"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Modernite ve Müslümanlar

Adil SÖYLEMEZ
22 Kasım 2015, Pazar
İçerisinde bulunduğumuz modern çağ, insanı baş döndürücü bir şekilde hem maddî hem de manevî anlamda kuşatıvermiştir.

Öyle ki maddeye olan rağbet, maneviyata olan rağbetin önüne geçerek insanın asıl özünü unutmasına yol açmıştır. Modern çağ, insana daha çok tüketmeyi, daha çok harcamayı aşılayarak hayatın anlamının sadece maddede olduğunu; insanın sadece yeme, içme, gezme, eğlenme, mal-mülk edinme gibi dünyalık bir takım eğlencelerle meşgul olması gerektiğini empoze etmeye çalışmaktadır.

Günümüzde, Müslümanların en büyük sorunlarından biri, modern çağın sunduğu araç ve gereçlerle fazlaca meşgul olmalarıdır. Kur’ân-ı Kerîm’i öğrenmeyen, namazını kılmayan, manevî yönlerini geliştirmeyen bir Müslüman gençlik şüphesiz günümüzün en büyük sorunlarından birisidir. Kültür ve manevî köklerinden kopartılmış bir nesil inşası bizlere çok şeyler kaybettirdi. Ahlâk, erdem, fazilet, doğruluk gibi kavramlar yerini ahlâksızlık, erdemsizlik ve yalancılığa bırakarak Müslüman’ın kimliğine yabancılaşmasına sebep oldu. Müslüman bir birey, İslâm öğretilerine göre yaşamayıp, modern çağın pozitivist felsefesine göre yaşamaya başladığı an özünden uzaklaşmış ve sonunda da bağlı olduğu İslâmî köklerden koparak kendisini karanlık kuyularda bulmuştur. Müslüman, Müslümanca yaşamayınca bu sıkıntı topluma da sirayet ederek genelin bozulmasına ve yozlaşmasına sebep olmuştur.

Müslüman, modern çağın getirdiği, kendi özüne uyamayan bir hayat tarzını benimsemek zorunda değildir. Dininin emrettiği şekilde yaşamak ve bunu sürekli kılmak her Müslüman’ın üzerine farzdır. Çünkü dinin emrettiği namaz, oruç, zekât gibi kavramlar Müslümanların keyfiyetine bırakılmayarak zorunlu kılınmıştır. Tabi bu kaideler İslâm dinine tabi olmuş olan bireyleri kapsamaktadır. İslâm dışı bireylerin Müslüman gibi yaşaması zorunlu değildir. Herkes kendi inancı doğrultusunda bir hayat sürer ve Müslümanlar olarak diğer inançlara saygı duymak zorundayız. Bunun için her Müslüman, kendisi gibi bir hayat tarzına sahip olmayan insanlara da saygı duymalıdır. Eğer ki bir cemiyette birlikte yaşıyorsak elbette ki karşılıklı bir şekilde bir birimize saygı duymak zorundayız. Bu saygı gözetilmediği takdirde bir ülkede veya cemiyette birlik ve beraberliği sağlamak mümkün değildir.

Modern çağın hastalıkları bazı Müslümanların hem aile hem de toplumsal yapılarına büyük zararlar vermiş ve vermeye de devam etmektedir. Kendi inancına ve hayat tarzına uymayan, örf ve gelenek yapısına ters olan bir durumu kabul etmek, Müslüman bireyde hem bedensel hem de ruhsal bir takım sorunların yaşanmasına sebep olmaktadır. Bunun sonucunda da birey, psikolojik birçok sorunlar yaşayarak kendi öz ve benliğinden uzaklaşıp, kendi içinde ruhsal ve fiziksel bir takım çatışmaların yaşanmasına sebep olmaktadır.

Böylesi bir iç çatışmadan Müslüman nasıl kurtulur? Çözüm Kur’ân-ı Kerîm’in Mü’min Sûresi 39. Âyet-i Kerimesinde saklı: ‘’Şüphesiz bu dünya hayatı, geçici bir eğlencedir. Ama ahiret, gerçekten kalınacak yurttur.’’ Yüce Allah’ın mukaddes kitabı Kur’ân-ı Kerîm’de de beyan olunduğu üzere dünya hayatı geçici bir eğlencenden ibaret olup insanı oyalamaktan başka bir fonksiyonu olmayan bir düzendir. Müslüman, bunun bilincinde olmalı ve hayatını bu faydasız işlerden, bâtıl olanı taklitten koruyarak Kur’ân ve Sünnet’in nuruyla nurlanmalıdır.

İşin özü Modern ve kapitalist dünyanın bütün araçları insanlığı kuşatmış ve esir almıştır. Modernlik ve çağdaşlık, İslâm dininin bir alternatifiymiş gibi lanse edilmiş ve yıllardır bu algı zihinlere yerleştirilmiştir. Şu bir gerçek ki İslâm bütün çağlara damgasını vurmuş ve vurmaya da devam eden bir dindir. Müslüman bir bireyin, kendini Müslüman olarak hisseden bir insanın bu kuşatılmışlıktan ve esaretten kurtulması için yapması gereken özüne dönerek Müslüman gibi yaşamasıdır. Bunun içinde Allah’ın kitabı ve Peygamberimizin (asm) sünnetine sımsıkı sarılmak önceliğimiz olmalıdır.

Okunma Sayısı: 2709
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Adil Söylemez

    23.11.2015 09:42:01

    Teşekkür ederim Fadimana hanım. Taltif ettiniz sağ olun.

  • fadimana

    22.11.2015 23:54:59

    Bu güzel yazın için teşekkürler tüm gerçekleri gün yüzüne vurmuşsun çok sağol

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı