"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Şeytanlara karşı kale-i metîn ve hısn-ı hasîn nedir?

Abdülbakî ÇİMİÇ
21 Ocak 2019, Pazartesi
Bediüzzaman’ın ifadesiyle Âdem’e melâikenin secde etmesi ve şeytanın etmemesi hadisesinin hikmeti şudur ki;

nev-i insana semekten (balıktan) meleğe kadar ekser mevcudat musahhar olduğu gibi, yılandan şeytana kadar muzır mahlûkatın dahi ona itaat etmeyip düşmanlık edeceğidir. İblis, Âdem’in yaratılmasıyla secde etmeyerek insana itaat etmeyeceğini alenen göstermiştir. O halde şeytanın desiselerine aldanmamak için bir kale-i metîn (sağlam kale), hısn-ı hasîne (çok sağlam kaleye) iltica etmek (sığınmak) elzemdir. Nefis ve şeytanın desiselerinden kurtulmak için, nefis ve şeytanın üstüne bir dağ koymak lâzımdır. İşte o dağ, marifet dağıdır. Risale-i Nur’un hakîkatleri balyoz-u mânevîdir. Nefis ve şeytanı mahveder. İnsanın nefis ve şeytanla olan mücahedesi, harbidir. “Bu itibarla, insanın Allah’a karşı ubudiyet, vazifesidir. Terk-i kebâir, takvâsıdır. Nefis ve şeytanla uğraşması, cihadıdır.” 1 İşte ey insan! Gözünü aç, kafa fenerini bırak, gündüz gibi i’caz ışığı içinde şu âyetin mânâsını gör. O âyetin semâsından bir hakikat yıldızı al, senin başındaki şeytana at, kendi şeytanını recmet. 

Biz dahi etmeliyiz ve “Ey Rabbim, şeytanların yanımda bulunmasından, Sana sığınırım.” 2 “Tam ve kesin delil ve herşeyde açık ve kat’î şekilde eserleri görünen hikmet Allah’ındır.”3

Hadîs-i şerifteki ifadesiyle “İnsan kalbine iki yönden baskı ve telkin gelir. Birisi melektendir ki, hayırı söyler, hakkı tasdik eder. Kalbinde bunu bulan kimse bilsin ki, bu, Allah’tandır. Ve Allah Teâlâ’ya hamd etsin. Diğer telkin ise, Şeytandan gelir; şerri teşvik eder, hakkı yalanlar ve insanı hayırdan meneder. Kalbinde bunu bulan kimse, derhal Şeytanın şerrinden Allah’a sığınsın.” 4 denilmiştir. Araf Sûresi’nde ise “Eğer sana şeytandan yana bir kışkırtma (vesvese veya iğva) gelirse, hemen Allah’a sığın. Çünkü O, işitendir, bilendir.” “(Allah’tan) Sakınanlara şeytandan bir vesvese eriştiğinde (önce) iyice düşünürler (Allah’ı zikredip-anarlar), sonra hemen bakarsın ki görüp bilmişlerdir.” 5 buyurulmuştur.

Risâle-i Nur’da şeytandan korunma yolları:

1. ”Şeytanlar ve ehl-i dalâlet, hakikaten zayıf bir kuvvetle pek kuvvetli ehl-i hakka bazan galip oluyor. Fakat ehl-i hakkın öyle muhkem bir kalesi var ki, onda tahassun ettikleri vakit, o müthiş düşmanlar yanaşamazlar, bir halt edemezler. Eğer muvakkat bir zarar verseler, “VelÂkibet-ül müttakîn” (Akıbet, Allah’ın emir ve yasaklarına karşı gelmekten sakınanlarındır.) 6 sırrıyla, ebedî bir sevap ve menfaatle o zarar telâfi edilir. O kale-i metîn, o hısn-ı hasîn ise, şeriat-ı Muhammediye ve sünnet-i Ahmediyedir (asm).” 7 Öyleyse Ey ehl-i iman “Şeytanların bu müthiş tahribatına karşı en mühim silâhınız ve cihazat-ı tamiriyeniz istiğfardır ve “Eûzü billâh” demekle Cenâb-ı Hakk’a ilticadır. Ve kal’anız Sünnet-i Seniyyedir.” 8

2. Ey ehl-i iman! Şeytanların desiselerine ve aldatmalarına karşı zırhınız; “Kur’ân tezgâhında yapılan takvâdır. Ve siperiniz, Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâmın Sünnet-i Seniyyesidir. Ve silâhınız, istiâze ve istiğfar ve hıfz-ı İlâhiyeye ilticadır.” 9 Yoksa ”Böyle az bir hareketle çok tahribat yapan dehşetli düşmanlara karşı gayet metîn bir kaleye iltica etmeyen, çok perişan olur. İşte, ey ehl-i iman, o çelik ve semâvî kale, Kur’ân’dır. İçine gir, kurtul.”10

3. Şeytanın desiselerine karşı mü’minin mühim bir başka sığınağı: “Muhakkıkîn-i asfiyanın düsturlarıyla hudutları taayyün eden hakaik-i imaniye ve muhkemât-ı Kur’âniyedir. Ve âhirdeki desiselerine karşı, istiâze ile, ehemmiyet vermemektir. Çünkü ehemmiyet verdikçe, nazar-ı dikkati celb ettirip büyür, şişer. Mü’minin böyle mânevî yaralarına tiryak ve merhem, Sünnet-i Seniyyedir.” 11 “İşte, ey ehl-i hak ve ehl-i hidayet! Şeytan-ı ins ve cinnînin mezkûr desiselerinden kurtulmak çaresi: Ehl-i Sünnet ve Cemaat olan ehl-i hak mezhebini karargâh yap ve Kur’ân-ı Mu’cizü’l-Beyânın muhkemat kalesine gir ve Sünnet-i Seniyyeyi rehber yap, selâmeti bul.” 12  “Sizi idam-ı ebedîden ve dünyevî ve uhrevî Cehennemlerden kurtaran Kur’ân’ın himayeti altına mü’minâne ve mutemidâne giriniz ve Sünnet-i Seniyyesinin dairesine teslimkârâne ve müstahsinâne dahil olunuz, dünya şekavetinden ve âhirette azaptan kurtulunuz.” 13

4. “Ey cirmi ve cismi küçük ve cürmü ve zulmü büyük ve ayıp ve zenbi (günahı) azîm biçare insan! 

Kâinatın hiddetinden, mahlûkatın nefretinden, mevcudatın öfkesinden kurtulmak istersen, işte kurtulmanın çaresi: Kur’ân-ı Hakîmin daire-i kudsiyesine girmektir ve Kur’ân’ın mübelliği olan Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâmın Sünnet-i Seniyyesine ittibâdır. Gir ve tâbi ol.” 14 “İşte, bunun içindir ki, Cenâb-ı Hakk’ın Gafûr, Rahîm gibi iki ismi, tecellî-i âzamla ehl-i imana teveccüh ediyor. Ve Kur’ân-ı Hakîmde peygamberlere en mühim ihsanı mağfiret olduğunu gösteriyor ve onları istiğfar etmeye dâvet ediyor. “Bismillahirrahmanirrahim” kelime-i kudsiyesini her sûre başında tekrar ile ve her mübarek işlerde zikrine emretmesiyle, kâinatı ihata eden rahmet-i vâsiasını melce ve tahassungâh gösteriyor ve “Sığın” 15 emriyle, “Kovulmuş şeytanın şerrinden Allah’a sığınırım.” kelimesini siper yapıyor.” 16

Netice olarak insanın terakkiyâtı şeytanlarla mücâhededen ileri gelir. Mücâhede olmazsa terakkiyât olmaz. Şeytanla mücâhedenin formülünü Risale-i Nur vermiştir. Öyleyse Risale-i Nur mizanlarını ve o Kur’ânî hakikatleri istimal etmek elzem görünüyor.

Dipnotlar:

1- Mesnevi-i Nuriye, s. 354.

2- Mü’minûn Sûresi, 23:98. 

3-En’âm Sûresi, 6:149. 

4- İbn-i Mes’ud. 

5- A’raf, 7/200-201.

6- A’râf Sûresi, 7:128. 

7- Lem’alar, s. 209.

8- Lem’alar, s. 214. 

9- Lem’alar, s. 211.

10- Lem’alar, s. 212. 

11- Lem’alar, s. 218. 

12- Lem’alar, s. 222. 

13-Lem’alar, s. 225. 

14- Lem’alar, s. 233. 

15-A’raf Sûresi, 7:200; Nahl Sûresi, 16:98.  

16- Lem’alar, s.215.

Okunma Sayısı: 4693
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı