"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Bir fosil, bir fosile

Ahmet BATTAL
25 Ekim 2020, Pazar
Hükümetin etkin ortağı MHP’nin kıdemli genel başkanı Devlet Bahçeli DEVA Partisine ve lideri Ali Babacan’a “siyasî fosil” demiş.

Bahçeli’nin bu tür benzetmeleri meşhurdur. 

(Kimin ve hangi partinin ne zaman siyasî mezarlığa gittiği ve gideceği gerçekten önemli. Ama bunu siyaset sosyologlarına ve tarihçilerine bırakmak lâzım.)

Bizi asıl ilgilendiren, Babacan’ın bu sataşmalara karşı cevabındaki bir cümle: 

“Hukuk değil cezaevi inşa ediyorsunuz.”

Gerçekten, on sekiz senelik iktidarından sonra da hâlâ yeni cezaevi inşa etmekle övünen bir iktidara ve ortağına söylenebilecek en güzel fosil cevabı.  

Adalet ve Kalkınma Partisi’nin adındaki adaletin nerede kaldığını sorgulayan kurucu AK Partililer ile şimdinin AKP’lileri arasında derin uçurum var. Bu boşluk öyle yeni ve birinci sınıf cezaevi inşa etmekle dolacak kadar kısa da değil. 

Cezaevlerinde gerçekten suçlular olsa ve daha iyi şartlarda ve ıslah olabilmeleri için yatırım yapılsa kimse itiraz etmez. 

Ama ısrarla yazdığımız üzere “cemaat eşittir terör örgütü” denilerek yapılan yargılamalarla mahkûm edilenlere de onların AK Partili veya MHP’li akrabalarına ve dostlarına da bunu adalet diye yutturmak mümkün değil. 

İktidarını sürdürebilmek uğruna zulme alet ve taraf olan ve hatta bizzat icra eden bürokratlarla dolu bir devleti övünerek sahiplenen ya da azıcık adalet ışığı gösteren kendi Anayasa Mahkemesinin kararlarını bile tanımamayı alışkanlık haline getiren bir iktidardan adalet beklemek de zaten fosilden hayat beklemek gibi bir şey. 

Adını inkâr ederek icraat yapmaya devam eden bir iktidarın adalet değil zulüm inşa etmesi de kaçınılmaz. 

İktidarın etkin ortağının durumu da vahim. 

Alternatif baro kurulması girişimlerinde de görüldü ki MHP’nin derdi adalet değil. Derdi bürokrasideki iktidarını pekiştirmek. 

Zaten iş ideolojide düğümleniyor: 

Milliyetçi ve devletçi bir hâkimin adalet inşa etmesi zordur. Zira gözü bağlı karar veremez. Kimin haklı olduğunu aramakla yetinmez. Tarafların hangi dine, ideolojiye veya ırka mensup olduğunu da sorgulamak ve kararına gizli gerekçe yapmak ister. Âdil olanı değil milletdaşını, ülküdaşını, dindaşını… tercih etmek böyle bir hakimin ideolojik çerçevesinin mecburi sonucudur.  

Bu sebeple eskiden beri siyasetçiye diyoruz ki geliniz bu devleti hukuk devleti çerçevesinde demokratik bir zemine oturtunuz.

Fosilleşmiş ve dönüşmüş iktidardan bu hususta umudumuz kalmadı. Muhalefetin bunu yapacağını ummak istiyoruz. 

Yeni anayasa ve yeni denge-denetleme sistemi arayışları bunun ön şartı. 

Muhalefet asıl buna odaklanmalı. 

Okunma Sayısı: 2882
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Oğuz Yiğiter

    25.10.2020 15:04:13

    Evet, aslında samimi demokratların önünde altın fırsatlar var. Belki hiç bir iktidarda kadar yanlış bir arada birikmemişti. Hak, hukuk, insan hakları ,hürriyet temelli demokrasi mücadelesinin tam zamanı. Mazimizde yeniden diriliş ve şahlanışın örnekleri de var. İllâ Merhum Demirel'in mezardan çıkması mı gerekiyor ; "gök kubbeyi başlarına geçirmek."..!

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı