"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Hak ve hakîkatin inhisârı

Abdülbakî ÇİMİÇ
20 Nisan 2015, Pazartesi
Risâle-i Nur, hak ve hakîkattir.

Hak ve hakîkat ise inhisâr altına alınamaz.1 Risâle-i Nur’un gâyesi Kur’ân ve imândır. Dünya değil, ukbadır. Dünyaya ait mesâil, Kur’ân’a ve îmâna vasıta ve vesile olmak için Risâle-i Nur’a girmiştir. Onun için dünyevî, siyâsî ve ticârî işlerle Risâle-i Nur iltibas edilemez. Onların yerine konulamaz, onlara âlet ve basamak yapılamaz. Risâle-i Nur ucuz hesaplar içine sokulamaz. Ayrıca Kur’ân-ı Mucizü’l-Beyân’ın taht-ı tasarrufunda olduğundan, “Risâle-i Nur imha edilmez.”2 “Risâle-i Nur ve ondan tam ders alan biz şakirtleri, değil dünya siyâsetlerine, belki bütün dünyaya karşı da Risâle-i Nur’u alet edemeyiz ve şimdiye kadar da etmemişiz.”3 Risâle-i Nur’un mesleğindeki sırr-ı ihlâs; îmân, Kur’ân hakîkatlerini kâinatta hiçbir şeye alet, tâbi yapmaya müsâade etmez. Bu cihetledir ki îmân ve Kur’ân inhisâr altına alınamaz. Belki dünyanın usulü, kanunu inhisâr altına alınabilir. “Fakat hakâik-i îmâniye ve esâsât-ı Kur’âniye, resmî bir şekilde ve ücret mukabilinde, dünya muamelâtı suretine sokulmaz.”4 Buna kimsenin hakkı olamaz. 

Risâle-i Nur Kur’ân’ın malı ve hakîkatli bir tefsîridir. Herkesin bu hakîkatlere ekmek, su ve hava kadar ihtiyacı vardır. Şeytan-ı racîmden başkası ona düşman olamaz. Hatta şeytan-ı racîm dahi o hakîkatler karşısında teslim-i silâh etmeye mecbur olmuştur.

“Risâle-i Nur hakâik-i Kur’ân ve mirâc-ı îmândır.”5 Kelâm-ı Ezeli olan Kur’ân-ı Hakîmin ayatının nücumundan nebeân etmektedir. Madem Kur’ân-ı Hakîm mürşidimizdir, üstadımızdır, imamımızdır, her bir âdabda rehberimizdir. Ve o risâleler ki, hakâik-i Kur’âniyenin malıdır ve hakîkatleridir.6 Çünkü “Kur’ân’dan başka me’hazı yok, Kur’ân’dan başka üstadı yok, Kur’ân’dan başka mercii yoktur.”7 Öyleyse Risâle-i Nur üzerine yapılan hesapların gâyesi nedir? Üstâd Hazretleri’nin nesl-i âti olarak vasfettiği ve hakîkî varislerim diyerek bütün vazifelerini emânet ettiği “Genç Saîdler’in” elinden Risâle-i Nur’un neşrini almaya kimin hakkın vardır? Bu vebale nasıl cesaret edilmiştir?

Şu nokta açıkça bilinmelidir ki “Risâle-i Nur’un rehberi yalnız Kur’ân”dır. Çünkü Bediüzzaman Hazretlerinin “Bütün feyiz ve zekâ kaynağı bu. Bütün o lem’alar, doğrudan doğruya bu kaynaktan nebeân ediyor.”8 “Risâle-i Nur, mu’cize-i Kübrâ-i Ahmediye (asm) olan Kur’ân-ı Azîmüşşândan nebeân ettiği için i’câzkâr hâdisât eksik olmayacağına işarettir.”9

“Bu nurların kâffesi, deccallara mahsus ve müstahzâr elmas gülleler ve ehl-i îmân için menbâ-ı envâr-ı hakâik olan Kur’ân-ı Hakîmden son asırda nebeân etmiş, binler âb-ı hayât-ı bâkiye hazîneleridir.10 “Çünkü, mü’minlerin îmânına kuvvet veren, gafilleri uyandıran, dalalete düşenlere râh-ı hidayeti gösteren, hükemâ-yı felâsifeyi beht ve hayrette bırakan Kur’ân-ı Mübînden nebeân ve lemeân eden o kudsî Sözler”11dir.

Hakaik-i îmâniye ve Kur’âniye güneş gibidir; üflemekle sönmez, göz yummakla gece olmaz. İnhisâr altına da alınamaz. Çünkü umûm mahlûkatın nasıl ki Nur isminin bir tecellisi olan güneşe ihtiyacı şedid ise, aynen öyle de bütün beşeriyetin Kur’ân’ın mânevî bir nuru ve güneşi olan Risâle-i Nur’a da öyle ihtiyacı şedittir. Güneş nasıl tekel altına alınamıyor ise, Kur’ân’ın hakîkatleri olan hakîkat-ı îmâniye ve Kur’âniye de tekel altına alınamaz, ucuz hesaplara kurban edilemez. Çünkü adalet-i hakîkîye ile bütün dünyayı mes’ud edebilir bu Risâle-i Nur’dur. 

Risâle-i Nur şakirtleri ne dâhilde, ne hariçte bulunan cereyanlara ve bilhassa siyâsetli cemâatlere hiçbir alâka peyda etmezler. Üstadları tarafından Risâle-i Nur ve şakirtleri mümkün olduğu kadar o cereyanlara temastan men edilir.12 “Hâlbuki, eğer temas etseler ve alâkadar olsalar, birden, binler adam Risâle-i Nur dairesine girip, parlak hakîkatlerini neşredeceklerdi.”13 Zahiren bu kadar kemiyetli neticelere tevessül etmeyen Üstâd Bediüzzaman Hazretleri, perde altında işleyen dâhilî ve hâricî cereyanlar ve siyâsetli cemâatlerle irtibat kurmamış ve onlarla hiçbir alâka peyda etmemiştir. “Bu alâkasızlık ve içtinabın en ehemmiyetli sebebi: Mesleğimizin esası olan ihlâs bizi men ediyor. Çünkü, bu gaflet zamanında, husûsan tarafgirâne mefkûreler sahibi, her şeyi kendi mesleğine alet ederek, hatta dinini ve uhrevî harekâtını da, o dünyevî mesleğe bir nevi alet hükmüne getiriyor. Hâlbuki, hakâik-ı îmâniye ve hizmet-i nuriye-i kudsiye, kâinatta hiçbir şeye alet olamaz. Rıza-i İlâhîden başka bir gayesi olamaz. Hâlbuki, şimdiki cereyanların tarafgirâne çarpışmaları hengâmında bu sırr-ı ihlâsı muhafaza etmek, dinini dünyaya alet etmemek müşkülleşmiş. En iyi çare, cereyanların kuvveti yerine, inayet ve tevfîk-ı İlâhiyeye dayanmaktır.”14

Dipnotlar:

1- Mektubat, 2013, s. 116.
2- Emirdağ Lâhikası-II, 2013, s. 570.
3- Kastamonu Lâhikası, 2013, s. 186.
4- Mektubat, 2013, s. 116.
5- Emirdağ Lâhikası-I, 2013, s. 346.
6- Mektubat, 2013, s. 625.
7- Şuâlar, 2013, s. 1101.
8- Tarihçe-i Hayat, 2013, s. 956.
9- Barla Lâhikası, 2013, s. 484.
10- Barla Lâhikası, 2013, s. 315.
11- Barla Lâhikası, 2013, s. 56.
12- Emirdağ Lâhikası-I, 2013, s. 82.
13- Emirdağ Lâhikası-I, 2013, s. 82.
14- Emirdağ Lâhikası-I, 2013, s. 83.

Okunma Sayısı: 1762
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • RAMAZAN ADIBELLİ

    20.4.2015 12:01:41

    Umumun malını gasp eden bedbahtlar bilin ki davacıyız ahirette yakanızı bizden kurtaramıyacaksınız ve dünyada dahi rezil olacaksınız

  • Said Yüksekdağ

    20.4.2015 03:44:46

    Risale-i Nur'u tekeline almaya çalışanlar bedbahtları Allaha havale ediyoruz ve bu duruma ses çıkarmayanlara da Allah basiret versin.. kaleminize kuvvet Abdülbaki ağabey.. Allah razı olsun..

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı