"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Peygamber Efendimizin (asm) şefaati

Abdülbakî ÇİMİÇ
05 Ekim 2015, Pazartesi
(Geçen haftadan devam)

Efendimizin (asm) şefaat-i kübrası; kıyâmette, o günün dayanılmaz dehşeti ve şiddetli sıkıntıları sebebiyle, insanların mürâcaatları üzerine Peygamber Efendimizin (asm), onların muhâkeme ve hesâblarının bir an evvel görülmesi için Allahü teâlâya yalvarması ve bu dileğinin kabûl olması. O gün herkes kendi başının çâresini aramakla meşgûl olur. O gün yalnız Resûlullah Efendimiz (asm); “Ümmetime selâmet ve necât (kurtuluş) ver yâ Rabbî!” der ve ümmetini ister. Böylece hayattayken ümmetinden kendisine tabi olanlar ve sünnetine ittibâ edenlere şefâat-ı kübrasını gösterir.1

Peygamber, velî, şehid ve bildikleri ile amel eden îmânlı âlimler ve kâmil mü’minler gibi Allah’ın müsâade ettiği, rızâsına mazhâr olmuş, nezdinde bir değer ve yakınlığa erişmiş kimselere şefâat etme izni verilebilecektir.2

Peygamberler ve diğer şefâatçıların şefâatları, Allah’ın râzı olacağı ve haklarında şefâat edilmeye izin verdiği kimseler hakkında olacaktır.3 Bu âyet ve hadislerle de sabittir ki şefâat haktır. Âhirette şefâatın olacağı kitab, sünnet ve icma-i ümmet ile sabittir.

O zâtın (asm) şahsiyet-i mâneviyesi olan hakîkat-i Muhammediye (asm) istikbâlde bir şecere-i tûbâ-i Cennet hükmünde olacağını Allâmü’l-Guyûb bilmiş ve görmüş ve o makâma göre Kur’ân’ında o azîm ehemmiyeti vermiş ve fermanında ona tebaiyeti ve Sünnet-i Seniyyesine ittibâ ile şefâatine mazhariyeti en ehemmiyetli bir mesele-i insaniye göstermiş ve o haşmetli şecere-i tûbânın bir çekirdeği olan şahsiyet-i beşeriyetini ve bidayetteki vaziyet-i insaniyesini ara sıra nazara almasıdır.4 Yâ Erhamerrâhimîn, bu Resul-i Ekremin (asm) hürmetine, bizi onun şefâatine mazhar ve sünnetinin ittibâına muvaffak ve dâr-ı saadette onun âl ve ashâbına komşu eyle! Âmin, âmin, âmin.5

Bizler “Ümmetî, ümmetî” rivayet-i sahiha ile ve keşf-i sadıkla dediği gibi, mahşerde herkes “Nefsî, nefsî” dediği zaman, yine “Ümmetî, ümmetî” diyerek en kudsî ve en yüksek bir fedakârlıkla, yine şefaatiyle ümmetinin imdadına koşan bir zâtın gittiği âleme gidiyoruz. Ve o güneşin etrafında hadsiz asfiya ve evliya yıldızlarıyla ışıklanan öyle bir âleme gidiyoruz.

İşte o zâtın şefaati altına girip ve nurundan istifade etmenin ve zulümat-ı berzahiyeden kurtulmanın çaresi, Sünnet-i Seniyyeye ittibâdır.6 

Biz de deriz: Ey kardeş, seni tebrîk ediyoruz. Cenâb-ı Hak bizleri Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâmın şefâatine mazhar etsin. Âmin.7

Ya Rabbi, yarın mahşerde, herkesten evvel Resul-i Ekrem ve Nebiyy-i Muhterem Efendimiz Hazretlerinin şefâatine bizleri mazhar eyle. Âmin.

Dipnotlar:

1- http://osmanlicaturkce.net/102411/sefaat-i-kubra
2- el-Bakara, 2/255; Yûnus, 10/3; Meryem, 19/87; Tâhâ, 20/109; ez-Zuhruf, 43/86.
3- el-Enbiyâ, 21/27-28; ed-Duhân, 44/41-42; Buharî, Cihad, 189; Müslim, İmare, 6.
4- Şuâlar, 2013, s. 405.
5- Şuâlar, 2013, s. 996.
6- Lem’alar, 2013, s. 505.
7- Sözler, 2013, s. 954.

Okunma Sayısı: 1758
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı