"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Haşir Risalesi’nin ehemmiyeti

Adil SÖYLEMEZ
08 Mayıs 2016, Pazar
Risale-i Nur Külliyatı’nın Sözler Kitabının 10. Sözünü Üstad Bediüzzaman Hazretleri, haşir bahsine ayırmıştır.

Ahiret, kıyamet, cennet, cehennem, mizan, sırat, haşir gibi ahiret hayatı ile ilgili kavramları hikâye ve teşbih metotlarıyla açıklayan Üstad Hazretleri verdiği örneklerle ahiretin varlığına inanmanın ne kadar mühim ve elzem olduğunu çok derin manalar vererek açıklamıştır. 10. Sözlerin tamamını Haşir bahsine ayıran Üstad Hazretleri Risalenin girişinde şu ihtarı yapmaktadır: 

‘’İHTAR: Şu Risalelerde teşbih ve temsilleri, hikâyeler sûretinde yazdığımın sebebi; hem teshil, hem hakaik-i İslâmiye ne kadar makul, mütenasib, muhkem, mütesanid olduğunu göstermektir. Hikâyelerin mânâları, sonlarındaki hakikatlerdir. Kinaiyat kabilinden yalnız onlara delâlet ederler. Demek, hayalî hikâyeler değil, doğru hakikatlerdir.’’(10. Söz – Haşir Risalesi)

Üstad Hazretleri Haşir Risalesini yazdığı dönemde İslâm’a ve onun iman esaslarına karşı zındıka komitelerinin çok büyük saldırıları mevcuttu. Bu saldırılardan birisi de Ahiret inancına yönelikti. İfsad ve zındıka komiteleri eğitim kurumlarında var güçleriyle ‘’ahiret hayatının olmadığını bu tür inançların hurafe olduğunu ve geçmişte kaldığını’’ salık vererek, ahirete iman esasını reddetmekteydiler. İşte böylesine zararlı ve yıkıcı bir dönemde Üstad Bediüzzaman Hazretleri bu Risaleyi kaleme almış, bu zındıka komitelerinin yüzüne sağlam bir Osmanlı tokadı vurarak hakikati haykırmıştır. İşte, Haşir Risalesi’nin en ehemmiyetli vazifesi bu zındıka komitelerinin inkârcı söylemlerine karşılık hak ve hakikati âlem-i mevcudata en güçlü bir lisanla haykırmaktı.

Haşir Risalesi muhtevası ve anlatımı ile birlikte onu okuyan insanlarda derin tesirler bırakmaktadır. Şahsımdan örnek vermek gerekirse Haşir Risalesi’nin ilk okuduğum zamanı hatırladığımda hem zihnimde hem de bedenimde gayet latif ve derûni durumlar hissettim. Cennet ve Cehennem tasvirleri, inkârcı ve iman eden iki insanın karşılaştırmaları, Kur’ân-ı Kerîm’deki ahiret ve kıyametle ilgili âyetler, Allah-u Teâlâ’nın hem celâl hem de cemâl sıfatlarının anlatıldığı bölümler ruhumda gayet derin izler bıraktı. Bu cihetle Kur’ân-ı Kerîm’deki kıyamet ve ahiret ile ilgili âyetleri okuduktan sonra, Üstad Hazretleri’nin yazdığı Haşir Risalesini de okuyarak ruhumda ve zihnimde Allah-u Teâlâ’nın yarattığı bütün mevcudatı zikrederek tefekküre daldım. Öyle ki bu tefekkürün sonunda ahiret hayatı ile ilgili anlatılan hadiseleri sanki yaşamışçasına kendi nefsime dönerek ibret almıştım.

Haşir Risalesi’nin ne kadar ehemmiyetli ve kuvvetli bir Risale olduğunu onu okuyan ve anlayan gönüller bilmektedir. Yazımı, Haşir Risalesi’nden kısa bir bölümle bitirmek istiyorum:

‘’Hem istidâd lisanıyla, ihtiyac-ı fıtrî lisanıyla, ızdırar lisanıyla sual edilen ve istenilen her şeye daimî cevab vermek; nihayet derecede bir adl ve hikmeti gösteriyor. Şimdi hiç mümkün müdür ki, böyle en küçük bir mahlûkun, en küçük bir hâcâtının imdadına koşan bir adâlet ve hikmet; insan gibi en büyük bir mahlûkun beka gibi en büyük bir hâcetini mühmel bıraksın? En büyük istimdâdını ve en büyük sualini cevabsız bıraksın? Rubûbiyyetin haşmetini, ibâdının hukukunu muhafaza etmekle muhafaza etmesin? Hâlbuki şu fâni dünyada kısa bir hayat geçiren insan, öyle bir adâletin hakikatına mazhar olamaz ve olamıyor. Belki bir Mahkeme-i Kübrâya bırakılıyor. Zira hakikî adâlet ister ki: Şu küçücük insan, şu küçüklüğü nisbetinde değil, belki cinâyetinin büyüklüğü, mahiyetinin ehemmiyeti ve vazifesinin âzameti nisbetinde mükâfat ve mücâzat görsün. Mâdem şu fâni, geçici Dünya; ebed için halk olunan insan hususunda öyle bir adâlet ve hikmete mazhariyyetten çok uzaktır. Elbette âdil olan o Zât-ı Celil-i Zülcemâl’in ve Hakîm olan o Zât-ı Cemil-i Zülcelâl’in daimî bir Cehennem’i ve ebedî bir Cennet’i bulunacaktır."

 

Okunma Sayısı: 3717
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı