12 Şubat 2010 ASYA'NIN BAHTININ MİFTAHI , MEŞVERET VE ŞÛRÂDIR Mobil İletişim Künye Abonelik Reklam Bugünkü YeniAsya!

Eski tarihli sayılar

Günün Karikatürü
Gün Gün Tarih
Dergilerimiz

Nejat EREN

Kars hatıraları


A+ | A-

KARS İLİ HAKKINDA...

Başlangıçta bu şehri; Rus ve Ermeniler inşa etmişler. Yakın tarihe kadar ve hâlâ bu karakteristik özelliği görmek mümkün. Şehrin birçok ev ve resmi dairelerinde hâlâ Rus taş yapısı hâkimdir. Taş yapı sanatının bütün örnekleri burada vardır.

Selçuklular tarafından inşa edilip Osmanlı devrinde imar edilmiş olan “Kars Kalesi” görülmeye değer önemli yerlerdendir. Eski şehir yerleşim merkezi ise; kalenin altında bulunan alandaymış. Buraya ilk gelip yurt tutanlar ise; Mevlâna’nın da fikirlerinden istifade ettiği ve ilham kaynağı olan, manevî sultanlardan, alperen Hasan Harakani hazretleridir. İran’ın Horasan şehrinin Harakan köyünden gelen Hasan Harakani hazretleri, etrafındaki gönül erleriyle Alparslan’dan önce Anadolu’ya gelerek ilk önce mânevî bir fethin alt yapısını kurmuş. Burada ki işgalci Ruslarla mücadele ve cihad etmiş. Ve bu cihad esnasında da yaralanıp, harpte kan kaybından şehid olmuştur. Türbesi kalenin dibindeki kendi adıyla anılan cami avlusundadır.

Kars’ın nüfusu 100 bin civarında. Daha önce bu ile bağlı olan Iğdır ve Ardahan’ın il olması ile şu an bu ile bağlı yedi ilçe kalmış. İlçeleriyle birlikte toplam nüfus üç yüz bin civarında.

Kars’ta farklı etnik gruplara mensup vatandaşlar yaşıyor. Bu cümleden olarak sadece bilgi vermek açısından, dostlarımızdan aldığımız kayda değer özet bilgiler şöyle: Yerli halkın yanında nüfusun önemli bir bölümünü Azeri vatandaşlar teşkil ediyor. Azeri vatandaşlar köylerde de var olmasına rağmen büyük çoğunluk merkezde ikamet ediyor. Azerî olarak bilinen “Caferî” mezhebindeki bu vatandaşlara ait merkezde iki özel cami var. Bunların ezanları da bizim bildiğimiz ezandan biraz farklı. Merkez ilçede bir o kadar da Kürt kökenli vatandaşın olduğu bilgisini alıyoruz.

Ayrıca az sayıda da olsa, Terekeme denilen Kafkas Göçmeni mevcut. Malakan denen Beyaz Ruslar da varmış ama son 20-30 yıl içersinde bunlar Rusya’ya göç etmişler.

Bütün bunların hepsi bu ülkenin mozaiği ve zenginliği. Mühim olan demokrasi içerisinde yaşamanın yollarını bulup huzur ve güven içerisinde insanlığa hizmet etmektir.

Rus ve Ermeni yerleşim yeri olduğu için elbette burada belli sayıda kiliseler de varmış. Fakat onların çeşitli sebeplerle buraları terk etmesinden sonra mevcut olan kiliselerin bir kısmı camiye çevrilmiş. Bir kısmı da metruk halde duruyor veya harap olmuş.

Dikkate değer bir başka mekân ise, Sarıkamış Kayak Merkezi. Zaman darlığından ve faaliyet yoğunlundan bu merkezi de sadece uzaktan görmekle yetindik.

OKUMA PROGRAMIMIZ

İnsan olmanın yanında mü’min olmanın ayrı bir değeri olduğu izahtan vabestedir. Mü’min olmakla birlikte Kur’ân, İslâm ve İman davasını kendine dert edinmek ayrı bir sorumluluk ve imtiyazdır. Kudsî dâvânın kaynak eserlerinde bu konuyla ilgili harika kerâmetlerin olduğu birçok hâl, lâyıkıyla bahsedilmiştir. Detayını oraya havale ederek farklı ve güzel bir duyguyu paylaşmak istiyorum.

Yeni Asya olarak, bu dehşetli asırda tarihe geçecek çok güzel hizmetlere imza attık, Rabbimize sonsuz şükür olsun.

Kırk bir yılın adı var. Köprülerin altından çok sular aktı. Allah’ın inayetiyle, halis kalplerin dualarıyla, Üstadın tasarrufu ve ehl-i hâl ve makul iz’an sahiplerinin himmet ve gayretiyle bu günlere geldik. Allah’a sonsuz şükürler olsun ki camiamızdaki vazgeçilmez umde olan “meşveret ve şûra”nın rehberliğinde, meşrû ve müspet hareketle nice mânialar aşıldı ve daha da aşılacak.

Son yıllarda yurt sathında ve dış dünyada hizmete sokulan dershane sayısında ciddî bir artış söz konusu. Bu cümleden olarak geçtiğimiz sonbaharda Kars’taki birkaç gönül dostu ve gayreti ile faaliyete geçen hizmet merkezimizde emeği geçen herkesi canı gönülden tebrik ediyorum.

İşte bu hizmete vesile olan Harun kardeşimizden bir ay kadar önce Kars’ta Risale-i Nur Okuma programı için bir davet almıştım. Teklifi memnuniyetle kabul ettim. Zonguldak’tan Ankara’ya kara yoluyla başlayan Kars yolculuğumuz, Ankara’dan Kars’a hava yoluyla son buldu. Bu çetin şartlarda kara yoluyla yirmi saati aşan yolculuk havadan bir saat yirmi dakika gibi kısa bir an parçasına sığıyor. Allah’ın ne büyük bir lütfu bu! Berakallah, Maşaallah!

Kars hava alanına inince, sıcaklığı -6 (eksi altı) derece olduğunu öğrendik. Hava açıktı. Etrafta karlar vardı ama umduğum kadar çok yoğunlukta değildi. Bu benim on bir sen sonra Kars’a ikinci gelişimdi. 1999 yılının Temmuz ayında on kişilik grupla Isparta’dan başlayıp Kayseri’de biten 17 günlük; “Üstadın bulunduğu mekânlar ve görüştüğü şahıslar” konulu “belgesel çalışması” programımız çerçevesinde Kars’a bir uğrayıp geçmiştik. O zaman yaz mevsimi olduğu için her taraf halı saha gibi yemyeşildi ve çok şahane bir manzara vardı. Şimdi ise her taraf bembeyaz karla kaplı. Rabb-i Rahimin kışı da hoş, yazı da hoş! Sonsuz şükürler olsun.

Harun kardeş, oğlu Melih ve bir üniversiteli kardeşimiz bizi karşılayıp hizmet merkezimize intikal ettik. Kapıda bizi karşılayan üniversiteli gençlerin güler yüzleri dikkate değerdi.

Akşam, “Risale-i Nur ve önemi” konulu seminerimizi ilerleyen saatlere rağmen dikkatle takip eden bu serhat şehrindeki kıymetli kardeşlerimizin ilgisine hayran olduğumu ifade etmeyi bir borç biliyorum.

Kars ilinin manevi sultanı Hasan Harakanî Hazretleri. Bu zat zaten benim ismen dua listemde vardı. Esnaftan Rasim Bey sabah namazını bu zatın türbesinin bulunduğu camide kılmayı teklif etti. Ben bunun mümkün olabileceğini, ama cami soğuksa zor olabileceğini söyleyip yine de kararı kendisine bıraktım. Pazar sabahı erken kalkıp onun gelmesini bekledim. Fakat gelmedi. Akşam niye gelmediğini sorunca; “Ağabey, sizin sağlığınız açısından gelmemem isabetli olmuş; zira hava sıcaklığı bu sabah baktım -23 dereceydi” dedi. Hayatını Akdeniz Bölgesinin sımsıcak iklimde geçiren birisi için bu “-23 derece” ifadesi ilikleri donduracak bir ifade.

Buradaki genç üniversiteli kardeşlerimizle çok hoş bir muhabbet meclisi tesis ettik. Üniversitenin final ve bütünleme imtihanları dönemi olmasına rağmen gençlerimiz maşallah ayakta. Bu dava için bir şeyler yapma gayret ve şuuru ilerisi için ümit veriyor. Okuyoruz, tefekkür ediyoruz, soruyoruz, cevapları bulup yolumuza devam ediyoruz.

Coğrafyanın şartları bana göre çok farklı. Geldiğimin üçüncü günü başta buranın manevî sultanı Hasan Harakanî Hazretlerinin türbesini ve içinde bulunduğu camiyi ziyaret etmek üzere ilk olarak bir şehir turuna çıkıyoruz. Geniş ve düzenli caddeler, taş yapılı binalar “Rus mimari ve şehircilik felsefesini” hatırlatıyor. Belediyecilik anlayışı maalesef Türkiye’nin en “defolu” sahası olmaya devam ediyor. Bu kadar geniş ve plânlı caddeler bakımsız ve perişan! Yazık! Batı vilâyetlerinde büyük ölçüde hallolan bu anlayışın kısa zamanda buralarda da hallolması için biraz gayrete ve ufuklu bakmaya ihtiyaç var. Yetkililere sesleniyor ve dikkatlerini çekiyoruz.

Kars kalesinin dibinde olan bu mekânları kısa bir tur atıp, şehrin genel manzarasını temaşa ederek mekânımıza geri dönüyoruz.

Pazartesi akşamı bir minibüsü doldurarak bu defa tarihimizde çok önemli bir yeri olan, binlerce kişinin aşırı soğuktan şehadet şerbetini içtiği, ünlü Sarıkamış’a derse gidiyoruz.

Kars’ın rakımı 1800 metre civarında. Sarıkamış’ın denizden yüksekliğinin ise 2000 metreyi aştığını öğreniyoruz. Dışarının -30 derece soğuğunu, kalp ve gönüllerde sıcaklığa çevirebilmek gayreti ve düşüncesiyle marş ve ilâhilerle yola devam ediyoruz.

Kars-Erzurum yolu trafiğe açık. Bu çetin şartlarda bunu sağlayan resmi görevli zatlara teşekkürlerimizi sunuyoruz. Sarıkamış; Erzurum yolu üzerinde. Sarıkamış’a varınca her tarafın çok kalın bir kar ve buzla kaplı olduğunu gördük. Kar kalınlığı bir metreyi aşmış durumda. Her taraf buz kesiyor, “beyaz rahmet” her yeri kaplamış. Fakat o şartlarda gençlerin başı açık ve bir kazakla dolaşması dikkatimizi çekiyor. İlçenin nüfusu 18.000 civarında. Bu bölge hem Kars, hem de Türkiye açısından askerî alanda önemli stratejik noktalardan biri. Bu bakımdan nüfus kadar da asker olduğu bilgisini alıyoruz. Askerlerin sayısı 14.000 civarındaymış.

Sarıkamış’ın bir başka özelliği ise Nur’un ilk saffı evvel talebelerinden, emekli albay Hulusî Yahyagil Ağabeyin askerlik görevinin bir kısmını burada yapmış olması. Ayrıca, çok değerli yazarımız rahmetli Şaban Döğen hocamızın da vaiz olarak burada bir müddet görev yapmış. Her iki değerli dâvâ adamının ruhları şâd, mekânları Cennet olsun inşallah. Bu bakımdan bir tevafuk eseri olarak o akşam Hulûsî ağabeyin Üstada yazdığı mektuplardan ve aziz Üstadımızın da onun hakkında övgü dolu meziyetlerinden bahseden bölümleri okuduk. Dışarının dondurucu ve kesici soğuğuna bedel ruh ve hisleri ısıtan uhrevî hayatları hatırlatan hayati bir ders oldu bu elhamdülillâh!

Burada bulunan iki değerli dostumuzla gerekli “irtibatı” îfâdan sonra gece yarısına doğru aşk ve şevkle Kars’a geri dönüyoruz.

Hafta başından beri aşk ve şevkle, müzakereli, sorulu-cevaplı, şahsî okumalı sohbetli derslerimiz hepimize büyük moral kaynağı oluyor.

Yepyeni bir kaynaşma, meşveret ve şahs-ı manevinin önemi konularında da sorulara muhatap oluyor ve çözümlerini de öz kaynağındaki ölçülerden vermeye çalışıyoruz.

Gençlerin gözlerinin parladığını, ümitlerinin yeşerdiğini hissedebiliyor ve keyif alıyorum. Bir avuç esnaf, görevli ve talebe birlikte serhat şehrinde küfre karşı mânevî cihatta vaziyet almış. Dualarınızı, irtibatınızı, maddî ve manevî destek ve yardımlarınızı bekliyorlar. Şahs-ı manevinin ana gövdesiyle bütünleşip, gidilemeyen yerlerin sayısını azaltmaya; gidilen yerlerin sayısını artırmaya ihtiyacımız var. Bu gençler sorularıyla bu yola ufuk açıyorlar, bunu başarmaya kararlılar. Dershanelerine ve vazgeçilmezlerden olan neşriyatlarına candan sahip çıkmışlar. Şahs-ı manevî ile bütünleşmenin keyfini ve mutluluğunu yaşamaya azmetmiş dinamik gençlerin ortasındayım elhamdülillâh! Tebrikler gençler! Teşekkürler bir avuç bahadır dâvâ adamı! Gazanız ve hizmetiniz mübarek ola!

Nur’un Yeni Asya sancağı serhat şehrinde de dalgalanmaya başlamıştır. Bu dalga, bu heyecan ve bu sevda onu asırlar ötesinden gelen o kudsî rüzgârla yerinde durdurmayacak, çekirdek misali olarak Üstadın tarifiyle “tevakkufta bırakmayacak ve işlettirecek” (Kastamonu Lah. s. 152) inşallah!

Anadolu sathında son yirmi beş günden beri katıldığım diğer “okuma programlarının” da elbette hakkını vermek isterim. Bu programa katılan genç kardeşlerim biliyorum ki bunu bekliyorlar. İnşallah onlardan da söz edeceğim. Ama Kars hizmetleri benim için de, camiamız içinde biraz farklı ve önemli bir noktada olduğu için sondan başladık. İnşallah başa da döneceğiz. Yep yeni, aşk, heyecan dolu programlarda buluşmak üzere.

12.02.2010

E-Posta: [email protected]


 
Sayfa Başı  Geri


Önceki Yazıları

  (05.02.2010) - Masaldan hakikat dersi çıkarmak

  (22.01.2010) - Açılıma kendi nefsinden başlamak

  (19.12.2009) - Hizmet erleri

  (09.12.2009) - Sağlam irade ortaya koymak

  (20.11.2009) - Dâvet, icabet ve dostluk üzerine!

  (13.11.2009) - Marangozu, “ulema” yapan sırrı kavrayabilmek!

  (06.11.2009) - Haftaya “sonundan” başlamak

  (30.10.2009) - RİSÂLE-İ NURLAR’IN DİLİ Mİ AĞIR, BİRİLERİNİN İDRAKİ Mİ HAFİF?

  (24.10.2009) - Nesl-i cedid ve devam eden Nur hizmetleri

  (16.10.2009) - Gündemdeki adam! Bediüzzaman Said Nursî

Bütün yazılar

YAZARLAR

  Abdil YILDIRIM

  Abdullah ERAÇIKBAŞ

  Ahmet ARICAN

  Ahmet DURSUN

  Ahmet ÖZDEMİR

  Ali FERŞADOĞLU

  Ali OKTAY

  Ali Rıza AYDIN

  Atike ÖZER

  Baki ÇİMİÇ

  Cevat ÇAKIR

  Cevher İLHAN

  Elmira AKHMETOVA

  Fahri UTKAN

  Faruk ÇAKIR

  Fatma Nur ZENGİN

  Gökçe OK

  Gültekin AVCI

  H. Hüseyin KEMAL

  H. İbrahim CAN

  Habib FİDAN

  Hakan YALMAN

  Halil USLU

  Hasan GÜNEŞ

  Hasan YÜKSELTEN

  Hüseyin EREN

  Hüseyin GÜLTEKİN

  Kadir AKBAŞ

  Kazım GÜLEÇYÜZ

  M. Ali KAYA

  M. Latif SALİHOĞLU

  Mehmet C. GÖKÇE

  Mehmet KAPLAN

  Mehmet KARA

  Mehtap YILDIRIM

  Meryem TORTUK

  Mikail YAPRAK

  Murat ÇETİN

  Muzaffer KARAHİSAR

  Nejat EREN

  Nurullah AKAY

  Osman GÖKMEN

  Osman ZENGİN

  Raşit YÜCEL

  Recep TAŞCI

  Rifat OKYAY

  Robert MİRANDA

  Ruhan ASYA

  S. Bahattin YAŞAR

  Saadet BAYRİ

  Saadet TOPUZ

  Said HAFIZOĞLU

  Sami CEBECİ

  Selim GÜNDÜZALP

  Semra ULAŞ

  Suna DURMAZ

  Süleyman KÖSMENE

  Umut YAVUZ

  Vehbi HORASANLI

  Yasemin GÜLEÇYÜZ

  Yasemin YAŞAR

  Yeni Asyadan Size

  Zafer AKGÜL

  Ümit KIZILTEPE

  İbrahim KAYGUSUZ

  İslam YAŞAR

  İsmail BERK

  İsmail TEZER

  Şaban DÖĞEN

  Şükrü BULUT

Dergilerimize abone olmak için tıklayın.
Hava Durumu

Yeni Asya Gazetesi, Yeni Asya Medya Grubu Yayın Organıdır.
Kurumsal Linkler: Risale-i Nur Kongresi - Bediüzzaman Haftası - Risale-i Nur Enstitüsü - Yeni Asya Vakfı - Demokrasi100 - Yeni Asya Gazetesi - YASEM - Bizim Radyo
Sentez Haber - Yeni Asya Neşriyat - Yeni Asya Takvim oktay usta yemek tarifleri Köprü Dergisi - Bizim Aile - Can Kardeş - Genç Yaklaşım - Yeni Asya 40. Yıl