"Gerçekten" haber verir 04 Ağustos 2008
Anasayfam Yap | Sık Kullanılanlara Ekle | Reklam | Künye | Abone Formu | İletişim
ASYA'NIN BAHTININ MİFTAHI , MEŞVERET ve ŞÛRÂDIR

Eski tarihli sayılar

Görüş, teklif ve
eleştirilerinizi
[email protected]
adresine bekliyoruz.
 

Sivil Toplum

Buruk bir memnuniyet

Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç, kürsüye geldiğinde, yüzünün gerginliğinden “herhalde kapatıldı” diye içimizden geçmedi değil. Sonrasında her cümlesi sanki teskin edici, biraz sonra verilecek kötü habere hazırlar gibiydi. Sonra kararı açıkladı.

Aslında herkesin ikincil beklentisinin karşılandığı bir karar olmuştur. O kadar dengeleri koruyan, bir açıklama olmuştur ki, mahkeme yapısı dikkate alındığında genelde demokrasimiz için ve (dâvâ AKP'ye açıldığı için) AKP özelinde bundan daha az hasar veren bir karar çıkması mümkün değildi. Hukuk ve demokrasinin işlediği bir ülkede böyle bir dâvâ açılmaz, açılsa iddianame reddedilir; kabul edilse, büyük oranda dâvâ reddolunurdu. Böyle bir sonucun AKP açısından hem temyiz, hem de AİHM’e götürülmesi fiilen imkânsız. Zira AYM kararları kesin olması yanında, dâvâyı AİHM’e taşıyacak olsa, dâvâcı sıfatı ile Genel Başkan Recep Tayip Erdoğan, dâvâ devlete karşı açıldığı için muhatap fiilen Başbakan Recep Tayip Erdoğan gibi bir durum olacaktı.

Dâvâyı açtıran zihniyet ile Ahmet Necdet Sezer döneminde atanan üyelerin, yüksek mahkemede oluşturulmak istenen misyon ile aynı paralelde olması istenmiştir. Bu hedef büyük bir oranda da başarılmıştır. Bu yönüyle mahkeme adalet değil, konjonktüre göre siyaset dağıtan merkez olmak ithamlarını zaman zaman karşılamak zorunda da kalmaktadır.

Karar açıklanmadan önce bir arkadaşımın karar hakkında esprili bir tahmini olmuştu. Karar birinci gün açıklanırsa (Kapatma-Şahıslara Yasak), ikinci gün açıklanırsa (Para Cezası) üçüncü gün açıklanırsa (Beraat-Ceza Yok-Kapatma Yok) şeklinde tahmin yaptı. Bende muziplik olsun diye, “Dördüncü gün açıklanırsa ne olur?” dedim. Arkadaşım “üstüne para verirler” deyince hep beraber gülmüştük. AKP tabanı açısından kesilen cezanın bir anlamı yok. Bu partiye daha fazla sahip çıkmak, cezanın ödemesine bizzat katılımda bulunmak için kendiliğinden kampanyalar başlayabilir. İktidar partisi için, 23 milyon YTL’lik cezayı ödemesinin bir sorun teşkil edeceğini sanmıyorum.

Açıklanan kararın herkese “oh” dedirten bir karar olmadığını zaman gösterecek. Anayasa Mahkemesi gerekçesiz karar açıklama alışkanlığını devam ettirerek anayasa hükmünü çiğnemiş olmaya devam etmiştir. AYM’nin kamuoyunda “Türban” diye bilinen yüksek öğretim öğrencilerinin özgürlüklerini engelleyen kararı ve son “AKP’nin kapatılmama kararı” üzerinde durulması, düşünülmesi, değerlendirilmesi gereken kararlardır.

Türban kararında AYM yetki aşımı yaparak Meclis’in yetki alanına girmiştir. Kapatmama kararı vermekle birlikte “ciddî ihtar” vererek, bu sefer iktidar partisi üzerinden yürütmenin alanına müdahale etmekte, adeta yerindelik denetimi yapmaktadır. Bu şekilde kararları ile yetkisini ve gücünü arttıran mahkemeler kuvvetler ayrılığı ve bu kuvvetlerin hiçbirinin diğerinin üstünde olmaması durumunu fiilen ortadan kaldırmakta, Türkiye örneğinde atanmışların seçilmişleri vesayet altında tuttukları garip bir yönetim biçimini sürdürmemize sebep olmaktadır.

Çare yok mu? Çare var tabi. Demokrasilerde çareler tükenmez. Sivil toplum kuruluşları olarak çözüme talip olmakla başlamalıyız. Sivil Toplum Akademisi öncülüğünde başlatılan “Sivil, acil anayasa panelleri...” bu çarelerin başlangıç noktalarını oluşturabilir. AKP'nin kendisinin başlatıp sonradan bir türlü Meclise getiremediği sivil anayasa taslağı önerisi, artık bir şekilde gündeme gelmelidir.

AYM Başkanı Haşim Kılıç’ın “Partiye ciddî bir ihtar kararı çıkmıştır” sözünü değerlendirmek gerekiyor. Para cezasına hükmedenler esasında kapatma kararına, yani partinin “odak” olma durumuna katılmakla birlikte eskilerin tabiri ile “gösterdiği iyi hal ve hafifletici sebeplerden dolayı” kapatma hükmüne gerek görmemişler. Bu kararı esasında AKP'ye, Başbakana süre tanıyan bir karar olarak kabul etmek gerekiyor. Bu hali ile savcının her ne kadar bizim için gayri ciddî ve google dâvâsı gibi görünse bile mahkeme heyetinin 10’u tarafından kabul edildiğini gösteriyor. Buradan hareketle bundan sonra adeta AKP'nin ve özellikle Başbakanın tepesine “Demokles’in kılıcı” sallanmaya başlayacaktır. Her hükümet için söylenen “iktidar oldu, ama, muktedir olamadı” sözü AKP için daha fazla söylenip duyulacaktır. Bunun üstüne CHP’nin 10 yüksek yargıcın kanaatini öne çıkaran, mahkeme kararını geride bırakan yorumları yine ülkemizde tansiyonunun normalleşmesini engellemeye yönelik çabalar olacaktır. Aynen, türbanla ilgili yasanın iptal edilemeyip, gerekçesi ile fiilen yasağın uygulanması gibi bu yol denenecektir.

AKP açısından dâvâ bitmemiş, bir nev'î “Yargıtay Başsavcısının şartlı tahliyesinin gözetimine verilmiş” bir süreç başlamıştır. Bu süreç açısından atılacak adımlara çok dikkat edileceği gibi devamı nitelikte açılacak ikinci bir dâvâda artık sonucu tahmin etmeye gerek bile yoktur. Karşımızda bütün gayretlerine rağmen istediğini alamamış, hükümeti devirememiş, memleketi kaosa itememiş başarısız bir savcı vardır. Bu savcı tekrar teşebbüse geçmeden önce “Sivil Anayasa” milletin huzuruna getirilmelidir. Aksi halde AKP'yi yerel seçimlere sokmamak için her yol denenebilir. Bu yönüyle AYM kararı ehven-i şer bir karar olup memnun etmiş, fakat buruk bir sevince sebep olmuştur.

Son olarak; AKP kapatma dâvâsında bürokratik-devletçi-seçkin-millete rağmencilerin bütün imkân ve kuvvetlerini kullanmaları ile birlikte istemiş oldukları neticeyi alamamışlardır. Bu, onların güçlerinin zirvesinde, millete rağmen bir şey yapılamayacağını da görmeleri açısından ibret vericidir. Hükümetin AB sürecinde ilk dönem (ilk 2 yıl) sergilediği performanstan uzaklaşmak kendisine de, millete de yaramadı. Bu çizgiyi hızlı ve samimî bir şekilde yeniden yakalaması gerekiyor.

Emin Talha KARAMUSA

04.08.2008


TÜKETİCİNİN SESİ

Durmak yok zamlara devam!

BİRBİRİ ardına gelen zamlar tüketicileri çileden çıkardı. Botaş, doğal gaza bu yıl üç kez zam yaptı. 1 Ocak’ta yüzde 7,4, 1 Haziran’da yüzde 7,4, 1 Ağustos’ta da yüzde 16,88 oranında artış yaptı. Elektrik fiyatı da 1 Temmuz’dan geçerli olmak üzere ev ve işyerlerinde yüzde 21 arttırılmıştı. Bu da yılbaşından beri konutta toplam yüzde 44,6 oranında zam yapıldı.

İşin daha vahim tarafı var. Elektrik ve gaz fiyatlarındaki ayarlama, 1 Temmuz itibarıyla Yüksek Planlama Kurulu tarafından yapılıyor. Yeni sisteme göre fiyat ayarlamaları, doğal gaz için her ay, elektrik için yılda üç kez uygulanacak. Buna göre doğal gaz fiyatları Eylülde, elektrik fiyatları ise Ekim ayında tekrar tesbit edilecek.

Zam haberleri üzerine Haber 7 sitesine gelen tüketici yorumlarından bazıları şöyle:

* Yazın bu sıcağında bahaneye bakın; maliyet. Millet keriz ya vurun abalıya.

* Oyumu AKP’ye verdim. Ancak petrol fiyatları ve dolar düşerken yapılan bu keyfi zamlar AKP’yi bitirir. Bizdeki serbest piyasa, serbest zam piyasasına döndü.

* Durmak yok zamlara devam.

* Dünyanın hangi ülkesi bu kadar zamanda böyle zam yapıyor? (Bazı kabile ülkeleri hariç.)

* Bunlar iyi günleriniz daha ey millet! Siz sonbahara ve 2009’a bakın!

* Güya her şeyin nedeni dünya fiyatlarıydı. İki haftada dünyada petrolün varil fiyatı 147 dolardan 122 dolara geldi. Yani yüzde 15 düştü bizde neden fiyatlar inmiyor? Hani otomatiğe bağlıydı bu. Kandırılıyoruz.

* Bu olaya en güzel cevap doğal gaz kullanmamakla olur. Doğal gaz yerine odun kömür kullanalım. O zaman fiyatını düşürürler.

* SORU: Artan petrol, doğal gaz, elektrik ve kömür fiyatları yarın yüzde 50 düşerse hükümet bunu halka yansıtır mı?

CEVAP: Kesinlikle hayır.

* Hükümet korkunç bir faiz girdabında. İç ve dış borç 600 milyar doları bulmuş. Bunu kim ödeyecek tabiî ki tüm halk. Doğal gaz’a, benzine, elektriğe zam ile ödeyecek.

* Valla ben sıkılmaya başladım. Yeter artık. İşin içinden çıkamadıkça zam. Memur emekli maaşlarını kimse otomatiğe bağlamıyor.

* Daha elektriğe yeni geldi. Bu ay hesaplar ters yüz oldu. Şimdide doğal gaza. Yuh ama artık!

* Yüzde 16 yetmez, en az yüzde 30 olmalı! Hadi bizi kırmayın yüzde 15 zam daha yapın!

* Yazıklar olsun. Kapatma dâvâsında sevincim kursağımda kaldı. Bu zamlar yüzünden AKP böyle giderse benim gibi dar gelirliler sandıkta kapatacağız.

* Anlaşılan o ki doğal gazla çalışan kombi yerine tezekle çalışan kombi bağlatacağız herhalde. Gerçi bu zihniyet tezeğe zam yapmanın yolunu mutlaka bulur.

* Hükümetin yeri ağlama yeri değil icraat yeridir. Kendinize gelin 22 Temmuz’dan beri zamlar artarak devam ediyor.

* Diyordum ki KEY ödemelerine bu hükümet bu kaynağı nereden bulacak? Al sana kaynak. Vatandaşın bir cebine 3 lira koy öbür cebinden 10 lira al.

* Arkadaşlar, dünyanın en pahalı yakıtı, en pahalı enerjisini biz kullanıyoruz neden? Dışa bağımlılık değil. Nedeni vergidir. Yakıtın yüzde 80’i, doğal gazın yüzde 70’i vergi. Düşür vergi oranlarını kalıyor mu dışa bağımlılık zamları?

* Petrol arttı zam normal diyorsunuz da, elektriğe yüzde 45, doğal gaza keza yılbaşına göre o kadar zam gelirken işçiye memura yüzde 6 mı yüzde 7 mi diye tartışılıyor kimseden ses yok.

* Yabancı sermayeye ödenen milyarlarca dolar faiz hepimizin cebinden çıkıyor.

* Durmak yok, kazığa devam.

* En kaliteli hayat köylerde hem de çok ucuz. Temiz hava, temiz su, sağlıklı taze yiyecekler, stressiz hayat. Ne elektrik, ne de gaz, ne de su derdiniz olur!

04.08.2008


Tılsımlı Şehir İstanbul

MED-PACT Programı kapsamındaki Archımedes Projesi çerçevesinde hazırlanan “Tılsımlı Şehir İstanbul” kitabı yayımlandı.

Kentsel dönüşümü ve Akdeniz’de ekonomik işbirliğini geliştirmeyi ve sürdürülebilirliği arttırmayı hedefleyen Archımedes Projesi, Venedik (İtalya) ve İstanbul eş-liderliğinde; Cenova (İtalya), Bordo (Fransa), Beyrut (Lübnan), Oran (Cezayir) ve El-Mina (Lübnan) belediyelerinin de katılımı ile yürütülüyor. Projenin amacı, AB üyesi ortakların iyi uygulamalarından faydalanarak MEDA kapsamında kamu-özel sektör ortaklıkları oluşturmak, sivil toplumu harekete geçirmek, sürdürülebilir turizmi desteklemek ve kültürel mirasın değerlendirilmesi amacı ile kurumsal düzenlemeler ve araçlar oluşturmak. İstanbul Eminönü’de bulunan Çemberlitaş-Mahmutpaşa-Yeni Cami arasındaki güzergâh, bu doğrultuda pilot bölge olarak belirlenmiş ve stratejik program çalışması yapılmıştır.

04.08.2008


Kadın kütüphanesi bağışlarınızı bekliyor

BİZLER Ceren Eğitim Evi olarak Diyarbakır Kayapınar Belediyesi’nin Ekin Parkı içinde bize tahsis ettiği mekânda bir “kadın kütüphanesi” kurmayı hedefliyoruz.

Hedefimiz, bu kütüphanenin bütün kadınlara ve kadın konusunda araştırma yapmak isteyen herkese hitap etmesidir. Tamamıyla gönüllü çalışan arkadaşlardan oluşan kütüphanemize, yayınevlerinin ve STK’ların kadınlarla ilgili ve kadın yazarlara ait olan birer kitap örneğini bağışlaması bizleri sevindirecektir.

E-posta: [email protected]

Adres: Fırat Bulvarı Ekin parkı içi Kayapınar - Diyarbakır

04.08.2008


AP–Türk Sivil Toplum Diyalog toplantı serisi

İKTİSADÎ Kalkınma Vakfı Avrupa Parlamentosu – Türk Sivil Toplum Diyalog Toplantıları kapsamında, Avrupa Parlamentosu Sosyalist Grup Üyelerinden Emine Bozkurt (Hollanda) ile Richard Howitt’in (İngiltere) katıldığı bir diyalog toplantısı düzenledi.

Avrupa Parlamentosu engelliler grup başkanlığını da yürüten Richard Howitt, Türkiye Ortopedik Özürlüler Federasyonu, Türkiye Sakatlar Derneği, Altı Nokta Körler Vakfı ve Türkiye İşitme Engelliler Millî Federasyonu temsilcileri ile bir araya gelerek, Avrupa’da ve Türkiye’de yaşayan engelli vatandaşların karşılaştığı sorunlara değinerek karşılıklı fikir alış verişinde bulunuldu. Toplantıda, engelli kişilerin istihdam ve sosyal hayatta maruz kaldığı ayrımcılık, erişim ve ulaşım yönünden karşılaştıkları zorluklar, engelliler için sunulan eğitim imkânları gibi konular ele alındı.

04.08.2008


Ülkemizde emniyet kemeri neden takılmaz?

* Sürücü kursları direksiyon hocalarının çalışmalar sırasında emniyet kemeri takmaması.

* Ülkemizde daha düne kadar arka koltuklarda emniyet kemeri olmayan otolar ürettik. Hâlâ arka koltuk başlığı olmayan araçlar üretiyoruz.

* Kuru sloganların dışında özendirici hiçbir girişimde bulunmadık.

* Taksicimize, polisimize, öğretmenimize, devlet büyüklerine dahi emniyet kemeri taktıramadık.

* Çocukları ya kucakta-ayakta ya da arka koltukta emniyet kemersiz taşıdık.

* Öğrenci taşıyan servis araçlarında düne kadar emniyet kemeri bulunmamaktaydı. Halen de büyük çoğunluğunda emniyet kemeri bulunmuyor ya da kullanılmıyor.

* Tv’de yayınlanan her türlü dizide (polis otoları dahil) araçların sürücü ve yolcularını oynayan san'atçılarımızın büyük çoğunluğuna emniyet kemeri taktıramadık.

* Paparazzi programlarına katılan ‘ünlü kişilerimizin’ emniyet kemerlerini taktıklarını görüntüleyemedik.

* Devlet büyüklerimizin araçta ya da araçtan inerken, ne emniyet kemeri taktıklarını ne de çözdüklerini gözlemleyebildik.

04.08.2008

 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri

 
GAZETE 1.SAYFA

Site yöneticisi | Editör
Yeni Asya Gazetesi Gülbahar Cd. Günay Sk. No.4 Güneşli-İSTANBUL T:0212 655 88 59 F:0212 515 67 62 | © Copyright YeniAsya 2008.Tüm hakları Saklıdır