"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

ODTÜ mescid tartışması

Adnan NACİR
08 Ocak 2016, Cuma
Her üniversitenin kendine has bir kültürü vardır. Kampüse girdiğiniz anda havası burnunuza çarpar.

ÖSYM tam olarak nasıl ayarlıyor bilmiyorum, ama sanki her bir üniversitenin iklimine uygun öğrencileri seçip oralara yerleştiriyor gibi. Kampüsten içeriye adımını atar atmaz, bakıyorsun ki saç boyu hemen ortama uyum sağlayıp uzuyor, kulakta küpe peyda oluyor, giyim-kuşam hakeza... Hele yabancı dilde eğitim yapılıyorsa, kampüs içerisinde sadece oradakilerin anlayacağı bir dil oluşmuştur. Eğitim alınan dilden öğrenilen bazı kelimelerin, Türkçe cümleler içerisinde kendine yer bulmaya çalışırken diğer ögelerle ağız dalaşına girdikleri görülürken, bazıları da kırk yıllık ahbap gibi davranır.  

ODTÜ’de eğitim dili İngilizce olunca, öğrencilerin kendi aralarında konuştuğu dil de İngilizce’den nasipleniyor haliyle. Meselâ ders ekleme-silme haftasında danışman hocası ile görüşmesi gerektiğini ifade etmek isteyen bir ODTÜ’lüyü “add drop haftasında advisor’ımla bir meeting set etmeliyim” derken duyabilirsiniz. 

Ya da sınav sırasında formül çizelgesi kullanılıp kullanılamayacağını şu şekilde sorar: “formula sheet kullanmak serbest mi?” 

“Fluid Dynamics dersinde curve var mı?” (Akışkanlar Dinamiği dersinde çan eğrisi metodunun uygulanıp uygulanmadığını soruyor.)

“Strict catalog abi...” (‘bellli ve sabit bir geçme notu var’ diyor)

ODTÜ’de okuyanlara yukarıdaki diyalog çok tanıdık gelmiştir. Orada okuyan ya da oradan mezun bir tanıdığı olanlar da sorup teyit edebilir. ODTÜ’de okuyan yakın arkadaşlarım oldu. Yanlış anlaşılmasın, bahsedilen durum ODTÜ’ye özel değil, hatta nerdeyse Türkçe eğitim verilen okullarda da aynı şekilde. ODTÜ örneğini vermemin sebebi, geçtiğimiz günlerde ODTÜ’de malûm mescid tartışması yaşanması. 

Mescid sayısı yeterli mi yetersiz mi, mescit isteği siyasî mi değil mi tartışmalarına girmeksizin, öncelikle şunları söylemek isterim: 

•Ülkemizde din ve vicdan hürriyeti vardır ve anayasal haklarla teminat altına alınmıştır. 

•Peşin yargılara dayalı niyet okumaları yapmak yanlıştır. 

•Mescitlerin yeterli olup olmadığının tesbiti için, kavga etmek haricinde uygulanabilecek farklı bilimsel yöntemler vardır. 

Bırakın ODTÜ’yü veya başka bir üniversiteyi, yurdumuzun herhangi bir camisinde bile teravih, Cuma veya Bayram namazı gibi cemaatle kılınan namazlarda yaşanabilecek muhtemel sorunlara, ODTÜ’lü kardeşlerimizin nasıl yaklaşabileceğini hayal etmeye çalıştım. Tabiî ki hayalimdeki kişiler kendi dilleri ile sorunları tanımlayıp, analitik ve pratik zekâları ile onlara bilimsel çözümler ve alternatifler üretmeye çalışacaktır. 

Yer: ODTÜ’de bir cami (herhangi dememe gerek yok, zaten bir cami var)

Zaman: Cuma günüdür, ezan okunmuştur, ilk sünnetler kılınmaktadır, yer yer ilk sünneti bitirenler olmuştur. İç ezan okundu okunacaktır. 

Durum: Dışarıda yağmur yağmaktadır. İçerideki kişilerin yerleşimi “optimize” edilmemiş olmakla birlikte içerisi dolu görünmektedir. İçeri girmeyi bekleyen çok sayıda kişi dışarıda homurdanmaya başlamıştır.  

...

Dersi Bitmediği İçin Çıkamayan 

ODTÜ’lü1, camide olduğunu bildiği ODTÜ’lü2’yi cepten arayıp ezanın okunup okunmadığını sorar, camide olduğu için kısık sesle cevap veren ODTÜ’lü2: “İnternal ezan okunuyor şimdi...”

Organizatör Tarafı Gelişkin Bir Kişi: “Arkadaşlar, dışarda kalan arkadaşlarımız var, lütfen herkes bir adım ilerlese de onlar da içeriye girebilse…”

İçerideki Biri: “Hocam herkes bir adım ilerlediğinde totalde bir adımlık yer açılmış olur. Bir adımlık boşluk da dışardakileri içeri almak için yeterli olmaz.” 

İçerideki Başka Biri: “Şöyle yapalım, n bir tamsayı olmak ve değeri 1’den başlamak üzere, her bir saffın sıra numarasını belirtsin. Herkes ‘n’ adet adım atıp ilerlesin.”

Kapıda Bekleyen Organizatör Tarafı Gelişkin Kişi: “Hocam algoritman çok recursive oldu. Biraz daha iteratif anlatsak… Arkadaşlar itmeyelim lütfen, sizin için yer açmaya çalışıyoruz burada!”

İçeride Adım Atma Formülasyonunu Yapan İlk Kişi: “Herkes dahil olduğu saffın sıra numarasının skaler büyüklüğü kadar adım atsın diyorum, oldu mu hocam?”

Kapıdaki: “Uygundur. Ancak safların sıra numaralarının önceden belirlenip duvarlara yazılmış olması gerekiyordu bunun için... Şu an geç”

Başka Biri: “Hocam aslında lazer pointerler ile saf çizgilerinin projeksiyonunu yapsak halıya… Herkes çizgi üzerinde durur, kimse bir şey hesaplamak zorunda kalmaz.”

Daha Başka Biri: “Lazer çizgi aralıkları dinamik olmalı. Cami içine sığması gereken adam sayısına göre aralıkları daraltabilmeli sistem…” 

3. Dereceden Başka Biri: “Kaç kişilik yer açılması gerektiğini nasıl bilecek peki?”

Başka Biri: “Baz istasyonları koyalım camiye, baz istasyonlarından sinyal alan telefon sayısı kadar kişi için yer ayarı yapılabilir.”

3. Dereceden Başka Biri: “Efektif değil, namaz kılmayacakların telefonlarının sinyal almasını engellememiz lâzım bu durumda. Bence bir mobil app yapalım, namaz kılacaklar check-in yapsın, sayıyı öyle bulalım.” 

4. Dereceden Başka Biri: “Mobil app’e gerek yok, web sitesi yapalım her platformdan girilir.” 

5. Dereceden Başka Biri: “Hocam best case ile worst case için iki durumlu bir sistem girsek yeter, ara değerlere gerek yok.” 

...

Artık kamet getirilmiştir ve namaza durulmak üzeredir. 

İmam son advise’ını yapar: “Safları sık ve düzgün tutalım, Allah’ın rahmeti üzerinize olsun.”

Hazırlıkta Okuyan Muzip ODTÜ’lü yanındaki Hazırlıkta Okuyan ve Hiç de Saf Olmayan ODTÜ’lüyü  düzgün tutmaya çalışır ve sıkar: “Niçin tuttuğumu anladın mı?”

Hazırlıkta Okuyan ve Hiç de Saf Olmayan ODTÜ’lü: “Evet abi, yanlış adamı tuttun”

ODTÜ Camii İmamı: “Yanlış anlaşılmalara mahal vermemek için sizin anlayacağınız şekilde söylüyorum: line’ları lineer ve sık tutalım”

Arka Safların Birindeki Bir ODTÜ’lü: “Hocam line eliptik oldu, biraz yanaşırsak, hah şimdi daha lineer...” 

Allahuekber!

Okunma Sayısı: 3406
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Fatih

    11.1.2016 21:54:20

    Renkli ve güzel yazısıyla yazarımıza gazetemize gülümseme kattığı için teşkkürker

  • Editörgillerden

    11.1.2016 15:31:56

    Neden böyle dar kalıplarımız var? Biraz mizaha, biraz ironiye hiç mi ihtiyacımız yok yani? Bu yazı neden buraya yakışmasın ki? Sosyal medyadaki saçma sapan geyiklerin karşısında, kendi yayınlarımızın mizah tadında ürünlerinin olması fena mı? Bir yazı üzerinden tanımadığınız biri hakkında hüküm vermek ne kadar doğru peki? Yazıdaki ironik havayı ve eleştirilerin gittiği merkezi göremeyip, yazan kişiyi insanları küçümsemekle itham etmemek gerekir. Yazan da gayet tabi farkında eleştirdiği sistemi koyanın devlet olduğunun. Hem ille eleştirmek mi lazım, belki sadece mizah var ortada. Mizah da her zaman abartı içerir. Helal daire keyfe kafi ise, bu daireyi gereksiz dar kalıplardan kurtarmak lazım bence. Benden de saygılar...

  • vefa umurca

    11.1.2016 15:08:51

    efendim bu konuda tebessüm etmek ve eleştirmek isteyenler için bir, hiciv yazısı olmuş. yazarın yazı yöntemini eleştirmek, değilde e canım ödtü böyle ama demek yada kurguda abartı var diyen kardeşlere, cuma namazlarında ki her yerde yaşanan siber ve hiber ve teknolojik gelişim fazlalığından bu tarz yaşanan durumlar var. farzda cep telefonuna cevap veren oldu geçen senelerde, sonra ben seni ararım namazdayım dedi.!!!!!!!! burdan buyrun.

  • Said

    9.1.2016 01:03:48

    Kusura bakmayin da, galiba buraya en yakismayacak ve uygun olmayan ilk yaziyi okuyorum. Gayet gereksiz ve abarti. Ayni zaman da uzucu... Boyle kurgulara gerek olmadigini dusunuyorum. Gecmis olsun. Saygilar

  • hakan

    8.1.2016 17:11:28

    çok iyi olmuş :)

  • Oğuzhan Arı

    8.1.2016 16:16:26

    Sadece baş kısmına yorum yapmak istiyorum. Çok yabani bir şeymiş gibi yorumlamışsınız " “Fluid Dynamics dersinde curve var mı?” (Akışkanlar Dinamiği dersinde çan eğrisi metodunun uygulanıp uygulanmadığını soruyor.) " gibi. Bu çok inanılmaz ve özenti bir şey değil. Eğitim dili yüzde yüz ingilizce olduğu için insanlar terimlerin türkçelerini akıllarında tutamıyorlar . Ayrıca yorumunuz bariz abartı olmuş, dersin adı evet ingilizce olabilir ama bugüne kadar "bell-shaped curve"'e "curve" diyeni duymadım. Onu bunu bırakın, "çan eğrisi" yerine "bell-shaped curve" diyeni duymadım. Yazıda ne anlatmak istediğinizi de pek anlamadım. Sanırım insanların tutumlarını küçümsüyorsunuz, tavırlarını tutumlarını. Bu eğitimi verdiren devlet, bildiğim kadarıyla ODTÜ bir devlet üniversitesi. Gerçekten rahatsız olduğunuz bir kısım varsa ki bence var, eğitimi alanla değil de verenle konuşursanız onu eleştirirseniz en azından yapıcı olduğunuz anlaşılır. Yıkıcı değil. Bence de Allahuekber!

  • Bahtiyar ISPARTALI

    8.1.2016 09:26:13

    Harika olmuş, elinize sağlık. Yenilerini bekliyoruz...

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı