Çünkü Risale-i Nur, onu okuyan her insanda bir şekilde iyi hasletlerin inkişaf etmesine vesile olmaktadır. Gücünü ve etkisini Kur’ân-ı Kerîm’den alan Risale-i Nur, bu güç ve motivasyonla akla ve kalbe sirayet ederek kendisine iştirak eden insanlara müsbet yönde güzellikler katar. Bir insan ne derecede Risale-i Nur’la ilgiliyse, Risale-i Nur’da o derecede onunla ilgili olur. Çünkü Risale-i Nur ilgi görmek ve ona aşk ile bağlanmayı ister.

Risale-i Nur okumanın faydalarını kısaca şu başlıklar altında toplayabiliriz: 

1. Rızıkta bereket.

2. Kalbde rahat ve sürur.

3. Maişette suhûlet.

4. İşlerinde muvaffakiyet.

5. Talebelik faziletini almakla bütün Risale-i Nur Talebelerinin has duâlarına hissedar olmaktır. 

Ayrıca Risale-i Nur’ları okuyan insanda uhuvvet, muhabbet, tesanüd ve adâlet gibi mekanizmalar hiç aksamadan işler. Bu mekanizmanın sekteye uğramaması için ise yapmamız gereken tek şey Risale-i Nur’ları elimizden düşürmemek. 

Üstad Bediüzzaman Hazretleri Risale-i Nur’la ilişkili olan insanın rızkında bereket olacağını eserinde açıkça anlatır. Aynı şekilde Risale-i Nur’ları okuyan insanın kalbinde rahatlama olacağını işlerinin müsbet yönde ilerleyeceğini ve talebelik faziletiyle diğer Nur Talebelerinin duâlarından bir hisse alarak duâsız kalmayacağını bizlere müjdelemiştir. Bu müjde gerçekten de biz Nur Talebelerinin ne kadar ehemmiyetli ve hakikî bir hizmetin içinde olduğumuzun bir göstergesidir. 

Risale-i Nur Külliyatı’nın birçok yerinde Risale-i Nur’ları hem okuma hem de yazma cihetinde insana ne gibi vasıflar katacağı ve ona hangi güzellikleri kazandıracağı detaylı bir şekilde anlatılır. 

Örnek vermek gerekirse Kastamonu Lâhikası’ndan şu kısmı gösterebiliriz: 

“Risale-i Nur’a intisap eden zâtın en ehemmiyetli vazifesi, onu yazmak ve yazdırmaktır ve intişarına yardım etmektir. Onu yazan veya yazdıran, ‘Risale-i Nur Talebesi’ ünvanını alır. Ve o ünvan altında, her yirmi dört saatte benim lisanımla belki yüz defa, bazan daha ziyade hayırlı duâlarımda ve manevî kazançlarımda hissedar olmakla beraber, benim gibi duâ eden kıymettar binler kardeşlerin ve Risale-i Nur Talebelerinin duâlarına ve kazançlarına dahi hissedar olur.” (Kastamonu Lâhikası)

Üstad Hazretleri’nin Kastamonu Lâhikasında teferruatlı bir şekilde anlattığı bu husus Risale-i Nur’ların hem dünyevî hem de uhrevî hayatımıza yaptığı katkıları göstermek açısından çok canlı bir örnektir. Risale-i Nur’un okunması, okutturulması, yazılması ve yazdırılması gerçek mânada Üstad Bediüzzaman Hazretleri’ne bizi talebe kılar. O vakit bizler Üstad Hazretlerine lâyık birer talebe olmuş oluruz. 

Bediüzzaman Hazretleri, Risale-i Nur’daki meseleleri herkesin anlayamayabileceğini, ancak hissesizde kalmayacağını Şuâlar’da çok güzel bir lisanla anlatmıştır: 

“Bu ehemmiyetli Risalenin, herkes her bir meselesini anlamaz. Fakat hissesiz de kalmaz. Büyük bir bahçeye giren bir kimsenin, o bahçenin bütün meyvelerine elleri yetişmez. Fakat eline girdiği miktar yeter. O bahçe yalnız onun için değil; belki, elleri uzun olanların hisseleri de var.” (Şuâlar)

Risale-i Nur’ların insana katacağı güzellikleri ne kadar da anlatsak bitiremeyiz. Onun için yazımı, Üstad Bediüzzaman Hazretleri’nin yine Şuâlar’ın 418. sayfasında geçen şu fasih sözleriyle bitirmek istiyorum: 

Aziz, sıddık kardeşlerim,

‘’Risale-i Nur benim bedelime sizlerle görüşür, derse müştak yeni kardeşlerimize güzelce ders verir. Nurlarla ya okumak veya okutmak veya yazmak suretindeki meşguliyet, tecrübelerle kalbe ferah, ruha rahat, rızka bereket, vücuda sıhhat veriyor.’’ (Şuâlar)