AKMHP cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan beş gün önce Denizli’deki parti mitinginde şunları söylemiş (Kaynak, partinin resmî sitesidir. Ancak Erdoğan bunları metinden mi okumuş yoksa irticalen mi söylemiş anlayamadık):
“Tek bayrak... Bayrağımıza alternatif asla öyle paçavralar, maçavralar... Hani işte bu CHP Hakkâri’de toplantı yapıyor. Bir tane Türk Bayrağı yok ve o toplantıyı da ismini vermeyeyim malûm parti var ya o partinin desteğiyle yapıyor. Çünkü oralarda bu tür mitingleri yapmak yürek işi yürek. Bu iş kürekle olmaz, yürekle olur. Doğru dürüst oralarda teşkilât kuramıyorlardı. Fakat biz kurduk, partimizi bombaladılar, A4’le, yıktılar, yenisini yaptık. Öbür tarafta yıktılar, yenisini yaptık. Şehitlerimiz oldu, devam ettik. Niye? Çünkü biz bu işe dâvâ olarak baktık ve biz bu yolda bu dâvâda asla taviz vermeyeceğiz.”
Bu konuşmadan bazı sonuçlar çıkar:
1. Parti toplantısında Türk Bayrağı asma / asmama meselesi
Önce, “Seçimlerin Temel Hükümleri ve Seçmen Kütükleri Hakkında Kanun”un “Propaganda yayınlarına ilişkin yasaklar ve propagandada kullanılacak dil” başlıklı 58/1. maddesini aynen verelim:
“Propaganda için kullanılan el ilânları ve diğer her türlü matbuat üzerinde Türk Bayrağı ve dinî ibareler bulundurulması yasaktır.”
Neymiş? Siyasî mitingde Türk Bayrağı kullanmak kanunen zaten yasakmış.
O zaman Erdoğan neden Kılıçdaroğlu’na böyle yükleniyor? Kanunu mu bilmiyor, yoksa milletin bu kanunu bilmediğini mi biliyor!
2. CHP’nin “adı verilmek” istenmeyen başka partilerle miting yapması meselesi
AKP’nin HDP ile birlikte yaptığı açılımları ve ortak mitingleri balıklar bile unutmadı!
Bu meselede ayrıca yukarıdaki kanun hükmünün ikinci fıkrasındaki “Siyasî partiler ve adaylar tarafından yapılacak her türlü propaganda, Türkçe’nin yanı sıra farklı dil ve lehçelerde de yapılabilir” izni dikkat çekici olabilir. Üstelik bu hüküm 2.3.2014 tarihinde 6529 sayılı kanunla değişip bu hale gelmiş!
Yani birileri tuzak kurmuş, birileri de avı yakalamış oluyor. Bu durumda başka birileri de pişirip yiyecek!
3. Oralarda bu tür mitingleri yapmanın “yürek işi” olması meselesi
İyi de, ülkemizin bazı yerlerinde, üstelik güvenlik endişesi sebebiyle ancak “yürekli olanlar” miting yapabiliyorsa, bu durum muhalefetin değil iktidarın ayıbı sayılmaz mı? Bununla muhalefete yüklenmek de neyin nesi?
Üstelik, -her nedense- adı verilmeyen o parti güneydoğuda örgütlenmeye ve propaganda yapmaya CHP’den ve hatta AKP’den daha yürekli ya da hazırlıklı ise bu neyi gösterir?
4. “Biz yapabiliyoruz” meselesi
AKP miting yapabiliyor ve teşkilât kurabiliyor, ama CHP bunları yapmak istemesine rağmen yapamıyorsa bu ayıp kime aittir?
CHP miting yapmak ya da teşkilât kurmak istediğinde güvenliği sağlayamayan devlet, aynı şeyleri AKP yapmak istediğinde güvenliği sağlayabiliyorsa bu ne demektir?
AKP’nin güvenlik kuvvetleri mi var? O zaman CHP’nin de ayrı güvenlik kuvvetleri mi olsun?
Ya da daha iyi bir soru: Devlet kimin olsun? Sadece AKP’ye oy veren kesimin mi?
Başlıktaki sorunun cevabına gelince:
AKP Devlet Partisi oluyor ve hatta oldu bile.
Devlet Bahçeli’nin partisi de bir zamanlar güneydoğuda miting yapamadığı için Erdoğan’ın diline düşmüştü.
Şimdi ve yakın gelecekte MHP’nin ve AKP’nin birleşerek neyi nasıl yapacağını ise hep birlikte göreceğiz.