"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Adalet bürokrasisi ve komedileri

Ahmet BATTAL
27 Eylül 2018, Perşembe
“Teslimat meydanında altın ve gümüş para balada tashiran irae olunacaktır. Her şahıs teslimat mukabilinde makbuz talep ve ahzetmeğe mecburdur.”

Yukarıdaki cümleyi internette arama motoruna tırnak içinde ve aynen aratırsanız tek bir yerde, “tahsilat makbuzu örneği” başlığı altında bulacaksınız. 

Aynı cümleleri, içindeki iki kelimedeki iki imlâ hatasını düzelterek (“meydanında”yı “meyanında” ve “tashiran”ı tasrihan” yaparak) aratırsanız “sıfır sonuç” bulacaksınız. 

Bu iki cümleyi kendilerine hukukta “kanun koyucu” denilen milletvekillerine okutsanız büyük çoğunluğu hiçbir şey anlamaz. 

Bu iki cümleyi, görevi o kanun koyuculara teknik destek vermek olan; Adalet Bakanlığı, Cumhurbaşkanlığı ve Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığı uzman hukukçularına okutsanız yine çok büyük ekseriyeti bir şey anlamaz. 

Bu iki cümleyi hâkim ve savcılara ve onların kâtiplerine okutsanız yüzde doksan beşi lâfzın manası hakkında hiçbir yorum yapamaz. 

Bu iki cümleyi Osmanlı Türkçesi kuvvetli Yeni Asya okuyucusu hemen anlar. Ve bu yazıya neden konu ettiğimizi merak eder. 

Cevabı başlıkta: Adalet bürokrasisindeki basit, ama etkili komedilerden birini daha göstermek için yazıyoruz. 

Evet. Yukarıdaki cümleler taa eskiden, yani kâğıt para yanında altın ve gümüş paranın da para olarak kullanılabildiği dönemlerde adliye veznelerinde dâvâ sahibinden tahsil edilen ve ilgilisine ödenen ya da iade edilen paraların tahsilat ve reddiyat makbuzlarında yer alırdı.

Bu iki cümlenin anlamı şu: “Paranın teslimi sırasında altın ve gümüş para (da) teslime konu olmuşsa bu durum bu makbuzun üst kısmında açıkça gösterilecektir. Bir de altın, gümüş ya da kaime türünden para teslim eden herkes, resmî vezne memuruna yaptığı bu teslimat karşılığında makbuz talep etmek ve almak zorundadır.”

Nuh Nebi zamanından kalma böyle ağdalı cümleler kullanımda halen de var mıdır? 

“Artık yok, olmasına gerek de yok” demek isterdik. Ama var ve hem de çok ve hep var. 

Bütün adliye veznelerinde UYAP üzerinden elektronik yöntemle her gün kesilen on binlerce standart tahsilat ve reddiyat makbuzunun üzerinde bu cümleler -hem de imlâsı da yanlış biçimiyle- aynen var. 

Sebebini kimse sorgulamıyor, biz soralım. Neden var, neden devam ediyor?

Her halde, “Komiklik olsun, vatandaş tekerleme niyetine okuyup okuyup gülsün” diye. Zira adliyelerdeki kasveti başka türlü dağıtmak ve adalet namına yapılan zulümleri başka türlü gizlemek mümkün değil. 

Cumhurbaşkanımız ne güzel söyledi: “Zulme rıza zulümdür”. 

Zulmü bilmezseniz razı olmuş olmazsınız ki!

Bilmemek gülmekten geçer. Gülün hanımlar, beyler, gülün…

Okunma Sayısı: 7328
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • demokrat

    27.9.2018 11:13:34

    gülüyoruz.başka yapacak kaldı mı...

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı