19 Aralık 2009 ASYA'NIN BAHTININ MİFTAHI , MEŞVERET VE ŞÛRÂDIR İletişim Künye Abonelik Reklam Bugünkü YeniAsya!

Eski tarihli sayılar

Günün Karikatürü
Gün Gün Tarih
Dergilerimiz

Faruk ÇAKIR

Herkes işini yapsa...


A+ | A-

Tansiyonu yükseltici konuşmalar yapmak Türkiye’ye bir fayda vermediği halde, nedense inatla bu yol tercih edilir. Kimi zaman siyasetçiler, kimi zaman da komutanlar ‘hırsla kalkıp, zararla oturan’lar zümresine dahil olur. ‘En çok bağıran kazanacak’mış gibi bir tavır sergilenmesini anlamak mümkün değil.

Siyasetçilerin birbirleriyle atışması biraz da işin gereği. Ama elinde silâh bulunduranların neredeyse günaşırı siyasî beyanlarda bulunması, tartışmalara girmesi ya da yeni tartışmalar açması Türkiye’ye bir fayda sağlar mı?

Başka pek çok problem gibi bu konuların tartışılması da elbette sadece bu günün meselesi değildir. Tarihten gelen alışkanlıklar var. Fakat şu bir gerçek: Herkesin kendi işini yaptığı günlerde ülkede huzur, birlik ve dirlik sağlanmıştır. Aksinin yapıldığı; siyasetçinin ticaret, elinde silâh bulunduranların da siyaset yaptığı ya da siyasete müdahale ettiği zamanlarda da sadece ülkedeki sıkıntılar artmış, dertler çoğalmıştır.

Silâhlı kuvvetler mensuplarının siyasî beyanlar vermesi, hele hele günümüzde kabul edilen bir hareket tarzı değildir. Amerika yeniden keşfedilmeyeceğine göre, siyaset, ticaret ve silâhlı kuvvetlerin yönetim içindeki yeri ve konumu da bellidir. Hür ve demokrat ülkelerde siyasetçi ne yapıyorsa ülkemizdeki siyasetçi de onu yapmalı. Aynı şekilde bu ülkelerdeki silâhlı kuvvetler mensupları nasıl davranıyorsa Türkiye’de de öyle davranmalıdır. Ancak bu yolla ülkemiz huzura ve sükuna kavuşabilir. Silâhlı kuvvetlere mensup kişilerin siyasî beyanlar vermesi, siyasetçiyi üstü kapalı ya da açıkça tehdit etmesi, “Ülkede benim dediğim olur” şeklindeki beyanlar en başta milletin kendisine hakaret olarak addedilmelidir. Madem demokrasi ‘temsil’ esasına dayanır, o halde ‘vekil’leri devre dışı bırakmayı akla getiren har hareket reddedilmelidir.

Tabiî hadisenin başka bir boyutu daha var ki, o silâhlı kuvvetlere mensup olanların siyasete müdahalesinden daha fecidir. Bir siyasetçi, siyasete müdahale edenlere itiraz etmiyor ve “Ağzına sağlık! Sen her zaman böyle konuş, siyasete müdahale et! Gerekirse ben seni savunurum” anlamına gelecek şekilde hareket ediyorsa vay o siyasetçinin hâline, vay o ülkenin hâline, vay bizim hâlimize! Üstelik bu tavrı, siyasete müdahaleye en başta itiraz etmesi gereken hükümet mensupları, bakanlar sergiliyorsa vay ki vay hâlimize!

Genelkurmay Başkanı’nın Trabzon’da (TCG Oruçgazi Firkateyni’nde) yaptığı konuşmayı pek çok kişi ‘siyasete müdahale’ olarak yorumluyor ve eleştiriyorken, ‘tek başına iş başına gelen bu günkü hükümetin Millî Savunma Bakanı, ‘’Başbuğ’un ifadeleri, bir asker gözüyle meselelerin aydınlatılmasıdır, halkın aydınlatılmasıdır” demiş. (AA, 17 Aralık 2009)

Genelkurmay Başkanı’nın “Oruçreis Firkateyni’ndeki” konuşmasını değerlendiren Güngör Mengi bile şöyle demiş: “Trabzon doğru bir seçim olsa bile bu seçime anlam yükleme zorlamaları en azından gereksiz olmuştur.” (Vatan, 18 Aralık 2009) Mengi’nin tesbitini ‘bile’ olarak vermemiz boşuna değil. Çünkü yazının bütünü Genelkurmay Başkanı’nın konuşmasını savunma isteğiyle yazılmış. Ama bir noktadan sonra o bile “gereksiz olmuştur” diyebilmiştir. Genelkurmay Başkanı’nın konuşmasına ciddî ve haklı eleştiri gitiren onlarca, belki de yüzlerce yazıyı hatırlatmaya her hâlde gerek yok.

Bütün bunlar yaşanırken, bir Bakan’ın bu konuşmayı “halkın aydınlatılması” olarak yorumlaması siyaset ve siyasetçi bakımından üzücüdür. Siyasetçi gibi düşünen ve konuşan siyasetçilere hasretiz, vesselâm...

19.12.2009

E-Posta: [email protected]


 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri


Önceki Yazıları

  (18.12.2009) - Alevleri göklere yükselen yangın

  (17.12.2009) - Şirketlerin unuttuğu gerçek

  (16.12.2009) - Öldürücü tehlike

  (15.12.2009) - Su uyur, provokatör uyumaz

  (14.12.2009) - Her sektörün derdi ayrı

  (13.12.2009) - Bacalar minare olurken...

  (12.12.2009) - Kat kat inat

  (11.12.2009) - Bir delik, on ısırık

  (10.12.2009) - ‘39 lira 14 kuruş’luk onbaşı maaşı

  (09.12.2009) - Empatiden sempatiye

Bütün yazılar

YAZARLAR

  Abdil YILDIRIM

  Abdullah ERAÇIKBAŞ

  Ahmet ARICAN

  Ahmet DURSUN

  Ahmet ÖZDEMİR

  Ali FERŞADOĞLU

  Ali OKTAY

  Atike ÖZER

  Baki ÇİMİÇ

  Cevat ÇAKIR

  Cevher İLHAN

  Elmira AKHMETOVA

  Fahri UTKAN

  Faruk ÇAKIR

  Fatma Nur ZENGİN

  Gökçe OK

  Gültekin AVCI

  H. Hüseyin KEMAL

  H. İbrahim CAN

  Habib FİDAN

  Hakan YALMAN

  Halil USLU

  Hasan GÜNEŞ

  Hasan YÜKSELTEN

  Hüseyin EREN

  Hüseyin GÜLTEKİN

  Kadir AKBAŞ

  Kazım GÜLEÇYÜZ

  M. Ali KAYA

  M. Latif SALİHOĞLU

  Mehmet C. GÖKÇE

  Mehmet KAPLAN

  Mehmet KARA

  Mehtap YILDIRIM

  Meryem TORTUK

  Mikail YAPRAK

  Murat ÇETİN

  Muzaffer KARAHİSAR

  Nejat EREN

  Nurullah AKAY

  Osman GÖKMEN

  Osman ZENGİN

  Raşit YÜCEL

  Recep TAŞCI

  Rifat OKYAY

  Robert MİRANDA

  Ruhan ASYA

  S. Bahattin YAŞAR

  Saadet BAYRİ

  Saadet TOPUZ

  Said HAFIZOĞLU

  Sami CEBECİ

  Selim GÜNDÜZALP

  Semra ULAŞ

  Suna DURMAZ

  Süleyman KÖSMENE

  Umut YAVUZ

  Vehbi HORASANLI

  Yasemin GÜLEÇYÜZ

  Yasemin YAŞAR

  Yeni Asyadan Size

  Zafer AKGÜL

  Ümit KIZILTEPE

  İbrahim KAYGUSUZ

  İslam YAŞAR

  İsmail BERK

  İsmail TEZER

  Şaban DÖĞEN

  Şükrü BULUT

Dergilerimize abone olmak için tıklayın.
Hava Durumu

Yeni Asya Gazetesi, Yeni Asya Medya Grubu Yayın Organıdır.
Kurumsal Linkler: Risale-i Nur Kongresi - Bediüzzaman Haftası - Risale-i Nur Enstitüsü - Yeni Asya Vakfı - Demokrasi100 - Yeni Asya Gazetesi - YASEM - Bizim Radyo
Sentez Haber - Yeni Asya Neşriyat - Yeni Asya Takvim - Köprü Dergisi - Bizim Aile - Can Kardeş - Genç Yaklaşım - Yeni Asya 40. Yıl