"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

İnsanın geçmişi peşini bırakmaz

Abdil YILDIRIM
26 Ağustos 2016, Cuma

Ey insan, âcizsin dayan Allah’a, 

Bu fırsat eline geçmez bir daha,

Bu dünyada yüz verirsen günaha,

Kabirde peşine takılır gider.

İnsanın peşinden gelen iki şey vardır. Birisi gölgesi, diğeri de geçmişidir. Gölgesi, sadece ışık olduğu zaman ortaya çıkar ve insanı takip eder. Geçmişi ise peşini hiç bırakmaz. Kaç yaşına gelse, nereye gitse, hangi kılığa girse, insan geçmişinin takibinden kurtulamaz. Hiç ummadığı bir yerde ve hiç beklemediği bir zamanda karşısına çıkar, hesap sorar. Onun için geçmişin hesabını vermek kaygısı, hemen her insanın en büyük meşgâlesi olmuştur. Bu hesabı en kolay verenler ise, geçmişinde kara leke olmayanlar ve arkasında kötü izler bırakmayanlardır.

Geçmişimiz, hafıza denilen hayat arşivinde muhafaza edilmektedir. Yaşadığımız hatıralar, yaptığımız hatalar, ifa ettiğimiz vazifeler ve ihmal ettiğimiz işler, hafıza arşivinin raflarında yerini alır. Zamanın geçmesiyle bazıları unutulsa da, tamamen silinip atılmaz. Sadece üzeri nisyan perdesi ile kapanır ve arşivin arka sıralarına atılır. Ama öyle bir zaman gelir, öyle olaylar gelişir ki, nisyan perdesi yırtılır, en arka raflarda bulunan hatıralar gözümüzün önüne gelir veya birileri tarafından getirilir. “Sen şu tarihte şu işi yapmadın mı, şu sözü söylemedin mi?” dendiği zaman, söyleyecek bir söz bulamayız. İşte insanı en çok sıkıntıya sokan durumlar, geçmişinden yansıyan bu kötü görüntülerdir.

Yaptığımız bir hatayı hafızamızda taşımak istemediğimiz için belki zamanla unuturuz, ama unutmayan birileri mutlaka çıkar. Yeri ve zamanı geldiğinde yüzümüze vurmak için fırsat kollayanlar olabilir. Bir de bakarız, hiç beklemediğimiz bir zamanda, hiç ummadığımız bir yerde, geçmişte yapmış olduğumuz bir hata karşımıza çıkar. “Sen beni unutsan da, ben seni unutmadım” diyerek kendisini bize hatırlatır. İşte o zaman “Keşke o hatayı işlemeseydim” diye pişmanlık duymanın da fazla bir faydası olmaz. 

İnsanın geleceği de geçmişi ile çok yakından alâkalıdır. Evlenirken, iş kurarken, işe girerken, hep insanın geçmişine bakılır. Geçmişinde yüz kızartıcı bir suçu, toplumda hoş karşılanmayacak bir sözü ve davranışı olmuşsa, taleplerine olumlu bir karşılık bulması çok zor olur. Özellikle siyaset, ticaret ve bir hizmet alanında vazife almak isteyenler için, geçmişi en geçerli bir referans olur. Buna göre kendisine kredi açılır, itimat edilir ve yetki verilir. Yoksa daha işin başında başarısızlıkla karşılaşması mukadderdir.

Bir insan, düşüncesi, duruşu, konumu ile toplumun hafızasına nasıl yerleşmişse, hep öyle kalır. Toplum nezdinde bıraktığı intiba, kolay kolay değişmez. Sonradan “Değiştim, dönüştüm, geliştim” diyerek redd-i mirasta bulunmak bile onu kurtaramaz. Zira geçmişin izini silmek, beyaz bir kâğıttaki tükenmez kalem yazılarını silmeye benzer. Ne kadar silseniz de, jiletle kazısanız da, yine kâğıtta bir iz kalır. 

Geçmişini gizleyerek bir yerlere gelenler de, orada huzur içinde görev yapamazlar. İtibarlarının en yüksek olduğu bir noktada, bir de bakarsınız birisi elinde bir kırmızı dosya ile veya ufacık bir flaş disk ile çıkagelir, “Falan zaman, falan yerde şu suçu işlemiş, şu sözü söylemişsiniz, işte belgesi” diyebilir. Veya uzun zaman önce yapılan yanlış bir hareket, sarf edilen çirkin bir söz, internet sitelerinde tedâvüle çıkabilir. İşte o zaman, dünyevî makamların zirvesinde olan bir insan, tepetaklak aşağıya düşüverir.

İnsan, geçmişinde yaptığı büyük bir hatayı insanlardan gizlemek sûretiyle bedel ödemekten kurtulsa bile, vicdanı onu mahkûm eder. Diyelim ki, vicdanını öldürmek sûretiyle bu azaptan kurtulmaya çalıştı. Ama yine de kurtulması mümkün değildir. Zira geçmişi kendisini kabir kapısından sonra da takip edecek ve onunla birlikte mahşere kadar gidecektir.

Geçmişimizden kurtulmak mümkün olmadığına göre, onunla iyi geçinmek durumundayız. Arkamızda daha sonra bizi mahcup ve mahkûm edecek izler bırakmamalıyız. Onun için de bugünü düzgün yaşamak durumundayız. Bugünümüzü güzel geçirirsek, geçmişe çirkin görüntüler düşmez İnşâallah.

Okunma Sayısı: 5291
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı