18 Eylül 2009 ASYA'NIN BAHTININ MİFTAHI , MEŞVERET VE ŞÛRÂDIR İletişim Künye Abonelik Reklam Bugünkü YeniAsya!

Eski tarihli sayılar

Günün Karikatürü
Gün Gün Tarih
Dergilerimiz

Nejat EREN

Güneydoğu kucaklaşmaları


A+ | A-

Kendi işine bakmak çok iyi bir şey. Biz de kendi işimize bakmaya çalışıyoruz. Yeni Asya Nur Camiası olarak kendi işimize bakarak, Cenâb-ı Hakk’ın ihsanı ve keremiyle şimdiye kadar çok mesafe kat ettik. Bundan sonra yine Yaratanımızın inayet ve hafiziyeti ile daha çok mesafe kat edeceğimize yürekten inanıyoruz inşallah.

Devletlülerimiz ve siyasîler “Güneydoğu Açılımı” paketi hakkında ne yapıp yapamayacaklarının ince ayar hesaplarını yapıp uğraşa dursunlar, biz Yeni Asya camiası olarak kendi çapımızda elimizden geldiği kadar “Demokratik Açılım”ın ana ruhu olan, bu mübarek Anadolu’nun ve aziz milletimizin en büyük mânevî kaynağı ve sarsılmaz menbâı, vazgeçilmezi olan “inanç hürriyeti ve demokratikleşme” konusunda fiilî tatbikatlarımıza devam ediyoruz. Elhamdülillâh.

Yeni Asya YK (Yönetim Kurulu) aldığı bir kararla iki yıldır mutat toplantılarını münavebeli olarak; bir İstanbul’da, bir de Anadolu’da tesbit edilen bölgelerde yapıyor. Bütün Türkiye’yi kapsayan bu proje, şimdiye kadar kararlılıkla devam etti. Amacı da; gazetemizin genel yayın politikasını okuyucularla birlikte tesbit ve tayin etmek, istek, tenkit ve teklifleri yerinde görüp kayda geçirmektir. Bu çerçevede Anadolu’daki okuyuculardan gelen her türlü teklif, tenkit ve görüşlere büyük önem vererek ve hepsini mota mot not olarak gereğini yapmaya çalışmaktır. Hâlâ bu çalışmalar çok ciddî olarak devam ediyor. Toplanan bilgiler en ince teferruâtına kadar değerlendirilip, ilgili birim ve kurumlara sevk edilip takip ve icrası titizlikle yerine getiriliyor. Bu çalışmaların semerelerini ve yeni müjdeleri kısa zamanda hep birlikte göreceğiz İnşaallah.

Kardeşlik ve barışın temini ve devamı için bir irade ortaya koyan Yeni Asya YK, bu konudaki tatbikatını da kesintisiz devam ettiriyor. İşte bu çerçevedeki YK toplantılarının sonuncusu ve bölgeler bazındaki “onuncusu” geçtiğimiz Pazartesi günü Şanlıurfa’da icra edildi. Böylece YK üyeleri olarak, hem mutat aylık toplantımızı yaptık, hem o bölgeden gelen okuyucularla sohbet edip kucaklaştık, hem de geleneksel “Urfa Mevlidi”ne iştirak ettik. Başta Güneydoğu ve çevre illerinden gelen sadakatli, ihlâslı, muhabbet dolu ağabey ve kardeşler olmak üzere bütün Türkiye’den gelen okuyucu ve dostlarla kucaklaştık, birlikte unutulmaz iki gün geçirdik. Kardeşlik, samimiyet, tesanüt, istikamet, birlik ve beraberlik tazelendi. Hz. Eyyüb’ün (as), Hz. İbrahim’in (as) mübarek makamları başta olmak üzere Dergâh ve Balıklı Göl’ü ziyaret ettik. Bediüzzaman’ın Kastamonu hayatı konulu sergiyi gezdik. Bütün Urfa Yeni Asya cemaatinin sıcak ilgi ve alâkasından son derece memnun ve mesrur olduk. İftarı, teravihi, ikramları ile “doğu insanının” sıcaklığı ve misafirperverliğini en güzel şekilde gösterdiler. Allah hepsinden razı olsun. (Âmin.)

Buradaki yapılan toplantıda, özellikle ülke gündeminin ilk sırasında olan “Doğu ve Güneydoğu Bölgesindeki anarşi ve teröre karşı sunulacak çözüm tekliflerine ne gibi katkıda bulunabiliriz?” sorusunu öncelikle ele aldık. Bu bapta Anadolu insanının kucaklaşmasına vesile olan ve “12 Eylül Menhus Hareketiyle” sona erdirilen “Van Mevlidi” iki yıldır icraata konuldu. Bu yıl “Isparta Mevlidi” yeniden icrâ edilmeye başlandı. Yönetim Kurulu aldığı yeni bir kararla; “Şanlıurfa Mevlidi”ne hep birlikte katılmayı kararlaştırdı. Bundan sonraki yıllarda da geleneksel hale gelen ve Van, Isparta, Şanlıurfa illerinde yapılacak bu üç mevlide firesiz olarak katılmaya karar verdi.

“Güneydoğu meselesinin çözümü”ne dair ve 12 Eylül Menhus zihniyetinin ülkeye yaptığı büyük tahribatı genç nesillere anlatmaya, yaşayanların da zihin tazelenmesine yardımcı olacak iki tane kitap veya broşür, Yeni Asya neşriyat vasıtasıyla bu milletin ve insanlığın hizmetine sunulacak İnşallah. Kısa zamanda bu işin ehli yazar arkadaşlarımız ve yayınevimiz bu işi gerçekleştirecek İnşaallah.

“Doğu ve Güneydoğu Bölgesi” konusunda Üstad Bediüzzaman’ın vaz ettiği çözüm ve reçeteler, YK başkanımız ve gazetemiz imtiyaz sahibi muhterem Mehmet Kutlular tarafından Bediüzzaman Vakfı salonunu dolduran kalabalık bir cemaate kısa ve özlü olarak bir defa daha izah edildi. Bölgenin şartlarını dikkate almadan yapılacak her türlü teşebbüsün akim kalacağına dikkat çeken Kutlular; bunun dışında başka çözüm aramanın şimdiye kadar olduğu gibi bundan sonra da beyhude ve boşuna olduğunu nazara verdi. Bütün siyasî ve içtimâî olayların çözümü konusunda Üstad Bediüzzaman Said Nursî’nin ortaya koyduğu çözüm ve reçetelerin ne kadar isabetli olduğunu, gelişen olayların, zamanın ve tarihin şahadetiyle ispat ettiğini söyledi.

Şanlıurfa Bediüzzaman Vakfı salonu tarihî günlerinden birisini yaşadı. Kudsî dâvânın halis, muhlis müntesipleriyle rahmetin tecellisi iftar sofrasında birlikteydik. Gülen gözler, muhabbetle kucaklaşan bedenler, karşılıklı iltifatlar, şakalar, hasret gidermelerle süslenen, özlenen ve beklenen bir tablo gerçekleşti. Aynı gaye ve istikamette, kudsî bir dâvâda olan birliktelik ne büyük bir nimet ve devlettir Elhamdülillâh! Buna sebep olan başta Şanlıurfa meşveret heyeti olarak, bu ilimizden ve çevre illerimizden bu dâvete icap edip katılan, katkıda bulunan herkese sonsuz tebrik ve teşekkürler ediyorum.

“Ülfeti” yıkan, gafleti dağıtan, perdeleri aralayan nurlu sohbetler, hem camianın hem de ülkenin faydasına olacak, ufuk açacak gelişmelere sahne oldu. İnsan olmanın, “İnsaniyet-i Kübra” olan İslâmiyet’le müşerref olmanın, âhir zaman peygamberine ümmet olmanın saadet ve mutluluğu paylaşıldı.

Şu müthiş zamanda, dehşetli düşmanlar mukabilinde, şiddetli tazyikat karşısında, savletli bid’alar ve dalâletler içerisinde çalkanan insanlığa ve insanımıza yardım için ve sırf rıza-yı İlâhî için yollara düşen bu bahtiyar grubun bütün fertlerine selâm olsun.

Üstad Bediüzzaman’ın naşının ilk defnedildiği Dergâh Camii’nde akşam Kur’ân Bülbülü hafızların o güzel sesleriyle okuduğu Kur’ân-ı Kerim, na’t-ı şerif, mevlid-i şerif, kasideler, mevlide katılanların ruh dünyalarında ve gönül iklimlerinde müthiş dalgalanmalar meydana getirdi.

Kardeşliğimizin, muhabbetimizin, birliğimizin, tesanüdümüzün devamını ve vazgeçilmezliğini bir defa daha yerinde tesbit ve tescil ettik. Dosta, düşmana bu birlikteliğimizi, tesanüdümüzü, samimiyetimizi göstermek için gayretlerimiz oldu.

Bu sohbet yazımı iki küçük, fakat anlamlı hatırayla bitireyim. İslâm âlemi için çok büyük önemi olan mübarek Kadir Gecesi’ni Antalya’da dostlarla geçirmek için plân yapmıştım. Onun için en müsait vakit Salı günü gündüz vaktiydi, en müsait vasıta da uçaktı. Yer olarak da Gaziantep’ti. Biz bütün bu plânları bunun üzerine yapmıştık. Fakat kaderin buna fetvası yoktu. Havayolu şirketi, uçuşu Kadir Gecesi gece yarısına değiştirmişti. Biz de “Tevekkeltü alelâllah” dedik. Urfa’dan Gaziantep’e geçip oradaki dostlarımızla mülâki olduk.

Teravih ve dersten sonra yola koyulduk. Bu saatte yanımdaki koltuğa oturan genç ve sosyetik görünümlü bir bayana; ilk önce medenî ölçüler içinde iyi yolculuklar diledim. Daha sonra bir konuda yardım etmesi üzerine, yardımı yaptıktan sonra okuması için o günkü Yeni Asya gazetesini uzattım. Ben de “Cevşen ve Hizb-i Kur’ânî okuyayım, Kadir Gecesini semâda geçirmek de bir nimetti” diye düşündüm. Böylece hem bu genç bayana ilgisiz kalmayacak, hem de kendi şahsî duâlarımı okuyabilecektim. İlk anda, bayanın gazetemizi şöyle bir evirip çevirip geri vereceğini tahmin etmiştim. Baktım bayan, gazeteyi çok dikkatli okuyor. Bir ara göz kaydırdım. “Kadir Gecesiyle” ilgili makaleyi okuyor. Antalya Havalimanına bir saatte ulaştık. Fakat bayan ulaşıncaya kadar dikkatlice gazeteyi okuyup benim çantamın bulunduğu koltuğa bıraktı. Kendisine: “Gazeteyi dikkatlice okudunuz. Nasıl buldunuz?” dedim.

“Bu çok güzel ve harika bir gazete, Türkiye’de böyle gazete çıkacağını hiç tahmin etmiyorum. Ben bir başka hocaefendinin grubunun gazetesini okuyorum ama bu gazete ondan çok çok daha güzel ve kaliteli!” dedi. Ben gazeteyi alabileceğini söyledim. “Valla çok güzel olur. Ben sizden bu gazeteyi isteyecektim, utandım” dedi. Ben de hem o günkü, hem de bir gün önceki gazeteyi ve kartvizitimi vererek teşekkür ettim. Beyi polis olan yeni evli bu bayanla, İnşaallah sonraki zamanlarda irtibat kurup gazetemize abone yapmayı da Cenâb-ı Hak nasip eder. Gazetemizle ilgili farklı bir göz ve farklı bir dünyanın insanı tarafından yapılan bu değerlendirme gerçekten çok dikkate değer. Gazeteye hep tenkit gözüyle bakan dostların kulakları çınlasın.

Gece yarısından sonra Antalya merkez dershanesinde dostlarla buluştuk. Sabah namazının edasıyla bu mübarek geceyi ihyâ ettik İnşallah. İkinci küçük hatıramız da, kara vasıtasında oldu. Sabah namazından sonra hemen ilçeme, ailemin yanına dönmem lâzımdı. Mutat vasıta minibüsle ilçem Gündoğmuş’a giderken, ilçemizde bulunan polis memuru eniştesi ve ablasını Kayseri’den ziyaret gelen genç ve tesettürlü bir bayanla tanışmak nasip oldu. Yeni mezun olmuş, öğretmen bir meslektaşımmış. Yaptığımız bir saatlik yolculukta, genç öğretmene sorduğum: “Risâle-i Nurları tanıyor musunuz? Hiç okudunuz mu?” sorusuna aldığım cevap, çoğunuzun bildiği, klâsik bir cevaptı. “Lisedeyken biraz okudum, fakat dili ağır geldi!”

Ben de: “Acaba mevzular mı ağır, biz mi hafifiz hoca hanım!” dedim. Dünya ve ahiret hayatı için katlandığımız bu kadar zahmetin yanında imanî konulara harcanacak zamanın kıymet ve değerini izah etmeye çalıştım. Ona da o günkü gazeteyi hediye ettim. Adres ve telefonunu aldım. Kayseri’deki dost ablalarla tanıştırmamı ve öyle sohbetlere gidebileceğini söyleyince rahatladım. İnşaallah onu da Kayserili dostlara havale edeceğiz.

Böyle mübarek Ramazan ayının, en mübarek bir gecenin tatlı, cennetâsâ meyvelerini bahşeden Rabbime sonsuz hamd olsun. Hizmet gece gündüz, havada karada, tesettürlüye açığına, her kesimden insana ulaştırılmayı bekliyor. Ne mutlu vesile olup gayret edenlere.

Şimdiden mübarek Ramazan Bayramınızı tebrik ediyorum. Aşk, şevk, hizmet, rahmet ve saadet dolu günler diliyorum, bu acize de ismen duâlarınızı bekliyorum.

18.09.2009

E-Posta: [email protected]


 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri


Önceki Yazıları

  (11.09.2009) - SORGULAMAK

  (04.09.2009) - İslâmiyet, hayatın mihenk ve saadetidir

  (02.09.2009) - Rahmetle kucaklaşmak, hizmetle hemhâl olmak

  (21.08.2009) - Ayların sultanını karşılarken

  (14.08.2009) - Nur dairesinin özlü bir tarifi ile Nur Talebesinin sorumluluk ve vasıfları

  (07.08.2009) - Nurun iki fedakâr kahramanını Hakk’a uğurlarken

  (31.07.2009) - Bediüzzamanla bütünleşen şehir ve mevlid

  (27.07.2009) - Van’da Bediüzzaman coşkusu

  (24.07.2009) - Ahir zamanın dehşeti, işaretleri ve korunma yolları

  (17.07.2009) - Hayatı olumlu ve verimli kılmak

Bütün yazılar

YAZARLAR

  Abdil YILDIRIM

  Abdullah ERAÇIKBAŞ

  Ahmet ARICAN

  Ahmet DURSUN

  Ahmet ÖZDEMİR

  Ali FERŞADOĞLU

  Ali OKTAY

  Atike ÖZER

  Cevat ÇAKIR

  Cevher İLHAN

  Elmira AKHMETOVA

  Fahri UTKAN

  Faruk ÇAKIR

  Fatma Nur ZENGİN

  Gökçe OK

  Gültekin AVCI

  H. Hüseyin KEMAL

  H. İbrahim CAN

  Habib FİDAN

  Hakan YALMAN

  Halil USLU

  Hasan GÜNEŞ

  Hasan YÜKSELTEN

  Hüseyin EREN

  Hüseyin GÜLTEKİN

  Kadir AKBAŞ

  Kazım GÜLEÇYÜZ

  M. Ali KAYA

  M. Latif SALİHOĞLU

  Mehmet C. GÖKÇE

  Mehmet KAPLAN

  Mehmet KARA

  Mehtap YILDIRIM

  Meryem TORTUK

  Mikail YAPRAK

  Murat ÇETİN

  Nejat EREN

  Nurullah AKAY

  Osman GÖKMEN

  Osman ZENGİN

  Raşit YÜCEL

  Recep TAŞCI

  Rifat OKYAY

  Robert MİRANDA

  Ruhan ASYA

  S. Bahattin YAŞAR

  Saadet BAYRİ

  Saadet TOPUZ

  Said HAFIZOĞLU

  Sami CEBECİ

  Selim GÜNDÜZALP

  Semra ULAŞ

  Suna DURMAZ

  Süleyman KÖSMENE

  Umut YAVUZ

  Vehbi HORASANLI

  Yasemin GÜLEÇYÜZ

  Yasemin YAŞAR

  Yeni Asyadan Size

  Zafer AKGÜL

  Ümit KIZILTEPE

  İbrahim KAYGUSUZ

  İslam YAŞAR

  İsmail BERK

  İsmail TEZER

  Şaban DÖĞEN

  Şükrü BULUT

Gazetemiz İmtiyaz Sahibi Mehmet Kutlular’ın STV Haber’deki programını izlemek için tıklayın.
Dergilerimize abone olmak için tıklayın.
Hava Durumu
Yeni Asya Gazetesi, Yeni Asya Medya Grubu Yayın Organıdır.