"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Bediüzzaman Harb-i Umûmî’ye hazırlanıyor

Abdülbakî ÇİMİÇ
04 Temmuz 2022, Pazartesi
Bediüzzaman’ın Hayatı’ndan Tesbitler (210)

Bediüzzaman, 1913 yılının kışında talebelerine, “Hazır olunuz. Büyük bir musibet ve felaket bize doğru yaklaşmaktadır!”1 der. Bediüzzaman, tüm bu olumsuzluklara karşı Horhor’da ders verdiği öğrencilerini teyakkuz içinde tutar. Cesaret ve kahramanlık duygularını en üst seviyeye çıkarır. Temin ettiği tüfekleri talebelerine dağıtır ve onlara talim yaptırır.

Bediüzzaman, yıllar sonra o dönemdeki talebeleri ve medresesi hakkında şu bilgiyi verir:

“O eski zamanda, Eski Said’in talebelerinin, üstadlarıyla şiddet-i alâkaları fedâilik derecesine geldiğinden ve Van, Bitlis tarafında Ermeni komitesi, Taşnak fedaileri birçok faaliyette bulunduğundan, Eski Said onlara karşı duruyordu; bir derece onları susturuyordu. Kendi talebelerime mavzer tüfekleri buluyordum ve medrese, bir vakit asker kışlası gibi silahlar ve kitaplarla doluydu. O vakitlerde bir asker feriki geldi, gördü, dedi: “Bu medrese değil, kışladır.” Bitlis Hadisesi münasebetiyle evhama düştü, emretti: “Onun silahlarını alınız. Bizden ellerine geçen on beş mavzeri aldılar. Bir iki ay sonra Harb-i Umûmî patladı. Ben tüfeklerimi aldım.”2

Bediüzzaman, bazen talebelerini Süphan Dağı’na götürür, atış talimi yaptırırdı. Bu tür olaylara şahitlik yapan Biga ilçesine bağlı Güvemalan Köyü’nden Molla Süleyman, hatıralarını şöyle aktarır: “Bediüzzaman, talim için Süphan Dağı’na çıkıp hedefe bir yumurta dikiyor, bu yumurtayı kim vurursa ona bir Mecidiye mükâfat veriyordu. Talebelerini hem imânlı, âlim ve cesur, hem de gayet güzel nişancı yetiştiriyordu. Onun için dağa çıktıkları zaman Ermeni Taşnak Komitesi çeteleri onlardan çekinip dağılıyorlar, başka yerlere gidiyorlardı.”3

Bediüzzaman’ın hem kendisi, hem de talebeleri Birinci Dünya Savaşı’na hazır hâle gelmişlerdi.

Bediüzzaman Savaş Meydanına Çıkıyor

Ciddiyetten tâviz vermeyen, lakaydlığı, ihmali affetmeyen Bediüzzaman’ın Horhor Medresesinde ve cephede talebelerine karşı davranışını talebesi Ali Çavuş (Aras) şöyle anlatır: “O zamanlar Seyda çok ciddî ve sertti. Kat’iyyen ihmale ve gevşekliğe müsamaha etmezdi. Rusların Bitlis’e hücumu zamanlarında, o harplerde, Hz. Üstadın tam bir kumandan olarak daima önde, hem de gayet ciddî hareket ettiğini, o harp esnasında lakaydlığı, ihmali affetmediğini, geri duranları icabında vuracağını…”4 ifade ederdi.

Bediüzzaman Alay’a vaiz ve imam tayin ediliyor

Birinci Harb-i Umûmî’nin çıkmasından sonra 7 Eylül 1914 tarihinde, Van’da bulunan 33. Fırka (Alay) Erzurum’a görevlendirildi. Bediüzzaman, bu alaya vaiz ve imam olarak tayin edildi. Abdülmecid Nursi, hatıralarında bu mesele hakkında şunları söyler: “Van’dan Erzurum cephesine giden yirmi beş bin mevcutlu fırkaya vaiz tayin edilerek Kafkas Cephesi’ne gitmiştir ve fevkalâde başarılı hizmetlerde bulunduğuna dair Van Valisi Tahsin Bey’in kendisine verdiği vesikada, bilhassa şu cümle kayıtlıdır: “Van fırkasının görmüş olduğu hizmet, tamamıyla Said-i Kürdi’nin maddî ve mânevî himmetiyle olmuştur.” 5

Dipnotlar:

1 Abdurrahman Nursi, Bediüzzaman’ın Hayatı, s.46. 2 Şualar,2013, s.822 3 Bilinmeyen Taraflarıyla Bediüzzaman Said Nursi, s.129. 4 Ali Çavuş Hatıratı, İki Ünlü Kul, s.18; 5 Abdülmecid Nursi, Hatıra Defteri, s.17; Mufassal Tarihçe-i Hayat, Cilt-1, s.306.

Okunma Sayısı: 1559
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı