"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Bediüzzaman çağı başlıyor

Abdil YILDIRIM
29 Mart 2015, Pazar
Sözler’inde nurlar çağlar Üstadım, O Nur’la değişir çağlar Üstâdım, Elli beş yıl önce vedâ etmiştin, Ardından bir tarih ağlar Üstadım. A. Y.

Aynı özelliği gösteren, belli bir karakteri taşıyan zaman dilimlerine “çağ” diyoruz. Tarihin akışını ve devrin karakterini değiştirecek, ezberleri bozacak çok önemli olaylar, çağların başlangıcı olarak kabul edilir. Yazının icadı ile başlayan zaman dilimine “ilkçağ” denilmiştir. Batı Roma İmparatorluğunun yıkılması ile Ortaçağ başlamış, İstanbul’un fethi ile Doğu Roma (Bizans) yıkılmış, Yeni Çağ başlamış, Monarşilerin (Krallıkların) yıkılmasını netice veren Fransız ihtilâli ile de Yakın Çağ dediğimiz tarih dönemi başlamıştır.

İnsanların Ay’a ayak basması, Mars’a uzay aracı indirmesi ve uzayın derinliklerine el uzatması elbette önemli olaylardır. Onun için 20. Yüzyıl ile başlayan döneme “uzay çağı” veya “bilim çağı” diyenler de olmuştur. Ama bunlardan çok daha önemli olan, insanların sadece sosyal hayatını değil, düşünce yapısını, inanç esaslarını, fikrî ve zihnî yapısını da değiştiren ve dönüştüren bir gelişme ortaya çıkmıştır: Bediüzzaman ve Risâle-i Nur Hareketi. Bu başlangıçla ezberler bozulmuş, istikametler değişmiş, tabular yıkılmıştır.

 Deccalizm ve Süfyanizm gibi inkârı ulûhiyet akımları dünyayı sardığı, akılların  gözlere indiği, maddenin mânayı boğduğu, insanlığın mânevî cephesinin tarûmar edildiği bir zamanda, Bediüzzaman ortaya çıkmış, insanlığın sarsılan mânevî temellerini yeniden yerine oturtmuştur. Hayatı bir cidâl (çarpışma, boğuşma) olarak gören, başkalarını yutmakla beslenen, hakkı kuvvette bilen, saadetini sadece maddede arayan, bütün gayesi, kendi menfaatini düşünmek olan, “ben tok olayım, başkaları açlıktan ölsün bana ne diyen bir anlayışı kökünden değiştirmiştir. Kuvvet yerine hakkı, zulüm yerine adâleti, menfaat yerine fazileti, adâvet yerine muhabbeti, mücadele yerine muaveneti ikame edecek çareleri, Kur’ân eczanesinden terkip ederek insanlığın hizmetine sunmuştur. İnsanlığa âdeta, ahir zamanda Asr-ı Saadeti yeniden yaşatacak yeni bir çağın kapısını açmıştır. 

Kalpleri kaplayan gaflet, inkâr ve isyan bulutlarını Kur’ân nuru ile dağıtmış, ruhları daralmadan, akılları boğulmadan kurtarmıştır. Bugün dünyanın her tarafında, elli dile çevrilen Risâle-i Nur eserleri, insanların akıllarını ve kalplerini aydınlatmaya, imanlarını inkâr yangınlarından kurtarmaya devam etmektedir. İnsanın başına açılmış en büyük dâvâ, ölüm düşüncesi ve âhiret hayatı değil midir? İşte Bediüzzaman, bu dâvâyı insanın lehine sonuçlandırmış, ölümün hakikî mahiyetini izah ve ispat ederek, ruhları  idam-ı ebedîden kurtarmıştır. Bundan daha büyük bir olay olmadığına göre, elbette yeni bir çağın açılmasına sebep olmuştur diyebiliriz. 

Bediüzzaman’ın bir ömür vererek başarıya ulaştırdığı iman dâvâsı ile, İslâm ve Kur’ân, Asr-ı Saadetteki sadeliğine kavuşmuş, kalplerdeki ve kafalardaki skolastik yapılar birer birer yıkılmıştır. Bilimi kendisine kalkan yaparak, iman esaslarına hücum eden, yaratılış kanunlarını inkâr ederek evrim kanunları gibi sapık fikirlerlerle kalpleri zehirleyen, servet, şehvet ve şöhret gibi müthiş silâhlarla iman esaslarına saldıran inkâr ve ilhad komitelerinin fikrî temelleri yerle bir edilmiştir. 

Risale-i Nur’un yazılması, yazının icadından daha değerli, kalplerin fethi İstanbul’un fethinden daha büyük bir fetih, dinsizliğin ve deccalizmin temellerinin yıkılması, Bizans’ın temellerinin yıkılmasından daha önemlidir. Bu sayede  deccalizm çökmüş, kapitalizm ağır yara almış, meydan hakikî adâlet ve yüksek medeniyet menbağı olan İslâmiyete kalmıştır. İslâmiyete gebe olan Avrupa ve Amerika’da ise kutlu doğumun sancıları başlamıştır. Bu müjde tahakkuk ettiği zaman, tarihçiler Yakınçağ’ın sona erdiğini ve yeni bir çağın başladığını ilân edeceklerdir. Bu çağa da “Bediüzzaman Çağı” denilmesi hem münasip, hem de müstehaktır.

Okunma Sayısı: 2446
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı