"Gerçekten" haber verir 13 Ekim 2008
Anasayfam Yap | Sık Kullanılanlara Ekle | Reklam | Künye | Abone Formu | İletişim
ASYA'NIN BAHTININ MİFTAHI , MEŞVERET ve ŞÛRÂDIR

Eski tarihli sayılar

Görüş, teklif ve
eleştirilerinizi

adresine bekliyoruz.
 

Nimetullah AKAY

Zamanımız çok değil



İnsanlığın rahmet yüklü olmayan kara bulutlara ihtiyacı yoktur. Rahmet yüklü bulutların semamızı kapladığı zamanlara ihtiyacımız bulunmaktadır. Dünyamızın rahmet-i Rahman ile şenlenmesine muhtacız. Acaba neden rahmet bulutlarına hasret kaldık? Rahmet hazinesine nihayet olmayan kâinatın Rabbi’nin sınırsız cömertliğinden neden az istifade eder bir hale geldik? Gönüllerimiz neden çoraklaştı? İman nurunun aydınlığı neden gönüllerimizi aydınlatmıyor?

İnsan gibi insan olmaktan bizi uzaklaştıran sebepleri araştırmamız gerekir. Aksi takdirde karanlıklara bürünmüş bir ruhla bu dünya hayatımız son bulacak ve bizler Rahmanın rahmet hazinelerinden mahrum kalmış olacağız. Şeytanların var güçleriyle bizi dünyaya yönlendirmelerinden ne zaman kendimizi kurtaracağız? Ne zaman görüntümüz, yaşantımız, halimiz ve hareketlerimiz Rabbimize yönelik olacak, O’nu razı edecek?

Artık kendimizi, kendini avutanlar ve kendini kandıranlar sürüsünden ayırmamızın zamanı gelmedi mi? Aynanın karşısına geçip kendimizi seyredelim. Acaba görüntümüz dünyayı mı yoksa ahireti mi fazla hatırlatmaktadır? Hani biz her şeyden önce Rabbimizi razı edecektik? Ediyor muyuz sahi? Hani amellerimizde Rıza-i İlâhî olacaktı. Hani fanilerin fenalıklarına kapılmayacaktık? Sahi ihlâsın ve rızanın neresindeyiz acaba?

Başkalarına bakmadan önce kendimize dönüp, iyi bir muhasebeye kendimizi tabi tutmamızın zamanı gelmiş ve hatta geçmektedir bile... Elimizi çabuk tutmamız gerekmektedir. Zira ölüm çok yaklaştı. Belki yarın belki de yarından yakındır o kaçınılması mümkün olmayan gün... Hangi yüzle Hak divanına çıkacağımızı hiç düşündük mü?..

Vaziyet iyi görünmemektedir dostlar. İnsanı uyutan vasıtalar gün geçtikçe artmaktadır. İnsanı uyandırması gereken vasıtalardan bile istifade etme takatımız kalmadı sanki. Oysa aleyhimizdeymiş gibi görünen çok vasıtalarla şeytanları kahredebiliriz. Eğer niyet ve nazarı doğru bir şekilde faaliyete geçirebilirsek, dünyanın kazanılması bile ahiretin kaybedilmesine sebep olamayacak. Böylece dikenlere değil rengârenk güllere nazar edilecek, kıyıda köşede duran pisliklere değil, yeşilin bütün güzelliklerini izhar eden bahçeler neşeyle gezilecektir.

Eğer fırsatları değerlendirmiyorsak, eğer ömür sermayesini boşu boşuna harcıyorsak başka yerde suçlu aramayalım. Kusur arıyorsak en büyüğü bizde. Düşman arıyorsak en şiddetlisi içimizde. Boşuna zaman kaybetmemek gerekir. Zaman hızla akıp gitmekte, kazançsız geçen günleri geri getirmenin imkânı bulunmamaktadır.

Rabbimize kul olalım. Bizleri yüceltecek eğilmeleri ihmal etmeyelim. Dünya başımıza yıkılsa bile başımız secdeden kalkmamalı. Hayat için en ehemmiyetli olan nefes almak kadar, belki de daha da çok lâzım olan hislere ihtiyacımız vardır. O hisler ki bizi bizden uzaklaştırmayacak, o hisler ki Rabbimizi bize unutturmayacak... İşte onlara her şeyden daha çok ihtiyacımız bulunmaktadır.

Ruhlarımız cılız kalmış, onları canlandırabilecek kuvvetli imana ihtiyacımız vardır. Kalbimizi günah kirlerinden temizleyecek zikirlere açız. Akıllarımızdaki pasları iman hakikatleriyle silmemiz gerekmektedir. Adeta deli divane olmuşuz bu âlemde. Artık uyanmamız, kendimize gelmemiz gerekir. Duygularımızı doğru istikametler için seferber etmemize şiddetle ihtiyacımız bulunmaktadır.

Bize emanet verilen lâtifelerimizi nefis ve şeytanın tasallutundan kurtarmamız gerekmektedir. İşimiz çok ey insan kardeşler. Zamanımızı fani şeylerle geçirecek kadar uzun bir ömrümüz bulunmamaktadır. Rabb-i Rahimimiz, insan gibi yaşayan insanlar için hazırlamış olduğu ebedî saadeti bize bahş etmek istiyor.

Hazinelerle dolu ebedî saadet memleketi olan Cenneti kendisinden istememizi istiyor Hâlıkımız, Rabbimiz... Gaflet içinde olma zamanı değildir. Şeytanların oyuncağı, nefsin ise bineği olmamak için hakikî insan olmaya ihtiyacımız vardır. Zaman az, yapmamız gereken ise pek çoktur, bunu hiç unutmayalım. Ve geç olmadan hemen kendimize gelelim, kendimize dönelim...

13.10.2008

E-Posta: [email protected]


 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri


Önceki Yazıları

  (06.10.2008) - Dünyada sürekli tok olmak

  (29.09.2008) - Bir Ramazan ayına daha veda ederken

  (22.09.2008) - Şükürsüzlük çok büyük bir kayıptır

 
GAZETE 1.SAYFA

Bütün yazılar

YAZARLAR

  Abdil YILDIRIM

  Ahmet ARICAN

  Ahmet DURSUN

  Ahmet ÖZDEMİR

  Ali FERŞADOĞLU

  Ali OKTAY

  Atike ÖZER

  Cevat ÇAKIR

  Cevher İLHAN

  Davut ŞAHİN

  Elmira AKHMETOVA

  Fahri UTKAN

  Faruk ÇAKIR

  Fatma Nur ZENGİN

  Habib FİDAN

  Hakan YALMAN

  Halil USLU

  Hasan GÜNEŞ

  Hasan YÜKSELTEN

  Hüseyin EREN

  Hüseyin GÜLTEKİN

  Kadir AKBAŞ

  Kazım GÜLEÇYÜZ

  Kemal BENEK

  M. Ali KAYA

  M. Latif SALİHOĞLU

  Mehmet C. GÖKÇE

  Mehmet KAPLAN

  Mehmet KARA

  Meryem TORTUK

  Mikail YAPRAK

  Murat ÇETİN

  Mustafa ÖZCAN

  Nejat EREN

  Nimetullah AKAY

  Osman GÖKMEN

  Raşit YÜCEL

  Rifat OKYAY

  Robert MİRANDA

  Ruhan ASYA

  S. Bahattin YAŞAR

  Saadet BAYRİ

  Saadet TOPUZ

  Sami CEBECİ

  Selim GÜNDÜZALP

  Semra ULAŞ

  Suna DURMAZ

  Süleyman KÖSMENE

  Vehbi HORASANLI

  Yasemin GÜLEÇYÜZ

  Yeni Asyadan Size

  Zafer AKGÜL

  Ümit KIZILTEPE

  İslam YAŞAR

  İsmail BERK

  İsmail TEZER

  Şaban DÖĞEN

  Şükrü BULUT

Sitemizle ilgili görüş ve önerileriniz için adresimiz:
Yeni Asya Gazetesi Gülbahar Cd. Günay Sk. No.4 Güneşli-İSTANBUL T:0212 655 88 59 F:0212 515 67 62 | © Copyright YeniAsya 2008.Tüm hakları Saklıdır