AKP’nin ilk başbakanı ve ilk cumhurbaşkanı ve “Sakarya Ekibi”nin Abisi Prof. Dr. Abdullah Gül T24’ten Murat Sabuncu’ya konuşmuş ve dünkü yazımızdaki soruların cevabını ince ince vermiş.
Önce bir bilgi: Tartışmaların merkezindeki Sakarya Ünv. Hocası AYM Üyesi Prof. Dr. Ergün Yıldırım’ın kardeşinin Bankasya’ya para yatırmak suretiyle “…öcü” haline geldiği ve yargılanmakta olduğu bilgisi basına sızdırılmak suretiyle kavga belden en aşağıya kadar düşürüldü.
İkinci bilgi: AKMHP’den AYM’ye yönelen yoğun baskının en önemli amacının önümüzdeki günlerde AYM’nin önüne gelmesi muhtemel bir konu olan “Erdoğan’ın üçüncü dönem cumhurbaşkanlığının Anayasaya uygun olup olmayacağı” tartışmalarında mevzi kazanmak olduğunu biliyoruz.
Bu bağlamda şimdilik sadece o gün de bahsini ettiğimiz şu soruyu soruyoruz: Bu soruya ve yüksek hukuk krizine sebep olabilecek kadar kötü bir anayasa değişikliği metnini 2017’de saraylarda yazanlar ve yazdıranlar ve “bizi uçuracak yeni sistem” diyerek sahiplenenler ve onaylayanlar; bu kadar temel ve basit bir konuda bile kriz ve kavga çıkaracak bir anayasadan yana mutlu musunuz?
Gül’ün söylediklerine gelince: “Yasakçı bir Anayasa Mahkemesi vardı Türkiye’nin. … O zamanki Anayasa Mahkemesi’yle bugünkü Anayasa Mahkemesi’ni karşılaştırdığımızda, bugünkü özgürlükçü davranıyor diye hücum ediliyor. … AYM’nin bütün özgürlükçü kararlarına ‘evet’ diyen üyeleri saldırı altında. Anayasa Mahkemesi Başkanı bütün kararlarda gayet istikrarlı bir şekilde özgürlükçü durmuş. … Olayları özgürlükçü değerlendiriyorlar diye AYM’yi bugün yerden yere vurmayı hayretle karşılıyorum açıkçası.”
Bu cümleler bu tartışmalarda hukukun ve insan haklarının değil iktidar hırsının etkili olduğunu net şekilde gösteriyor.
Gül devam ediyor: “Mahkemenin çoğunluğuna baktığınızda, benim atadıklarım var, Tayyip Bey’in atadıkları var. Ayrıca AYM ülke için sigorta. Şu açıdan sigorta, yürütme, idare, hükümetler yanlışlar yapabilirler. Bazen çok öfkeyle hareket edebilirler. Ama olay soğuduktan sonra bunun Anayasa Mahkemesi gibi bir mahkeme tarafından düzeltilmesi hükümetlerin de işine gelir. Dolayısıyla bu kıymeti bilmek lâzım.”
Bu cümleler de “AYM kapatılsın” diyenlere ve ona takviye olmak için “yeni üyelerle yeniden açılsın(!)” diyenlere cevap.
Ve Gül devam ediyor: “Şunu da hatırlatmak isterim, bu Anayasa Mahkemesi Türkiye’nin en büyük problemlerinden birisini çözdü. Vaktiyle genelkurmay başkanından birçok subaylara, birçok profesör, birçok gazeteci, Silivri’den, Ankara’daki Sincan’dan eğer çıktılarsa, bundan çıkış yolunu AYM sağladı. … Şimdi bunları AK Parti vaktiyle yaptı, bunlarla övünüyorduk. Şimdi ne oldu da Anayasadaki görevleri yapan Anayasa Mahkemesi’nin üyelerine hücum ediliyor. … “Anayasa Mahkemesi’nin kararına hoşlanmadığınız bir karardan dolayı uymazsanız yarın başka biri başka bir sebepten uymaz. Siz bir gün bu kararı tanımazsanız yarın başka birisi başka bir kararı tanımaz. Kaosa fırsat vermemek gerekir. Yanlış bir gelişme. Bu tartışmaları üzüntüyle karşılıyorum.”
Evet, AK Partinin ilk başbakanı ve ilk cumhurbaşkanı bunları söylüyor. İkincisi ise Devlet’i ve yandan çarklı üçüncüyü de yanına almış, belden aşağı vuruşmaların planını kuruyor.
Mutlu musunuz ey AK Partililer ve AKP’liler?