31 Temmuz 2009 ASYA'NIN BAHTININ MİFTAHI , MEŞVERET VE ŞÛRÂDIR İletişim Künye Abonelik Reklam Bugünkü YeniAsya!

Eski tarihli sayılar

Günün Karikatürü
Dergilerimiz

Röportaj

‘İsmimi Üstad Hazretleri değiştirdi’

BEDİÜZZAMAN HAZRETLERİNİ GÖREN SON ŞAHİTLERDEN BURSA’LI RIDVAN (Erdoğan) UTANGAÇ AĞABEY’LE RÖPORTAJ

Yaz tatilinde Bursa’ya gitmiştik. Orada ailece ve dayım Osman Zengin ile beraber Üstadımızı gören Rıdvan Utangaç Ağabeyi ziyarete gittik. Rıdvan Ağabeyin Üstad ile tanışma hikâyesini sizinle paylaşmak istedik.

Rıdvan ağabey, kısaca kendinizi bize tanıtır

mısınız?

Ben 1939 senesinde Bursa’da doğdum. İlkokulu Bursa’da bitirdim. Daha sonra Aksu Köyü’ne geldik. Orada da meyve sebze işleriyle meşgul oluyorduk.

Risâle-i Nur’lar ile ne zaman ve nasıl tanıştınız?

Risâle-i Nur’lar ile ilk olarak 1952 senesinde tanıştım. Mehmed Fırıncı Ağabey Bursa’ya geldiği zamanlar bizim köye de uğrardı. Köyde Yaşar Abi vardı Allah rahmet eylesin, mübarek bir abimizdi. Mehmet Fırıncı Abi onu ziyarete gelirdi. Fırıncı Abi geldiği bir zaman Yaşar Abiye sordum, "Abi, bu gelen abimiz kimdir?” diye. O da, “Bu ağabey Bediüzzaman Hazretlerinin talebesidir” demişti. Ben de, "Bediüzzaman Hazretleri kimdir?” diye sorunca o da benim anlayabileceğim şekilde anlattı (o zaman 13 yaşındaydım): ”Kardeşim, Bediüzzaman Hazretleri, Peygamber Efendimizin (a.s.m.) bu zamandaki vekilidir” dedi.

Üstad Hazretleri ile nasıl görüştünüz?

Risâle-i Nur’lar ile tanışmamın üzerinden birkaç yıl geçmişti. Ben meyve sebze işleriyle uğraşırken, Emirdağ’dan Ahmed Urfalı Ağabey meyve almak için köye geldi. Ona, “Ağabey sen nerelisin?” diye sordum. “Ben Emirdağlıyım” dedi. Ben de Bediüzzaman Hazretlerini sordum, “Ben Bediüzzaman Hazretlerinin talebesiyim” dedi. Bunun üzerine, “Eğer beni Bediüzzaman ile tanıştırıp elini öptürürsen, sana burada meyveleri buluruz inşallah” dedim. Aradan bir müddet geçti. 17 Kasım 1958 Salı günü Ahmed Urfalı Ağabey beni aradı. “Kardeşim, Üstadımız buraya geldi, hemen gelirsen seni Üstadımızla tanıştırırız“ dedi. “Peki, ağabey“ dedim. Çok heyecanlandım. Bursa’dan İnegöl’e, oradan Eskişehir’e gittim. Emirdağ’a oradan tek otobüs vardı. Hemen bindim, gece yarısında indim. İnince Ahmed Ağabeyi rahatsız etmemek için otele gittim. Otelde beni heyecan sardı, gece boyu uyuyamadım. Sabah ezanı okununca doğru camiye gittim. Sabah namazını kıldık. Sonra yanıma imam geldi. “Kardeşim hoş geldin” dedi. İmam da, Risâleleri yazan hattat Mustafa Acet Ağabeyimizdi, Allah rahmet eylesin. Biraz konuştuk. "Kardeşim, şimdi seni Mehmed Çalışkan Ağabeyin dükkânına götüreceğim. Orada Ceylan Abiyi bulacağız. Onun vasıtasıyla da seni Üstada götüreceğiz inşallah“ dedi.

Birlikte Mehmed Çalışkan Ağabeyin dükkânına gittik. Mehmed Ağabey, "Kardeşim hoş geldin" dedi. Ben, “Ahmed Ağabey haber verdi, Üstadı ziyarete geldim” diye anlatmaya başladım. O da, “İnşallah seni görüştüreceğiz” dedi. Aradan birkaç dakika geçti, Ceylan Abi geldi. Ona da anlattım. “Biz şimdi Emirdağ’dan Isparta’ya gidiyoruz. Sen buradan Ahmed Urfalı Ağabeyin kapısına gideceksin. Orada bekleyeceksin. Üstad oradan geçerken mutlaka Ahmet Urfalı Abinin çocuklarını sever, onları sevmeden gitmez” dedi. Bana evini tarif ettiler. Koşarak gittim. Üstadın arabası da gözüktü. Ahmet Abinin kapısının önünde durdu. Şoför Ceylan Abiydi, yanında da Bayram Abi vardı. Zübeyir Abi indi, Üstadın elinden tutup bize doğru getirdi. Biz heyecanla Üstadımıza doğru koştuk. Hemen Üstadın eline yapıştım. O, elini çekmeye çalışıyor, ben bırakmıyordum. Bir yandan da Üstad sırtımı sıvazlıyordu, “Elhamdülillah. Kardeşim sen nerelisin?” diye sordu. “Bursalıyım, size Bursa’dan, abilerden selâmlar getirdim” dedim. “Peki, sen Risâle-i Nurları okuyor musun?” dedi. Ben de, "Mehmet Fırıncı Ağabey küçük kitaplardan getirmişti, onları okuyorum, yeni çıkan kitapları da alıyorum” dedim. “Evlâdım çok oku, Risâleleri çok oku. Şimdi bunları görüyor musun (yanındaki talebeleri işaret ederek) işte ben de seni onlar gibi talebeliğe kabul ediyorum” dedi sırtımı sıvazlayarak. “Ben Bursa’ya gelmeyi çok istedim, fakat bir türlü nasip olmadı, gidemedim. Bursa ecdâd yadigârı, Osmanlı’nın başşehirliğini yaptı. Oradaki kardeşlerime selâmlarımı söyle” dedi. Sonra adımı sordu, "Erdoğan” dedim. "Ben senin ismini değiştireceğim, senin ismin Rıdvan olacak" dedi. "Peki, efendim” dedim, teşekkür ettim. Böylece on dakika Üstad ile görüşmem oldu, çok şükür.

Peki, Yeni Asya gazetesini ne zamandan beri

okuyorsunuz?

Gazetemizi ilk çıktığından beri alıyor ve okuyorum. Burası köy olduğu için gazete köy arabalarıyla, haftada bir kez geliyor. Orada bir kardeşim biriktiriyor, bir seferde beş-altı gazete geliyor. Özellikle Lâhika sayfalarını okumadan geçmiyorum.

31.07.2009

 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri


Önceki Röportaj

  (28.07.2009) - Gazetemiz ile evimiz ‘aile mektebi’ne döndü

  (27.07.2009) - ORDUYU YANLIŞ YÖNLENDİRMEK İSTİYORLAR

  (26.07.2009) - Yeni Asya, Risâle-i Nur’un tanınmasına vesile oldu

  (22.07.2009) - Yeni Asya benim ve çocuklarım için bir mektep

  (20.07.2009) - AKP, halka verdiği sözü tutmadı

  (17.07.2009) - BURSA’DA İKAMET EDEN 40 YILLIK OKUYUCUMUZ MUSTAFA ŞAHİN:

  (13.07.2009) - Ordu siyasetin göbeğinde

  (12.07.2009) - MAO'DAN SONRAKİ BÜYÜK DEĞİŞİM

  (07.07.2009) - Yeni Asya; her zaman rotayı düzgün tutar!

  (06.07.2009) - Başbakan yargılanıyorsa, G. Kurmay Başkanını da yargılayabilmeliyiz

Gazetemiz İmtiyaz Sahibi Mehmet Kutlular’ın STV Haber’deki programını izlemek için tıklayın.
Dergilerimize abone olmak için tıklayın.
Hava Durumu
Yeni Asya Gazetesi, Yeni Asya Medya Grubu Yayın Organıdır.