26 Şubat 2010 ASYA'NIN BAHTININ MİFTAHI , MEŞVERET VE ŞÛRÂDIR Mobil İletişim Künye Abonelik Reklam Bugünkü YeniAsya!

Eski tarihli sayılar

Günün Karikatürü
Gün Gün Tarih
Dergilerimiz

Güncel

 

Memur-Sen: En önemli sorun, anayasa krizi

Memur-Sen Genel Başkanı Ahmet Gündoğdu, Türkiye’nin en önemli sorununun anayasa krizi olduğunu söyledi. Sakarya “Sivil Toplum ve Kuşatılmış Demokrasi” konulu konferansa konuşmacı olarak katılan Memur-Sen Başkanı Gündoğdu, ülkenin en büyük sorununun darbe anayasası olduğunu kaydetti.

Gündoğdu, Anayasa Mahkemesi, Danıştay ve HSYK gibi yüksek yargı organlarının verdikleri kararlarla TBMM’yi devre dışı bıraktığını, yürütme yetkisine müdahale ettiğini iddia ederek, “Ülke bir ekonomik krizden geçiyor, bir de demokratikleşme sancıları çekiyor. Ülkenin en önemli sorunu anayasa krizidir. Darbe anayasasının oluşturduğu kriz. Bu anayasada var olan geçici 15. madde başta olmak üzere geçici maddelerle hala darbecileri koruyan, millet iradesinin saygınlığını güvence altına almayan, bu mevzuat krizidir. Hürriyetin özgün kılınacağı adımlar önemli ama bu anayasa varlığını sürdürdüğü sürece bu açılımların bir noktaya takılıp kalacağı endişesini taşıyoruz” dedi. Bu ülkenin sorunlarının çözüm yerinin meclis, çözüm tarafının millet olduğunu söyleyen Gündoğdu, “Terörü ve terörden beslenmeyi iş edinenler, ülkemiz için büyük sorun. Bunu iş edinenler siyasetçi, sendikacı, terörist olmuş fark etmez. Bu ülkenin sorunlarının çözüm yeri meclis, çözüm tarafı millettir. Bataklığı kurutmak için ülkenin kirlerinden arınması lazım. JİTEM, faili meçhul cinayetler, sır odaları, kozmik odalar, ıslak imzalar gibi ne olduğu belirsiz kirliliklerden kurtulup şeffaf ülkeyi tesis etmemiz gerekir. Bu ülkenin enerjisi boşa harcanmamalı” diye konuştu.




Gündemin nabzını tutmak için tıklayın!
www.sentezhaber.com

26.02.2010


 

SİSTEMİN YENİDEN DİZAYN EDİLMESİ LÂZIM

“Demokrasi nedir? Hesap sorma, hesap verme işidir. Demokraside herkes hesabını verecek, hesabını da soracak” diyen TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu, “Demokrasinin kalitesini arttırmak durumundayız. Herkesin, ama herkesin hesabını verebilir ve hesabını sorabilir olması lâzım. Demokrasinin kalitesini arttırmak istiyorsak hepimiz hesap verebilmeliyiz. Hesap sorabilmek ve verebilmek için muhakkak sistemin yeniden dizaynı gerekli. Sistem bozuk” şeklinde konuştu.

AYAĞIMIZDAKİ EN BÜYÜK BAĞ BU ANAYASA

Sistemin ana omurgasının anayasa olduğunu belirten Hisarcıklıoğlu, şunları söyledi: "Ayağımızdaki en büyük bağ bu anayasa. 72 milyonun mutabakat sözleşmesi olan yeni bir anayasaya ihtiyacımız var. Ama 72 milyonun mutabakatı içinde yapmamız lâzım. Türkiye önümüzdeki dönemde dünyanın en büyük 10 ekonomisi içinde olacaksa güçlü ekonomi ve kaliteli demokrasiye ulaşabilmek için bir dizi yapısal reform olması şart.”

Demokrasi hesap verme ve hesap sorma rejimidir

Türkıye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu, “Demokrasi nedir? Hesap sorma, hesap verme işidir. Öyle mi? Demokraside herkes hesabını verecek, hesabını da soracak” dedi. TOBB Başkanı Hisarcıklıoğlu, Vergi Haftası dolayısıyla, Afyonkarahisar Defterdarlığı, Afyonkarahisar Ticaret ve Sanayi Odası (ATSO) ve Afyonkarahisar Ticaret Borsası’nın (ATB) Oruçoğlu Termal Otel’de ortaklaşa düzenlediği ödül törenine katıldı. Törende konuşan Hisarcıklıoğlu, “Eğer kendi insanınıza sahip çıkarsanız, kendi değerinize sahip çıkarsanız, o zaman alır başınızı gidersiniz. Eğer sizin idarecileriniz valiniz, belediye başkanınız, milletvekilleriniz, oda ve borsa başkanlarınız, sivil toplum kuruluşu başkanlarınızın Afyonkarahisar’a hizmet yapmasını istiyorsanız doğru yapılan işleri takdir edeceksiniz. O zaman Afyon bugünkünden daha farklı olacaktır” dedi. Hizmet etmedi mi? Günü geldiği zaman hesabını sor” diyen Hisarcıklıoğlu, “Allah’tan kimse daha sandığı elimizden alamadı. Sandık hiç olmazsa 4 senede 5 senede önümüze geliyor. Benim bir arkadaşım diyor ki; ‘Ben hanımıma her yerde itimat ederim, bir yer hariç’ deyince, benim gözler fal taşı gibi açıldı. Dedi ki, ‘Başkan benim eşim dört dörtlük ama o seçim sandığına giderken, ya hanım şuraya oy at diyorum, perdenin arkasına gidiyor ama nereye oy attığını bilmiyorum’ dedi. Onun için en özgür olduğunuz alan da orası. Sandığa da sımsıkı sahip çıkın. Bu sandık sizin ve bizim 72 milyonun en özgür olduğu alan. Onun içinde demokrasiye sandığa sımsıkı sahip çıkın. Allah’tan orayı karıştırmadılar” diye konuştu.

"YENİ BİR ANAYASA'YA İHTİYACIMIZ VAR"

Güçlü ekonomi, kaliteli demokrasiden ayrılamayacaklarını belirten Hisarcıklıoğlu, demokrasinin kalitesini artırabilmenin yolunun da kayıt dışı ekonominin bitmesine bağlı olduğunu söyledi. Geri kalan sözlerin hepsinin hikaye sözler olduğunu dile getiren Hisarcıklıoğlu şöyle devam etti: “İşin başı buradan başlıyor. Demokrasi nedir? Hesap sorma, hesap verme işidir. Öyle mi? Demokraside herkes hesabını verecek, hesabını da soracak. Hadi bakayım sen Türkiye’de hesap sormaya kalk bakayım. İçinizde hesap sorabilecek bir babayiğit var mı? Yok mu? Şimdi hangi demokrasiden bahsedeceğiz. Ya demokrasi hesap verme hesap sorma değil mi? Peki hangi demokrasiden bahsedeceğiz? Demokrasinin kalitesini artırmak durumundayız. Herkes ama herkesin hesabını verebilir ve hesabını sorabilir olması lazım. Demokrasinin kalitesini artırmak istiyorsak hepimiz hesap verebilmeliyiz. Hesap verebilmek içinde muhakkak sistemin yeniden dizaynı gerekli. Bu kadar verginin yüksek olduğu yerde kayıt dışı olur mu, olmaz mı? Şimdi kayıt dışı ekonomiyi ben mi yapıyorum sistem mi belirliyor. Suçlu ben miyim, onlar mı? Peki niye düzeltmiyorsunuz arkadaş?”

Hisarcıklıoğlu, uygulanan seçim sisteminin de yanlış olduğunu belirterek sözlerini şöyle sürdürdü; “Sistem neyi öngörüyor. Siyasi partiler seçim yasası değişsin diye niye söylemiyorsun? Sen seçersen ancak hesap sorabilirsin, hesap verebilir sana. Sistem bozuk. Sisteme kız. De ki arkadaşlar bu siyasi partiler seçim yasası bana uygun değil. Ben söz sahibi olmak istiyorum, benim vekilimi ben seçmek istiyorum. Bak bakalım o zaman senin sözün nasıl geçiyor. Sistemin her tarafı artık bizi buraya getirdi. Bundan ileri gitmiyor. Sistemin ana omurgası da Anayasa. 72 milyonun mutabakat sözleşmesi. Ben işin ekonomik tarafını alıyorum. 1982 Anayasası o günkü kalkınma modeline göre yapılmış. O günkü kalkınma modeli ne diyor? ‘Devlet ve özel sektör eliyle ülke kalkınır’ diyor. 1990 da ne oldu da bu anlayış yıkıldı. Ne ile, duvarların yıkılması ile. Bütün ülkelerin kalkınmanın modeline özel sektörü koymuşlar. Ama benim Anayasam hala ne diyor? ‘Kalkınma, devlet ve özel sektör ile olacak’ diyor. İşte ayağımızdaki en büyük bağ bu. Onun için 72 milyonun mutabakat sözleşmesi olan yeni bir Anayasa’ya ihtiyacımız var. Ama 72 milyonun mutabakatı içinde yapmamız lazım. İşte Türkiye önümüzdeki dönemde dünyanın en büyük 10 ekonomisi içerisinde olacaksa o zaman güçlü ekonomi, kaliteli demokrasiye ulaşabilmek için bir dizi yapısal reform olması lazım” diye konuştu.


Gündemin nabzını tutmak için tıklayın!
www.sentezhaber.com

26.02.2010


 

AB sürecinde birçok problem çözüldü

Diyarbakir Ticaret ve Sanayi Odası (DTSO) Başkanı Galip Ensarioğlu, Türkiye’nin yarım asırlık AB macerası sırasında birçok kazanımlar elde ettiğini belirterek, AB rotasında devam edilmesi gerektiğini söyledi.

DTSO’da ‘Basında Türkiye-AB İlişkilerinin 50. Yılı’ konulu bir sergi açtı. Açılışta konuşan DTSO Başkanı Galip Ensarioğlu, Türkiye’nin yarım asırlık AB macerası sırasında birçok kazanımlar elde ettiğini söyledi. Avrupa kapısında en uzun bekleme rekorunun Türkiye’nin elinde olduğunu hatırlatan Ensarioğlu, bunun ‘hedeften vazgeçmemiş olmak ve kararlılık göstergesi’ olduğunu belirtti. Ensarioğlu, AB’yi neden bu kadar istediklerini ise şöyle anlattı: “Zaman zaman Türkiye’yi çok büyük sıkıntılara sokan siyasî partilerin kapatılmasıdır. Yargıda yaşanan sorunlarımızdır. Demokrasi ve insan hakları konusundaki sıkıntılarımızdır. Bağımsız bir hukuk sisteminin gelişmemesidir. Türkiye, sorunlarının büyük kısmına AB sürecinde çözüm bulma şansına sahiptir. Kopenhag Kriterleri; temel hak ve özgürlükler konusunda temel engelleri deyim yerindeyse tamamen ortadan kaldırıyor. Venedik Kriterleri; parti kapatma önünde ciddî bir engel oluşturuyor. Amsterdam Sözleşmesi; ayrımcılıkla mücadele konusunda insanlığın ciddi bir mesafe almasına yol açıyor. Mastricht Kriterleri’yle bölgesel eşitsizlik ve yoksullukla mücadele ve ekonomik ayrımcılık konusunda mücadelesini kararlılıkla sürdürüyor.”

26.02.2010


 

Prof. Dr. Doğramacı, Ali Paşa Camii avlusuna defnedilecek

Türkıye Yüksek Öğrenim Kurumu’nun (YÖK) ve Bilkent Üniversitesi’nin kurucusu Prof. Dr. İhsan Doğramacı, tedavi gördüğü hastanede öldü.

Bir süredir Hacettepe Tıp Fakültesinde tedavi gören 95 yaşındaki Prof. Dr. İhsan Doğramacı gece yarısı vefat etti. Doğramacı’nın, ‘’çoklu organ yetmezliği’’ sebebiyle öldüğü bildirildi. Prof. Doğramacı, 9 Kasım 2009 tarihinden bu yana Hacettepe Üniversitesi Hastanelerinde yoğun bakım tedavisi görüyordu. Doğramacı için 27 Şubat Cumartesi günü sabah saatlerinde bir dönem rektörlüğünü yürüttüğü Hacettepe Üniversitesinde, öğlen de kurucusu olduğu ve onursal başkanlığını yaptığı Bilkent Üniversitesinde tören düzenlenecek. Kurucusu ve ilk başkanı olduğu YÖK’te de İhsan Doğramacı için 28 Şubat Pazar günü sabah saatlerinde tören yapılacak. İhsan Doğramacı’nın naaşı, Kocatepe Camii’nde öğle namazından sonra kılınacak cenaze namazının ardından Bilkent’e götürülecek. İhsan Doğramacı, Bilkent’teki Doğramacızade Ali Paşa Camii avlusunda hazırlanan bölümde defnedilecek. Doğramacı, 28 Şubat Pazar günü Bilkent’te toprağa verilecek.

26.02.2010


 

Doğan ile Aydoğmuş Disiplin Kurulu’nda

AKP “40 yıldır onlar bizi fişledi, şimdi de biz onları fişliyoruz” diyen Kahramanmaraş milletvekili Avni Doğan ile “Bize karşı çıkan kanı bozukları tahlil etmeli” diyen Çorum milletvekili Ahmet Aydoğmuş’u sözleri dolayısıyla disipline sevk etti.

AKP Grup Yönetim Kurulu, dün yaptığı toplantıda, hakkında inceleme başlatılan iki milletvekilinin durumunu değerlendirdi. Toplantının ardından Doğan ile Aydoğmuş’un, Müşterek Disiplin Kuruluna sevk edilmesi kararlaştırıldı. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Abdurrahman Yalçınkaya, iki milletvekilinin sözlerini incelemeye aldığını önceki gün açıklamıştı.

26.02.2010


 

Çankaya: Problemler anayasal düzen içinde çözülecek

Çankaya’dan yapılan açıklamada, gündemdeki meselelerin anayasal düzen ve kanunlar çerçevesinde çözüme kavuşturulacağı ve bu süreçte kurumların yıpranmaması için herkesin sorumluluk bilinciyle hareket etmesi gerektiği belirtildi.

Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün daveti üzerine dün Başbakan Tayyip Erdoğan ve Genelkurmay Başkanı Orgeneral İlker Başbuğ, Çankaya Köşkü’nde buluştu. Başbakan Erdoğan ve Genelkurmay Başkanı’nın zirveye ellerinde çanta ile geldiği görüldü. Saat 11.00’de başlayan kritik zirve tam 3 saat sürdü. Zirvenin ardından Çankaya Köşkü’nün internet sitesinde yapılan yazılı açıklamada şu ifadeler yer aldı: “Sayın Cumhurbaşkanımız, Sayın Başbakan ve Sayın Genelkurmay Başkanı ile bu haftaki olağan görüşmelerini birlikte yapmayı uygun bulmuşlardır. Görüşmede son günlerde kamuoyunda tartışılan konular ayrıntılı bir biçimde ele alınmıştır. Bu bağlamda gündemdeki meselelerin anayasal düzen ve kanunlarımız çerçevesinde çözüme kavuşturulacağından vatandaşlarımızın emin olmaları ve bu süreçte kurumlarımızın yıpranmaması için herkesin sorumluluk bilinciyle hareket etmesi gerektiği hususları vurgulanmıştır.”




Gündemin nabzını tutmak için tıklayın!
www.sentezhaber.com

26.02.2010


 

Eski kuvvet komutanları adliyedeydi

HAVA Kuvvetleri eski Komutanı emekli Orgeneral İbrahim Fırtına, Deniz Kuvvetleri eski Komutanı emekli Oramiral Özden Örnek ile Birinci Ordu eski Komutanı Emekli Orgeneral Ergin Saygun Beşiktaş’taki İstanbul Adliyesi’ne dün, saat 10.00 sularında getirildi.

Emekli komutanların sorgusu, Ulusal Yargı Ağı Projesi’ndeki (UYAP) problemin giderilmesiyle, ancak saat 13.30’da başladı. İbrahim Fırtına’nın ifadesini Başsavcı Vekili Turan Çolakkadı ile Balyoz Soruşturması savcılarından Mehmet Berk, Ergin Saygun’un ifadesini ise Balyoz soruşturması savcılarından Ali Haydar aldı.

BALYOZ PLANI SORUŞTURMASI KAPSAMINDA TUTUKLANANLARIN SAYISI 20'YE YÜKSELDİ

Son olarak, emekli Korgeneral Metin Yavuz Yalçın, emekli Albay Kubilay Aktaş, emekli Tuğgeneral İzzet Ocak ve 5 muvazzaf subay tutuklandı. Tutuklanan emekli Korgeneral Yalçın, emekli Albay Aktaş ve emekli Tuğgeneral Ocak Metris Cezaevi’ne, 5 muvazzaf subay ise Hasdal Askeri Cezaevi’ne gönderildi. Aynı soruşturma kapsamında adliyeye sevk edilen Tuğgeneral Ahmet Baki Erdoğan, Tuğgeneral Gafur Aksu, emekli Albay Mustafa Çalış, emekli Albay Yusuf Ziya Toker, emekli Albay Musa İstek ve iki muvazzaf subay da savcılık sorgularının ardından serbest bırakıldı. Emekli Albay Suat Aytın, emekli Kurmay Albay Emin Küçükkılıç, emekli Koramiral Feyyaz Öğütçü ve 2 muvazzaf subay daha önce tutuklanmıştı. Böylece adliyeye sevk edilen 20 kişiden 6’sı emekli, 7’si muvazzaf 13 subay tutuklandı.

Çetin Doğan bugün adliyeye sevk edilecek

“BALYOZ planı”nın altında imzası olduğu iddia edilen emekli Orgeneral Çetin Doğan için 1 günlük ek gözaltı süresi alınırken, bugün adliyeye sevk edilmesi bekleniyor. Çetin Doğan’ın avukatlarından İsmail Tepecik, süre uzatımını “yasal zulüm” olarak değerlendirdi. İsmail Tepecik, “Müvekkilim görevinin gereğini yapmıştır. Burada kendisine sorular yöneltildiğinde susma hakkını kullandı” dedi. Avukatlarından Celal Ülgen de Beşiktaş’taki İstanbul Adliyesi’nde gazetecilere yaptığı açıklamada, emekli Orgeneral Çetin Doğan’ın bugün adliyeye çıkarılacağını söyledi. Kimin hangi savcı ile görüşeceğini belirleyen Cumhuriyet savcısı ile konuştuğunu anlatan Avukat Celal Ülgen, müvekkili Çetin Doğan’ın bugün saat 09.00 ile 09.30 arasında ifadesini vermesinin planlandığını aktardı. “Çetin Doğan, emniyette susma hakkını kullandı. Bu nedenle birşey sorulmadı” diyen Ülgen, Çetin Doğan’ın cumhuriyet başsavcısı ya da başsavcı vekilleri gözetiminde ifadesinin alınması gerektiğini ileri sürdü.

26.02.2010


 

Yargıda da emir-komuta ilişkisi var

Demokrat Yargı Genel Başkanı Osman Can, yargıda, 1960 darbesinden sonra tek parti tüzüğüyle yeni bir sistem inşa edildiğini söyledi. HSYK ile yargının kendi içerisinde adeta bir emir-komuta ilişkisinin kurulduğunu belirten Can, yargının ideolojiden referans aldığını ve bunun değişmesi gerektiğini vurgulayarak, toplum-yargı ilişkisinin de yeniden kurulması gerektiğini ifade etti.

Yargıda emir-komuta ilişkisi var

Demokrat Yargı Genel Başkanı Osman Can, yargının kendi içerisinde adeta bir emir-komuta ilişkisi olduğunu savundu. Stratejik Düşünce Enstitüsü tarafından düzenlenen “Demokratikleşme Sürecinde Hukukun Üstünlüğü ve Yargı” konulu konferansın açılışında konuşan Can, bütün diktatörlüklerin modernlikten üretildiğine dikkat çekti. Modernliği en çok dile getirenlerin demokratikleşmeye en çok karşı çıkanlar olduğunu dile getiren Can, 1961 Anayasası’nda 63 tane temel hak ve özgürlüklerle ilgili madde bulunduğunu ancak hayata hiçbir zaman geçirilmediğini ifade etti. Temel sorunun sistem olduğunu vurgulayan Can, yargı sisteminin referansını özgürlüklerden değil başka yerlerden aldığını ileri sürdü. Yargının ideolojiden referans aldığını ve bunun değişmesi gerektiğini anlatan Can, toplum-yargı ilişkisinin yeniden kurulması gerektiğini söyledi. Bir ‘çerçeve anayasası’ hazırlanması gerektiğinin altını çizen Can, “Buna hiçbir temel hak koymayın. Yargı ile toplumsal dinamikler arasında bağlantı kurulmalı. Sistem inşasını yeniden düşünmemiz lazım. Bu sistem inşasını Temyiz Mahkemeleri üzerinden ve HSYK üzerinden, belli ölçülerde Adalet Bakanlığı üzerinden yapacağımız reformlar var. Kurumsal reformlar var. Bu inşa, yani bu yargı ideolojisi, yargı kültürü üreten aynı zamanda yargının kendi içerisinde bir hiyerarşik yapısıdır. Adeta bir emir-komuta ilişkisi vardır. Bu neyle sağlanıyor; notlandırma sistemiyle çünkü tecrübe çok önemli, HSYK’nın elindeki terfi araçları, sicil araçları, meslekten atabilme araçlarıyla sağlanıyor. Bütün bunları değerlendirdiğiniz zaman şimdi yargıdan çok farklı alt derece mahkemelerden çok farklı bir dinamik ortaya çıkıyor. Ama bu dinamiğe karşı bu mekanizma, çok rahat bir şekilde sindirici adımlar atabiliyor” diye konuştu.

Güneş: Çiçek’in Genelkurmay’a gitmesi vahim

CHP’li eski İçişleri Bakanı Hasan Fehmi Güneş, Başbakanı temsil eden Devlet Bakanı Cemil Çicek’in Genelkurmay’a gitmesini “vahim” olarak niteledi. Balçicek Pamir’in Habertürk’teki programında konuşan eski İçişleri Bakanı Hasan Fehmi Güneş, “Başbakanı temsil eden biri, çağrıldığı için Genelkurmay’a gidiyorsa bu vahimdir. Denildiği gibi başbakana hakaret içeren parolayı sormak için gittiyse de yanlıştır. Bununla ilgili ya gereği yapılır yada sorulacaksa sorumlular çağrılır. Şayet ortada devlet anlayışı diye bir şey varsa bunun böyle olması gerekir” diye konuştu. Çiçek’in bunları bilmesi gereken bir isim olduğunu vurgulayan Güneş, darbe türü gelişmelerin bu tür zayıf tavırlardan cesaret bulduğunu belirtti. Balçicek Pamir’in Habertürk’teki programında konuşan Güneş, Balyoz darbe planı hakkında da demokrasi açısından sırf o toplantının yapılmış olmasının bile yeterince vahim olduğunu vurguladı. Güneş, “Böyle planlar demokrasi noktasında kabul edilemez” şeklinde konuştu.

26.02.2010


 

Tutuklu sayısı 20’ye yükseldi

BALYOZ soruşturması kapsamında mahkemeye sevk edilen 5’i muvazzaf, 3’ü emekli, 8 subay daha tutuklandı. Aralarında emekli Korgeneral Metin Yavuz Yalçın, emekli Albay Kubilay Aktaş ve emekli Tuğgeneral İzzet Ocak’ın da bulunduğu 8 kişi, cezaevine gönderildi.

Balyoz soruşturmasında tutuklu sayısı 20’ye çıktı. Balyoz darbe planı iddialarıyla ilgili olarak yürütülen soruşturma kapsamında savcılık sorgusu tamamlanan emekli Korgeneral Metin Yavuz Yalçın, emekli Albay Kubilay Aktaş ve emekli Tuğgeneral İzzet Ocak ile 5 muvazzaf subay, tutuklanmaları talebiyle mahkemeye sevk edildi. Nöbetci İstanbul 10. Ağır Ceza Mahkemesi, 8 kişinin de tutuklanmasına karar verdi. Daha önce mahkemeye sevk edilen emekli Koramiral Ahmet Feyyaz Öğütçü, emekli Albay, Emin Küçükkılıç, emekli Albay Suat Aytın ile iki muvazzaf subay tutuklanarak saat 21.00 sıralarında cezaevine gönderildi. Mahkeme, emekli Albay Musa İstek’i ise tutuksuz yargılanmak üzere serbest bıraktı. Savcılık sorgularının ardından emekli Tuğgeneral Gaffur Aksu, emekli Tuğgeneral Ahmet Baki Erdoğan, emekli Albay Yusuf Ziya Toker, emekli Albay Mustafa Çalış ile bir muvazzaf subay serbest bırakıldı. Bir muvazzaf subay da adli kontrol kararıyla serbest kaldı. Önceki gün 7 kişinin tutuklandığı Balyoz soruşturmasında bugün de 6’sı emekli, 7’si muvazzaf 13 subay, tutukladı. Balyoz soruşturmasında tutuklu sayısı böylece 20’ye çıktı.

26.02.2010


 

Astsubay ‘parola’dan tutuklandı

“PAROLA: Adi Başbakan’ haberleri üzerine başlatılan soruşturmada Erdek Deniz Üs Komutanlığı’nda görevli bir astsubayın evinde arama yapıldı.

Suçunu itiraf eden astsubay bugün tutuklandı. Taraf Gazete’sinde yer alan haberde Erdek Deniz Üs ve Garnizon Komutanlığı’nda nöbet tutacak erlere yönelik garnizon parolasının “adi”, işaretinin ise “Başbakan” olarak belirlendiği iddia edilmişti. Bu iddia üzerine Erdek’teki Mayın Filo Komutanlığı’nda askeri savcılık tarafından soruşturma başlatılmıştı. Soruşturma kapsamında Erdek Deniz Üs Komutanlığı Mayın Filosu Komutanlığı’nda görevli bir astsubayın evinde arama yapıldı. Deniz astsubay üstçavuşun Atatürk Mahallesi Göktürk Caddesi’ndeki evine Gölcük Donanma Komutanlığı’ndan bazı görevliler geldi. Polisin de eşlik ettiği aramada evde bulunan bazı evrak ve CD’lere el konuldu. Gözaltına alınan astsubay, bugün tutuklandı ve cezaevine gönderildi. Astsubayın sorgusunda suçunu itiraf ettiği öğrenildi.

26.02.2010


 

Bİreysel sİlâhlanma artIyor

Türkİye Psikiyatri Derneği, TBMM gündemindeki yeni Silâh Yasa Tasarısı’na tepki göstererek, bireysel silahsızlanma çağrısı yaptı.

Türkiye’de ortalama her 65 kişiden birinin silâhı olduğu ve silâh sayısının son 10 yılda 10 kat arttığı, cinayetlerin yarısının ateşli silâhla gerçekleştirildiği ve her yıl yaklaşık 3 bin kişinin silâhla ölüp, 12 bin kişinin de yaralandığı ifade edilen açıklamada, aile içi şiddet ve eş öldürmeyle sonuçlanan olayların da yüzde 35-40’ında silâh kullanıldığı ifade edildi.

Türkiye Psikiyatri Derneği Merkez Yönetim Kurulu Üyesi Dr. Mehmet Yumru yaptığı açıklamada, Türkiye’de silah kullanımına bağlı suç ve şiddet olaylarının arttığının bilindiğini belirterek, “Buna karşın yeni hazırlanan yasa taslağı silâhlanmayı kolaylaştırmayı amaçlamaktadır. Bu yasa taslağı bu haliyle yasalaştığı takdirde silâh kullanımı ve buna bağlı şiddet olaylarında artış olacağı öngörülmektedir. Temel amaç ve strateji bireysel, sivil silâhlanmanın kontrol altına alınması değil, bireysel silâhlanmanın önlenmesi, bireysel silâhsızlanma olmalıdır” dedi.

Yumru, Türkiye’de ortalama her 65 kişiden birinin silâhının olduğunu, ülkelere göre, silâha sahip olma sıralamasında ise Türkiye dünya ülkeleri arasında 20. sırada yer aldığını açıkladı. Yumru, Türkiye’de ruhsatlı ve ruhsatsız silâh sayısının son 10 yılda yaklaşık 10 kat arttığına dikkat çekerek, “Halen Türkiye’de 2,5 milyonun üzerinde ruhsatlı silâh olduğu bilinmektedir. Bu sayının, iki katından daha fazla ruhsatsız silâh olduğu tahmin edilmektedir” dedi.

HER YIL YAKLAŞIK 3 BİN KİŞİ

SİLÂHLA ÖLDÜRÜLÜYOR

Yumru, silâha bağlı suç oranlarında da benzer artış görüldüğüne işaret ederek, istatistiksel verilere göre bireysel silâhlanmada ilk sırayı mesleği gereği risk alanları, ikinci sırayı bireysel korunmanın, üçüncü sırayı ise, yeterli gerekçe göstermeden “evde bulunsun” isteğiyle silâh edinenlerin oluşturduğunu bildirdi. Yumru, dördüncü sırada da merak, hobi, anı gerekçesiyle silâh edinenlerin bulunduğunu kaydederek, “Avcılık ve atıcılık ayrı bir kategori olup ateşli silâhların 2/3’ü bu amaçla ruhsatlanmaktadır” dedi. Yumru, her yıl yaklaşık 3 bin kişinin silâhla öldüğünü, 12 bin kişinin yaralandığını ve ateşli silâhlarla işlenen suçların yaklaşık üçte ikisinin ruhsatsız, üçte birinin ruhsatlı silâhlarla işlendiğini belirtti.

CEZALAR ARTTIRILMALI

Türkİye Psikiyatri Derneği Adli Psikiyatri Bilimsel Çalışma Birimi Üyesi Dr. Hüseyin Soysal ise silâh kaçakçılığı ve ruhsatsız silâh edinme cezalarının arttırılması gerektiğine değinerek, “Emniyet birimlerinin etkin mücadelesi sağlanmalıdır. Silâh ruhsatlandırmasında hekimlerin sorumluluk alması uygulaması kaldırılmalı, silâh ruhsatı almak isteyen kişilerin muayeneleri ve silâh edinme kararları tek hekim sorumluluğuna bırakılmamalı, temel sorumluluğun emniyet birimlerinde olduğu, hekimlerin sadece tıbbî muayene ve bilirkişilik uygulamalarını yürüttüğü ayrı bir kurumsallaşma yapısı tesis edilmelidir” dedi. Soysal ayrıca, alt yaş sınırı yukarı çekilmesi, üst yaş sınırı getirilmesi gibi tedbirlerin de alınması gerektiğini kaydetti.

26.02.2010


 

Dünya barışına ilâhilerle katkı

Antakya’da faaliyet gösteren ve verdiği konserlerle dikkat çeken; Türkçe, Arapça ve Ermenice ilâhiler ve şarkılar seslendiren ‘’Medeniyetler Korosu’’ önümüzdeki günlerde ABD ve Avrupa turnesine çıkacak.

Antakya Medeniyetler Korosu Derneği Başkanı Yılmaz Özfırat, koronun 2007 yılında Turizm Haftası’nın Antakya’dan başlamasıyla kurulduğunu hatırlattı. Antakya’da yaşayan farklı din ve mezheplere mensup kişilerden oluşan koroda, rahipler, imamlar, rahibeler, kuyumcu ve manav gibi farklı meslek gruplarından kişilerin bulunduğuna dikkati çeken Özfırat, koronun uluslar arası ilgi gördüğünü söyledi. Barış, kardeşlik ve hoşgörü adına çıktıkları yolda emin adımlarla ilerlediklerini anlatan Özfırat, özelde Antakya’nın, genelde Türkiye’nin tanıtımına katkı sağlamak istediklerini belirterek, şunları kaydetti: ‘’Camileri, kiliseleri ve sinagogları, Antakya’nın güçlü geçmişiyle şekillenen dar sokaklarının yan yana duruşunu, dünyaya dinsel hoşgörü konusunda örnek olarak göstermek istiyoruz.’’

HEDEFTE KUDÜS VAR

ÖzfIrat, en büyük hedeflerinin Kudüs’te İsrail ve Filistin Devlet Başkanlarını bir araya getirerek, konser vermek olduğunu söyledi. Bu amaçlarını gerçekleştirerek, Orta Doğu barışına ve kardeşliğine katkı sunmayı hedeflediklerini dile getiren Özfırat, ‘’En büyük hayalimiz Kudüs’te konser vererek akan kanın durması için İsrail ve Filistin Devlet Başkanlarını kol kola görmek. Önümüzdeki günlerde bununla ilgili girişimleri başlatacağız. Bu konuda devlet büyüklerimizden de yardım isteyeceğiz’’ diye konuştu.

26.02.2010


 

Eğitim çalışanlarının sorunları çözülecek

Eğİtİm-Bİr-Sen İzmir Şubesi, İzmir İl Millî Eğitim Müdürü Ragıp Üye’ye eğitim çalışanlarının sorunları ve çözüm teklifleriyle ilgili dosya verdi.

Eğitim-Bir-Sen tarafından geçtiğimiz ay düzenlenen Eğitim-Öğretim-Bilim Hizmet Kolu Çalışanları Sorunları ve Çözüm Önerileri Şûrası’nda hazırlanan sonuç bildirgesini inceleyen İl Millî Eğitim Müdürü Ragıp Üye, “Bu çalışma bizim için çok faydalı oldu. İlçe Millî Eğitim Müdürlerimle bir toplantı düzenleyerek buradaki konuları detaylı olarak inceleyeceğiz” dedi.

26.02.2010


 

'Sıra gecesi' yapmak için sertifika şartı geliyor

ŞanlIurfa Ticaret ve Sanayi Odası her yıl binlerce yerli ve yabancı turistin geldiği Şanlıurfa’da sıra gecesiyle ağırlanan turistlere daha güzel hizmet verilmesi için sıra gecesi ekiplerinin sertifikalandırılmasını istedi.

ŞUTSO’nun girişimleriyle başlatılan çalışmaların sonunda turistlerin, sertifikalı sıra gecesi ekiplerinden bundan sonra Şanlıurfa türkülerini dinleyeceği bildirildi. ŞUTSO Başkan Vekili Cem Göncü, sıra gecesi ekiplerinin turistlerden bahşiş almasının önüne geçilmesi gerektiğinin altını çizdi.

26.02.2010


 

Bilim adamları intihal mağduru

BİR kişinin eserinde, başka kişilerin ifade, buluş veya düşüncelerini kaynak göstermeksizin kendisine aitmiş gibi kullanmasına tepki gösteren bilim adamları, çoğu meslektaşlarının bu durumdaki yasal haklarından haberdar olmadığını söylüyor.

İntihal olayının bilimsel hırsızlık olduğunu vurgulayan bilim adamları, bu durum karşısında mağdur olduklarını belirtti. Çoğu bilim adamının intihal olaylarını neme lâzım diyerek umursamak istemediğini dile getiren Adıyaman Üniversitesi Öğretim Üyesi Yard. Doç. Dr. Nevzat Artuç, “İntihal ya da aşırma bir bilim adamının karşılaşabileceği en kötü durumdur. Yani bilimsel hırsızlık da diyebiliriz” diye konuştu. Yard. Doç. Dr. Nevzat Artuç, intihale uğrayan kişinin intihali gerçekleştiren kişiye Türk Ceza Kanununun 72. maddesi gereğince tazminat dâvâsı açabildiğini kaydetti.

26.02.2010


 

Adana'da Sabit ücret dolandırıcılığı uyarısı

Türk Telekom Güney 2 Bölge Müdürü Ramazan Gezer, bazı internet hizmeti veren özel şirketlerin kendilerini Türk Telekom yetkilisi gibi göstererek halkı dolandırdığını ileri sürdü.

Gezer, Çukurova Gazeteciler Cemiyeti’ni ziyaretinde yaptığı açıklamada, son zamanlarda kendilerine gelen telefon ihbarlarında, birtakım kişilerin Türk Telekom’un sabit ücreti kaldırdığı bilgisiyle iş yeri sahibi bazı vatandaşların yanına geldiklerini ve kendilerini Türk Telekom yetkilisi olarak tanıttıklarını anlattı. Bu kişilerin irtibat numarası olarak Türk Telekom AŞ Güney 2 Bölge Müdürlüğü’nün ve 01 Nolu Bayisi’nin adını verdiğini belirten Gezer, “Vatandaşlarımızı uyarmak istediğimiz konu, yanlış bilgi veren kişiler hakkında gözlerini dört açmalarıdır” dedi.

26.02.2010


 

Muğla’nın etnografik belgeseli çekiliyor

Sahİp olduğu tarihi ve kültürel zenginlikleriyle, açık hava müzesi konumundaki Muğla’da, yörenin etnografik ve kültürel zenginliklerini içeren “Etnografik Zenginliklerimiz” konulu belgesel film çekiliyor.

TRT İzmir Televizyonu ve yapımcı Dr. Abdullah Manaz yönetiminde, “Etnografik Zenginliklerimiz” belgeseli, Muğla Yörük Obaları Derneği’ne ait, “Yörük ve Türkmen Müzesi”nde çekildi. Çekimlere, Muğla Valisi Dr. Ahmet Altıparmak da katıldı. Vali Altıparmak, Muğla ilinin çeşitli uygarlıkların izlerini taşıyan tarihî zenginliklerin yanı sıra, yöre halkının geçmişteki hayat kültürünü yansıtan, etnografik zenginliklere de sahip olduğunu belirtti.

26.02.2010


 

Ev almanın tam zamanı

Kayserİ Emlakçılar Odası Başkanı Kazım Temel, ekonomik kriz dolayısıyla inşaat sektöründe yaşanan durgunluğun konut fiyatlarını iyice düşürdüğünü belirtti.

Kazım Temel, konut fiyatlarının bugün itibarıyla düşebileceği en düşük seviyeye indiğini belirterek, “Ev almanın tam zamanıdır. Çünkü bahar ayları ile inşaat sektöründe bir canlanma bekliyoruz. Talepteki artış sektörü canlandıracak. Bu durumda ev fiyatlarının da ciddî anlamda yükselmesini bekliyoruz.” dedi. Konut fiyatlarında 2010 yılında bir kıpırdanmanın olacağını dile getiren Emlakçılar Odası Başkanı Kazım Temel, Euro’nun düşmesi ve bankaların faizleri indirerek yeniden yapılandırmaya gitmesi dolayısıyla konut fiyatlarının gerilediğini söyledi. 2007 yılına görev konut fiyatlarının çok ucuzladığını belirten Temel, “2008 ve 2009 yılında müteahhitlerin az inşat yapması ve kriz döneminde inşaat sektörünün geriye gitmesi ev almanın tam zamanı olduğunu gösteriyor. 2010 yılının son çeyreğinden şimdiki fiyatları görmemiz mümkün değil. Eğer gayrimenkule yatırım yapmayı düşen vatandaşlar, bu dönemi kaçırmamaları gerekir.” açıklamasında bulundu. Temel, yastık altındaki döviz ve altınların gayrimenkule çevirme zamanı olduğunu belirterek, geçmiş yıllarda yastık altındaki paraları arsa veya gayrimenkule yatıranların yüzde 100 kâr ettiğini sözlerine ekledi.

26.02.2010


 

Türkiye’nin en ‘tatlı’ derneği, pastacıları biraraya getiriyor

Ülkemİz pastacılık san'atını ve san'atçılarını daha iyiye ve güzele götürecek çalışmalar yapmayı amaçlayan Pastacılar ve Tedarikçileri Derneği yeni yılla birlikte bu hedeflerine ulaşmak için çalışmalarına hız verdi.

Dernek Başkanı Emin Aydemir, pastacılar derneğinin kuruluşu ve geleceğiyle ilgili olarak, “Biz pastacılar artık sesimizi gür sesle duyurmak istiyoruz. Sektörümüzü sığıntılıktan çıkartacağız” ifadelerini kullandı. Türkiye’de 450 - 500 bin pastacının olduğunu belirten Aydemir, İstanbul’da böyle bir derneğin varlığının bütün sektöre faydalı olacağına değinerek, bir ‘pastacılar millî takımı’ oluşturma gayesinde olduklarının mesajını verdi. Pastacılar Odasıyla dernek arasında birçok farkın olduğunu belirten Aydemir, “Sektörümüzde yer alan herkes derneğimize üye olabilir, biz bir sivil toplum kuruluşuyuz. Odalara ise sadece vergi mükellefleri katılabiliyor” şeklinde konuştu. Aydemir, bütün sektör çalışanı pastacıları derneğe katılmaya dâvet etti.

PASTACILAR VE TEDARİKÇİLERİ DERNEĞİNİN AMAÇLARI

Derneğİn amaçları arasında pastacıları, gıda ekipman ve tedarikçileri ile buluşturmak, genç pastacıların ve geleneksel tatlıcılar ile unlu mamul san’atçılarının yetişmeleri için AB normlarında eğitim imkânları oluşturmak, Avrupa’da ve dünyada bu alandaki yenilikleri en kısa sürede üyelere ulaştırmak, yurdışındaki uzman ve üretici kuruluş yöneticilerinin ülkemize gelerek kurslar düzenlemesini sağlamak, pastacılık camiasını, üretici, ithalatçı ve dağıtıcılar ile ayrıca gıda sağlığı, gıda güvenliği, ilgili yerel yöneticiler, eğitim görevlileri ve basın ile mümkün olan her fırsatta bir araya getirmek yer alıyor. Bu amaçlara bağlı olarak, belli aralıklarla buluşmalar düzenlenmesi planlanıyor. Böylelikle fikir alışverişine imkân doğacak ve genç üyelerin de camiada tanınması sağlanacak. Ayrıca sivil toplum kuruluşlarıyla irtibat halinde bulunularak, ziyaretler düzenlenecek. 0212 621 37 53 telefon numarasından ulaşılabilecek derneğin posta adresi, Guraba Hüseyin Ağa Mh. İmam Murat Sk. No: 23/2 Aksaray / Fatih / İstanbul. E-postalar için mail adresi ise, [email protected].

26.02.2010


 

Kazalar ne zaman oluyor?

Trafİk açısından Türkiye’nin önemli geçiş noktalarından olan Konya’da 2009 istatistiklerine göre, kazaların yüzde 66.4’ünün yaşandığı kavşaklarda en çok ölümlü kaza, saat 17.00 sularında oldu.

Konya Emniyet Müdürlüğü yetkililerinden edinilen bilgiye göre, Konya yollarında araç kullanan sürücülerin profili ve kaza sıklığı ise Türkiye ortalamasına yakın bir seyir izliyor. 2009 yılında Emniyet Müdürlüğünce tutulan istatistikler, 2009’da Konya’da meydana gelen toplam kazaların yüzde 66.4’ünün kavşaklarda, ölümlü kazaların ise yüzde 79’unun ışıksız kavşaklarda yaşandığını ortaya koydu. İstatistikler, trafik kazalarının Mart ayından itibaren yükselişe geçtiğini, Ekim ayından itibaren ise azalmaya başladığını gösteriyor. Konya’da kavşaklarda meydana gelen kazalar en çok Nisan (114), Ağustos (128) ve Eylül (136) aylarında yaşandı. Kış ayı olmasına karşın en az trafik kazası Ocak ayında (67) gerçekleşti.

26.02.2010


 

Adana’da eylemcilere 58 bin TL ceza kesildi

Türkİye’de ilk kez Adana’da başlatılan uygulamayla Valilik tarafından belirlenen yerlerin dışında toplantı, gösteri ve yürüyüş yapanlara 58 bin 590 TL para ceza kesildi.

Vali İlhan Atış başkanlığında gerçekleştirilen asayiş toplantılarının ardından 6 Kasım 2009 tarihinde basın açıklamaları ve imza stantları ile ilgili düzenlemelere aykırı davrandığı tesbit edilenlere ceza kesilmesi karara bağlandı. Yurtta ilk kez gerçekleştirildiği belirlenen uygulamayla ilgili Valilik, 10 Kasım’da yaptığı bir açıklamayla gündüz saatlerinde trafik ve yaya akışını aksatmadan basın açıklaması yapılabilecek ve imza standı açılabilecek yerleri kamuoyuna duyurdu. Bu çalışmalar sonucunda geçen yıl 11 olayda 155 eylemcinin kimlikleri tespit edilerek toplam 21 bin 700 TL ceza kesildi. Bu yıl da sürdürülen uygulamayla, 13 olayda 258 kişinin adreslerine 36 bin 890 TL idari para cezası tebliğ edildi. Yapılan bu uygulama bazı kesimler tarafından olumlu karşılanırken, birçok sivil toplum kuruluşu tepki gösterdi. Bazı sendika ve dernek yöneticilerinin cezaya itirazlarının ise mahkeme tarafından reddedildiği öğrenildi.

26.02.2010


 

Engelli oğlunu her gün okula taşıyor

Bolu’da yaşayan 60 kiloluk anne, 30 kilo ağırlığındaki engelli oğlunu her gün kucağında taşıyarak okulun merdivenlerinden çıkarıyor ve dersten çıkana kadar bekliyor.

Bolu’nun Sümer Mahallesi’nde yaşayan bedensel engelli 14 yaşındaki İsmail Çayırlı, annesinin yardımı olmadan sınıfına çıkamıyor. Çocukken geçirdiği menenjit dolayısıyla elleri ve ayaklarını kullanamayan İsmail’i annesi merdivenlerden çıkararak sınıfına götürüyor. Okula kadar tekerlekli sandalyeyle giden bedensel engelli İsmail Çayırlı, ‘’Dersleri tekerlekli sandalyemde oturarak izliyorum. Sınıf arkadaşlarım bana sürekli destek oluyor. Annem beni merdivenlerden çıkarırken çok yoruluyor. Okulumuzda engelli asansörü olsaydı annem bu kadar yorulmazdı. Tek isteğim okuluma engelli asansörü yapılması ve akülü sandalye alınması’’ dedi.

26.02.2010


 

Demre’de seralar sular altında

Antalya’nIn Demre ilçesinde gece yağan sağanak dolayısıyla çok sayıda sera ile bazı evleri su bastı.

Gece yarısı şiddetlenen yağış Demre ilçe merkeziyle Beymelek beldesinde yaklaşık 800 dekar seranın sular altında kalmasına sebep oldu. Şiddetli yağış dolayısıyla tarım işçilerinin konakladıkları ve yörede ‘’Ortakçı evleri’’ olarak bilinen çiftçi evlerinden bazıları da sular altında kaldı. Yetkililer, önceki gece ilçede metrekareye 127 kilogram yağış düştüğünü, hasarın belirlenmesi için bugün çalışmalara başlanacağını bildirdi. Bu arada, Finike’ye bağlı Sahilkent beldesinde de şiddetli yağışın etkili olduğu, yıldırım düşmesi sonucu bir ağacın devrildiği öğrenildi.

26.02.2010


 

Müslüman aileler evlerini okula çeviriyor

ABD’de Müslüman aileler arasında evde eğitim hakkını kullananların sayısı gün geçtikçe artıyor. Washington Post gazetesine göre, Müslümanlara yönelik ‘rahatsız edici’ tavırların artmasının yanı sıra, çocuklarının daha ciddî bir İslâmî eğitimden geçmesini isteyen Müslüman aileler, ABD’de uzun süredir velilere tanınan bir hak olan ‘evde eğitim’ seçeneğini kullanıyor.

Amerika’da yaşayan Müslüman aileler, evlerini okula çeviriyor

AMERİKA'DAKİ Müslüman aileler arasında evde eğitim hakkını kullananların sayısının gün geçtikçe arttığı ifade edildi. Washington Post gazetesinde yer alan bir habere göre, Müslümanlara yönelik ‘rahatsız edici’ tavırların artması ve okullarda artan ayrımcılığın yanısıra, çocuklarının daha ciddî bir İslâmî eğitimden geçmesini isteyen Müslüman aileler, ABD’de uzun süredir velilere tanınan bir hak olan ‘evde eğitim’ seçeneğini kullanıyor.

Bu ailelerden biri, Meksika asıllı bir Müslüman olan Priscilla Martinez’in ailesi. Kendisi de bir öğretmen, müdür ve rehberlik danışmanı olan Martinez, yaşları 2 ile 12 arasında değişen altı çocuğunu “Amentü” ile matematik, dilbilgisi ve fen derslerinin yer aldığı bir müfredatla evde eğitiyor.

Washington’da yaşayan Martinez, son beş yılda evlerini birer okula çeviren Müslüman ailelerin sayısında bir patlama olduğunu söylüyor. Amerika’da evde eğitim gören çocukların sayısı yaklaşık 2 milyon, ve bu çocukların büyük bölümünü okullardaki müfredatı beğenmeyen Hıristiyan ailelerin çocukları oluşturuyor. Ulusal Eğitim Araştırma Enstitüsü başkanı Brian Ray, “daha güçlü akademik eğitim, aile ile daha fazla zaman ve sosyal etkileşim, güvenli bir ortam sağlama isteği, çocuklarına kendi değerleri, inançları ve dünya görüşlerini aktarma” gibi amaçların bu seçimde rol oynadığını anlatıyor. Müslüman ailelerin, İslâmî okulların uzaklığı ya da ücretlerinin fazlalığı sebebiyle de evde eğitim seçeneğini değerlendirdikleri ifade ediliyor.

HELÂL YEMEK SORUNU

Han ailesinin evde eğitim seçeneğini gündeme almasına, dört yıl önce bir anaokulu öğretmeni ile yaşadıkları sorun sebep olmuş. Okulda verilen dışında yiyecek getirmesi yasaklanan küçük oğullarının dinî hassasiyetlerinin gözardı edilmesi ve Noel, Cadılar Bayramı ya da doğum günü partileri gibi “küçük ama önemli sorunlar”, Zakia Han’ın evini bir okula dönüştürmesiyle çözümlenmiş.


Gündemin nabzını tutmak için tıklayın!
www.sentezhaber.com

26.02.2010


 

Amsterdam’daki caminin açılması için imza kampanyası

15 YIL önce Müslümanların yardımları ile Amsterdam Baarsjes semtinde satın alınan 10 bin metrekare arsa üzerine Türk-İslâm mimarisine uygun, Amsterdam’ın kültürel yapısına da zenginlik katacağını düşünülen Westermoskee (Ayasofya Camii)’in inşasının başlaması için hiçbir engel kalmadı.

Her türlü izin ve prosedürler hazır olmasına rağmen Amsterdam Belediyesi bürokratik engeller çıkarmaya devam ediyor. Şehirde yaşayan Müslüman toplum, kanunî haklarının uygulanmasını istiyor. Ayrıca Westermoskee projesinin yapılması konusunda anlaşmalar yapılan Stadgenoot ev bürosundan da anlaşmalara uyulması isteniyor. Anlaşmalara göre Stadgenoot, projenin finansı konusunda garantör olması gerekirken, gereğini yapmadığı gibi dernek hesabında bulunan 4 milyon euroyu da kullanmasına izin vermiyor. Bütün bu şartlar altında dernek, yine de başka inşaat şirketleri ile anlaşarak camiyi yaptırmak için gerekli çalışmaları başlatmış durumda. Müslüman toplum, 15 yıldır hayaliyle yaşadığı Westermoskee’in yapımına başlamak istiyor. Bunun için de bir imza kampanyası düzenlendi.


Gündemin nabzını tutmak için tıklayın!
www.sentezhaber.com

26.02.2010


 

Çin’de 500 milyon köylü şehre iniyor

ÇİN'İN 900 milyonluk kırsal kesim nüfusunun 30 yılda 5 yüz milyon azalarak 4 yüz milyona düşeceği tahmin ediliyor.

Pekin Haberleri Gazetesi’nin haberine göre, Devlet Konseyi’ne tavsiyelerde bulunan Araştırma Geliştirme Merkezi adlı düşünce kuruluşundan kırsal kesim politikaları uzmanı Han Jun, toplam kırsal kesim nüfusunun 720 milyonunun köylerde, 180 milyonunun da 6 aydan fazla bir süredir şehirlerde yaşayanlar olmak üzere toplam 900 milyon olduğunu söyledi. Han, daha çok kırsal kesim nüfusunun şehirlerde yaşamak ve şehir halkı olmak istediğini ifade etti. Çin’de genç köylüler daha iyi iş bulabilmek için büyük şehirlere gidiyorlar. Son istatistiklere göre, Çin’de 240 milyon kırsal kesim işçisi bulunuyor. Geçen ay yayımlanan bir siyaset bildirisinde, hükümetin, özellikle genç göçmen işçilere şehirlerde oturum imkânı verecek ‘oturum kayıt sistemi reformu için çok çalıştığı’’ ileri sürüldü. Çin’deki oturum kayıt sistemi dolayısıyla özellikle göçmen işçiler memleketleri haricinde gittiği şehirlerde oturum izni sorunu yaşıyor ve çoğu sosyal haklardan yerel halk gibi yararlanamıyor. Bu durumdan ötürü, ülkede bu alanda uzun yıllardır reform yapılması tartışmaları yaşanıyor.

26.02.2010


 

iTunes, 10 milyar şarkı sattı

BİLİŞİM şirketi Apple, 7 yıl önce başlattığı online mağaza iTunes’den indirilen şarkıların sayısının 10 milyar eşiğini aştığını açıkladı.

Dev şirket, indirilen şarkı miktarını kaydeden sayacın önceki gün 10 milyarı gösterdiğini ve 10 milyarıncı şarkıyı indiren internet kullanıcısına 10 bin dolar ödül verileceğini bildirdi. Apple, 10 milyondan fazla şarkıyı parça başına 69 cent ve 1,29 dolar arasında satıyor.

26.02.2010


 

Cezaevi’nde YGS’ye hazırlık

MARDİN’İN Midyat ilçesindeki M Tipi Kapalı Cezaevi’nde Yükseköğretim Geçiş Sınavı (YGS)’na girmek isteyen 18 hükümlüye üniversiteye hazırlık kursu açıldı.

İlçe Halk Eğitim Merkezi ve cezaevi müdürlüğü işbirliği ile açılan kursta konuşma yapan Başsavcı Yavuz Temizel, tutuklu ve hükümlülerden gelen talep doğrultusunda kursun açıldığını belirterek, eğitimin her zaman gerekli olduğunu söyledi. Okumanın yaşı olmadığını vurgulayan Temizel, “Hiçbir şey için geç kalınmış sayılmaz” diyerek, kurs görecek hükümlülere başarı dileklerinde bulundu.

26.02.2010


 

Pegasus'tan 40 TL kampanyası

PEGASUS Havayolları, 26 Şubat’ta flypgs.com’daki yeni kampanyası ile Mart sonuna kadar yurtiçi uçuşlarda 39.99 TL’ye seyahat fırsatı sunuyor.

Yeni kampanya ile biletini hemen alanlar, Mart ayı sonuna kadar bütün yurtiçi uçuşlarını her şey dahil 39.99 TL’ye gerçekleştiriyor. Kampanya ile Adana, Ankara, Antalya, Bodrum, Dalaman, Diyarbakır, Elazığ, Gaziantep, Hatay, İstanbul, İzmir, Kayseri, Konya, Malatya, Mardin, Samsun, Trabzon, Van tüm Pegasus misafirlerini ağırlıyor. Kontenjanla sınırlı kampanyanın tek yön, yurtiçi direkt seferlerde geçerli fiyatı her şey dahil 39.99 TL.

26.02.2010

 
Sayfa Başı  Geri

Bütün haberler

Dergilerimize abone olmak için tıklayın.
Hava Durumu

Yeni Asya Gazetesi, Yeni Asya Medya Grubu Yayın Organıdır.
Kurumsal Linkler: Risale-i Nur Kongresi - Bediüzzaman Haftası - Risale-i Nur Enstitüsü - Yeni Asya Vakfı - Demokrasi100 - Yeni Asya Gazetesi - YASEM - Bizim Radyo
Sentez Haber - Yeni Asya Neşriyat - Yeni Asya Takvim oktay usta yemek tarifleri Köprü Dergisi - Bizim Aile - Can Kardeş - Genç Yaklaşım - Yeni Asya 40. Yıl