Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) Başkanı Robert Spano yarın ve sonraki gün Türkiye’de olacak.
Adaletle işi/derdi olan çok kişi kendisine hitaben açık mektuplar yazdı ve yazıyor.
Bunlardan biri AİHM’nin eski hâkimlerinden Rıza Türmen’in T24’teki köşesinden yazdığı değerli açık mektuptu. Bir diğeri 15 Temmuz mağduriyetlerinin sembol isimlerinden Mehmet Altan’ın bianet.org’da yayınlanan muhteşem mektubu.
Bizim de yazacaklarımız var:
Sayın Başkan Spano,
1. Siz tecrübeli bir hâkimsiniz, hâkimlik mesleğinin gerektirdiği sismik feraset ve basirete sahip olduğunuza inancımız tamdır. Türkiye’deki muhataplarınızın gözlerine dikkatli baktığınızda titrek kalplerinden geçeni okuyabilirsiniz. Hâkimlerin korktuğu bir ülkede zemin sürekli titrer ve dil kalemi kalp tamburuna zikzaklar çizer zaten.
2. Meselâ AİHM’de şimdilerde Türkiye’yi temsil eden hâkimin Mahkemenizin verdiği bir karara karşı yazdığı akıllara ziyan “muhalefet şerhi”ne sizin ve diğer üyelerin yazdığı “muhalefete karşı muhalefet şerhini”, buralarda, size doktora verecek olanlar dahil hiçbir akademisyenin “Akademik makaleler” kapsamında değerlendirmediğini hatta belki de duymadığını biliyorsunuzdur. Ama gözlerinden girip kalplerine bakarak neden duymadığını ve değerlendirmediğini de iyi anlamalısınız.
3. Avrupa’nın İnsan Hakları sistemi Türkiye’nin de ideallerindendir. Esasen bu ilkeler insanlığın ortak değerleridir. Bizi AİHM’den koparmaya çalışanlar var. Lütfen onların oyununa gelmemize izin vermeyin. Biz sadece biz değiliz. İslâm Dünyası ve Türk Dünyası da arkamızda. Bizi kaybeden onları da kaybeder. Bu sadece sizin değil tüm dünyanın kaybıdır.
4. İnsan haklarında zor günlerdeyiz. Ülke olarak yokuşu bitirip düze çıkmak için hem şahsen desteğinize hem de Mahkemenizin kurumsal desteğine ihtiyacımız var. Bizi kendinizden ayrı tutmayınız.
5. 15 Temmuz 2016’daki darbe teşebbüsü sonrasında başlayan cadı avında artık söz sizde. Yar- gıtay’ımızdan ve Anayasa Mahkememizden, sizin desteğiniz olmadıkça tam adaletli kararlar çıkamayacağını gördük. Lütfen daha fazla gecikmeden içtihatlarınızla konuyu netleştiriniz.
6. Biliniz ki bugün Türkiye’de yerel mahkemeler “cemaat eşittir terör örgütü” mantığına göre karar veriyorlar.
Kendi mazisini inkâr edercesine iktidarla kavgaya tutuşan bir “yanlış cemaat”e mensup olmayı sürdürdüğünü zanneden ve bu mensubiyetini 17-25 Aralık 2013 tarihlerinden sonra da devam ettiren yüzbinlerce kişi, hem de umulmadık biçimde, terör örgütü üyesi sayılıp cezalandırılıyor. Yani suçun manevî unsuru olan kast unsurunun ve suç işleme iradesinin yokluğuna hiç önem verilmiyor.
Üstelik terör örgütü üyeliğini gösterdiği iddia edilen delillerin tümü, 2013 öncesinde cemaat men- subiyetini gösteren ve tek tek bakıldığında suç olmayan deliller. Yani aslında suçun maddî/fiilî unsuru olan “kanunda suç sayılan eylem”i işlemiş olma şartı da yok, ama bunlar hiç incelenmiyor.
Somut suç işlemiş olmayan yüzbinlerce insan bu şekilde cezalandırılıyor. Bu bir …
7. Haberlere bakılırsa İstanbul Üniversitesi’nden Fahrî Doktora diploması alacakmışsınız.
Lütfen şuna dikkat ediniz: Bu fahirden (gurur ve onurdan) veren mi alan mı daha büyük pay alacak?
8. Bu diplomayı verdirenler ve verenler sus payı/rüşvet diye veriyor olmasın! Kenan Evren’in Mandela’ya vermeye kalktığı Atatürk Barış Ödülü’nün akıbetini ve hikâyesini tarih yazdı. Diplomayı alır, ama susup giderseniz buralarda tarih sizi de yazar…
9. Bir de “bunları yazabiliyorsunuz, demek muhalefet etmek şahane serbest” diye düşünmeyiniz. Gazetenin ve yazanların başına gelenleri görmek için buralara da ziyarete bekleriz. En azından deneyiniz!