Bediüzzaman’ın cumhuriyete taraftar olduğunda şüphe yoktur.
Zira idam talebiyle yargılanıp beraat ettiği meşhur Eskişehir muhakemesinde müdafaa sırasında söylediklerini herkes bilir.
Mealen şöyle:
- Ben dindar bir cumhuriyetçiyim.
- Eskiden beri ve ilkesel olarak cumhuriyetçiyim. Konjonktür gereği ve lâf olsun diye değil. Hem de Cumhuriyetin ilânı adı altında hanedansız saltanata geçildiği ve cumhuriyetçi olmanın tek adamcı olmak mânâsına geldiği 1923 sonrasında değil. Ta 1890’lardan itibaren. Yani Anayasanın askıya alındığı ve saltanat namına en koyu istibdadın tatbik edildiği mutlakiyet döneminde de cumhuriyetçiydim.
- O zaman da birileri, bana, din namına ve fakat bin küsur yıllık saltanat tatbikatını delil göstererek itiraz ediyordu.
- Ben ise o zamandan beri cumhuriyetin İslâmîliğine ve cumhuriyetçiliğime delil olarak dinin ana kaynaklarını ve dört halifenin hanedan ve saltanatla değil de seçimle işbaşına gelmesini gösteriyordum. Hilâfetin saltanata dönmesini de hep eleştirdim.
- Ben şimdi de cumhuriyetçiyim. Hanedancı veya saltanatçı değilim.
Şimdi…
Cumhuriyet hakkında fikri böyle olan bir Bediüzzaman’ın talebelerinin başka fikirde olması mümkün değil elbette.
Ama bazı talebelerin, cumhuriyet gibi esaslı bir konuda başka ve zıt bir fikirde olanlarla siyaseten beraber olması mümkün ve maalesef oluyorlar. Hele son zamanlarda…
Erdoğan’a ve AKP’ye din namına destek olma işinde saltanatçılarla beraber olan “ağabeyler” var meselâ. Bu beraberlikten gocunmuyorlar mı ki, destek açıklamalarına bu yönde bir şerh koymuyorlar?
O ağabeyler “ben iktidarda isem din kurtulur, ben yoksam din zarar görür” diyen liderlerin ve ekiplerin destekçisi olabiliyorlar.
“Benim taraftarlarım iyidir, benim muhaliflerim devlet düşmanıdır” diyen yöneticilerin bu yaklaşımına “euzü …” diyemiyorlar.
Bediüzzaman’ın cumhuriyet taraftarı olan talebelerinin çoğu ve Yeni Asya ise saltanata dönüş meraklısı siyasetçilere ve onların şakşakçısı durumundaki “güya fikir” adamlarına muhalefet ediyor.
Bu muhalefeti sebebiyle diğer muhaliflerle de bir arada görünmüş oluyor. Bu da bazılarının kafasını karıştırıyor.
Oysa gayet basit bir kuraldır: İki şıklı tercihlerde ya birini ya da diğerini seçersiniz. Sizinle aynı seçimi yapanlarla aranızdaki farkı açıklamak da sizin görevinizdir. Yeni Asya bunu yayınlarında hakkıyla yapıyor.
Yeni Asya’nın AKP ve Erdoğan muhalefeti ile diğerlerinin muhalefeti arasındaki farkı fark etmeye ve ettirmeye dâvetlisiniz.