09 Mart 2010 ASYA'NIN BAHTININ MİFTAHI , MEŞVERET VE ŞÛRÂDIR Mobil İletişim Künye Abonelik Reklam Bugünkü YeniAsya!

Eski tarihli sayılar

Günün Karikatürü
Gün Gün Tarih
Dergilerimiz

M. Latif SALİHOĞLU

Deprem unutmaya gelmez; ölüm de...


A+ | A-

Elazığ ve çevresini sarsan şiddetli deprem dalgası sayesinde, bu arzî musibetin unutulmaya gelmez olduğunu bir kez daha hatırlamış olduk.

Yıkımlara ve onlarca insanın ölümüne yol açan Karakocan merkezli bu depremle eşzamanlı olarak, yurdun başka yerlerinde de sarsıntılara yaşandı, yaşanıyor.

Bazı uzmanlar, yaşanan küçüklü–büyüklü sarsıntıların, tetikleme neticesi daha büyük fay kırılmalarına yol açabileceğine dair tahminlerde bulunuyor.

Sarsıntıları durdurmanın, zelzeleye mani olmanın imkânı yok. Yaratılış kaidesi böyle. Denizin dalgaları gibi, arzın dalgaları da kıyamete kadar devam edip gidecek.

Ancak, bu İlâhî musibet karşısında bazı tedbirler almak ve yaşanan ânî ölüm ihtimali karşısında hazırlıklı olmak, bizlerin elinde.

Tedbir ve hazırlık noktasında, Rabbimiz tarafından insanın ihtiyar ve iradesine bir hisse, bir paye verilmiştir.

Zararı azaltmak, hasarı asgarî seviyeye indirgemek için, sağlam ve dayanıklı yapılar inşa etmek gibi mühim bir mükellefiyetimiz var.

Öte yandan, ölüme her an hazır olmak gibi, temel bir kulluk görevimiz var.

Asıl vazifesini ve mükellefiyetlerini unutan, yahut ihmal eden insan, iki büyük hasarla karşı karşıya geliyor:

Depreme hazırlıksız yakalanan insan, dünyası gibi âhiretini de kaybedebilir.

Evet, ölüme mahkûm ve musibetlere mâruz olan her insan gibi, biz de kendimize şunu sormak durumundayız:

1) Yıkıcı depremlere karşı gerekli tedbirleri aldın mı?

2) Alâküllihâl başına gelecek olan ölüme karşı hazırlıklı mısın?

Bu iki kaçınılmaz suâle "evet" cevabını verebilen kimse, dünyada da rahatla yaşar, âhirette de...

Çarşaf yırtmak; kefen biçmek

Bize öyle geliyor ki, CHP'nin "âhir ve âkıbeti" yaklaştı.

Mersin'deki partili kadınların çarşaf yırtıp atma şenaatleri, adeta bu partinin kefenini biçme hareketi gibi şekillendi gözlerimizin önünde.

Bu ihtiyar parti, zaten geniş taban desteğini iyiden iyiye kaybetmişti.

Aşağıda sıralayacağımız sebep ve gerekçeler ise, bu partinin değil iktidar yüzünü görmesi, bundan sonraki seçimlerde anamuhalefette kalabilmesi dahi hamhayal hükmüne geçmiş bulunuyor.

1) Lider konumundaki Baykal'ın cuntacıların avukatlığına soyunması.

2) Parti üst düzey üyelerinden Önder Sav'ın, Hacca gitmek isteyen vatandaşa söylediği skandal sözlerin ayyuka çıkması.

3) Yine üst düzey konumundaki Onur Öymen'in Dersimlileri kahreden "Hitlervârî" sözlerinin kafalara dank etmesi.

4) "Dersim'in Kayıp Kızları"nın ortaya çıkarak tek parti döneminin utanç verici zulmünü kör gözlere dahi göstermesi.

(3. ve 4. madde, yüzde elliden fazla Alevî oyların partiden çekilmesini netice verecek gibi görünüyor.)

5) Son seçimlerde Baykal ve yakın arkadaşları tarafından yakalarına rozet takılan çarşaflı kadınların, çarşaf yırtma şirretliğini protesto etmeleri. Hatta, bazı sıradan partililerin bile, bu çirkinliği reddeden açıklamalar yapması ve yer yer istifaların vuku bulması.

6) Altıncı okun Mustafa Sarıgül tarafından kırılması. Her fırsatta "Değişim"i vurgulayan Sarıgül'ün partisi (TDH), "Statükocu" CHP'nin oylarını bazı yörelerde daha şimdiden yarı yarıya aşağılara indirgemiş ve kendi tarafına transfer etmiş durumda.

Tarihin yorumu 9 Mart 1971

Dokuz Mart (1971) Cuntası

Türkiye'nin son yarım asırlık tarihinde cunta faaliyetleri hemen hiç eksik olmadı.

Bilinen ve tesbit edilen ilk cunta hareketi, 1957 senesinde ortaya çıktı.

Ordu içindeki bir grup subay, Demokrat Partiyi devirmek için cunta kurdular.

Cuntanın başı Yarbay Faruk Güventürk'tü. Buna rağmen, dönemin Askerî Mahkemesi (26 Mayıs 1958'de Polatlı Topçu Okulu'unda kurulan mahkeme) hadiseyi örtbas etti.

Altı ay süren dâvâ, cuntacıların beraati ile neticelendi. Ceza alan tek kişi ise, cuntacıları ihbar eden Samet Kuşçu isimli binbaşı oldu.

Bu tarihten sonra, ne yazık ki cuntacılık yol oldu, meslek oldu. O gün bugündür, zaman zaman sivil bağlantısı da bulunan askerî cunta faaliyeti hiç eksik olmadı.

İşte, bunlardan birinin adı da "9 Mart Cuntası"dır.

9 Mart 1971'de darbe yapmayı tasarlayan bu cuntanın lideri, aynı zamanda 27 Mayıs (1960) Darbesinin de ilk lideri olan Korg. Cemal Madanoğlu'dur.

Cuntanın içinde, sadece asker değil, sivil kesimden şöhretli kimseler de vardı. İlhan Seçuk, Doğan Avcıoğlu, Mahir Kaynak, Mümtaz Soysal, İlhami Soysal...

MİT görevlisi Mahir Kaynak'ın ihbarı ve cuntayı deşifre etmesi sebebiyle, bu hareket başarıya ulaşamaz.

Cuntayı başarısız kılan bir diğer hareket ise, ordu üst kademesinde aniden ortaya çıkan "12 Mart Cuntası" oldu.

12 Mart 1971'de kuvvet komutanlarının hükümeti hedef alan muhtırası, hem mevcut hükümetin, hem de darbe planlayan cuntanın sonunu getirdi.

Aynı gün hükümet istifa ederken, cuntacılar da bilahare göstermelik cezalara çarptırılarak, Türkiye'ye bir "ara rejim" dönemi yaşatıldı.

Muhtıracılar, hükümetin istifa etmemesi halinde, silâh zoruyla darbe yapacaklarını—Cumhurbaşkanlığı kanalıyla—açık bir dille deklare ettiler.




Gündemin nabzını tutmak için

tıklayın!
www.sentezhaber.com

09.03.2010

E-Posta: [email protected]


 
Sayfa Başı  Geri


Önceki Yazıları

  (04.03.2010) - Dersim'in kızları zulmün adresini veriyor

  (03.03.2010) - Tevhid-i Tedrisattan Takrîr-i Sükûna

  (02.03.2010) - Özal'ın sırları ve katilleri

  (24.02.2010) - Sahibini küçülten iddialar

  (23.02.2010) - Çelişkiler yumağı

  (22.02.2010) - Uzak tutun çocukları, başkent haberlerinden

  (18.02.2010) - Medyada güç dengesi

  (17.02.2010) - Padişahları karalama inadı

  (16.02.2010) - Cinayet cuntası

  (15.02.2010) - Kızılordu’ya karşı direndiler; dahilî ittifakı sağlayamadılar

Bütün yazılar

YAZARLAR

  Abdil YILDIRIM

  Abdullah ERAÇIKBAŞ

  Ahmet ARICAN

  Ahmet DURSUN

  Ahmet ÖZDEMİR

  Ali FERŞADOĞLU

  Ali OKTAY

  Ali Rıza AYDIN

  Atike ÖZER

  Baki ÇİMİÇ

  Banu YAŞAR

  Cevat ÇAKIR

  Cevher İLHAN

  Elmira AKHMETOVA

  Fahri UTKAN

  Faruk ÇAKIR

  Fatma Nur ZENGİN

  Gökçe OK

  Gültekin AVCI

  H. Hüseyin KEMAL

  H.İbrahim CAN

  Habib FİDAN

  Hakan YALMAN

  Halil USLU

  Hasan GÜNEŞ

  Hasan YÜKSELTEN

  Hüseyin EREN

  Hüseyin GÜLTEKİN

  Kadir AKBAŞ

  Kazım GÜLEÇYÜZ

  M. Ali KAYA

  M. Latif SALİHOĞLU

  Mehmet C. GÖKÇE

  Mehmet KAPLAN

  Mehmet KARA

  Mehtap YILDIRIM

  Meryem TORTUK

  Mikail YAPRAK

  Murat ÇETİN

  Muzaffer KARAHİSAR

  Nejat EREN

  Nurullah AKAY

  Osman GÖKMEN

  Osman ZENGİN

  Raşit YÜCEL

  Recep TAŞCI

  Rifat OKYAY

  Robert MİRANDA

  Ruhan ASYA

  S. Bahattin YAŞAR

  Saadet BAYRİ

  Saadet TOPUZ

  Said HAFIZOĞLU

  Sami CEBECİ

  Selim GÜNDÜZALP

  Semra ULAŞ

  Suna DURMAZ

  Süleyman KÖSMENE

  Umut YAVUZ

  Vehbi HORASANLI

  Yasemin GÜLEÇYÜZ

  Yasemin YAŞAR

  Yeni Asyadan Size

  Zafer AKGÜL

  Ümit KIZILTEPE

  İbrahim KAYGUSUZ

  İslam YAŞAR

  İsmail BERK

  İsmail TEZER

  Şaban DÖĞEN

  Şükrü BULUT

Dergilerimize abone olmak için tıklayın.
Hava Durumu

Yeni Asya Gazetesi, Yeni Asya Medya Grubu Yayın Organıdır.
Kurumsal Linkler: Risale-i Nur Kongresi - Bediüzzaman Haftası - Risale-i Nur Enstitüsü - Yeni Asya Vakfı - Demokrasi100 - Yeni Asya Gazetesi - YASEM - Bizim Radyo
Sentez Haber - Yeni Asya Neşriyat - Yeni Asya Takvim oktay usta yemek tarifleri Köprü Dergisi - Bizim Aile - Can Kardeş - Genç Yaklaşım - Yeni Asya 40. Yıl