"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Uhuvvet-i İslâmiye ve muhabbet

Abdülbakî ÇİMİÇ
15 Ekim 2018, Pazartesi 00:39
“İmân muhabbeti, İslâmiyet uhuvveti istilzam eder.” 1

Sebeb-i muhabbet olan imân ve tevhid bunu gerektiriyor. Uhuvvet ve kardeşlik ittifak ve ittihadın temel taşıdır. Müslümanların uhuvveti ve hürmeti ve muhabbeti ve hamiyeti, imân cihetiyledir. Bizler “ehl-i tevhid olduğunuzdan, uhuvveti ve ittihadı emreden yüzer esâslı rabıta-i kudsîye mâbeyninizde varken, iftirakı iktiza eden cüz’î meseleleri bırakmak elzemdir.” 2 Aynı zamanda da “İmân, bütün eşya arasında hakikî bir uhuvveti, irtibatı, ittisali ve ittihad rabıtalarını te’sis eder.” 3 Öyleyse Müslümanlar arasında esmâ-i hüsnâ adedinde bir birler uhuvveti, muhabbeti ve vahdeti iktiza ediyorlar. Böyle ebedî bir uhuvveti te’sis eden ve duâlarıyla birbirine her daim yardım eden ehl-i imân uhuvvete, ittihada ve muhabbete mecburdur.

Bediüzzaman Hazretleri “Zaten mesleğimizin esâsı uhuvvettir.” 4 tesbitini yapar. Bu cihetle mesleğimizin uhuvvet-i İslâmiye dairesinde bütün Müslümanlarla bir kardeşliği iktiza ettiğini söyleyebiliriz. Uhuvvet-i İslâmiye ise kudsî milliyetin rabıtasıyla, umûm ehl-i İslâmı birtek aşiret hükmüne geçiriyor. Aşiretin efradı gibi, İslâm taifeleri de birbirine uhuvvet-i İslâmiye ile mürtebit ve alâkadar olur. Birbirine mânen yardım eder. Güya bütün İslâm taifeleri bir silsile-i Nurâniye ile birbirine bağlıdır. 5 Müslümanlar uhuvvet-i İslâmiyenin intibahıyla her vakit mu’cîzeleri gösterebilir. Çünkü esmâ-i hüsna adedince bin bir rabıta ile birbirlerine mürtebittirler. Uhuvvetteki rabıtanın saiki tevhid-i itikaddır. Müslümanlarla imân cihetinde ciddî uhuvvetimiz vardır. Hem ehl-i imân ile uhuvvetimiz ayn-ı inayettir.

Bediüzzaman Hazretleri’nin tesbitiyle “Uhuvvetin sırrı, şahsiyetini kardeşler içinde fâni edip onların nefislerini kendi nefsine tercih etmek”tir. 6 Hem de “Uhuvvetteki makàm geniştir; gıptakârâne müzâhameye medar olamaz.” 7 Böylece uhuvvet-i İslâmiye âlem-i İslâm içinde kudsî bir rabıtadır.

“Muhabbet, uhuvvet, sevmek, İslâmiyetin mizacıdır, rabıtasıdır.” 8 “Zira, ittihad, uhuvvet, itâat, muhabbet ve ilâ-yı kelimetullah, dünyanın en mukaddes cemiyetinin maksâdıdır.” 9 “Teâvüne, tesanüde sebeptir; menfaatli bir kuvvet temin eder, uhuvvet-i İslâmiyeyi daha ziyade teyid edecek bir vasıta olur. Çünkü İslâmiyetin verdiği uhuvvet içinde bin uhuvvet var; âlem-i bekada ve âlem-i berzahta o uhuvvet bâki kalıyor.” 10

Öyleyse uhuvvet-i İslâmiye insî ve cinnî düşmanlara karşı mü’minlerin kuvvetli silâhı, siperi ve kalesidir. Aynı zamanda âb-ı hayatımız ve maye-i hayatımızdır. Hazret-i Üstâd da “Risâle-i Nur zinciriyle kuvvetli uhuvvet öyle bir hasenedir ki, bin seyyieyi affettirir.” 11 der. “Çünkü, ittihad-ı ehl-i imân cemâatindeki uhuvvet-i İslâmiye, Nurcular’da pek hâlisâne, fedakârâne inkişaf…” 12 etmiştir. Bediüzzaman Hazretleri de “İnşâallah bir zaman da, sizin gibi uhuvvet-i İslâmiyenin anahtarını bulan zatlar, bu mu’cize-i Kur’âniyenin cilvesini âlem-i İslâma işittireceksiniz.”13 diye müjde vermiştir. Bu müjde yapılan Risâle-i Nur hizmetleriyle tahakkuk etmiştir.

Nur mesleğinde, mü’minlerin uhuvveti esâstır. 14 Nurlar’ın esâsı ve hedefi, imân-ı tahkikî ve hakikat-ı Kur’ânîyedir. Bütün ehl-i imân, uhuvvet-i İslâmiye cihetinde uhrevî kardeştirler. Meselemiz imândır. İmân uhuvvetiyle bu memlekette ve âlem-i İslâmın yüzde doksan dokuz adamlarıyla uhuvvetimiz var. Çünkü “Uhuvvetteki makàm geniştir; gıptakârâne müzâhameye medar olamaz. Olsa olsa, kardeş kardeşe muavin ve zahîr olur, hizmetini tekmil eder.” 15  Hem “İttifakta kuvvet var. İttihadda hayat var. Uhuvvette saâdet var. İtâat-i hükümette selâmet var. Hablü’l-metin-i ittihada ve şerit-i muhabbete sarılmak zarurîdir.” 16

Yaşasın sıdk! Ölsün yeis! Muhabbet devam etsin! Şûrâ kuvvet bulsun! Bütün levm ve itâb ve nefret, hevâ hevese tâbi olanlara olsun. Selâm ve selâmet, hüdâya tâbi olanlar üstüne olsun. Âmin.17

İşte bizler de siz gibi çok kıymetdâr ve sevgili kardeşlerimizi ancak imân ve İslâmiyetin verdiği kardeşlik kuvvet ve samimiyetin tâ kalbinden gelen sevgisiyle kucaklarız. Duâlarınıza ihtiyaç ve iştiyakımız çok fazla olmakla beraber, aynı zamanda hakikî kardeşlik sevgi ve hisleriyle sohbet etmek, sizlerle görüşmek en tatlı zevklerimizden birisidir. Bu hak, hakikî kardeşlik vasıtalarıdır. Bizlere tam kardeşlik şerefini ancak Risâle-i Nur temin etmiştir. Öyle kardeşlik ki, bugün ve bu zamanda bir hanede yaşayan ana-baba bir, iki kardeşin birbirine temin edemediği muhabbet ve hürmet ve tesânüdü ancak Nurlar temin etmiştir.

Dipnotlar:

  1- Hutbe-i Şamiye, s. 145. 

  2- Lem’alar, s. 26. 

  3- Mesnevî-i Nuriye, s. 69. 

  4- Lem’alar, s. 162. 

  5- Tarihçe-i Hayat; s. 97. 

  6- Lem’alar, s. 165. 

  7- Lem’alar, s. 166. 

  8- Hutbe-i Şamiye, s. 53. 

  9- Tarihçe-i Hayat, s. 68. 

10- Mektubat, s. 324. 

11- Şuâlar, s. 330. 

12- Şuâlar, s. 533. 

13- Emirdağ Lâhikası-2, s. 223. 

14- Emirdağ Lâhikası-1, s. 180. 

15- Lem’alar, s. 166. 

16- Eski Saîd Eserleri (Nutuk), s. 186. 

17- Tarihçe-i Hayat, s. 101.

Okunma Sayısı: 3987
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı