"Gerçekten" haber verir 04 Kasım 2008
Anasayfam Yap | Sık Kullanılanlara Ekle | Reklam | Künye | Abone Formu | İletişim
ASYA'NIN BAHTININ MİFTAHI , MEŞVERET ve ŞÛRÂDIR

Eski tarihli sayılar

Görüş, teklif ve
eleştirilerinizi

adresine bekliyoruz.

 

Haberler

 

Erdoğan: İşsizliğin artmaması başarımız

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, “yaşanan olumlu gelişmelere” rağmen, işsizliğin arzulanan oranda gerilemediğini bildirdi. Erdoğan, “Ancak istihdamdaki artışın karşılanmış olması, düşen enflasyon ortamında işsizliğin daha yüksek seviyelere çıkmamış olması da önemli başarıdır. Bu alandaki çalışmalarımız çok boyutlu olarak devam ediyor” diye konuştu.

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, yaşanan olumlu gelişmelere rağmen, işsizliğin arzulanan oranda gerilemediğini ifade ederek, “Ancak istihdamdaki artışın karşılanmış olması, düşen enflasyon ortamında işsizliğin daha yüksek seviyelere çıkmamış olması da önemli başarıdır” dedi.

Ekonomi Koordinasyon Kurulu, Başbakan Erdoğan başkanlığında Başbakanlık Yeni Bina’da toplandı. Erdoğan, toplantının başında yaptığı açıklamada, ‘’Küresel krizin en önemli ve kitlesel etkisinin, işsizlik ve hane halkı gelir kaybı olarak tezahür edeceğinin beklentiler arasında yer aldığını’’ bildirdi. Erdoğan, hükümet olarak, son 6 yılda atılan ve atılacak her adımda ilgili sosyal tarafların görüşlerini, önerilerini, eleştirilerini ve katkılarını almaya büyük önem verdiklerini ve bunun devam edeceğini söyledi. AB’ye katılım sürecinden, demokratik reformlarına, sosyal güvenlik reformundan, istihdama yönelik tedbirlerden her alanda ilgili kesimlerin temsilcileriyle kendisinin ya da bürokratlarının bir araya geldiğini hatırlatan Erdoğan, ‘’Esasen sosyal diyaloğun olmadığı, sosyal diyaloğun kurumsallaşamadığı bir düzlemde demokrasinin de iyi işlemeyeceğine inanıyorum. İstişare mekanizmasını, müzakere mekanizmasını değişik birçok platformda işletiyor ve ortaya çıkan fikirlerden de mümkün olan en azamî derece istifade ediyoruz’’ dedi. Erdoğan, 6 yıl boyunca başta ekonomi olmak üzere her alanda elde edilen sevindirici gelişmelerin de temelinde bu istişare mekanizmalarının bulunduğunu ifade etti. Ekonomide yaşanan istikrarlı büyüme süreciyle, bunun yanında ortalama hane halkı gelirleri ve harcamalarının arttığını, yoksulluğun azaldığını ve gelir dağılımının iyileştiğini kaydeden Başbakan Erdoğan, şöyle konuştu: ‘’Yaşanan olumlu gelişmelere rağmen, işsizlik arzuladığımız oranlarda gerilememiştir. Ancak istihdamdaki artışın karşılanmış olması, düşen enflasyon ortamında işsizliğin daha yüksek seviyelere çıkmamış olması da önemli başarıdır. Bu alandaki çalışmalarımız çok boyutlu olarak devam ediyor.’’ Küresel kriz sürecinin tüm dünyada olduğu gibi Türkiye’de de iş ortamını, iş gücü piyasasını ve sosyal yapıyı olumsuz etkileme riski bulunduğunu ifade eden Başbakan Erdoğan, ‘’Küresel krizin ekonomiyi etkilediği bu ortamda sosyal dayanışmanın ve yardımlaşmanın önemi daha da artıyor’’ dedi.

04.11.2008


 

Ergenekon’da dünkü duruşma sakin geçti

Silivri Ceza ve İnfaz Kurumları Kampüsünde devam eden Ergenekon duruşmasının dünkü oturumunda iddianameye hiçbir itirazın gelmemesi dikkat çekti. Daha önceki duruşmaların aksine iddianame, sessiz bir ortamda okundu.

Ergenekon’da

sessiz duruşma

Sİlİvrİ Ceza ve İnfaz Kurumları Kampüsü’nde devam eden Ergenekon dâvâsının dünkü 7 duruşmasında iddianameye hiçbir itirazın gelmemesi dikkat çekti. İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen 7 duruşmada iddianamenin okunmasına devam edildi. Duruşmada, sanık ve katılanların tesbitinin ardından Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel tarafından iddianamenin daha önceki celse kalınan 443’üncü sayfasından itibaren Danıştay saldırısı ve Cumhuriyet Gazetesi’ne yönelik bombalı saldırıların yer aldığı bölümleri okudu. Önceki duruşmaların aksine hiçbir sanık ve avukat, iddianameye itiraz etmedi. Mahkeme başkanı, 482. sayfaya gelindiğinde duruşmaya öğle arası verdi. Bu arada, dünkü duruşmanın tutuklu sanıkların yanı sarı, sadece 10 tutuksuz sanık ve toplam 10 avukatla başlaması dikkat çekti. Öte yandan, tutuksuz sanık Hayrullah Mahmut Özgür, duruşmaya ilk kez katıldı. Kimlik tesbiti sırasında adresinin bulunmadığını belirten Özgür, anne ve babasının adresini yazışma adresi olarak verdi. Gazeteci olduğunu belirten Özgür, Aydın Doğan’a hakaret ettiği iddiasıyla 10 gün hapis cezası aldığını söyledi. “Gelirin yok mu?” diye sorusuna Özgür, “Sizin gibi devlet bana maaş vermiyor. Devlete sahip çıktığım için buradayım. 4 yıldır gelirim yok” cevabını verdi. Bu ifadeler üzerine mahkeme başkanı, “Konuşmalarınıza dikkat edin, size sorulan sorulara cevap verin” diye uyarılarda bulundu. “Sorularınızın tam karşılığı bu” cevabını veren Özgür, hiçbir sosyal güvencesinin olmadığını ifade etti. Bu arada, tutuklu sanıklardan Hayrettin Ertekin'in rahatsızlandığı için Silivri Devlet Hastanesine kaldırıldığı, bu sebeple duruşmaya gelmediği öğrenildi. Öte yandan duruşma salonunun arka bölüme doğru biraz daha büyütülmesi amacıyla bahçede inşaat çalışmasına başlandığı görüldü.

04.11.2008


 

Havanın kıymetini bilelim

TBMM Çevre Komisyonu Başkanvekili Mustafa Öztürk, dünyada her yıl hava kirliliğinden 3 milyon insanın öldüğünü belirterek, “Hava kirliliğinden kaynaklanan ölümlerin yüzde 90’ı fakir ve gelişmekte olan ülkelerde yaşanıyor’’ dedi.

Öztürk, yaptığı açıklamada, yetişkin bir insanın günde ortalama 13 bin-16 bin litre hava soluduğunu ifade etti. Birim ağırlık başına çocukların yetişkinlere göre yüzde 50 daha fazla hava soluduklarına dikkati çeken Öztürk, ‘’Çocukların solunum sistemleri gelişmekte olduğundan dolayı, vücutları çevresel şartlara karşı çok daha hassastır. Dolayısıyla, temiz veya kirli hava çocukların ve yaşlıların sağlığı için oldukça önemlidir’’ dedi. ‘’Dünyada her yıl hava kirliliğinden 3 milyon insan ölüyor’’ diyen Öztürk, bu oranın dünyadaki toplam ölüm oranının yüzde 5’ini oluşturduğunu anlattı. ABD’de her yıl 60 bin kişinin, partikül madde kirliliğinin sebep olduğu rahatsızlıklardan ötürü öldüğünü belirten Öztürk, ‘’Ancak, hava kirliliğinden kaynaklanan ölümlerin yüzde 90’ı fakir ve gelişmekte olan ülkelerde yaşanıyor’’ diye konuştu. Öztürk, ABD Kaliforniya’da yapılan bir çalışmada, hava kirliliğinin çocukların akciğer fonksiyonlarını zayıflattığı sonucuna ulaşıldığını ifade etti. Türkiye’de kükürtdioksit kirliliğiyle ilgili gerekli tedbirler uygulamaya konulduğundan beri kirlilik sınır seviyesinin AB sınır değerlerine yaklaştığının görüldüğünü belirten Öztürk, ‘’Bu fevkalâde olumlu gelişmedir. Ancak partikül madde kirliliği hâlâ kış aylarında yüksek seviyededir’’ dedi.

Sağlıklı hayat için günlük partikül madde kirlilik seviyesinin 1 metreküp havada 50 mikrogramın altına indirilmesi bütün şehirlerde temel hedef olması gerektiğini belirten Öztürk, partikül madde kirliliğiyle ilgili gerekli tedbirler alınmadığı zaman astım, bronşit, kalp ve akciğer hastalarının ölümlerine sebep olacağının unutulmaması gerektiğini vurguladı. Öztürk, partikül madde kirliliğinin yüksek ve maruz kalma süresinin etkili olduğu illerde hastaneye başvuru, solunum hastalığı ve ölüm sayısı arasındaki ilişkinin mutlaka incelenmesi gerektiği uyarısında bulundu. Mustafa Öztürk, hava ölçüm sonuçlarının sürekli olarak kamuoyu ile paylaşılmasının da önemli olduğunu vurguladı.

04.11.2008


 

Akçakoca’da gün batımı bir harika

BatI Karadeniz’in incisi olarak adlandırılan Düzce’nin Akçakoca ilçesinde gün batımı objektife böyle yansıdı. Akçakoca’da turizm hareketleri son yıllarda oldukça arttı.

Önceleri Ankara’dan vazife icabı gelen ailelerin tavsiyeleri ile isim yapan deniz, emsalsiz kumlar ve tabiatın doyumsuz güzelliğini görmeye gelenlerin sayısı artmış böylelikle Türkiye’de ilk turizm hareketini başlatmış olan Akçakoca o zamandan bu zamana Türk turizmindeki önemli yerini her zaman korumuş. Akçakoca konumu, sosyal yapısı, tabiî güzellikleri ve turizm yatırımları sebebiyle son yıllarda yoğun bir ilgi görüyor. Yılın dört mevsiminde bir başka güzelliğin hakim olduğu Akçakoca’da gezilip görülecek cezbedici yerler olduğu gibi yapılabilecek birçok aktiviteler de var. Ayrıca bölgenin ekonomik ürünü taze fındığı ve fındık mamullerini, bölgeye özel meşhur dağ çileğini ve reçelini, böğürtlenini, nefis kestane balını da tadıp satın alabilirsiniz.

04.11.2008


 

Liseli gençler kıyafet serbestliği istedi

İzmİr’de okullardaki uygulamaları protesto eden liseli gençler çıplak ayaklarla yürüdü.

Paçaları sıvayıp ayakkabılarını ellerine alan gençler, okullardaki kılık kıyafet yönetmeliğinin kaldırılmasını istedi. Alsancak Semti Kıbrıs Şehitleri Caddesi’nde toplanan liseliler ayakkabılarını çıkarıp slogan ve alkışlarla yürümeye başladı. Cadde sonunda grup adına açıklama yapan Gamze Kılıçöz, “Okul sıralarımıza oturduğumuz günden itibaren başladılar bizi tek tip bireyler haline getirmeye. Hep susturdular, soru sormayı bile unutturdular. Bize yargılamadan her şeyi kabul et dediler. Evde aile, okulda komutan misali öğretmen ve idare, sokakta ise polis bize ait olan beyni yönlendirmeye çalıştı. İlkokulda bitimizle, tırnağımızla, rencide etmek istercesine uğraştılar. Liseye başladık biri saçımızın jölesine taktı, diğeri makasla kapıda bekledi. Hep peşimizden koşan hocalar vardı... Oysa bizler ne askerdik ne de her yönüyle tutarsız olan bu düzeni kabul edecek liseliler” şeklinde konuştu. Bunlara boyun eğmeyeceklerini belirten Kılıçöz, “Liselerimizde uygulanan bu garip uygulamalara, eğitimi paralı hâle getirmeye çalışan yöneticilere, bize kışla disiplini aşılamaya çalışan, özel hayatımıza bile burnunu sokan idareye cevap vereceğiz. Bundan sonra çıplak ayakla özgürlük için yürüyeceğiz” dedi.

04.11.2008


 

Süper hafızalar yarıştı

Kültür ve Turizm Bakanlığı ile Mega Hafıza sponsorluğunda düzenlenen ‘’2008 Dünya Hafıza Olimpiyatı-MEMORİAD 2008’’de dereceye girenlere ödülleri verildi.

The Marmara Oteli’nde önceki gün başlayan ve dün sona eren olimpiyatta, 9’u Türk 34 kişi, 8 dalda yarıştı. Yarışmaya Almanya’dan katılan Dr. Günter Korsten, ‘’Sayılar Maratonu’’, ‘’İskambil Kartları’’ ve ‘’Binary Sayıları’’ kategorilerinde birinci oldu. Korsten, ödülünü aldıktan sonra yaptığı konuşmada, 3 dalda birinciliği elde etmekten duyduğu mutluluğu dile getirerek, alanlarında birer dahi olan insanlarla yarışmanın kendisine iyi bir deneyim kazandırdığını söyledi. Sistemli ve çok çalışarak belleğin ve beynin geliştirilebileceğini dile getiren Korsten, 10 yıldır bu işle uğraştığını ve başarının sistemli çalışmayla kazanılabileceğini kaydetti. Yarışmada ‘’Zihinsel Çarpma’’ ve ‘’Zihinsel Toplama’’ dallarında Almanya’dan Jon Van Koningsveld, ‘’Zihinsel Karekök’’, ‘’Zihinsel Takvim’’ dallarında İspanya’dan Alberto Cota Garcia, ‘’İsimler ve Yüzler’’ dalında da Almanya’dan Boris Konrad (Almanya) birinci oldu.

04.11.2008


 

Sıradaki dersimiz: Sigarayı bırakmak

Danİmarka’da ilköğretim okullarında sigara içenlerin sayısının sürekli artması yetkilileri harekete geçirdi.

Helsingör’de iki ilköğretim okulunda başlatılan pilot proje ile öğrencilerin sigarayı bırakması için Kasım ve Aralık aylarında ücretsiz kurslar verilecek. Frederica’da bulunan Erritsö okulundan 21 öğrenci ilkbaharda sigarayı bırakma kursuna katıldı. Ancak içlerinden sadece biri sigarayı bırakabildi. Pilot projenin okullarından biri olan Nordvest Okulu’nun Müdürü Tom-my Sörensen, “Eğer öğrenciler bu kötü alışkanlığı bırakma düşüncesindeyse, bizim vazifemiz onlara yardım etmektir” dedi. Okulda eğitim gören 7-8 ve 9. sınıf öğrencilerin yüzde 25’i sigara içiyor. Danimarka’da okul alanı içinde sigara içme yasağı bulunmasına karşılık, büyük sınıfların teneffüslerde okul alanı dışına çıkarak sigara içmelerine izin veriliyor. Danimarka’da restoran ve kapalı alanlarda uygulanan sigara yasağı geçtiğimiz yılın Ağustos ayında yürürlüğe girmişti. Sigara yasağı başta Meclis olmak üzere her yerde sıkı şekilde uygulanırken, yasak sadece Kraliyet Sarayı’nda uygulanmıyor.

/ Kopenhag

04.11.2008


 

Günün stresini, ata binerek atıyorlar

Edİrne’de açılan at ve atlı eğitim merkezi büyük ilgi görüyor.

Merkeze bağlı Bosna Köyü yolu üzerinde Mayıs ayından bu yana faaliyet gösteren eğitim merkezi şu an 5 atla hizmet veriyor. Ata binme merakı olan kişiler, boş zamanlarında eğitim merkezine gelerek önce bilgi alıyor, daha sonra ata biniyor. At ve Atlı Eğitim Merkezi sahibi Oktay Eken, kendisinin ticaretle uğraştığını ancak atlara olan sevgisi sebebiyle böyle bir yeri açmaya karar verdiğini söyledi. Eken, 30 dönümlük bir arazi üzerinde faaliyet gösterdiklerini belirterek, hepsi yüksek okul diplomasına sahip eğitimlerle hizmet verdiklerini dile getirdi. At antrenörü Ayhan Şanlı ise, ata binmenin incelikleri konusunda gelenleri bilgilendirmeye çalıştıklarını ifade etti. At tutkunları ise ata binmenin ayrı bir heyecan olduğunu ve at sırtında bulunmaktan büyük bir keyif aldıklarını kaydetti. Eğitim merkezine, fiziksel engelli çocukların tedavisinde kullanılmak üzere ayrı atlar da getirileceği bildirildi.

04.11.2008


 

Tabiatın altın sırrı: Ruşeym

BuğdayIn işlenerek una dönüştürülmesi sürecinde özel ayrıştırma işlemleri sonucunda 1 tonundan sadece 1 kilogram elde edilen ve E vitamini bakımından zengin olduğu belirtilen ‘’ruşeym’’, gramlık paketlerle marketlerde satışa sunuluyor.

“Tabiatın altın sırrı’’ olarak sunulan ruşeymin lif değeri yüksek, tokluk hissi veren lezzetli bir besin olduğu ve bu ürünün kullanımı ve dolayısıyla tüketiminin yaygınlaştırılmaya çalışıldığı bildirildi. Tabiî afrodizyak özelliği de olan ruşeymin, vitamin tableti olarak üretileceği de belirtiliyor.

04.11.2008


 

Halk eğitimi Avrupa standardında

BİR zamanlar sadece biçki dikiş kursları açan halk eğitim merkezlerinin, Avrupa standartlarına ulaşarak okuma yazmadan meslek edindirmeye, aile içi iletişimden danışmanlığa kadar çok sayıda alanda hizmet veren eğitim kurumları haline geldiği bildirildi.

Çıraklık ve Yaygın Eğitim Merkezi Genel Müdürü Mehmet Can, ‘’8. Millî Eğitim Müdürleri Toplantısı’’ için geldiği Hatay’da, yaptığı açıklamada, Türkiye’nin bütün il ve ilçeleri ile bazı beldeleri olmak üzere toplam 947 halk eğitim merkezinin faaliyet gösterdiğini söyledi. Yaklaşık 40 bin yerleşim birimine ulaşılabilecek düzeyde olan halk eğitim merkezlerinde sadece 2007-2008 eğitim öğretim yılında 91 bin 33 adet kurs açtıklarını ifade eden Can, bu kurslara bir milyon 836 bin kişinin katıldığını kaydetti. Halk eğitim merkezlerindeki eski biçki dikiş kursu imajının değiştirilerek daha fonksiyonel hâle getirdiklerini belirten Can, şöyle devam etti: ‘’Bir zamanlar sadece kadınlara yönelik kursların yer aldığı merkezlerimiz, artık daha işlevsel mekânlar hâline geldi. Dikiş makinesi seslerinin yerini, bilgisayar, marangoz aletleri, davul zurna gibi müzik aletleri sesi aldı. Artık yediden yetmişe herkese hitap edecek kurslarımız var. Şu an kurslarımızda okuma yazmadan, ‘Ana Kız Okuldayız’ gibi önemli kampanyaların yanı sıra, meslek edindirme, aile içi iletişim ve psikolojik danışmanlığa kadar birçok faaliyet yer alıyor.’’

“ANA KIZ OKULDAYIZ KAMPANYASI’’

‘’Ana Kız Okuldayız Kampanyası’’ kapsamında 3 ay gibi kısa bir sürede 95 bin kişinin kursa katıldığını vurgulayan Can, bu kapsamdaki çalışmanın sürdüğünü söyledi. Can, ‘’Ana Kız Okuldayız Kampanyası’’nın her il ve ilçe merkezinde bulunduğunu belirterek, ücretsiz olan bu faaliyet kapsamında aynı zamanda 500 bin er ve cezaevlerindeki 70 bin tutuklu ve hükümlüye belge verdiklerini söyledi. Can, halk eğitim merkezlerinde kursların yanı sıra Avrupa Birliği (AB) projelerinin de hazırlandığını anlatarak, ‘’2004 yılından bu yana 284 adet AB projesi ürettik. Bu sayı her geçen yıl katlanarak artıyor. Artık merkezlerimiz kursların yanı sıra proje üreten bilim ve eğitim yuvaları hâline geldi’’ diye konuştu.

04.11.2008


 

Adalet Bakanlığı’ndan Üzmez olayına takip

Adalet Bakanı Mehmet Ali Şahin, yazar Hüseyin Üzmez’in tahliyesine sebep olan Adlî Tıp raporunu hazırlayan görevliler hakkında inceleme başlatıldığını bildirdi.

Bakan Şahin, Hakimevi’nde düzenlenen ‘’Uluslararası Denetimli Serbestlik Hizmetlerinde Seçenek Yaptırımlar’’ konferansına gelişinde, gazetecilerin sorularını cevapladı. Şahin, yazar Hüseyin Üzmez’in tahliyesine sebep olan Adlî Tıp raporunu veren görevlilerle ilgili bir soruya, ‘’İnceleme başlattık. Ceza İşleri Genel Müdürlüğümüz bir inceleme başlattı. İnceleme için benim onayım gerekmiyor. Ceza İşleri Genel Müdürlüğümüzün onayı ile böyle bir inceleme başlatıldı’’ cevabını verdi. Bir gazetecinin ‘’İnceleme, raporu veren Adlî Tıp görevlileri hakkında değil mi?’’ sorusunu cevaplarken, Şahin, ‘’Evet. Basında çıkan bir takım iddialar var. Bu iddiaların araştırılması için Ceza İşleri Genel Müdürlüğümüz bir inceleme yapıyor’’ dedi.

04.11.2008


 

Marmaris’te iki mevsim bir arada yaşanıyor

Muğla’nin Marmaris ilçesinde havaların sıcak gitmesi sebebiyle kırların çiçeklerle kaplandığı Turgutlu Şelâlesi yöresinde, sonbahar ve ilkbahar bir arada yaşanıyor.

Marmaris’in tabiî güzellikleriyle ünlü Bozburun beldesinde ve Turgut Köyünde sonbaharın dokunuşunun hissedildiği bir renk senfonisi gözleniyor. Turgut Köyündeki şelaleye giden yürüyüş yolları sararan yapraklarla kaplanırken, tabiat tutkunları ve tatilciler rengârenk görünen ağaçları, derelerin üzerinde yer alan ahşap köprüleri, köylü kadınları, bölgede otlayan keçileri ve mantarları fotoğraf karelerine ve kameralarına aktarıyorlar. Gün boyunca tabiat ile başbaşa kalan tatilciler, yorgunluklarını Turgutlu Köyünden başlayan ve yaklaşık 15 dakikalık bir yürüyüşle ulaştıkları, şelalenin altında mola ve-rerek atıyorlar. Şelâlenin, yanı başındaki havuzlarda yer alan balıklar, özellikle çocukların ilgisini çekiyor. Bölgedeki şelâleyi yılda 50 binden fazla yerli ve yabancı turistin ziyaret ettiği bildirildi. Muğla Meteoroloji İstasyon Müdürlüğü yetkilileri ise Muğla ve ilçelerinde etkili olan sıcak havanın 1 hafta daha süreceğini bildirdiler.

04.11.2008


 

DTP’nin 48 saatlik oturma eylemi bitti

DTP tarafından 2 gün önce başlatılan oturma eylemi sona erdi. Batıkent Meydanı’nda kurulan çadırlarda geçen Cuma günü milletvekili ve belediye başkanlarının da aralarında bulunduğu DTP’li grubun başlattığı oturma eylemi dün bitirildi. Oturma eyleminin sona ermesi sebebiyle yazılı basın açıklamasını okuyan DTP Genel Başkanı Ahmet Türk, eylemlerinin 48 saat sürdüğünü belirtti. En büyük amaçlarının kardeşliği sağlamak ve pekiştirmek olduğunu savunan Ahmet Türk, ‘’Biz DTP olarak Türkiye’de birlikte yaşamanın mücadelesini veriyoruz. Bu birliği demokratik temelde geliştirmek ve Türkiye’yi getirildiği felâketin eşiğinden uzaklaştırmak istiyoruz’’ dedi. Siyasetin çözüm üretme san'atı olduğunu söyleyen Ahmet Türk, ‘’Diyalog ve somut adımlara ihtiyaç vardır’’ şeklinde konuştu. Basın açıklamasından sonra grup dağıldı.

04.11.2008


 

Uzak Doğu’da eğitim imkânı

ÇİN, yabancı öğrencilerin eğitim için tercih ettiği ülkeler arasında yerini almaya başladı. Çin’e 2007 yılında, 193’ü Türk olmak üzere 41 bin yabancı öğrenci giriş yaptı. Çin’in, ülke genelindeki 200’ü aşkın üniversiteye yabancı öğrenci çekebilmek için büyük gayret sarf ettiğini bildiren Eğitim Danışmanı Sedat Satıcı, şöyle dedi: ‘’Çin’de eğitim sektörüne sunulan teşvikler sayesinde bugün Çin’deki üniversite sayısı 200’ü aşmıştır. Bunun yanı sıra üniversitelerin akademik başarıları ise dikkat çekicidir. Uluslararası derecelendirme istatistiklerine göre dünya başarı sıralamasında ilk 500’e giren tam 27 tane Çin Üniversitesi bulunmaktadır, bu sayı Türkiye’de ise sadece 4 üniversite ile sınırlı kalmıştır. Çin kısa zamanda katettiği mesafe sayesinde yabancı öğrencilerin ilgi odağı olmuştur.’’

04.11.2008


 

“Aile boyu polis dayağına” inceleme

Emnİyet Genel Müdürlüğü, İstanbul’da bir ailenin polisler tarafından dövüldüğü iddialarını araştırmak üzere müfettiş görevlendirdi. Emniyet Genel Müdürlüğünün, İstanbul Beyoğlu’nda restoran işleten Mehmet A. ile ailesinin, trafik akışına engel olduğu öne sürülen çöp kamyonunun kaldırılmasını istediği polisler tarafından dövüldüğü iddialarını araştırmak üzere polis müfettişi görevlendirdiği bildirildi.

04.11.2008


 

Yeni yurtlar dört yıldızlı

YENİ üniversitelerin kurulması sebebiyle artan ihtiyacı karşılamak için son yıllarda yaptırılan yeni yurtların, tenis kortundan sinema-tiyatro salonuna, suit odadan engelli odasına kadar birçok özelliği bulunuyor. Yüksek Öğrenim Kredi ve Yurtlar Kurumu (YURTKUR) Genel Müdürü Hasan Albayrak, yaptığı açıklamada, yeni yaptırılan yurtlar ve hedeflerine ilişkin bilgi verdi. Yeni yurt binalarında eski yurtlardaki 6, 8 ve 10’ar kişilik oda uygulamasının ve ranzalı sistemin kaldırıldığını ifade eden Albayrak, artık odaların 1, 2 ve 3’er kişilik ve 20-36 metrekare ebadında olduğunu kaydetti. Odalarda soyunma bölümleri, gardırop, karyola, komodin, ders çalışma masası, internet bağlantısı, televizyon ve buzdolabı bulunduğunu anlatan Albayrak, artık yurtların ‘’süit odalardan’’ oluştuğunu belirtti. Yeni yapılan tüm yurtlarda bir odanın özürlüler için ayrıldığını bildiren Albayrak, bu odalardaki tuvaletlerden dolaplara kadar tüm eşyaların özürlülerin ihtiyaçlarına göre dizayn edildiğini anlattı.

04.11.2008


 

Drama yöntemi işe yaradı

GAZİANTEP Üniversitesi (GAZÜ) Mühendislik Fakültesi Endüstri Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Türkay Dereli, uyguladıkları ‘’drama’’ yöntemi sayesinde derslere katılım ve ilginin arttığını, öğrencilerin iletişim becerilerinin geliştiğini söyledi. Prof. Dr. Dereli, yaptığı açıklamada, ‘’drama’’ yöntemini ‘’duyarsam unuturum, görürsem hatırlarım, yaparsam öğrenim’’ sözünden yola çıkarak uygulamaya karar verdiklerini belirtti. Bütün eğitimcilerin en etkili ve kalıcı öğrenme sürecinin ‘’yaparak, yaşayarak öğrenme’’ olduğu konusunda hemfikir olduğunu ifade eden Dereli, şöyle konuştu: ‘’Drama, bilinen en etkili yaparak, yaşayarak öğrenme ve dolayısıyla ders işleme yöntemlerinden biridir. Eğitimde kullanılabilecek birçok drama türü bulunuyor. Örneğin bir sözcük, bir kavram, bir fikir ya da bir olayın, doğaçlama, rol oynama gibi drama tekniklerinden yararlanılarak bir grup veya takım çalışması içinde oynanması, etkili yöntemlerden birkaçı. Biz de hizmet yönetimi ve mühendisler için yönetim gibi derslerimizin işlenmesinde bu yöntemi uygulamaya başladık. Uyguladığımız ‘drama’ yöntemi sayesinde derslere katılım ve ilgi arttı, öğrenciler iletişim becerilerini geliştirdi.’’ Dereli, yöntem sayesinde, artık iş ilânlarında sürekli vurgulanan ‘’takım oyuncusu’’ olma konusunda öğrencilerin önünün açıldığını, öğrencilerin kendilerine daha çok güven duymaya ve daha çok eleştirel düşünmeye başladıklarını vurguladı.

04.11.2008


 

Sokak çocukları kurtarılıyor

MERSİN'DE, ‘’Sokak Çocuklarının Rehabilitasyonu Projesi’’ kapsamında ‘’sokakta çalışan veya çalıştırılan’’ çocuklara yönelik yürütülen çalışmaların başarıyla sürdürüldüğü bildirildi.

Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu (SHÇEK) İl Müdürü Azmi Gülşen, yaptığı açıklamada, Mersin’de 2004 yılında yapılan çalışmalarda sokakta çalışan veya çalıştırılan bin 610 çocuğun tesbit edildiğini söyledi. Yapılan tesbitin ardından çocukları sokaktan kurtarmak amacıyla öncelikle SHÇEK Genel Müdürlüğü, Birleşmiş Milletler Çocuklara Yardım Fonu (UNICEF) ve Çocuk İşçiliğinin Sona Erdirilmesi Uluslararası Programı’nı (IPEC) gerçekleştiren Dünya Çalışma Örgütü (ILO) ile işbirliği yaptıklarını belirten Gülşen, ancak uluslar arası kuruluşlardan kayda değer yardım göremediklerini ifade etti. Gülşen, bunun üzerine kendi çabalarıyla mobil ekip oluşturup şehrin özellikle işlek yerlerinde 2005 yılından itibaren çalışmaları yoğunlaştırdıklarını bildirdi. Ailelere, çocuklar için sokağın risklerini anlattıklarını, bununla birlikte uyarı muhtevalı 70 bin civarında karton simit dağıttıklarını ve dağıtmaya da devam ettiklerini söyleyen Azmi Gülşen, şöyle devam etti: “Aynı zamanda şehrin muhtelif yerleri uyarı içerikli afişlerle donatıldı, şehrin muhtelif yerlerine de çocuklardan alış veriş yapılmaması konusunda vatandaşları uyarıcı bez afişler asıldı. Bunun yanı sıra Mersin Emniyet Müdürlüğü Çocuk Şube Müdürlüğü ile işbirliğine gidilerek, maddî durumu iyi olduğu hâlde çocuğunu istismar eden ailelere idarî para cezası uygulaması sağlandı. Bu yılın 9 ayında yaklaşık 50 aileye idarî para cezası kesildi. Gerçek mânâda sıkıntı içinde olan ailelere ise yardım eli uzattık.’’

04.11.2008


 

Özel sektör AB’ye hazır değil

AB Komisyonu’nun desteğiyle Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) ve Avrupa Odalar Birliği (Eurochambers) tarafından ortaklaşa gerçekleştirilen ‘’Türkiye’de şirketlerin AB üyeliği hazırlıkları’’ araştırması Türk şirketlerinin yüzde 72 gibi bir çoğunluğunun AB müktesebatı için hazırlığa hiç başlamadığını ve yüzde 12’sinin konudan haberdar olmadığını ortaya koydu.

Eurochambers Başkanı Pierre Simon, AB Komisyonu Genişleme Genel Müdürü Michael Leigh, TOBB Yönetim Kurulu Üyesi Tamer Taşkın ve Türkiye’nin AB Daimi Temsilcisi Büyükelçi Volkan Bozkır tarafından düzenlenen basın toplantısıyla açıklanan araştırmada, Türk şirketlerinin sadece yüzde 5’i, AB müktesebatına hazırlık programını başarıyla uygulamaya geçtiklerini bildirdi. Türkiye’nin her bölgesinden ve farklı sektörlerden irili ufaklı 2 bin 878 şirketin katılımıyla Temmuz-Eylül döneminde gerçekleştirilen ankete göre, şirketlerin yüzde 7’si, müktesebata hazırlık programlarını sonuçlandırmaya çalışırken kalan yüzde 4’ü uygulamaya geçtikleri programlarında istedikleri başarıyı yakalayamadığını bildirdi. Anket sonuçları, küçük ve orta boy işletmelerin (KOBİ) yüzde 73’ü aşan oranda AB müktesebatına uyum hazırlığına başlamadığını ortaya koyarken büyük işletmelerde bu oran yüzde 45’e geriliyor. TOBB ve Eurochambers’ın ortaklaşa araştırmasına katılan Türk şirketlerinin yüzde 95’i de AB müktesebatına hazırlıkla ilgili maliyet analizi yapmadıklarını bildirdiler.

Öte yandan araştırmada katılan şirketlerin yüzde 59’u, Türkiye’nin AB üyesi olması halinde işlerinin olumlu ya da çok olumlu etkilenmesini beklerken, sadece yüzde 13’ü bunun kendilerine olumsuz ya da çok olumsuz etkileri olacağı yönünde görüş belirtti. Araştırmaya göre KOBİ’lerin yüzde 76’sı ve büyük şirketlerin yüzde 86’sı, Türkiye’nin AB üyeliğine

destek veriyor.
Brüksel

04.11.2008


 

Gül: Türkiye’nin, üyelik için gayretleri sürecek

Cumhurbaşkani Abdullah Gül, Türkiye’nin hedefinin Avrupa Birliği’ne (AB) diğer üyelerle eşit şartlarda tam üyelik olduğunu ve bu hedefe yönelik gayretlerin aralıksız sürdürüleceğini bildirdi.

Swissotel Grand Efes İzmir’de yapılan 9. Yıllık Kuzey Güney Avrupa Ekonomi Forumunun açılışında konuşan Cumhurbaşkanı Gül, bu yılki forumun, ‘’Türkiye: Avrupa için güçlü bir ortak’’ teması altında gerçekleştirildiğini, bu başlığın, Türkiye’nin AB’ye katılım sürecinin temelinde yatan, Avrupa’ya yönelik vizyonunu da oldukça özlü ve çarpıcı bir şekilde ortaya koyduğunun altını çizdi. Cumhurbaşkanı Gül, Türkiye’nin AB’ye katılım sürecindeki son gelişmeleri şöyle anlattı: ‘’Bugün memnuniyetle söyleyebilirim ki Türkiye, özellikle son yıllarda hızlanan ekonomik ve siyasî reformlar sayesinde birçok alanda AB kriterlerine büyük ölçüde uyan bir ülke haline gelmiştir. Bunu söylerken hala yapmamız gereken çok şey olduğunu da göz ardı etmiyorum. Katılım sürecimizde bugüne dek 8 fasıl müzakerelere açılmıştır. Bunlardan birini geçici olarak kapatmış bulunmaktayız. Geçtiğimiz Haziran ayında ilk kez açılış kriteri olan iki fasıl müzakerelere açıldı. Bu ülkemizin katılım müzakereleri bağlamında üzerine düşen yükümlülükleri yerine getirmekte olduğunun bir göstergesidir. Esasen bu yöndeki çalışmalarımız aralıksız sürmektedir. Bu çerçevede AB’nin Katılım Ortaklığı belgesine cevaben hazırlanan AB müktesebatının üstlenilmesine ilişkin Türkiye Ulusal Program hazırlıkları son aşamaya gelmiştir. Her vesileyle vurguladığımız üzere Türkiye’nin hedefi AB'ye diğer üyelerle eşit koşullarda tam üyeliktir ve bu hedefe yönelik gayretlerimiz aralıksız sürdürülecektir.’’

04.11.2008


 

40 bin polise, kadına yönelik şiddetle mücadele eğitimi

SAĞLIK Bakanlığı ve BM Nüfus Fonu tarafından ortaklaşa sürdürülen ‘’Kadına Yönelik Aile İçi Şiddetle Mücadele Projesi’’ kapsamında, ulusal eylem planını oluşturmak amacıyla ilk aşamada 40 bin polis ve 70 bin sağlık çalışanının ‘’Kadına Yönelik Şiddet’’ konusunda eğitimden geçirileceği bildirildi. Kadına Yönelik Aile İçi Şiddetle Mücadele Projesi Koordinatörü Dr. Serap Şener yapılacak çalışmalar hakkında şu bilgileri verdi: ‘’Konuyla ilgili ilk etapta, 250 polis ile 390 sağlık yöneticisi eğitim aldı. Bir süre önce eğiticilerin başlattığı seminerler ile 70 bin sağlık, 40 bin polis görevlisi aile içi şiddet ile ilgili eğitilecek. Yakın zamanda proje kapsamında yargı ve medya mensupları da eğitime tabi tutulacak. Bu eğitimlerle aile içi şiddet konusunda ulusal eylem planımızı belirleyeceğiz. Bu meslek gruplarına eğitim çok önemli. Çünkü, mağdurların şiddet deneyimleri hakkında konuşabilmelerinin yolu kendilerine bu hizmeti verenlere karşı güven duymalarından geçiyor.’’

04.11.2008


 

Talat ile Hristofyas, 6. kez bir araya geldi

KKTC Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat ile Rum yönetimi lideri Dimitris Hristofyas, kapsamlı Kıbrıs müzakereleri çerçevesinde dün altıncı kez bir araya geldi. İki lider Talat ile Hristofyas, Kıbrıs sorununa kapsamlı çözümü hedefleyen müzakereler çerçevesinde dün yaptıkları görüşmede önce başbaşa bir araya geldi. Lefkoşa ara bölgedeki kapsamlı müzakereler için tahsis edilen binada, önce 50 dakika başbaşa görüşen liderler, daha sonra heyetleriyle birlikte müzakerelere geçti. Bu arada Rum yönetimi lideri Dimitris Hristofyas, müzakerelerin, “kendisi tarafından yarıda kesilmeyeceğini” söyledi. Rum basınına göre, Hristofyas, önceki gün yaptığı açıklamada, “Benim müzakereleri yarıda kesmemin söz konusu olmadığını net bir şekilde söylemek isterim. Bu sürece yarıda kesmek için girmedik. Türk tarafı da bunu biliyor’’ dedi.

Lefkoşa

04.11.2008

 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri

 
GAZETE 1.SAYFA

Bütün haberler

Sitemizle ilgili görüş ve önerileriniz için adresimiz:
Yeni Asya Gazetesi Gülbahar Cd. Günay Sk. No.4 Güneşli-İSTANBUL T:0212 655 88 59 F:0212 515 67 62 | © Copyright YeniAsya 2008.Tüm hakları Saklıdır