14 Mart 2010 ASYA'NIN BAHTININ MİFTAHI , MEŞVERET VE ŞÛRÂDIR Mobil İletişim Künye Abonelik Reklam Bugünkü YeniAsya!

Eski tarihli sayılar

Günün Karikatürü
Gün Gün Tarih
Dergilerimiz

Aile-Sağlık

ŞİMDİ FİDAN DİKME ZAMANI

TRABZON Orman Bölge Müdürü Ahmet İpek, fidan dikim zamanını, ağaç türlerinin biyolojik özellikleri ve iklim şartlarının tayin ettiğini, genellikle büyümenin durduğu andan sürmenin başladığı zamana kadar geçen süre içinde, don olmayan zamanda dikim yapılması gerektiğini belirtti.

Bölge Müdürlüğünce 2009 yılında, ormanlarda 25 hektar alanda tabiî gençleştirme, 215 hektar alanda yapay gençleştirme ve 6 bin 344 hektar alanda rehabilite programı gerçekleştirildiğini ifade eden İpek, ‘’Gençleştirme, rehabilite ve ağaçlandırma çalışmalarında geçen yıl sarıçam, ladin, kayın, diğer ibreli ve yapraklı türler olmak üzere toplam 1 milyon 169 bin 89 adet fidan dikilmiştir. Bölge Müdürlüğümüzde yine geçen yıl kurulan fidan yetiştirme yerlerinde 51 bin 450 adet fidan üretilmiştir’’ dedi.

FİDAN DİKİMİ NASIL YAPILMALI?

FİDAN dikimini gerçekleştirmek için yılın bu döneminin doğru bir seçim olacağını anlatan Ahmet İpek, fidan dikiminde dikkat edilmesi gereken konuları şöyle sıraladı: ‘’Toprağın çok ıslak, donlu veya karla örtülü olması halinde dikim yapılmamalı. Fidan ambalajında, naylon torba ve ambalajın bağlanmasında tel kullanılmışsa bunlar mutlaka sökülüp atılmalıdır. Fidan çukuru, fidan köklerinin gerektirdiği derinlik ve genişlikte açılmalı. Fidanı, fidanlıkta yetiştirildiği kök boğazı hizasındaki derinlikte dikmeli, çok sığ veya derin olmamalıdır. Yapraklı fidanların dikiminden önce gerek kök ve gerekse gövde dalları usulüne uygun budanmalıdır. Dikimde fidan gövdesinin dik durması sağlanmalıdır. Dikim yapılacak toprakta yeteri kadar organik madde yoksa, fidanın beslenebilmesi için toprağa 1/4’ü kadar yanmış ahır gübresi ilâve edilmelidir. Dikimde fidan çukurundaki toprak yeteri kadar çiğnenerek sıkıştırılmalıdır.’’ İpek, boylu fidanların da rüzgâr etkisi ile devrilmemesi için gerekli aparatla sabitlenmesi gerektiğini belirtti.

14.03.2010


Türkiye su zengini değil

ANADOLU Üniversitesi (AÜ) Eskişehir Meslek Yüksekokulu öğretim üyesi Doç. Dr. Bülent Açma, Türkiye’nin bilinenin aksine su fakiri olan ülkeler grubunda yer aldığını söyledi.

Doç. Dr. Bülent Açma, “Su kaynaklarının etkin ve verimli kullanılmaması ve halen akarsu ile nehirlerin yüzde 45’inin boşa aktığı, yeterli depolama ve taşıma sistemlerinin olmadığı açıkça ortaya çıktı. Toplantıya katılan bilim adamları, dünyamızın dört bir yanında su kaynakları yönetiminin ve paylaşımının en büyük meselelerden biri olduğuna dair fikir birliğine de vardılar. Küresel ısınmadan kaynaklanan yağış azlığı, aşırı buharlaşma, bilinçsiz tüketim ve insan eliyle oluşturulan kirlilik sebebiyle dünyadaki temiz su kaynaklarının hızla tükendiğini gösteren BM verileri, alarm zillerinin çalmakta olduğunun açık göstergesidir. Bu sebeplerle 2025 yılında 2 milyar, 2050 senesinde ise 7 milyar insan susuzluk tehdidiyle karşı karşıya kalacak ve ciddî anlamda hayatsal tehlike başlayacak” dedi.

14.03.2010


İzmir’in kuşları sayıldı

İZMİR’DE Kış Ortası Su Kuşu Sayımları’nda (KOSKS) 10 alanda 54 türden 52 bin 803 su kuşunun tesbit edildiği bildirildi.

Ege Doğal Yaşamı Koruma Derneği Üyesi, Kuş Araştırmacısı ve gözlemcisi Orhan Gül, Uluslararası Sulak Alanları Koruma Kurumu (Wetlands International) tarafından organize edilen küresel ölçekteki sayımların, Türkiye’deki bölümünü merkezi Ankara’da bulunan Doğa Derneği’nin Çevre ve Orman Bakanlığı ile koordineli şekilde organize ettiğini belirtti. KOSKS’un her yıl kuzey yarım kürede, su kuşlarının göç hareketlerinin en aza indiği Ocak-Şubat aylarında yapıldığını hatırlatan Gül, İzmir ve civarında bu sayımların koordinatörlüğünü Ege Doğal Yaşamı Koruma Derneği’nin yaptığını anlattı.

14.03.2010


Alternatif yakıta vergi muafiyeti getirilsin

ÇEVRE ve Orman Bakanlığı, bitkisel atık yağlardan elde edilen biyodizele vergi muafiyeti sağlanması için Maliye Bakanlığı’na başvurdu.

Bakanlık, yer altı ve içme sularını kirleten atık yağların, biyodizel olarak değerlendirilmeleri için Özel Tüketim Vergisi (ÖTV) muafiyeti sağlanması gerektiğini bildirdi. Çevre ve Orman Bakanı Prof. Dr. Veysel Eroğlu imzasıyla Maliye Bakanlığı’na gönderilen yazıda, atık yağların, suları kirletmek başta olmak üzere çevreye verdiği zararlara işaret edildi. Bitkisel atık yağların çevre ve insan sağlığına zararının önlenmesi amacıyla biyodizel üretiminde kullanılması için 2005 yılında Atık Yağların Kontrolü Yönetmeliği’nin çıkarıldığı hatırlatıldı.

14.03.2010


Karadeniz, Akdenizleşiyor!

SİNOP Üniversitesi Su Ürünleri Fakültesi Su Ürünleri Temel Bilimler Bölümü Başkanı Prof. Dr. Levent Bat, Karadeniz’de su sıcaklığının arttığını, Akdeniz’e ait bazı deniz canlılarının Karadeniz’de görülmeye başladığını belirtti.

Prof. Dr. Bat, Karadeniz’de canlıların varlığının temel olarak deniz suyu sıcaklığı ve tuzluluğuna bağlı olduğunu söyledi. Yaptıkları son 20 yıllık çalışmada Karadeniz’de deniz suyu sıcaklığında yükselme olduğunu tesbit ettiklerini kaydeden Bat, Karadeniz’in Akdenizleşme sürecine girdiğini, Akdeniz’de görülen bazı canlı türlerine artık Karadeniz’de de rastlandığına işaret etti. Bat, ‘’Daha önce Karadeniz’de tesbit edilemeyen değişik Akdeniz türlerinin dağılım alanlarını genişleterek Karadeniz’e giriş yaptığını gözlemliyoruz’’ dedi.

14.03.2010


İngiltere’de 500 bitki ve hayvan nesli tükendi

İNGİLTERE’DE yaklaşık 500 hayvan ve bitki türünün son iki yüzyılda neslinin tükendiği bildirildi. Soyu tükenenler arasında kelebek türleriyle amfibilerin (hem karada hem de suda yaşayan hayvan) başı çektiği belirtildi.

İngiltere Tabiatı adlı, hükümete bağımsız danışmanlık yapan kuruluşun “Kaybolan Yaşam” adlı raporunda, hemen hemen 1000 yerli türün geleceğininse belirsiz olduğu ve bunlara korumada önecelikli statüsü verildiği kaydedildi. Raporda, İngiltere’nin biyoçeşitliliğinin erozyonunun, hayat alanlarının kaybı, çevre kirliliği, yerli olmayan türlerin baskısı gibi sebeplerden kaynaklandığı belirtildi.

14.03.2010


“Aile olabilmek çok önemlidir”

SİNEMA Sanatçısı Hülya Koçyiğit, hayatında hep iyi bir aile bireyi olabilmek için gayret sarf ettiğini belirterek, ‘’Aile olabilmek çok önemlidir.

Türk insanının da öncelikle değer verdiği şey ailedir. Ülkemizin arzu ettiği yerlere gelebilmesi için sosyalleşmenin içinde kadın ve erkeğin her zaman eşit olması gerekiyor’’ dedi.

Konya merkezli Beyaz Lale Eğitim Kültür Sağlık Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği, Sinema Sanatçısı Hülya Koçyiğit’i Konyalı kadınlarla buluşturdu. ‘Eğitimde Kadının Yeri’ konulu bir konferans veren Hülya Koçyiğit, dernek yetkililerine hizmetlerinden dolayı teşekkür etti.

Mevlânâ Kültür Merkezi Sultan Veled Salonunda gerçekleştirilen programa, Konya Valisi Aydın Nezih Doğan, eşi Hatice Doğan, Konya Milletvekili Ayşe Türkmenoğlu, Büyükşehir Belediye Başkanı Tahir Akyürek ve eşi Fatma Akyürek’in yanı sıra vali yardımcıları, merkez ilçe kaymakamları ile merkez ilçe belediye başkanlarının eşleri katıldı. Dernek Başkanı Emel Cesur, kendilerini kırmayarak konferansa konuşmacı olarak katılan sinema sanatçısı Hülya Koçyiğit’e teşekkür etti. Konya Büyükşehir Belediye Başkanı Tahir Akyürek, belediye olarak kadının sosyal, ekonomik ve kültürel hayatta yerini alabilmesi için birçok projeyi hayata geçirdiklerini dile getirdi. Konya Valisi Aydın Nezih Doğan ise konuşmasında, 2010 yılına rağmen Konya’da 119 bin okuma yazma bilmeyen kişi olduğunu, bunların yüzde doksanlık kısmını ise kadınların oluşturduğuna dikkat çekti.

HZ. MEVLÂNÂ’NIN

ŞEHRİNDE BULUNMAKTAN MUTLUYUM

Sinema Sanatçısı Hülya Koçyiğit ise hoşgörü ve sevgi denilince ilk akla gelenin Hz. Mevlânâ olduğunu belirterek, şunları söyledi: “Daha önce de birkaç kez geldiğim, Konya’da bulunmaktan büyük mutluluk duyuyorum. Hz. Mevlânâ’nın şehrinde bulunmaktan büyük mutluluk duyuyorum. Benim hayatımda da Mevlânâ Hazretlerinin çok büyük yeri vardır. Toplumların temelini aileler oluşturur. Bu nedenle kadınların mutlaka okutulması lâzım.” Hayatında hep iyi bir aile bireyi olabilmek için öncelikle gayret sarf ettiğini dile getiren Koçyiğit, ‘’Aile olabilmek çok önemlidir. Türk insanının da öncelikle değer verdiği şey ailedir” dedi.

Hülya Koçyiğit, sunucu Asım Yıldırım’ın Rabiat’ül-Adeviye'nin (r.a.) hayatından kesitlere yer vermesi sırasında duygulandı. Kendisinin Rabiat’ül-Adeviye’nin hayatını konu alan bir filmde oynadığını anlattı. Kendisinin de bir çok sivil toplum kuruluşunda görev aldığını anlatan Koçyiğit, Türk toplumunun ataerkil bir yapıya sahip olması dolayısıyla kadınların yeterince hayatın içinde yer alamadığına dikkat çekti. Sunucu Asım Yıldırım’ın yaşanmış hikâyeleri ve şiirleriyle başlayan programda katılımcılar zaman zaman duygusal anlar yaşadı. Program sonunda ünlü sanatçı Hülya Koçyiğit’e dernek yetkilileri tarafından çiçek ve plaket takdim edildi. Konferanstan sonra katılımcılar Hülya Koçyiğit ile bol bol hatıra fotoğrafı çektirdi.

14.03.2010

 
Sayfa Başı  Geri

Dergilerimize abone olmak için tıklayın.
Hava Durumu

Yeni Asya Gazetesi, Yeni Asya Medya Grubu Yayın Organıdır.
Kurumsal Linkler: Risale-i Nur Kongresi - Bediüzzaman Haftası - Risale-i Nur Enstitüsü - Yeni Asya Vakfı - Demokrasi100 - Yeni Asya Gazetesi - YASEM - Bizim Radyo
Sentez Haber - Yeni Asya Neşriyat - Yeni Asya Takvim oktay usta yemek tarifleri Köprü Dergisi - Bizim Aile - Can Kardeş - Genç Yaklaşım - Yeni Asya 40. Yıl