"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Ele bak, kalpleri kazan

Abdullah ŞAHİN
15 Ekim 2018, Pazartesi 00:41
Kâinat Sultanı yüce Allah Hucurat Sûresi 13. âyetinde, “Ey insanlar, gerçekten, Biz sizi bir erkek ve bir dişiden yarattık ve birbirinizle tanışmanız için sizi halklar ve kabileler (şeklinde) kıldık. Hiç şüphesiz, Allah katında sizin en üstün (kerim) olanınız, takvaca en ileride olanınızdır. Hiç şüphe yok Allah, bilendir, haber alandır” buyurmaktadır.

Buna göre değişik insan toplulukları ve kabilelerden teşekkül eden devletlerin de insanlar gibi şahs-ı manevileri ve buna bağlı olarak dost ve düşmanları vardır. Tahribatın kolaylığı esasınca, onların da insanlar gibi düşman kazanıp sayılarını çoğaltması oldukça kolaydır. Zor ve kalıcı olan ise, dostlukların kazanılıp çoğaltılmasıdır. “Muhakkak ki Biz, emaneti göklere, arza ve dağlara arz ettik (sunduk, teklif ettik). Onu yüklenmekten çekindiler ve ondan korktular. Ve insan onu yüklendi. Muhakkak ki insan çok zalimdir, çok cahildir”(Ahzab Sûresi 72) hakikatından hareketle, hangi şekil ve kılıfta olursa olsun bütün muzır insanların bu Kur’ânî tarif içine girdiğini söyleyebiliriz. 

Büyük Kur’ân müfessiri Bediüzzaman, insan ve devletleri idare etmede hareket noktası olabilecek önemli bir hususu, Uhuvvet Risalesi adı verilen Yirmi İkinci Mektup’da şöyle hülâsa eder:

“Hasmını mağlûp etmek istersen fenalığına karşı iyilikle mukabele et. Çünkü eğer fenalıkla mukabele edersen husûmet tezayüd eder. Zahiren mağlûp bile olsa kalben kin bağlar, adâveti idame eder. Eğer iyilikle mukabele etsen nedamet eder, sana dost olur.” (Mektubat)

Bu konuda Şeyh Sadi’i Şirazi ise, “İki cihanın saadetini iki harf tefsir eder, dostlarına karşı mürüvvetkârâne muaşeret ve düşmanlarına karşı sulhkârâne muamele etmektir” der.

Bineanaleyh, devlet de büyük bir insan gibidir. Akıllı ve büyük devletler dostlarını çoğaltırken düşmanlarını azaltanlardır. Ayrıca devletlerin maddeten ve manen güçlü olması diplomasi masalarını iyi kullanmakla mümkün olur.

Bu masalarda devleti temsil edenlerin ağırlığı ve diplomasi vukufiyetleriyle birlikte zarif ve kibar söylemleri ile karşısındakini kırıp incitmeden sahip olduğu ikna kabiliyeti son derece önemlidir.

Değişik sebep ve hedeflerle, devletlerin birliğinin bozulmasında rol alan unsurların bertaraf edilmesinde yukarıda da ifade ettiğimiz gibi, evrensel hukuk içinde verilen cezaların caydırıcığılıyla birlikte bu insanların aynı suçu bir daha işlemeyecek şekilde geleceğe hazırlanıp kazanılması bu işin püf noktasıdır.

Yakın tarihlerde dünyanın bazı ülkelerinde terör ve benzeri unsurlarda rol alanların, eğitim ve rehabilite yoluyla ıslah edildiği iyi örneklerden bu konuda yararlanma imkânı mevcuttur.

Sonuç olarak, bunların da ötesinde, devletlerin şahs-ı manevisinde kalıcı birliğin sağlanması, suç ve cezada ele, yani delillere bakmak kaydıyla, vatandaşlarının kahir ekseriyetinin kalplerini kazanmakla mümkün olur. Diğer tedbirlerle birlikte bütün çalışmalar bu miğferde yoğunlaşmalıdır. Değilse baskıyla sağlanan birliktelikler her zaman bozulmaya hazır bir mahiyet taşır. Bu ise devletlerin geleceği için büyük bir risk ve tehlike demektir.

Yazımızı Şeyh Edebali’nin devleti idare edenlere asırlar önce yaptığı şu şaheser nasihatleriyle taçlandıralım: “Ey oğul insanı yücelt ki devlet yücelsin.”

Okunma Sayısı: 1798
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı