“Haklı çıkmak istemekle ya da bir iktidarı reddetmekle ilgili değil bu durum, önemli olan milletin ve dünya âlemin ahiretinin iyiliğidir, biz ne söylüyorsak onun için söylüyoruz” da demiştik. Söylediklerimizde haklı çıkıyoruz.

Son yazımızda bir “bağımsız (!) yazar”ın-ama bilhassa önce Yeni Asya’da iken sonra bağımsız yazarın-itiraf kabilinden söylediklerini okudunuz.

Bu gün de önce Yeni Asya’ya ve sonra diğer bazılarına dirsek çevirip sırt dönen başka bir “bağımsız-bloksuz-mesleksiz yazar”ın geldiği noktayı tesbit edelim.

O yazarın, AKP’li belediye başkanlarının On Kasım törenleri için Anıtkabire adam taşımaya yönelik ilânları üzerine paylaştığı son twitler şöyle:

“Perinçek ile Bahçeli tesirinin zirve yaptığını ilân eden bu pankart AK Parti için çözülüşün, inhidamın başlangıcıdır. Bu pankart ile bayraklaştırılan bu yeni tavır yazık ki, indî değil, merkezî görünüyor. Yazık... Kamal Atatürk varsa ben yokum.

“Ak Parti’nin hayr-ı mahz olduğunu değil, hayr olduğunu bile çoklarının rağmına hiçbir zaman söylemedim. Ehvenüşşer olarak gördüm, desteğimi de bu çerçeve ile sınırlı olarak verdim. Ama Gazi tahşidatları, Anıtkabir sevdası, Perinçek-Bahçeli muhabbeti işin sonuna getirdi.

“Kemalizm sadece bu ülke için değil, İslâm dünyası için de bir yıkım tertibidir: Şerr-i mahz telâkki ettiğim bir tertib. AK Parti’nin Kemalizm muhabbeti aramıza doldurulması imkânsız bir uçurum açar ve bir yol ayırımına sürükler.

“2019 seçimleri sebebiyle de olsa mü’minlerin ruh ve kalbinde Kemalizme karşı bir meyil meydana getirebilecek bu Kemalizm muhabbeti, asırlık bir mücadeleyi temellerinden dinamitlemek olur. Ehl-i iman teslimiyet içinde olmayacaktır, olmamalı da.

“Önümüzdeki günlerde, zaman kaybetmeksizin doğrudan Erdoğan’ın teminatıyla bu Ödip kompleksinin yanlış olduğu beyan edilip nedamet gösterilmezse, bu erken bir ilânat olsun: Ak Parti ile yolun sonuna geldim. Bu bir tefessühtür, varlık sebebini inkâr aynı zamanda.”

***

Yukarıdaki son cümlelerde yer alan şartlı ifadelerin aslında hiçbir anlam ifade etmediğini biz biliyoruz. Yazan da biliyor diyebiliriz, ama bilmiyorsa da yakında anlayacaktır.

AKP’ye ilişkin demokrasi, hak-hukuk ve adalet beklentisinin içi çoktan boşaldı. Kabuğu da kurudu. Zira AKP bir çelik çekirdekti ve Demokratlar onun kabuğuydu.

Bu konuyu tam anlamak isteyenlere beş sene önce Haziran 2013’te yazdığımız yazıların linklerini verelim (“Biz demiştik” için değil, başa kakmak için hiç değil. Anlaşılsın diye): 

http://www.yeniasya.com.tr/ahmet-battal/celik-cekirdek-ve-demokrat-kabugu_211420 

http://www.yeniasya.com.tr/ahmet-battal/celik-cekirdek-nereye-gidiyor_211446 

http://www.yeniasya.com.tr/ahmet-battal/demokratlar-kabuk-mu_211484 

http://www.yeniasya.com.tr/ahmet-battal/demokratlar-neredeler_211512

http://www.yeniasya.com.tr/ahmet-battal/demokratlar-neredeler_211512

İtiraflara gelince. Ne diyelim. Tek kalmasın, sel olup aksın ki bu tıkanıklık aşılsın.

Ayrıca hayırlı olsun. Vatana, millete ve dahi ahiretimize.

Bir de soralım: Adaletten ne haber sayın yazarlar?