"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Doktorba Yasası

Adnan NACİR
11 Kasım 2018, Pazar 01:32
Mevcut iktidar, problem teşkil eden hususları bertaraf etmek için ilginç çözümler üretiyor.

İşine gelmeyen ve doğrudan müdahale edip değiştiremeyeceği kararları yok hükmünde sayıyor, mercileri tanımadığını veya saygı duymadığını ilân ediyor. Gözünü kapamakla her yerde geceye erişeceği zehabında. Müdahale edebildiği yerlerde ise işi kökünden halletme yoluna gidiyor, vücuttaki yaralardan kurtulmak için yaraları kesmek gibi bir şey. Meselâ milyon liralarca yolsuzlukların tesbit edildiği Sayıştay denetimleri mi geldi, hemen denetimden sorumlu kişiyi görevden alıyor. Enflasyon mu taştı, hiç dert değil, Enver Taştı’yı (enflasyon hesaplamasından sorumlu TÜİK başkan yardımcısı –idi-) uzaklaştırıyor. Ekonomik kriz mi geldi, hemen fiyatların yükselmemesi için talimat veriyor, “topyekûn-feyekün” modeli müdahalelerin ekonomide doğuracağı muhtemel kötü sonuçları umursamadan anlık göstergelerde kendisini rahatlatacak adımlar peşinde. Birbiriyle ilgisiz hususları bir torba içerisine doldurup kanun teklifi olarak Meclis’ten geçirmeye çalışıyor. 

Son torbalardan biri de OHAL dönemi içerisinde KHK ile işten atılan doktorlarla ilgili. Sağlıkta şiddeti önleme torbası içerisinde şöyle bir madde var: “Terör örgütlerine veya Millî Güvenlik Kurulu (MGK) tarafından devletin millî güvenliğine karşı faaliyette bulunduğuna karar verilen yapı, oluşum veya gruplara üyeliği, mensubiyeti, iltisakı veya bunlarla irtibatı olduğu için kamu görevinden çıkarılan tabipler, diş tabipleri ve tıpta uzman olanlar, sadece sosyal güvenlik kuruluşu ile sözleşmesi bulunmayan sağlık kuruluşlarında veya muayenehanede çalışabilecek” Ayrıca bu doktorların düzenledikleri raporlar da geçersiz sayılacak. 

KHK ile Atılan Hekimin Soruları

Suçlu muyum?

“Eğer suçlu olsaydın hapiste olurdun”

O zaman masumum? 

“Suçunu bulamadık diye masum olduğunu kim söyledi?” 

Anladım, sen bana güvenmediğin için çalıştırmıyorsun, bırak da özel kurumlarda çalışayım...

“Tabiî, tabibim... SGK ile anlaşması olmayan kurum bulabilirsen neden olmasın...”

Tamam, madem beni istemiyorsun, ben yurtdışına gidip orada iş bakayım… 

“Ooo kaçmak mı istiyorsun, kesin suçlusundur o zaman... yurtdışına çıkman yasak!”

Off, peki ne yapmamı istiyorsun, nasıl yaşayayım? 

“Ağaç kökü yemen serbest, istediğin kadar yiyebilirsin…”

Ya millî serveti yok ediyorsunuz demeye başlarsan? Havadaki oksijen hepimizindir, bunlar kullanmasın diye kanun çıkarırsan?

“Benim bile aklıma gelmemişti, fena fikir değilmiş, bir ara değerlendirelim bunu...”

Şöyle yapalım abi, en iyisi siz bizi buharlaştırın, buharımız ülke demokra-sisine karışsın. 

“Tamam, buharı bekleyen kumrular gibi bekleyin, bizi unutmayın…”

Demlenmiş Hekim Yerine Sallama Hekim!

Uzun ve meşakkatli tıp tahsilini almış ve haklarında bir mahkeme kararı olmayan kişilerin neredeyse hiçbir şekilde mesleğini yapamayacak hale gelmesi, zaten doktor açığı bulunan ülkemizde nasıl telâfi edilecek acaba? Temininde sıkıntı çekilen her şey için hükümetimizin ilk formülü “ithal et, kurtul” şeklindedir. Şu var ki, yurtdışından doktor getirsen dilimizi bilmez. Yıldızlararası/Interstellar adlı filmde, dünya üzerindeki hayat şartları bozulduğu için, dünyaya benzeyen bir gezegen arayışına girerler. İnceledikleri gezegenlerden biri bir karadelik civarındadır ve bu gezegende geçirilen bir saat, dünyadaki yedi yıla eşittir. Hazır diyorum, uzaya dört şeritli yollar yapılacakken, tıp eğitimi için bu gezegene vatandaşlarımızı göndersek... Bir saat bile sürmez. 15 bin ışık yılı mesafesini neredeyse sıfıra düşüren “duble solucan deliği” ile de hemen dönerler. Çay demlemek yerine sallama çay hazırlamak gibi olur, ama ne yapalım, en hızlısı da böyle.

Et Fiyatları

Son zamanlarda vatandaşın ev bütçesini en çok etkileyen şeylerden biri de et fiyatlarındaki artışlar oldu. Sayın Cumhurbaşkanı bu durumu artan refahla ilişkilendirdi. Buna göre refahı artan vatandaş daha çok et yiyor ve et talebindeki artış fiyatları yukarı çekiyor. Tarım ve Orman Bakanı da 2002’de insanların yiyecek eti olmadığını söyledi, vatandaşların artan refah durumundan bahsetti. Organize İşler filmindeki meşhur araba-para repliğini hatırlattı: Refah nerede? Vatandaşta... Et fiyatları nerede? Yükseklerde, vatandaş alamıyor, ama yarın düşecek... O zaman refah nerede? 

Bugünlerde böbrekleri için satış ilânları veren insanlarımızın sayısında çok fazla artış olduğu söyleniyor. Artan refah, ihtiyaç fazlası böbrekler oluşturuyor demek, refaha fazla kapılmamak lâzım... 

Okunma Sayısı: 5328
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı