Ama Ankara’nın kargaları bu günlerde gülmekten kırılır oldu. 

1. Ankara Barosu çoklu baro fikrine karşı durabilmek için bir gösteri organize ediyor. 

Gösteriden bir gece önce Ankara Valiliği her tür toplantı ve gösteri yürüyüşünü on beş gün süreyle yasaklayıveriyor. 

Gerekçe çok haklı: Pandemideki artış sebebiyle tedbir almak lâzım!

Ama bu “kör parmağın gözüme” türünden bir tesadüfmüş, olsun. Çıkacak o kanun karrrdeşim. Çıkacak. Bu kadar.

Ankara Valiliği Baroya yakın. Bizim ev ikisine de yakın. O gün balkona yem koyduk. Ne de olsa o gün Ankara’nın kargaları çok gülecekler. Bari boşa gitmesin!

2. Sosyal medyayı külliyen yasaklamak isteyen, ama “bizi Kuzey Kore mi yapacaksınız?” diyen dostlarının komedisinden de korkan bir iktidar var. Birileri Meclisi de bu işe alet etmek için hazırlığını yapmış. Kanun teklifini yazmış, etmiş. 

Sonra bir de bakıyorsunuz ki cumhurbaşkanımızın torununun doğum haberinin altına pat diye bazı gayr-ı ahlâkî yorumlar yazılıyor. 

Ardından sosyal medyaya çeki düzen konusu Meclisin gündemine geliveriyor. 

Ne tesadüf!

İçişleri Bakanlığı ile Türrrkiye Büyyük Millet Meclisi birbirine yakın. Bizim ev ikisine de yakın. Bizim gözümüz yine göklerde. Balkona yemle beraber su da koyuyoruz ki boğazlarında kalmasın zavallıların. Yiyip içip güzelce gülsünler. Ne de olsa yolları uzun…

Gerçi, başta siyasîler olmak üzere, herkes bu ayıbı kınıyor, “Sosyal medyaya bu sebeple sansür kabul edilemez” diyor, ama olsun. Kargaları gıdıkladık, güldürdük artık. Susun diyecek değiliz. Çıkacak o kanun. Çıkacak. 

3. Cumhurbaşkanımız “Sosyal medyayı kontrol altına almakla ilgili ne gerekirse yapacağız” diyor. Müthiş karmaşık bir konuşma. Haber değeri var. Anadolu Ajansı haber yapıyor. 

Ardından tepkiler üzerine cumhurbaşkanı kendi tweet’ini siliyor. Bunun haber değeri yok mu? Var elbet. Anadolu Ajansı gereğini yapıyor ve o da haberini siliyor! Dikkat, silme skandalını haber yapmıyor. Haberini silme skandalı yapıyor. Yakışır. 

Ömürleri uzun olsun. Gökte karga ne arar. Hepsi dalda ve hepsi gülüyor. Uçarken gülmek zordur zira. 

Ülkemizdeki demokrasiye inanmayan, memleketimizin geldiği güzel noktayı beğenmeyen Kuzey Kore’ye gitsin. Orada demokrasinin âlâsı var! 

Giderken yanında Ankara’nın gülme krizine tutulmuş karga kuşlarını da götürsün. Ne de olsa onların da bir canı var. Onlar da insan canım. Onlar da gülecek, eğlenecek. 

“Kiminle eğlenecek” diye sormayın. Elbette bizimle değil. 

Biz martılara karalar bağladık. 

Ak kargalardan bize ne…