26 Eylül 2009 ASYA'NIN BAHTININ MİFTAHI , MEŞVERET VE ŞÛRÂDIR İletişim Künye Abonelik Reklam Bugünkü YeniAsya!

Eski tarihli sayılar

Günün Karikatürü
Gün Gün Tarih
Dergilerimiz

Güncel

 

Medeniyette Müslümanların büyük katkısı var

BM’nin 64. Genel Kurulu’nda konuşan Başbakan Erdoğan, “Medeniyete Eski Yunan ve Roma uygarlıkları kadar, Cebirin babası El Harezmi’den müzik teorilerinin temelini atan Farabi’ye, tıp alanında çığır açan İbni Sina’dan, çağının en ileri mühendislik örneklerini veren Mimar Sinan’a kadar pek çok Türk ve İslâm düşünür, bilgin ve sanatkârı da çok önemli katkılar sağlamıştır’’ dedi.

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, her kültürün ve medeniyetin diğerlerinin başarılarından etkilenerek gelişeceğini belirterek, ‘’Nitekim, bugün paylaştığımız ortak değerlerle bilim, hukuk ve sanatımız, Eski Yunan ve Roma uygarlıkları kadar, kadim Doğu Medeniyetlerinden de beslenmiştir’’ dedi.

Birleşmiş Milletler’in 64. Genel Kurul Genel Görüşmeleri’nde Genel Kurul’a hitap eden Başbakan Erdoğan, Türkiye olarak Orta Doğu Barış Süreci’ne bugüne kadar her türlü katkıyı yapmaya gayret ettiklerini belirtti. Başbakan Erdoğan, şöyle devam etti:

‘’Dünyamızı tehdit eden çok önemli bir meseleyi de burada dikkatlerinize sunmak isterim: Unutmamalıyız ki her kültür ve medeniyet, diğerlerinin başarılarından etkilenerek gelişir. Nitekim, bugün paylaştığımız ortak değerlerle bilim, hukuk ve san'atımız, eski Yunan ve Roma uygarlıkları kadar, kadim Doğu medeniyetlerinden de beslenmiştir. Cebirin babası el Harezmi’den müzik teorilerinin temelini atan Farabi;ye, tıp alanında çığır açan İbn-i Sina’dan, çağının en ileri mühendislik örneklerini veren Mimar Sinan’a kadar pek çok Türk ve İslam düşünür, bilgin ve sanatkarı, insanlığın ilerleyişine çok önemli katkılar sağlamıştır. Bu nedenle, değişik kültürlerin ‘öteki’ olarak değil, insanlığın ortak kültürel mirasının birer parçası olarak görülmesi, anlaşılması ve yeni nesillere öğretilmesi büyük önem taşıyor.’’ Başbakan Erdoğan, Türkiye ve İspanya’nın ortak sunuculuğunda Birleşmiş Milletler girişimi halini alarak kurumsallaşan Medeniyetler İttifakı’nın temelinde yatan felsefenin de bu olduğuna dikkat çekerek, ‘’İttifak, demokrasi, hukukun üstünlüğü, iyi yönetişim, insan hakları, kadın-erkek eşitliği, gençlik ve medya gibi alanlarda yaptığı çalışmalarla evrensel değerlere dayalı küresel bir medeniyetin şekillenmesine çok önemli katkılar sağlayacaktır’’ dedi.

26.09.2009


 

Bağış: Pes etmek yok

Harvard Üniversitesi John F. Kennedy Yönetim Okulunda bir konferansta konuşan AB Başmüzakerecisi Egemen Bağış, Türkiye’yi AB arzusundan vazgeçirmeye yönelik hem iç, hem dışta önlerine çıkarılan zorluklara rağmen pes etmeyeceklerini, bu yolda kararlı ve sabırlı olduklarını belirtti.

Pes etmeyeceğiz

Devlet Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış, Türkiye’yi AB arzusundan vazgeçirmeye yönelik hem iç hem dışta önlerine çıkarılan zorluklara rağmen pes etmeyeceklerini, bu yolda kararlı ve sabırlı olduklarını belirtti. Harvard Üniversitesi John F. Kennedy Yönetim Okulunda “Kazan-Kazan İlişkisi: Türkiye ve AB” başlıklı konferans veren Bağış, AB’nin, tarihin en önemli barış projelerinden biri olduğunu ancak henüz tamamlanmayan bu sürecin Türkiye’nin üyeliğiyle tamamlanacağına inandığını söyledi.

Bağış, Türkiye’nin AB ile ilişkisinin “kazan-kazan” niteliği taşıdığını ifade ederek, AB’nin yüzleştiği önemli sorunlarda, Türkiye’nin çözümün bir parçası olduğunu kaydetti. Bağış, Türkiye’nin “yumuşak güç” olarak en önemli katkısını İslam dünyasına taşıdığı mesajla hayata geçirdiğini ifade ederek, bugün dünyadaki 1,5 milyar Müslüman’ın, Türkiye’nin Avrupa serüvenini yakından takip ettiğini anlattı. AB’nin başından beri siyasi barış projesi olarak tasarlandığına, “muhafazakar bir birlik” ya da “Hristiyan kulübü” olarak ortaya çıkmadığına işaret eden Bağış, Avrupa’yı bugünkü Avrupa yapanın “çeşitlilik” olduğunu vurguladı. Bağış, yüzyıllardan beri ilk kez bu çeşitliliği bir araya getirme ve Avrupa’yı paylaşılmış idealler ve ortak hedefler temelinde birleştirme fırsatının ortada olduğunu belirterek, “Müslüman çoğunluğa sahip laik bir demokrasi olarak Türkiye, ‘medeniyetler çatışması’ senaryosunu boşa çıkarma şansına sahip” dedi.

Türkiye’nin AB’ye katılımının, Birliğin yeni ufuklara, medeniyetlere ve kültürlere açılımında araç vazifesi göreceğini kaydeden Bağış, ayrıca kültür ve dinin, kalkınma ve demokrasiye engel oluşturmadığını göstererek, dünyadaki Müslüman nüfusu daha fazla demokrasi istemeye teşvik edeceğini, İslam ve demokrasinin uyumlu olduğuna dair yeni bir kanıt oluşturacağını söyledi. Fransa’nın başını çektiği bazı ülkelerin Türkiye’nin AB üyeliğine olumsuz bakışına dair bir soru üzerine Bağış, müzakerelerin, aralarında Fransa ve Almanya’nın da yer aldığı AB ülkelerinin oy birliğiyle aldığı kararla başladığını hatırlatarak, “Bu demektir ki katılım müzakerelerine devam etmek Türkiye’nin yasal hakkı. Evet, bazen problemler çıkarıp, bazı fasılları bloke etmeye çalışabilirler ama Türkiye’yi pes ettiremezler. Sizi temin ederim ki Türkiye’yi AB arzusundan vazgeçirmeye yönelik hem iç hem dışta önümüze konulan zorluklara rağmen pes etmeyeceğiz. Kararlıyız, arzuluyuz ve sabırlıyız” diye konuştu.

26.09.2009


 

İspanya’dan üyeliğimize destek

DIşİşlerİ Bakanı Ahmet Davutoğlu’nun 64. dönem BM Genel Kurulu üst düzey toplantıları kapsamında geldiği New York’ta ikili ve çok taraflı yoğun temasları devam ediyor.

Diplomatik kaynaklardan edinilen bilgiye göre, Bakan Davutoğlu’nun, AB’nin gelecek dönem başkanlığını yürütecek İspanya’nın Dışişleri Bakanı Miguel Angel Moratinos ile yaptığı görüşmede Moratinos, Davutoğlu’na, İspanya’nın AB dönem başkanlığı sırasında Türkiye-AB müzakerelerinin kendileri için en öncelikli konulardan biri olacağını söyledi. Görüşmede, Türkiye ve İspanya’nın eş başkanlıklarını yürüttükleri Medeniyetler İttifakı’nın ele alındığı ve bakanların, girişimin, BM’nin en başarılı girişimlerinden biri haline geldiğini belirttikleri öğrenildi. Davutoğlu’nun Avusturya Dışişleri Bakanı Michael Spindelegger ile görüşmesinde ise Avusturyalı bakanın, ülkesinin ‘’Türkiye’nin AB ile olan müzakerelerine engel olmadığını, kapıyı kapamadığını’’ ifade ettiği belirtildi.

26.09.2009


 

Ayrımcı Alman idareciye tepki

Almanya SPD milletvekili adayı olan Federal Meclis üyesi Johannes Kahrs, cami önlerinde kimlik kontrolü yaptırtan Aşağı Saksonya Eyaleti İçişleri Bakanı Schünemann’a sert tepki göstererek, “Bu uygulamayla tüm Müslümanlar potansiyel suçlu olarak görülüyor. Müslümanlar bu toplumun bir parçasıdır” dedi.

Ayrımcı Alman’a tepki

Almanya’da, 26 Eylül Pazar günü yapılacak genel seçimler için Sosyal Demokrat Parti’den (SPD) milletvekili adayı olan federal meclis üyesi Johannes Kahrs, cami önlerinde kimlik kontrolü yaptırtan Aşağı Saksonya Eyaleti İçişleri Bakanı Uwe Schünemann’a sert tepki gösterdi. Johannes Kahrs, ‘’Bu uygulamayla tüm Müslümanlar potansiyel suçlu olarak görülüyor. Müslümanlar bu toplumun bir parçasıdır’’ dedi. Schünemann’ın cami önlerinde kimlik kontrolü yaptırmasını utanç verici bir durum olarak nitelendiren Kahrs, ‘’Bu bakış açısı Hessen Eyaleti Başbakanı Roland Koch’un 1999 yılında çifte vatandaşlığa karşı yürüttüğü imza kampanyasından daha vahim bir durum. Kimse inançlarından dolayı dışlanamaz ve ayrımcılığa tabi tutulamaz. Müslümanlar’ı terör suçlusu olarak gören ve bunu meşrûlaştıran bir politikaya asla izin vermeyeceğiz’’ diye konuştu.

26.09.2009


 

Son Osmanlı son yolculuğuna uğurlanıyor

İstanbul’da böbrek ve solunum yetmezliği sebebiyle tedavi gördüğü hastanede vefat eden, Osmanlı padişahlarından II. Abdülhamit’in torunu Osman Ertuğrul Osmanoğlu’nun cenazesi bugün Sultanahmet Camii’nden kaldırılacak.

Öğle namazından sonra kılınacak cenaze namazının ardından da Divanyolu’nda bulunan II. Mahmut Türbesi Haziresi’ne defnedilecek. İstanbul Türbeler Müzesi Müdürü Hayrullah Cengiz, 23 Eylül 2009 tarihinde vefat eden Osman Ertuğrul Osmanoğlu’nun II. Abdülhamit’in oğlu şehzade Burhaneddin Efendi’nin torunu olduğunu söyledi. Osmanoğlu’nun vefatının ardından eşi Zeynep Osmanoğlu’nun kendilerine başvurarak II. Mahmut Türbesi’nde ya da haziresinde eşinin defnedilip edilemeyeceğini sorduğunu ifade eden Cengiz, ‘’Kendisine türbede uygun yer olmadığını, ancak haziresinde yer çıkabileceğini ifade ettik. Kendisi gelip burada yer tesbiti yaptıktan sonra gerekli yazışmalar, yasal süreç başlatıldı. Şu anda defin için gerekli her şey hazır. İlgili yasal işlemlerin bitmesini bekliyoruz. Bakanlar Kurulu kararı alındıktan sonra defin işlemi gerçekleştirilecektir’’ dedi. Cengiz, 1840 yılında yaptırılan II. Mahmut Türbesi’nde şu anda Osmanlı sultanları II. Mahmut, Abdulaziz ve II. Abdülhamit’in mezarlarının bulunduğunu hatırlattı. Bu arada, İstanbul Mezarlıklar Müdürlüğüne bağlı görevlilerin Cağaloğlu’ndaki II. Mahmut Türbesi Haziresi giriş kapısının karşısında mezar kazdıkları ve çevrede gerekli düzenlemeleri yaptıkları görüldü. Osman Ertuğrul Osmanoğlu, ‘’Osmanlı Hanedanının Reisi’’ ve ‘’Son Osmanlı’’ olarak da anılıyordu.

26.09.2009


 

Livaneli’nin adaylık başvurusu yok

DIşİşlerİ Bakanlığı, “Sayın Zülfü Livaneli’nin, UNESCO Genel Direktörlüğü görevi için Bakanlığımıza intikal etmiş herhangi bir adaylık girişimi ve başvurusu yoktur” açıklamasında bulundu.

Dışişleri Bakanlığı sözcülüğünün bir soruya verdiği cevapta, Livaneli’nin adaylık konusunda bakanlığa ulaşmış herhangi bir başvurusunun bulunmadığı belirtilerek, Livaneli’nin adaylığı konusunda UNESCO teşkilatına başvuruda bulunulduğuna ilişkin bir bilginin de mevcut olmadığı ve bu konuda herhangi bir ülke veya çevreden Dışişleri Bakanlığına resmi bir başvurunun da olmadığı bildirildi. Açıklamada, Türk vatandaşlarının uluslar arası kuruluşlardaki üst düzey önemli görevlere gelmelerinin desteklendiği ve bu amaçla her zaman yoğun çaba sarf edildiği , bundan sonra da bu destek ve çabaların devam edeceği belirtildi.

26.09.2009


 

Alevi Çalıştayı’nda 4. oturum 30 Eylül’de

Alevİ Çalıştayı’nın 30 Eylül’de yapılacak 4. oturumuna, işçi ve memur sendikaları başkanları, sivil toplum kuruluşları vakıf ve meslek odaları temsilcilerinin yanı sıra sanatçı Sebahat Akkiraz ile Ferhat Tunç da katılacak.

Alevilerin istek ve temennilerinin belirlenip, bu çerçevede atılacak adımların hayata geçirilmesini amaçlayan Alevi Çalıştayı’nın 4. oturumu, 35 temsilcinin katılımıyla Ankara’da gerçekleştirilecek. Katılımcılar arasında işçi ve memur sendikalarının genel başkanları, Mazlum-Der Genel Başkanı Ahmet Faruk Ünsal, Mülkiyeliler Birliği Başkanı Ali Çolak, Diyarbakır Kültür Sanat Vakfı Kurucu Başkanı Bejan Matur, TESK Başkanı Bendevi Palandöken, MÜSİAD Başkanı Ömer Cihad Vardan, İnsani Yardım Vakfı Başkanı Fehmi Bülent Yıldırım, Türkiye Sivil Toplum Kuruluşları Platformu Genel Başkanı Hasan Ekşi, Genç Sivillerden Hayri İnce, Türk Ocakları Genel Başkanı Nuri Gürgür ve Tunceli Dernekleri Federasyonu Başkanı Özkan Tacer’in yanı sıra sanatçı Sabahat Akkiraz ile Ferhat Tunç da yer alıyor. Moderatörlüğünü Necdet Subaşı’nın yapacağı çalıştayda, Hükümeti Devlet Bakanı Faruk Çelik temsil edecek.

26.09.2009


 

Yangınlarda, 4 bin 470 hektar alan zarar gördü

Orman Genel Müdürü Osman Kahveci, Türkiye’de bu yıl bin 480 civarında orman yangını çıktığını ve bu yangınlarda 4 bin 470 hektar orman alanının zarar gördüğünü söyledi.

Türkkuşu Genel Müdürü Necdet Şendil ile birlikte Türk Hava Kurumu’na (THK) ait uçakla Çanakkale’ye gelen Kahveci, ‘yangın çıktığı andan itibaren en hızlı ve en etkin müdahaleyi nasıl yapabiliriz?’ şeklinde bir yapılanmaya gittiklerini, bunun yolunun da güçlü bir hava operasyonundan geçtiğini ifade ederek, hava gücünün, diğer ekiplerden çok daha hızlı olduğunu söyledi. İrili ufaklı uçak ve helikopter olmak üzere 45 tane hava aracı çalıştırdıklarını kaydeden Kahveci, ‘’Türkiye de ise bu yıl şu an itibarıyla bin 480 civarında orman yangını çıktı, bu yangınlarda da 4 bin 470 hektar orman alanı zarar gördü. Bunların bir kısmı makilik, bir kısmı ağaçlandırma sahası ve bir kısmı da ormanlık alan. Geçen yıla göre düşük. Geçen yıl yaklaşık 1400 adet orman yangınında 29 bin hektarlık alan yandı. Geçen sene iki büyük orman yangınımız vardı’’ şeklinde konuştu. Kahveci, orman yangınlarının söndürülmesi için kullanılan uçak ve helikopterlerin kiralanması için yaz aylarında günlük 250 bin dolar ödediklerini bildirdi.

26.09.2009


 

Darbeler, darbe demeden anlatılacak

Türk siyasî ve sosyal tarihini derinden etkileyen “darbeler dönemi” bu kez lise 12. sınıf kitabına girdi. “Çağdaş Türk ve Dünya Tarihi” kitabında “Tükiye’de Bunalımlı Yıllar” başlığı altında verilen “27 Mayıs, 12 Mart ve 12 Eylül” anlatılırken “darbe” yerine “müdahale” ya da “dönem” kavramları kullanıldı. 2008-09 döneminde 8. sınıf “İnkılap Tarihi ve Atatürkçülük” ders kitabından “darbeler” bölümü çıkarılmıştı.

Darbeler, "darbe" demeden anlatılacak

Türk siyasi ve sosyal tarihini derinden etkileyen “darbeler dönemi” bu kez lise 12. sınıf kitabına girdi. “Çağdaş Türk ve Dünya Tarihi” kitabında “Tükiye’de Bunalımlı Yıllar” başlığı altında verilen “27 Mayıs, 12 Mart ve 12 Eylül” anlatılırken “darbe” yerine “müdahale” ya da “dönem” kavramları kullanıldı.

Eğitim-öğretim yılının açılmasıyla birlikte ders kitaplarında yer alan detaylar da ortaya çıkmaya başladı. 2008-2009 eğitim-öğretim yılında “askeri darbeleri normal gösteren ifadelere yer verildiği” gerekçesiyle tepki toplayan 8. sınıf “İnkılap Tarihi ve Atatürkçülük” ders kitabından “darbeler” bölümü çıkarıldı. Bu kez darbeler lise son sınıf öğrencileri için hazırlanan “Çağdaş Türk ve Dünya Tarihi” kitabına girdi. Bu kitapta darbeler şöyle anlatılıyor:

27 Mayıs: Demokrasinin tam olarak yerleşmemiş olması siyasi yaşamdaki hoşgörü eksikliği ve ekonomik nedenler siyasî ortamı gerginleştirdi. Bu şartlar altında 27 Mayıs 1960 askeri müdahalesi gerçekleştirildi.

12 Mart: Demokrasiye zarar veren bu muhtıra sonucunda Başbakan Süleyman Demirel istifa etti.

12 Eylül: TSK, yer yer meydana gelen şiddet ve terör olaylarını gerekçe göstererek 12 Eylül 1980’de demokratik yönetimi ortadan kaldıran askerî müdahaleyi gerçekleştirmiştir.

TEPKİ ÜZERİNE KİTAPTAN ÇIKARILMIŞTI

İlköğretim 8. sınıf “İnkılâp Tarihi ve Atatürkçülük” kitabında 27 Mayıs, 12 Mart, 12 Eylül ve 28 Şubat müdahaleleri, darbeci mantığa hak veren ve milletin seçtiği siyasetçileri kötüleyen bir üslûpla anlatılıyordu. Kamuoyunun sert tepkisi üzerine Millî Eğitim Bakanlığı Talim Terbiye Kurulu, “Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin demokratklık vasfına uygun olmadığı” gerekçesiyle kitaptan çıkartmıştı.

26.09.2009


 

Yerli enerjiden vazgeçemeyiz

Enerji ve Tabiî Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız, yerli ve yenilenebilir enerji kaynaklarının özellikle ithalatın arttığı ve fiyatların yükseldiği bu dönemde Türkiye’de önemli enerji bloklarından birini oluşturduğunu ve bundan vazgeçilmesinin mümkün olmadığını kaydetti.

Yıldız: Nükleer santralde kararlıyız

Enerjİ ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız, nükleer enerji santrallerinin Türkiye’ye kazandırılmasıyla alakalı kararlılığın hiçbir şekilde eksilmeden, fakat “sıhhatine dikkat ederek” devam ettiğini söyledi. Gazetecilerin sorularını cevaplayan Yıldız, yerli ve yenilenebilir enerji kaynaklarının özellikle ithalatın arttığı ve fiyatların yükseldiği bu dönemde Türkiye’de önemli enerji bloklarından birini oluşturduğunu ve bundan vazgeçilmesinin mümkün olmadığını vurguladı. Rüzgar lisanslarıyla ilgili çalışmaların yıl sonuna kadar süreceğini, nehir tipi santral konusunda fiili durumun devam ettiğini belirten Yıldız, güneş enerjisiyle alakalı ise biraz daha temkinli ve ihtiyatlı davranmak gerektiğini kaydetti. Nükleer santral ihalesiyle ilgili sorular üzerine Bakan Yıldız, konuyla ilgili stratejik, hukuki ve teknik çalışmaların devam ettiğini belirterek, “Bizim nükleer enerji santrallerinin Türkiye’ye kazandırılmasıyla alakalı kararlılığımız hiçbir şekilde eksilmeden ama sıhhatine dikkat ederek devam ediyor” dedi.

26.09.2009


 

Profesyonel komandolar 2010’da

Genelkurmay Başkanlığı İletişim Daire Başkanı Tuğgeneral Metin Gürak, Kara Kuvvetleri Komutanlığınca 2010 yılı içerisinde 5 komando tugayının profesyonelleşmesinin tamamlanacağını bildirdi.

Gürak, haftalık basını bilgilendirme toplantısında, komando birliklerinin tamamen profesyonel personelden oluşturulmasına yönelik çalışmaların sürdüğünü söyleyerek, Kara Kuvvetleri Komutanlığınca 5 komando tugayının profesyonelleştireleceğini belirtti. Bu kapsamda, ilk olarak komando kollarında yedek subay görevlendirilmeyecek şekilde muvazzaf subay ve astsubay kadrolarının tamamının desteklenmeye başlandığını dile getiren Tuğgeneral Gürak, bugüne kadar temin edilen 2 bin 750 uzman erbaş ile komando birliklerinin yüzde 70’inin profesyonel hale getirilmesinin sağlandığını kaydetti. Halen eğitimi devam eden 650 uzman erbaşın daha sisteme girmesi ile bu oran Aralık 2009’da yüzde 86’ya ulaşacağını belirten Gürak, ‘’Komando birliklerinin profesyonel hale getirilmesi çalışmaları planlandığı şekilde devam etmekte olup 2010 yılı içerisinde 5 komando tugayının profesyonelleşmesi tamamlanacaktır’’ dedi.

26.09.2009


 

Sosyal güvenlik reformu sorunları çözmedi

Türk-İş, 1 Ekim 2008’de yürürlüğe giren sosyal güvenlik reformunun bir yılını değerlendirdi. Alınan bilgiye göre, konfederasyon, sosyal güvenlik reformunun uygulamasına ilişkin bir rapor hazırladı.

Raporda, bir yıllık uygulamanın, sosyal güvenlik sisteminde finansman, kapsam, hak ve yükümlülüklerde birliktelik ve kurumsal yapı konularındaki sorunları çözüme kavuşturmadığı, aksine sigortalıların yeni sorunlar yaşamasına neden olduğu görüşüne yer verildi. Bir yıllık uygulama sonuçlarının ‘’çok olumsuz bir tabloyu ortaya koyduğu’’ iddia edildi. Küresel krizin etkisinin yoğun yaşandığı 2008’de sistemin 1,90 olan aktif/pasif dengesinin, 2009’da 1,82’ye kadar düştüğü ifade edilen raporda, 2008’in Ocak-Temmuz döneminde 15 milyar 937 milyon lira olan finansman açığının, 2009’un aynı döneminde 16 milyar 766 milyon liraya yükseldiğine dikkat çekildi. Raporda, kurumun finansman açığının aynı hızla büyüyeceğini varsayılırsa yıl sonuna kadar açığın boyutunun 30 milyar liraya ulaşacağı savunuldu. Raporda, şöyle denildi: ‘’Sosyal güvenlik sisteminin sorunlarını çözeceği iddiası ile uygulamaya konulan düzenlemeler sigortalı işçilerin yeni sorunlar yaşamasına neden olmuş, sistemin sorunlarının çözüleceğine ilişkin hiç bir işaret vermemiştir. Türk-iş, giderek büyüyen açıklarla sigortalıların haklarının daha da kısılacağından, çok daha vahimi giderek sistemin duraksayacağından endişe duymaktadır. SGK’da son 2,5 yıl içinde 5 kez kurum başkanı değiştirilmiştir.’’

26.09.2009


 

Doğan’dan teminat istendi

Doğan Yayın Holding A.Ş, bağlı ortaklıklara ilişkin vergi aslı ve vergi cezaları ile bunlara ilişkin hesaplanan gecikme faizi tutarı için toplam 4 milyar 823 milyon 825 bin 987,33 lira tutarında teminatın 15 gün içinde gösterilmesinin talep edildiğini duyurdu.

Doğan Yayın Holding’in, Koordinatör Murat Doğu ve Yönetim Kurulu Üyesi Soner Gedik imzalarıyla, bazı bağlı ortaklıklardan teminat istenmesine dair Kamuyu Aydınlatma Platformunda (KAP) yayımlanan özel durum açıklamasında, daha önce kamuya açıkladıkları 2005, 2006 ve 2007 hesap dönemlerine ait vergi inceleme raporları ile ilgili olarak doğrudan bağlı ortaklık olan Doğan TV Holding A.Ş. ile dolaylı bağlı ortaklıklar D Yapım Reklamcılık ve Dağıtım A.Ş, Doğan Prodüksiyon Hizmetleri A.Ş. ve Alp Görsel İletişim Hizmetleri A.Ş’den yine daha önce kamuya açıklanan vergi aslı ve vergi cezaları ile mevcut durum itibariyle bunlara ilişkin olarak hesaplanan gecikme faizi tutarı için birlikte toplam 4 milyar 823 milyon 825 bin 987,33 lira tutarındaki teminatın 15 gün içinde gösterilmesinin ilgili vergi daireleri tarafından talep edildiği kaydedildi. Açıklamada, söz konusu teminat talebi ve devamındaki işlemler hakkında gerekli tüm yasal yollara müracaat edileceği bildirildi.

26.09.2009


 

Vergide karar haftası

VarlIk barışı uygulaması ve vergi indirimlerinde karar haftasına giriliyor. Bakanlar Kurulu, 30 Eylül Çarşamba günü sona erecek varlık barışı uygulaması ve vergi indirimleriyle ilgili ‘’devam ya da tamam’’ kararını birkaç gün içinde açıklayacak.

Küresel ekonomik krizin olumsuz etkilerinin hafifletilmesi amacıyla 16 Mart 2009 tarihinde uygulamaya giren, 16 Haziran’da da kapsamı daraltılarak uzatılan bazı mal ve hizmetlerdeki özel tüketim vergisi (ÖTV) ve katma değer vergisi (KDV) indirimleri, 5 gün sonra sona erecek. Varlık barışı için bugüne kadar 100 bin kişiye uyarı mektubu gönderen, 10 bin afiş, binlerce broşür ve televizyon programlarıyla vatandaşı bilgilendiren, meslek odalarında uygulamayı anlatan, Almanya’da da gurbetçilere yönelik tanıtım toplantıları düzenleyen Maliye Bakanlığı, Bakanlar Kurulu’na tanınan yetki çerçevesinde başvuru süresinin 31 Aralık 2009 tarihine kadar uzatılabileceği görüşünü taşıyor. Bu arada Maliye Bakanlığına varlık barışının uzatılması konusunda çok sayıda talebin geldiği de bildirildi. Başta Almanya, Fransa ve Hollanda olmak üzere çeşitli Avrupa ülkelerindeki Türk yatırımcıların da Bakanlığa aynı doğrultuda istekte bulunduğu öğrenildi. Süre uzatımı halinde Rusya, İsviçre, Fransa ve Hollanda gibi ülkelerde yapılacak toplantılarda dışarıdaki zenginlere ‘’varlıklarınızı ülkeye geri getirin’’ çağrısı yapılacak, ardından da yurt dışındaki gizli paraların peşine düşülecek.

26.09.2009


 

‘Yetişen’ indirimden yararlanıyor!

Önlem paketi kapsamında hayata geçirilen otomobilde yüzde 10’luk özel tüketim vergisi (ÖTV) avantajının son günlerinde satışların hızlandığı bildirildi.

Opel ve Chevrolet’nin Bursa’daki bayisi Neskar’ın satış müdürü Mehmet Araz, yaptığı açıklamada, “Vatandaşlar, yüzde 10’luk ÖTV avantajını ve kredi faizlerinin düşmesini iyi değerlendirmek istiyor. Bankalar kredi faiz oranlarını yüzde 1,18’e kadar çekti. Satışlarımızda trafik oldukça hızlandı. Showroomlarımıza gelenlerin sayısı giderek artıyor’’ dedi.

Renault Mais Bursa Şube Müdürlüğü yetkilileri de bayram öncesinde başlayan hareketliliğin artarak sürdüğünü, satışlarının oldukça hızlı gittiğini söyledi. Mevcut stokların tekrar erimeye başladığını vurgulayan yetkililer, ‘’Vatandaşlar, ÖTV indiriminin devam etmesini ya da hurda indiriminin getirilmesini bekliyor. Bize hurda teşviğinin ne zaman çıkacağını soruyorlar. Vatandaşlar da sektör temsilcileri de 30 Eylül sonrasını merak ediyor’’ dedi.

Fiat’ın Bursa’daki yetkili satış bayisi Banoto Otomotiv Ticaret A.Ş yetkilileri de gün içinde bütün satış elemanlarının müşterilerle ilgilendiğini ifade ederek, otomobilde ÖTV avantajı için 1 haftadan az bir zaman kaldığını, vatandaşların bu fırsatı kaçırmak istemediğini bildirdi. Yetkililer, satışların bekledikleri düzeyde çok iyi olduğunu vurgulayarak, ‘’Satış elemanlarımız için ‘başlarını kaşıyacak vakitleri yok’ desek yeridir. Oldukça yoğun günler geçiriyoruz. Umarız bu hareketlilik yeni bir paketle 30 Eylülden sonra da sürer’’ diye konuştu.

26.09.2009


 

Cindoruk: Birleşme 31 Ekim’de

Demokrat Parti (DP) Genel Başkanı Hüsamettin Cindoruk, 31 Ekim’de Anavatan Partisi ile ortak kongre yapacaklarını ve Demokrat Parti adı altında birleşeceklerini bildirdi.

Cindoruk, Ostim Sanayici ve İşadamları Derneği (OSİAD) Başkanı Adnan Keskin ve beraberindekileri parti genel merkezinde kabul etti. DP Genel Başkanı Cindoruk, kabulde yaptığı konuşmada, Anavatan Partisi ile yürüttükleri birleşme sürecinin tamamlanmak üzere olduğunu belirterek, “31 Ekim günü Atatürk Spor Salonu’nda her iki parti ortak kongre yapacak ve Demokrat Parti Adı altında birleşeceğiz” dedi. Cindoruk, bir gazetecinin, “Başbakan Erdoğan, demokratik açılım sürecinin hazmettire hazmettire devam ettirilmesi gerektiğini söyledi. Siz bu konuda ne düşünüyorsunuz?” sorusu üzerine, “Evvela Türkiye’nin Başbakan’ı hazmetmesi lâzım. Başbakan’ı daha Türkiye hazmedemedi” diye konuştu.

26.09.2009


 

İzmir’de operasyon

İzmİr İl Emniyet Müdürü Ercüment Yılmaz, dün sabah saatlerinde başlatılan ‘’nitelikli dolandırıcılık operasyonu’’ kapsamında 45 kişinin gözaltına alındığını bildirdi.

Yılmaz, yaptığı açıklamada, Gültepe, Mersinpınar ve Boğaziçi semtlerinde Özel Harekat, Terörle Mücadele, Asayiş, Çevik Kuvvet, Kaçakçılık ve Organize Suçlar ekiplerinin, polis helikopteri desteği ile önceden tespit edilen adreslere baskın düzenlediğini kaydetti. Yılmaz, ‘’Sabah saatlerinde başlatılan operasyonda, İzmir başta olmak üzere çeşitli illerde dolandırıcılık yaptıkları tespit edilen 45 kişi gözaltına alındı” dedi. Operasyonda 5 tabanca, 1 av tüfeği ve çok miktarda para ile ziynet eşyası ele geçirildi. Gözaltına alınan zanlıların İzmir'den başka İstanbul, Ankara ve Antalya başta olmak üzere 42 ilde dolandırıcılık ve yağma olayına karıştıkları öğrenildi.

26.09.2009


 

Eğlence yerlerine gürültü takibi

Çevre ve Orman Bakanlığı Çevre Yönetimi Genel Müdürü Lütfi Akça, eğlence yerlerinin yoğun olduğu bölgelerde denetimlerin artırıldığını belirterek, “300-500 kişi eğlenecek diye insanların rahatsız edilmesine razı olmamız mümkün değil” dedi.

Akça, eğlence yerlerinin yoğun olduğu şeherlerdeki il çevre ve orman müdürlükleri ve belediyelerle toplantı yapıldığını bildirdi. Konuyu ulusal bazda ele aldıklarını ancak toplantıya ilk etapta şikayet gelen yerlerdeki yöneticilerin çağrıldığını kaydeden Akça, “İstanbul, Muğla, Antalya, Mersin, Aydın, Bursa, İzmir ve Balıkesir’e, ilçelerle birlikte 16-17 bölgeye çağrı yaptık. Bunlar arasında ilk etapta İstanbul’u ele aldık. Yetki devri yapılsın, yapılmasın belediyeleri de toplantıya çağırdık. Çünkü ruhsat belediyeler tarafından veriliyor. Toplantıda hem mevzuat kapsamında onları bilgilendirdik hem de il çevre ve orman müdürlüklerimizden illerinde bu tür toplantılar yapmalarını istedik” diye konuştu.

26.09.2009


 

Sakallı diye öğretmenlik görevine başlatmadılar

Tunceli’nin Çemişgezek ilçesine atanan bir öğretmen, İl Millî Eğitim Müdürlüğü’ne evrakı ile başvurarak göreve başlamak istediğini belirtti. Öğretmenin başvuru esnasında sakallarının uzun olması sebebiyle, kılık-kıyafet yönetmeliğine uymadığı ileri sürülerek göreve başlama işlemleri yapılmadı.

TUNCELİ’NİN Çemişgezek ilçesine atanan bir öğretmen, kılık kıyafet yönetmeliğine uymadığı gerekçesiyle göreve başlatılmadı. Öğretmen olarak atanan Mehmet Nafi Aksoy, sakallı bir şekilde İl Millî Eğitim Müdürlüğü’ne evrakı ile başvurarak göreve başlamak istediğini belirtti. Aksoy’un başvuru esnasında sakallarının uzun olmasından dolayı kılık kıyafet yönetmeliğine uymadığı gerekçesiyle, göreve başlama işlemleri yapılmadı. İl Millî Eğitim Müdürlüğü’nden yapılan açıklamaya göre, Aksoy’un işe, kılık kıyafet yönetmeliğine uymadığı gerekçesiyle başlatılmadığı, göreve başlayabilmesi için Aksoy’un kılık kıyafet yönetmeliğine uygun bir şekilde gelerek başvurması gerektiği bildirildi. Aksoy, görüntüsünü almak isteyen basın mensuplarına tepki göstererek, ‘’Ben şu anda devlet memuru değilim. Atama yazım gelmiş, ama ben henüz görevime başlamadım’’ dedi.

26.09.2009


 

ÇADIRKENTTE DERS ZİLİ ÇALMADI

Yaklaşık 15 milyon öğrenci yeni eğitim ve öğretim yılına başlarken, memleketlerinden göç edip çeşitli yörelere çalışmaya giden mevsimlik işçilerin okul çağındaki çocukları için ders zili çalmadı.

Beypazarı’nda üretilen havuç, marul, domates, soğan gibi ürünlerin toplanmasında çalışmak için her yıl yaz mevsiminde genellikle Doğu ve Güneydoğu’dan yüzlerce mevsimlik işçi geliyor. Çocuklarını da beraberinde getiren aileler, Ekim ayı başına kadar tarlalarda çalışıyor. Bu sebeple okul çağına gelen çocukları okula zamanında başlayamıyor. Bazı öğrenciler Ekim ayında memleketlerine geri dönüp okula başlayacağını söylerken, bir kısmı ise okula ne zaman gideceğini bile bilmediğini söylüyor. Diyarbakır ve Mardin’den Ankara’nın Beypazarı ilçesine mevsimlik işçi olarak çalışmaya gelen yaklaşık bin ailenin çocukları okullarına geç başlayacak. Diyarbakır merkez Damakaya İlköğretim Okulu 4. sınıf öğrencisi Hatice Çelebi “Diyarbakır’dan buraya tarlada çalışmaya geldik. Annem ve babam tarlaya çalışmaya gidiyor, ben de küçük kardeşime bakıyorum. Okullar açıldı, ama ben memleketimize ne zaman dönüp okula başlayacağımı bilmiyorum” diye konuştu. Çadırkentte yaşayan okul çağındaki yaklaşık 70 çocuğun bir kısmı okulların açılması ile birlikte memleketlerine dönüş yaparken, kalan öğrenciler ailelerinin durumlarına göre memleketlerine dönüş yaparak okula gecikmeli başlayacak.

26.09.2009


 

Selzedeler isyanlarda

ARTVİN’İN Borçka ilçesinde sel sonucu yıkılarak heyelan altında kalan evin enkazından cesedi çıkarılan Ali Demirci’nin kardeşi Hızır Demirci, ‘’Madem buralarda oturulamıyordu da niye oturma izni verdiler?’’ dedi.

Hızır Demirci (46), gazetecilere yaptığı açıklamada, heyelanın geldiği evlerinin üst bölümüne dozerlerle yol yapıldığını ve bu yolun heyelana sebep olduğunu iddia etti. Demirci, ‘’Patlak da o yolun yapılmasından sonra meydana geldi. Orada ana yol yapmışlar. Bunu kim yapmışsa hesabını ödeyecek. Devlet mi, insanlar mı, bu ortaya çıkacak. Hesap ödenecek’’ diye konuştu. Devletin, evleri heyelan sonucu yıkılana kadar köye gelerek ölçüm yapmadığını, inceleme yapmadığını öne süren Demirci, ‘’Madem buralarda oturulamıyordu da niye oturma izni verdiler, niye bizi kaldırmadılar?’’ diye konuştu. Olay akşamı yağmur devam ederken iş makineleriyle enkaza gelip ilk çıkarılan yeğeninin eşi Gülsüm Demirci’yi enkazdan almaya çalıştıklarını belirten Demirci, şöyle devam etti: ‘’Çocuğu Beyzanur kucağındaydı. Çocuğu komşular aldı. 20 dakika içinde de Gülsüm’ü olay yerinden çıkarmayı başardık. Yaralıydı, ağzından kan geliyordu. Her türlü müdahaleyi yaptık ancak hastaneye ulaştıramadık. Borçka yolu kapalıydı, Gülsüm’ü bir kepçeye bindirdik. Karşıya kadar götürdük. Ama bu sırada zaten soğuktan etkilendi. Sonradan sağlık ekibi Hopa tarafından ulaştı ancak Gülsüm’ü kaybettik.’’ Demirci, ayrıca şunları kaydetti: ‘’Devletin imkânları varsa seferber edilmesi lâzım. Bu zaman edilmeyecekse ne zaman edilecek? Buraya heyelan olduktan sonra helikopter gelme imkânı varsa ve bu imkân kullanılmamışsa bu durum ortaya çıkarılmalıdır. Devleti suçlamıyorum ama helikopter imkânı varsa da getirilmemişse gereken hesap ödenmelidir.’’

26.09.2009


 

Bağcılar Belediyesinden kırtasiye yardımı

YENİ eğitim-öğretim yılının başlamasının ardından Bağcılar Belediyesi ihtiyaç sahibi öğrencilere 6 bin çanta ve kırtasiye malzemesi yardımında bulundu.

Çantalar, ihtiyaç sahibi öğrencilere okulun açıldığı ilk gün dağıtıldı. Mehmet Akif İlköğretim Okulunda yeni eğitim öğretim yılının açılışı dolayısıyla düzenlenen törende konuşan Bağcılar Belediye Başkanı Lokman Çağırıcı, eğitime verdikleri desteği anlattı. Çantalarda, kurşun kalem, kırmızı kurşun kalem, silgi, 12’li kuruboya, 60 yaprak A5 çizgili defter, 72 yaprak A4 kareli defter, 72 yaprak A5 çizgili defter, küçük boy güzel yazı defteri, müzik defteri A5, resim defteri versatil kalem, 2’li sulu boya, cetvel takımı, 8’li pastel boya, oyun hamuru, kalemtraş ve etiketler bulunuyor.

26.09.2009


 

Kuveyt Türk’ten sertifikalı gram altın

KUVEYT Türk şubelerinden sertifikalı fiziki altın alım-satımına başladı.

Kuveyt Türk, bu gelişmeyle birlikte artık Kuveyt Türk müşterisi olsun olmasın isteyen herkese, bütün şubelerinden sertifikalı gram altın alım satım imkânı tanıyor. Üstelik bu hizmeti piyasada satılan sertifikalı gram altınlardan çok daha uygun fiyata İAR (İstanbul Altın Rafinerisi) kalite ve güvencesiyle sunuyor. 1 gr, 2,5 gr, 5 gr, 10 gr, 20 gr, 50 gr ve 100 gr gibi çeşitli seçenekleriyle satışa sunulan sertifikalı gram altınlar, fiziki altın yatırımlarına alternatif sağlayacak. Aynı zamanda Kuveyt Türk gram altınlarıyla yapılan yatırımlarda daha az işçilik maliyeti ödenirken, piyasada satılan gram altınlarda uygulanan geniş marj uygulanmadığından zarara uğrama gibi bir durumda söz konusu olmayacak. Satın alınan fiziki altınlar kuyumcularda da istenildiği zaman bozdurabilme özelliğine sahip olacak.

26.09.2009


 

İstanbullu selzedelerin imdadına İşsizlik Fonu yetişti

İSTANBUL’DA sel felâketiyle kapanma noktasına gelen 11 firmanın imdadına İşsizlik Sigortası Fonu yetişti.

Basın Ekspres Yolu üzerinde faaliyet gösteren ve selden büyük zarar gören 11 patron, bin 26 işçinin maaşının İşsizlik Sigortası Fonu’ndan ödenmesini talep etti. Çalışma Bakanlığı Teftiş Kurulu taleplerin yerinde olup olmadığını inceledi. İncelemeler sonunda sel mağdurlarına rahat nefes aldıracak bir karar çıktı. Fon, 6 ay boyunca bin 26 işçiye 400 ile 800 lira maaş ödeyecek. Küresel krizden etkilenen firmaların derdine bir nebze çare olan İşsizlik Fonu bu kez selzede patronlara yardım elini uzattı. Türkiye İş Kurumu yetkilileri, benzer şekilde zarar gören işletmelerin bulundukları il müdürlüklerine kısa çalışma ödeneği için başvurmalarını tavsiye ediyor. Firmaların uygulamadan yararlanabilmesi için haftalık çalışma süresinin üçte bir oranında azalması ya da işlerin 4 hafta süreyle durması gerekiyor.

26.09.2009


 

Çocuğunu okula gönder, yardım al

Yeni eğitim öğretim yılında, özellikle öğrenci sayısının az olduğu kırsal kesimlerde uygulanan taşımalı eğitim ile yoksul ailelerin çocuklarını okula düzenli göndermeleri için hazırlanan eğitim yardımı projelerine devam ediliyor.

Millî Eğitim Bakanlığı ve Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Genel Müdürlüğü arasında imzalanan protokol çerçevesinde, yoksul ailelerin çocukları için ‘’Şartlı Nakit Transferi’’ kapsamında karşılıksız eğitim yardımları yapılıyor. Yoksul ailelere, ‘’çocuklarını düzenli olarak okula göndermeleri’’ şartıyla ilköğretime devam eden her bir erkek çocuk için 20 TL, kız çocuk için 25 TL, ortaöğretime devam eden erkek çocuk için 35 TL, kız çocuk için 45 TL ödeniyor. Eğitim yardımları, ihtiyaç sahiplerine toplam 9 aylık tutar yaz ayları hariç 2 ayda bir veriliyor. Ödemeler, ‘’kadının aile ve toplum içindeki konumunun güçlendirilmesi’’ amacıyla doğrudan annelere yapılıyor.

Uygulama kapsamında, 2003’te 59 bin çocuk için 1.6 milyon TL, 2004’te 697 bin çocuk için 67 milyon TL, 2005’te 1 milyon 266 bin çocuk için 180 milyon TL, 2006’da 1 milyon 563 bin çocuk için 240 milyon TL, 2007’de 1 milyon 757 bin 187 çocuk için 225,3 milyon TL kaynak aktarıldı.

BAŞVURULAR DEVAM EDİYOR

Geçen yıl 293.51 milyon TL kaynak aktarılan eğitim desteğinden 1 milyon 951 bin 420 öğrenci yararlanırken, bu yıl aktarılan kaynağın 30 milyon TL’yi, yararlanan öğrenci sayısının ise 2 milyonu aşacağı öngörülüyor. ‘’Şartlı Nakit Transferi’’ için 15 Ağustosta başlayan başvuru süresi 15 Ekime kadar devam edecek. Başvurular, ikamet edilen yerdeki valilik veya kaymakamlık bünyesinde bulunan Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakıflarından ya da okul müdürlüklerinden yapılabiliyor.

26.09.2009


 

Üniversitelerde ders başı hazırlığı

ÜNİVERSİTELERİN çoğunluğu, 2009-2010 akademik yılına gelecek hafta başlayacak. Üniversitelerde bu eğitim-öğretim yılında 2 milyon 924 bin öğrenci, 100 bin 504 öğretim elemanı ders başı yapmaya hazırlanıyor.

Bu eğitim-öğretim yılında, örgün lisans programlarında toplam 290 bin, ön lisans programlarında da 238 bin olmak üzere toplam 528 bin öğrenci üniversite ile tanışacak. Bazı üniversiteler yeni akademik yılı Ramazan Bayramı’ndan hemen sonra açarken, çoğunluğu gelecek hafta eğitime başlayacak. Türkiye’de 94’ü devlet, 45’i vakıf olmak üzere toplam 139 üniversite faaliyet gösteriyor. Üniversitelerde öğretim elemanı başına 29 öğrenci düşüyor.

26.09.2009


 

Mevlânâ’ya Ramazan’da 140 bin ziyaretçi

MEVLÂNÂ Müzesi, Ramazan ayı ve bayram süresince yerli ve yabancı 140 bin kişi tarafından ziyaret edildi. Yabancı ziyaretçilerin sayısında bir önceki yılın aynı dönemine göre artış gözlendi.

Mevlânâ Müze Müdür Yardımcısı Dr. Naci Bakırcı, Ramazan ayı boyunca yerli ve yabancı 120 bin kişinin müzeyi gezdiğini söyledi. Ziyaretçi sayısının tatil sezonu sonu olması ve kışa yaklaşılması dolayısıyla az olduğunu ifade eden Bakırcı, “Önceki yıllarla kıyaslandığında turist sayısında artış var. Özellikle de yabancı turistlerin arttığı göze çarpıyor. Bayramda yaklaşık 20 bin kişi Mevlânâ Müzesi’ni gezdi. Müzenin ziyaretçi sayısı 2 milyona doğru gidiyor.” dedi. Avrupalı turistler turizm sezonlarında Mevlânâ’ya gelirken, Japon, Çin ve Koreliler ise ucuz olması sebebiyle ağırlıklı sezon sonunu tercih ediyor. Müze Müdür Yardımcısı Bakırcı, İspanyolların ve Japonların Mevlânâ’ya ilgisinin daha fazla olduğunu kaydetti. Mevlânâ’nın türbesini ziyaret eden Avrupalılar içersinde ilk sırayı İspanyolların aldığı bilgisini veren Bakırcı, “Müzeyi en fazla ziyaret eden Avrupalılar İtalyanlar, Fransızları ve Almanlar. Uzakdoğu ülkelerinde ise Japonlar ilk sırada yer alırken, Kore, Çinlilerin sayısı da her geçen gün artıyor.” şeklinde konuştu.

26.09.2009

 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri

Bütün haberler

Gazetemiz İmtiyaz Sahibi Mehmet Kutlular’ın STV Haber’deki programını izlemek için tıklayın.
Dergilerimize abone olmak için tıklayın.
Hava Durumu
Yeni Asya Gazetesi, Yeni Asya Medya Grubu Yayın Organıdır.