"Gerçekten" haber verir 03 Ağustos 2008
Anasayfam Yap | Sık Kullanılanlara Ekle | Reklam | Künye | Abone Formu | İletişim
ASYA'NIN BAHTININ MİFTAHI , MEŞVERET ve ŞÛRÂDIR

Eski tarihli sayılar

Görüş, teklif ve
eleştirilerinizi
[email protected]
adresine bekliyoruz.
 

M. Ali KAYA

Kur’ân’ı akılla anlamak



Allah’a hamd ve senâlar olsun ki iman ile şereflendirdi. Dinin temeli tevhid inancıdır. Tevhid ilmi, ilimlerin en şereflisidir. Bu inanç ifrat ve tefritten berî olup istikamet olan “sırat-ı müstakîm” olduğu için Kitap, Sünnet ve İcmâ-i Ümmet ile her nevî bid’at ve dalâletten münezzehtir. Ancak istikametli yol bir olup buna aykırı yollar çok olduğu için istikameti muhafaza etmek çok zordur.

Peygamberimiz (asm) “İsrailoğulları yetmiş iki fırkaya ayrıldı. Benim ümmetim ise yetmiş üç fırkaya ayrılacaktır. Bunlardan benim ve sahabelerim ve onların yolunu takip edenlerin dışındakiler Cehennemdedir” (İbn-i Mâce, 2: 1302; Tirmizi, İman, 18) buyurdular. Kurtulan fırka her ne kadar bir fırka ise de ümmetin ekseriyetini teşkil etmektedir. Çünkü hak ve hakikat çok açık, berrak ve sadedir. Fıtrata uygundur. Bunun için ilk bakışta anlaşılır; ancak kafası yanlış fikir ve düşüncelerle karışmış olanlar hak ve hakikati anlamakta zorlanırlar.

Peygamberimiz (asm), bu bakımdan “Ümmetim dalâlet üzere ittifak etmez” (İbn-i Mâce, 2:1302) buyurmuştur. Ümmetten maksat hak ve hakikati bilen ve savunan kimse veya kimselerdir. Bundan dolayı denilmiştir ki “Bir müçtehit dağ başında da olsa tek başına bir ümmet ve yalnız başına bir cemaattir.” Nitekim yüce Allah, İbrahim (as) hakkında “Muhakkak İbrahim, Hak dine yönelen Allah’a itaat eden bir ümmet idi. O asla müşriklerden değildi” (Nahl, 16:120) buyurmuştur. Evet, şâirin dediği gibi “Bütün dünyayı bir kişide toplamak Allah için zor değildir.” Nitekim yüce Allah “Kim benim inzal ettiğim hidayetime uyarsa, dünyada sapmaz, ahirette de zahmet çekmez” (Tâhâ, 20:123) buyurarak hidayetin insana dünya ve ahirette nasıl fayda vereceğini ifade etmektedir.

Hak ve hakikat, Allah’ın hikmetindendir. Hakkı ve hikmeti anlayan ise akıldır. Bundan dolayı hak, akla aykırı olamaz. Akla ve mantığa aykırı olan, hak ve hakikate aykırı olduğu için dine de aykırıdır. İlim, hakkı ve hakikati ortaya çıkaran şeydir. Hakikat şudur ki, Allah vardır ve birdir. Şirk ise muhaldir. Hakkı ve hakikati ortaya koyan Kur’ân, bütün ilimlerin başıdır. Bütün ilimler, hak ve hakikati ortaya çıkardıkça, Hz. Muhammed’in (asm) ilminin kölesidirler.

Aklî ilimlerle meşgul olmak, hak ve hakikate hizmet amacı dışına çıktıkça, aklı şaşırtmayı netice verdiği için Peygamberimiz (asm) “Bahsin derinliğine dalarak haddi aşanlar helâk olmuştur” buyurur. (Müslim, 4:2055; Ebu Davud, Sünnet, 5) Akıl, hak ve hakikati aramak yerine yanlış kanaat ve düşünceyi müdafaaya yönelirse, elbette sahibini yoldan çıkarır.

İslâmiyet, deliller üzere müessestir. Sağlam inançlar ve bu inancı takviye eden deliller, akıllı insanların aklını iknâ ve kalbini tatmin ederler. Bunun için şeytan bir kimseyi yoldan çıkarmak ve kendine yoldaş etmek için inancını bozacak olan batıl düşünce ve fikirleri kalplere ekmeye ve aklı şaşırtmaya çalışır.

İmandan sonra insana lâzım olan “salih amel”dir. Salih amel ise Allah’ın emirlerine itaat etmek ve yasaklarından kaçınmak demektir. Bu bakımdan, iman ve istikamet ile iki cihan saadetini kazanmak için “Bu Kitap insanlara kifayet eder.” (İbrahim, 14:52)

Dinde mücerret akıl ile hüküm vermek insanı yanıltır. Ancak “nass”ları esas alarak bunları izah etmek ve açıklığa kavuşturmak için aklı ve delilleri kullanmakla gerçeği ortaya çıkarmak ve anlamaya çalışmak gerekir. Aklın amacı budur. Nasslar esas alınır ve akıl bunları anlamaya çalışır. Aklın zaruriyât dediği hususlarda ise akıl esas alınır ve nakil tevil olunur. Bediüzzaman da, bu mânâda “Takarrur etmiş usuldendir: Akıl ve nakil teâruz (birbirine zıtlık) ettikleri vakitte, akıl asıl itibar ve nakil tevil olunur. Fakat o akıl, âkıl olsa gerektir” der.

Kur’ân iman edenlerin imanını, kâfirlerin de küfrünü artıran bir imtihan kitabıdır. Bunun için “Cenâb-ı Hak, sivrisinek ve daha büyüğü ile misâl vermekten çekinmez. İman edenler bunun Allah’tan geldiğinden ve hak olduğundan şüphe etmezler. Kâfirler ise ‘Allah bununla neyi murad etmiştir’ diye itiraz ederler. Cenâb-ı Hak bu misâl ile çoklarını saptırır ve pek çoklarını hidayete sevk eder.” (Bakara, 2:26) “Biz bu Kur’ânda mü’minler için şifa ve rahmet olan âyetlerimizi inzal ederken, zalimlerin ise ancak sapıklıklarını artırırız.” (İsra, 17:82) buyurur. Bunun için Kur’ân insanın lehinde ve aleyhinde delil olacaktır.

03.08.2008

E-Posta: [email protected]


 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri


Önceki Yazıları

  (04.07.2008) - Şeâir-i İslâmiye

  (12.06.2008) - Kavl-i leyyin

  (27.05.2008) - Yaratılışta israf yoktur

  (20.02.2008) - Siyasetin hedefi

  (17.02.2008) - Siyasal kavramlar

  (12.02.2008) - Saadetin sebepleri

  (09.02.2008) - Siyasette doğru tercih

  (08.02.2008) - Risâle-i Nur’u okurken...

  (05.02.2008) - İlm-i Cifir ve Ebced

  (04.02.2008) - Ölümün mahiyeti

 
GAZETE 1.SAYFA

Bütün yazılar

YAZARLAR

  Abdil YILDIRIM

  Ahmet ARICAN

  Ahmet DURSUN

  Ali FERŞADOĞLU

  Ali OKTAY

  Atike ÖZER

  Cevat ÇAKIR

  Cevher İLHAN

  Davut ŞAHİN

  Elmira AKHMETOVA

  Fahri UTKAN

  Faruk ÇAKIR

  Fatma Nur ZENGİN

  Gökçe OK

  Habib FİDAN

  Hakan YALMAN

  Halil USLU

  Hasan GÜNEŞ

  Hasan YÜKSELTEN

  Hüseyin EREN

  Hüseyin GÜLTEKİN

  Kadir AKBAŞ

  Kazım GÜLEÇYÜZ

  Kemal BENEK

  M. Ali KAYA

  M. Latif SALİHOĞLU

  Mahmut NEDİM

  Mehmet C. GÖKÇE

  Mehmet KAPLAN

  Mehmet KARA

  Meryem TORTUK

  Mikail YAPRAK

  Murat ÇETİN

  Mustafa ÖZCAN

  Nejat EREN

  Nimetullah AKAY

  Osman GÖKMEN

  Raşit YÜCEL

  Rifat OKYAY

  Robert MİRANDA

  Ruhan ASYA

  S. Bahattin YAŞAR

  Saadet Bayri FİDAN

  Saadet TOPUZ

  Sami CEBECİ

  Selim GÜNDÜZALP

  Semra ULAŞ

  Suna DURMAZ

  Süleyman KÖSMENE

  Vehbi HORASANLI

  Yasemin GÜLEÇYÜZ

  Yeni Asyadan Size

  Zafer AKGÜL

  Ümit KIZILTEPE

  İslam YAŞAR

  İsmail BERK

  İsmail TEZER

  Şaban DÖĞEN

  Şükrü BULUT

Site yöneticisi | Editör
Yeni Asya Gazetesi Gülbahar Cd. Günay Sk. No.4 Güneşli-İSTANBUL T:0212 655 88 59 F:0212 515 67 62 | © Copyright YeniAsya 2008.Tüm hakları Saklıdır