"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Kalp telefonu ile Kalplerin Sevgilisi’ne (asm) hitabımdır!

Abdullah ŞAHİN
12 Nisan 2015, Pazar
Yâ Rasûlullah (asm) senin vesilen olmasaydı nefes alıp veremez, insan olamaz ve Rabbimle konuşamazdım. Sana medyun-u şükranım; Senin adı, muvazzaf her zerreye her sayfaya, her yaprağa, her çiçeğe her bülbüle altın ve elmasla yazılsa elyaktır. Sen bir andelib-i Zişan ve baharsın ve gülistansın.

Telefon deyince akla ilk gelen iletişim ve haberleşmedir. Kendi iç dünyası ve dış dünyasıyla haberleşme ihtiyacı, insan olmanın ve insan fıtratının bir muktezasıdır. İnsanlık âlemi tarih boyunca uzak ve yakın anlamda değişik vasıtalarla hep haberleşme ihtiyacı duymuşlar, bunun için çeşitli vasıtalar kullanmışlardır. Bunun dışında bir de “Kalp telefonu” diye bir kavrama da, Büyük Kur’ân Müfessiri Bediüzzaman Hazretleri, Risalelerinde yer vermiş, mânasını ve mahiyetini izah etmiştir. Kur’ân ve Hz. Rasulullah’ın (asm) hadislerinden ilhamen yazılan ve günümüz insanının bütün maddî ve manevî dertlerine çözümler sunan Kur’ân tefsiri Risale-i Nurların teşekkülünde, kalp telefonunun ehemmiyetli bir yeri vardır. Bu telefon, şahadet ve gayb âlemlerindeki en geniş ve keyfiyetli haberleşmenin merkez üssüdür. Kalp dairesinin kâinat kadar geniş olması da ayrıca bu hakikatı teyid eder. Mevlânâ Hazretleri “Gözden göze, gözden kalbe yol gider.” şeklinde bu hakikate kapı açar. Kalp dairesindeki haberleşme anlamını ifade eden birçok Kur’ân âyeti ve hadisler vardır; işte onlardan bazıları:

Söyle; her kim Cebrail’e (as) düşman ise iyi bilsin ki, Kur’ân’ı senin kalbine Allah’ın izniyle kendinden önceki vahiyleri onaylayıcı, mü’minlere hidayet ve müjde kaynağı olmak üzere o indirdi. (Bakara/97)

Şüphesiz ki beden de bir parça vardır; o düzgün olursa bedenin tamamı düzgün olur, bozuk olursa bedenin tamamı bozuk olur. Dikkat ediniz ki o kalptir.” (C. Sağir-3856)

“Şüphesiz Âdem oğlunun kalbi serçe kuşu gibidir, günde yedi defa döner, çevrilir durur.” (C. Sağir-2342)

Kalp telefonu 24 saat açık olup, onun en birinci muhatabı Hz. Allah ve O’nun Rasulü (asm) olursa, o kalp düzgün ve yaratılış maksadına uygun çalışır. Değilse maddî ve mânevî olarak tekler durur. Kalp ve mânevî hayatları bozuk olanların maddî ve manevî kalp ritimlerinin bozuk olması da bundandır.

Bu telefonu kullanma âdabı ve programı beşerin her işinde en büyük rehber ve yol göstericisi Hz. Rasulullah (asm) tarafından bizzat hayatıyla gösterilmiştir. Kalpteki bu haberleşmenin en zirve ve ulvî haline ise, bizzat Yüce Resül (asm), Rabbiyle bire bir mükâlemeye vasıl olduğu Mi’raç hadisesidir. Bu yüzden En Sevgili ile günlük haberleşme ve konuşma yolu, Habibullah’ın (asm) Sünnet-i Seniyye-sine ittiba ile olur. 

Bu mânâdan olarak, on dokuzuncu asrın en büyüğü ve içtimâî feylesofların en ilerisi filozoflarından olan Bismarck, eserinde diyor ki: “Kur’ân’ı her cihetle tetkik ettim; her kelimesinde büyük bir hikmet gördüm. Bunun misli ve beşeriyeti idare edecek başka hiçbir eser yoktur ve gelemez.” Ve Peygambere hitâben der: “Yâ Muhammed! Sana muâsır olamadığımdan pek müteessirim. Beşeriyet senin gibi mümtaz bir kudreti bir defa görmüş, bir daha  göremeyecektir. Binâenaleyh, senin huzurunda kemâl-i hürmetle eğilirim. Bismarck” diye imzasını atmış.

Ya Rasulullah (asm) senin vesilen olmasaydı nefes alıp veremez, insan olamaz ve Rabbimle konuşamazdım. Sana medyun-u şükranım; Senin adın, muvazzaf her zerreye her sayfaya, her yaprağa, her çiçeğe her bülbüle altın ve elmasla yazılsa elyaktır. Sen bir andelib-i Zişan ve baharsın ve gülistansın. Baharda açan her çiçek ve gülde Seni koklar, bülbüllerin tesbihatında da Senin selâmını alıp, güzel sesini dinleriz. Varlık âlemi Senin gibi bir bülbülü bir defa gördü, senin mislini bir daha göremeyecek. Ezelden ebede akan bütün hasenat ve güzellikler Senin havz-ı nuranine akarak oradan Âlây-ı iliyyine ulaşır. Günah ve hatalarımızla, işlediğimiz damlacık hasenatlar Senin kafe-i hazinende karar kılsın, damenine ulaşmak ve saadet-i ebediyede güzel yüzüne müşerref olmak için, bize şefaat kıl; ne olur “ümmeti!’’ nidana bizi de dahil eyle! Ümmetliğine kabulümüz ve Sana olan kalp telefonumuzun son nefesimize kadar açık olması için, zerrat ordusunun ezelden ebede bütün tecelli ve tesbihatlarının esir sahifesindeki intişarıyla çarpımı adedince Sana selâtü selâm ediyoruz; çünkü Seni çok seviyoruz Ya Rasulullah (asm)!

Okunma Sayısı: 1610
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı