Bediüzzaman Said Nursî Hazretlerinin hayatında, serhat şehrimiz Van önemli bir yer tutar. Bediüzzaman bunu Barla Lahikası’ndaki bir mektubunda “Yirmi sene Van’da geçirdiğim hayat-ı ilmiye... Benim için Van çok kıymettardır” diyerek teyid etmektedir. Üstad Hazretleri, doğum yeri Nurs-Bitlis’te geçirdiği ömrün toplam iki katı kadar bir zaman diliminde Van’da kalır. Bir manada, Van eski valisi Münir Karaloğlu’nun kendisiyle yaptığımız röportajda dediği
gibi “Risale-i Nurlar burada mayalanır.”
Osmanlının son demlerinde zamanın Van Valisi Tahir Paşanın konağında geçirdiği ve ifsat şebekelerinin Müslümanlara karşı yaptıkları planlara karşı İslâmın izzetini koruyan haykırışları da Van’dan yükselir. Cumhuriyetin temelinin atıldığı yıllarda şahit olduğu lâdinî tavırlar sebebiyle “Ahirzamanda gelecek dehşetli şahsa karşı siyaset yoluyla mukabele edilmez” diyerek, talebe yetiştirmek için inzivaya çekilmek için de yine Van’ı seçer. Bu aynı
zamanda Kosturma esaretinden beri planladığı iman-Kur’ân hizmetini önceleyen bir dönemin, Eski Said’den Yeni Said’e geçişin de tarihidir.
Milis albayı olarak bir yandan Ruslarla savaştığı, bir yandan da o acımasız harp şartları içinde İşârâtü’l-İ’caz’ı yazdığı Artos Dağları da, “Bu adada on sene kalarak 50 tane talebe yetiştirsem, o talebelerle İslâmı bütün dünyaya yayarım” dediği Akdamar Adası da, inzivaya çekilerek milletin iman selâmeti için dünyasını da ahiretini de fedaya hazırlandığı Erek Dağı da, kış aylarında ders verdiği Nurşin ve Rusların istilasını haber aldığında talebeleriyle birlikte cepheye koştuğu Horhor Medresesi de, yaz aylarında kaldığı Çoravanis Köyü de Van sınırları içinde yer almaktadır.
Said Nursî bugün de Van’da hatıralarıyla yaşamakta, hatıralarına sahip çıkılmakta. Valilik kanalıyla restore edilen Nurşin Medresesi şimdilerde sohbet ve ders mekânı olarak tahsis edilmiştir. Mevlid öncesi ve sonrası akşamlarında yapılan dersler, mekânın tedai ettikleriyle bütünleşmiş sohbete ayrı bir hava katmıştır.
Malumunuz üzere Bediüzzaman, beşerin zulmü, kaderin sevki ile devrin tek parti iktidarı tarafından önce Burdur’a, sonra Isparta ve Barla’ya sürgün edilir. “Van’da mayalanan” Risale-i Nurlar, Burdur’da telif edilen Nurun İlk Kapısı isimli eserle başlayarak intişar eder ve dünyaya yayılır.
***
1980 öncesi Nur talebelerinin en önemli buluşmalarından birini teşkil eden, katılanlarca yeni kuşaklara bir iftihar
vesilesi olarak anlatılan ve 12 Eylül darbesi sonrası yasaklanan Van Mevlidi 28 yıl aradan sonra 2008 yılında Risale-i Nur Enstitüsü ve Van Yeni Asya Temsilciliği tarafından yeniden başlatıldı. Yıldan yıla heyecan da, katılım da, şevk de artmış. Bizim de ilk defa katıldığımız mevlidde gördüğümüz kadarıyla coşku ve muhabbet “ta-Van” yapmıştı. Sair zamanlarda pek bir araya gelme fırsatı bulamayan Risale-i Nur gruplarının müntesipleri de bu vesile ile mevlidin tertiplendiği Hazreti Ömer Camii’ne gelmişlerdi. Biz de talebelik yıllarından aşina olduğumuz, ama yıllardır görüşme fırsatı bulamadığımız, farklı yerlerde hizmetini sürdüren pek çok sima ile burada görüşme, kucaklaşma, sohbet etme imkânı bulduk.
Mevlide Van Valisi A. Nezih Doğan ile il müftüsü Nimetullah Arvas’ın da iştirak etmesi özel bir önem taşıyordu. Arvasîlerle akrabalığı bulunan il müftüsünün mevlid öncesi verdiği vaaz takdire şayandı. Müftü Arvas’ın ‘Üstad Bediüzzaman Said Nursî’ diyerek vecizeleriyle süslediği konuşması, açış konuşması yapan Gazetemiz Yönetim Kurulu Üyesi Sami Cebeci tarafından da tebrik edildi.
O gün maddî hava da güzeldi. Ilık bir hava kalp ve ruhları birbirine kaynaştırdı. Gerçekten Üstadın müjdesini verdiği gibi cennet-âsâ bir bahar yaşandı. Bir bayram havası içinde geçen mevlid, birlik beraberlik duaları ile son buldu. İki bine yakın kişinin katıldığı mevlid yemeğinin ortamı hem kalpleri buluşturdu, hem midelere bayram ettirdi.
Mevlid için gelenler, bir günlerini de Nur menzillerini gezmeye ayırdılar. Fırsat bulanlar Nurs’a kadar gidip ziyaretlerini çevreye yaymış oldular.
Van Temsilcimiz Ahmet Yaprak mevlid sonrası görevini yapmanın huzuru içinde idi. Mevlid öncesi yaşadığı stres ve tatlı heyecan, yerini mutluluğa terk etmişti. Değerlendirmesini sorduğumuzda o da bu mevlidin farklı bir havada gerçekleştiğinin altını çizdi. Ahmet Yaprak, mevlid öncesi Van Valisi Nezih Doğan’la yaptığı görüşmeden de izlenimler aktardı. Bir önceki vali ile farklı fıtratlara sahip olan Vali Doğan’ın kendilerini çok iyi karşıladığını, özellikle eğitim alanında yapılan hizmetleri sorduğunu anlatan Yaprak, barış sürecinin kalıcı olmasının da bu çalışmalara bağlı olduğunu aktardığını söyledi.
Üstadın dile getirdiği şu hakikati tekrarlamakta yarar var. Her şey ya bizzat güzeldir, ya da neticeleri itibarıyla güzeldir. Bu faaliyetimiz hem bizzat güzeldi, kalpleri buluşturdu, hem de inşaallah neticeleri itibarıyla güzel olacak, müsbet tesirler icra edecek, tesirleri tüm cihana dalga dalga yayılacaktır.
Hayırlı faaliyetlerde buluşmak niyazıyla...