Adalette istatistikler önemlidir. Zira adaletin ölçülmesinde de büyük sayılar kanunu işler ve işe yarar.
Bir örnek verelim:
Tek kişinin yargılandığı bir ceza dâvâsında adalete ulaşılabilme ihtimali ne kadardır?
Sorunun cevabı için aynı dönemdeki bütün tek kişilik dâvâların toplamına ve ne kadarında adalete ulaşıldığına bakmak lâzım. Zira yukarıdaki sorunun cevabı, bu iki rakamın birbirine oranı kadardır. Sonuca ulaşmak için bütün dâvâları temsil eden yeterli sayıda örneğe bakmak da mümkündür.
Çok sayıda kişinin yargılandığı bir ceza dâvâsında adalete ulaşma ihtimali ne kadardır?
Sorunun cevabı kanaatimizce yukarıdaki ile aynıdır.
***
İstatistikî bilginin önem taşıdığı başka bir alt alan var. Adaletle ilişkili insan unsurunun kalitesi.
Kanunun adil olması gereklidir, ama yetmez.
Hâkimin adil olması gereklidir, ama o da yetmez.
Adil hâkimin adil kanunu uygularken dayanacağı dayanakların yani senet ve isnatların da sağlam olması lâzımdır.
Zira adalet hükümle olur.
Hüküm delille olur.
Delil ise insandır.
Delil şahit ise insandır. Ama diğer deliller de nihayetinde insandır.
Parmak izi de insandır, ses kaydı da kan örneği de...
Zira bunların hepsi insanın beyanı ile delil olur. Bu insan bazen şahittir, bazen uzman. Ama insandır.
İşte bireysel ya da kitlesel dâvâlarda adalete ulaşma ihtimali açısından bir istatistik daha:
Hâkime delil sunacak olan ve hükme istinat (dayanak) ve isnat (senet) olacak olan ortalama insanın kalitesi ne kadarsa adaletin kalitesi de o kadar olacaktır.
Şimdilerde ve her zaman adalet isteyenler, sözümüz size:
“Kaliteli hâkim” yetiştirmeye çalışmakla yetinmeyin. Kaliteli şahit ve kaliteli uzman da yetiştirin. O da en az adil kanun ve adil hâkim kadar lâzım.
Devleti öne çıkarmaya çalışmak ve devlette kadrolaşmaya çalışmak, işte bu sebeple yanlış.
Önemli olan fert.
Önemli olan, kaliteli fertlerin ekseriyette olduğu bir toplum.
Kaliteli devlet ve kaliteli adalet sadece bir sonuçtur.
Kalitesizi de...