonlar salgılandığını belirterek, ‘’Böbrek üstü bezinden salgılanan hormonlar, suyu tutmak için harekete geçiyorlar. Bu sırada da özellikle atardamarlarda çok fazla büzüşmeye neden oluyorlar. Bu da tansiyonun aşırı derecede yükselmesine ve yüksek tansiyona bağlı hayati önem taşıyan sorunların görülmesine neden olabiliyor’’ diye konuştu.

“İLACIN DOZUNA HEKİM KARAR VERMELİ”

Bir kişinin günde ortalama 2-3 litre arasında su tüketmesinin sağlık açısından kaçınılmaz olduğunu ifade eden Kumbasar, ‘’Kalp ve tansiyon hastalarında, terleme ve damarların genişlemesi ile birlikte kan basıncı düşebiliyor. Tansiyon hastalarının, ilaç kullanımı, sıvı kaybı ve damar genişlemesinin de etkisiyle tansiyon değerleri düşebiliyor. Bu durumda da kimi hastalar tansiyon ilaçlarını kullanmıyorlar. Bu da ani tansiyon yükselmelerine neden olabiliyor’’ dedi.

Kumbasar, bu tür durumlarda ilaç kullanımının kesilmesine ya da dozunun düşürülmesine kişinin değil hekimin karar vermesi gerektiğine dikkati çekti.

“TUZ SINIRLAMASI KAÇINILMAZ’”

Kumbasar, kalp yetmezliği olanların soda tüketiminden kaçınmaları gerektiğine dikkati çekerek, sodanın içindeki sodyum oranının zararlı olduğunu söyledi.

Tuz sınırlamasının, tansiyon ve kalp hastaları için kaçınılmaz olduğunu dile getiren Kumbasar, ‘’Vücuttaki sıvının tutulmasına neden olan sodyum, tansiyonun artmasına neden olabilir. Tansiyon yükselmesi de kalp yetmezliği, beyin kanamalarına neden olabilir. Bu nedenle, kalp hastaları, soda tüketmemeli’’ uyarısında bulundu.

“ANİ ISI FARKI TEHLİKELݨ

Kumbasar, yaz aylarında sıcak havanın etkisinden korunmak için yaylaların tercih edildiğini belirterek, şunları söyledi:

‘’3 bin metreden yükseğe çıkıldığında oksijen konsantrasyonu düşmektedir.

Kalp hastalarının 3 bin metrenin üzerindeki yaylara gitmesini tavsiye etmiyoruz. Çünkü, bu seviyede, atmosferdeki oksijen seviyesi azalıyor. Oksijen düzeyinin azalması sonucunda da kalbin yükü artar ve kalp yetmezliği riski yükselir, nefes darlığı görülebilir.’’

Sıcak kaplıca ya da hamam gibi yerlerde kalp hastalarının da dikkatli olması gerektiğini ifade eden Kumbasar, ani ısı farkının tehlikeli olduğunu kaydetti. Kumbasar, ‘’Sıcaktan ani soğuğa geçiş, damarlarda ani büzüşmeye neden olabilir ve tansiyonu 20/25 yapabilir’’ dedi.

Ege ve Marmara gibi yerlerde soğuk deniz suyunun, damarlarda ani kasılma ve büzüşmeyle birlikte kan basıncını 13-14’ten 20/25 gibi yüksek değerlere çıkarabileceğini, beyin kanaması, kalp krizi ve kalp zorlanması gibi hayati önem taşıyan sorunların görülebileceğini belirten Kumbasar, denize atlamak yerine yavaş yavaş yürüyerek girilmesinin uygun olduğunu bildirdi.

31.07.2008


Şifaları kadar isimleri de dikkat çekiyor

YÜZYILLARDIR dır hastalıklara şifa kaynağı olan bitkilerden bazıları, ilginç isimleriyle dikkati çekiyor.

‘’Havacıva Otu’’, ‘’Abdestbozan Otu’’, ‘’Unutmabeni Çiçeği’’, ‘’Venüssaçı’’, ‘’Dulavrat Otu’’, ‘’Ebu Cehil Karpuzu’’ ve ‘’Baldırı Kara’’, mide rahatsızlıklarından, ishale, kabızlıktan, açık yaralara kadar pek çok hastalıkta yararlanılan bitkiler arasında yer alıyor.

İlginç isimlere sahip bitkilerden ‘’Adam Otu’’, ismini, köklerinin insan vücuduna benzemesinden alıyor.

‘’Bit Otu’’, bit ve kene gibi parazitleri öldürmede, ‘’Danabağırtan’’ hayvan hastalıkların tedavisinde kullanıldığı, ‘’Deniz Kadayıfı’’ ise deniz kıyısında yetiştiği için bu isimlerle anılıyor.

Bazı ilginç isimli bitkiler ve özellikleri şöyle:

Abdestbozan Otu: Gülgillerden, siyah ve yeşil boya çıkartılan bitkidir. Rutubetli yerlerde yetişir. Boyu 70 santimetreye ulaşır. Mide rahatsızlıklarında kullanılır.

Acı Ağaç: Sedefotugillerden, 23 metre boyundaki bitkinin, ince kabuklarının üzerinde sarı benekler bulunur, çiçekleri kırmızıdır. Sıcak ülkelerde yetişir. Mide, bağırsak, karaciğer ve böbreklerin çalışmasını düzenlemede yardımcıdır.

Adam Otu: Mavimsimor renkli çiçekler açan, rozet yapraklı ve kazık köklü çok yıllık otsu bir bitkidir. Kökleri insana benzediği için, bu isim verilmiştir. Ağrı kesici ve yatıştırıcı etkileri bulunur.

Ayı Üzümü: Fundagillerden, küçük taneler halinde kırmızı renkli yemişleri bulunan ve tüylü bitki, 13 metre yüksekliğindedir. Çiçekleri pembe salkımlar halindeki Ayı Üzümünün, ishal kesici, idrar yollarını temizleyici etkileri vardır.

Baldırı Kara: Eğreltiotugillerden, nemli yerlerde yetişen bitkinin yaprakları at yelesini andırır. Grip ve soğuk algınlığında rahatlatıcı etki yaratır.

Binbirdelik Otu: Çalılık ve fundalıklar arasında yetişen, uzun ömürlü, otsu bir bitkidir. 3080 santimetre boyunda, gövdesi dört köşeli bitkinin, yaprakları sapsız, çiçekleri parlak sarı renktedir. İdrar ve balgam söktürdüğü, iştah açtığı bilinir.

Bit Otu: 11.5 metre boyunda, tüylü bir meyvesi olan ve Mayıs-Haziran aylarında mavimor çiçekler açan bir bitkidir. Çok zehirli olduğundan dahilen kullanımı bugün terk edilmiştir. Önceleri tetanos, kuduz, sara gibi hastalıklarda yatıştırıcı olarak kullanılıyordu. Bugün bit, kene gibi vücut parazitlerini öldürmede kullanılır.

Çavdar Mahmuzu: Buğdaygillere ve özellikle çavdarların üzerinde asalak olarak yaşayan bir mantardır. Bitkiden kanamaları dindirmede yararlanılır.

31.07.2008


Serinleyeyim derken “myalji” olmayın

DENİZLİ Devlet Hastanesi Göğüs Hastalıkları Uzmanı Dr. Ferit Özen, aşırı sıcak dolayısıyla çok terleyen ve gevşeyen kasların, klimanın serinliğiyle karşılaşıp aşırı kasılmasıyla “myalji” denilen şiddetli adale ağrıları oluşabileceğini bildirdi.

Dr. Özen, klimaların bilinçsiz kullanılmasının bazı hastalıklara davetiye çıkardığını belirterek üst solunum yolları enfeksiyonu, zatürree ve yüz felci gibi hastalıklara yol açabileceğini vurguladı.

31.07.2008


Yanlış diş protezi ölüme götürebilir

GAZİANTEP Üniversitesi Ağız Diş Çene Hastalıkları ve Cerrahisi Anabilim Dalı Başkanı Doç. Dr. Sinan Ay, ağız ve diş bakımının yapılmaması veya yanlış yapılmış bir protezin neden olduğu basit rahatsızlıkların zamanla ağız ve çenelerde kist veya tümörlere dönüşebildiğini belirterek, “Bu tümörler kötü huyluysa, hastayı ölüme kadar götürebilir” dedi.

Ay, dişlerin düzenli fırçalanmadığı, ağız bakımı ve diş taşı temizliğinin yeterince yapılmadığı veya yanlış uygulanan bir protezin neden olabileceği rahatsızlıkların, tedavi edilmediği durumlarda, ağızda zamanla kist ve tümörlere dönüşebildiğine dikkat çekti. Çok çeşitli tümörlerin varlığından söz eden Sinan Ay, bu tümörlerden bazılarının sadece ağızda görüldüğüne, bazılarının ise vücudun başka yerindeki bir hastalığa bağlı ağız ya da çenelerde gelişebildiğine vurgu yaptı.

31.07.2008

 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri

 
GAZETE 1.SAYFA

Site yöneticisi | Editör
Yeni Asya Gazetesi Gülbahar Cd. Günay Sk. No.4 Güneşli-İSTANBUL T:0212 655 88 59 F:0212 515 67 62 | © Copyright YeniAsya 2008.Tüm hakları Saklıdır