Ne mutlu… diyebilene.

Resimli Gazetesinde de yazdığına göre Boğaza bir hukuk fakültesi açılacakmış. 

Bir de iletişim fakültesi.

Ne kadar yakışmış değil mi. Nasıl güzel bir düşünce. 

Ama valorantçı terörist ve vatan haini sosyal medyamız nereden uydurduysa yine saçmaladı.

Güya bu işin amacı mancınıkla fırlatılan (ya da paraşütle indirilen) ve üniversitenin kurullarında yalnız kalan Rektörü destekleyebilmek için yeni kadrolar açmak ve paraşüt ve mancınık sistemini işletebilmekmiş. 

Hâlbuki ne alâkası var!

Bu işin amacı belli.

Rektör Melih Bulu “kendi üniversitesini” dünyada ilk yüze sokabilmek için düğmeye bastı ya.

İşte vakti geldiğinde onun öyle olduğunu ölçüp biçim hakça tesbit ve hüküm vermek için hukuk lâzım. 

Yani Boğaziçi’nin hukuku için Boğaziçi’ne Hukuk Fakültesi lâzım. 

Yoksa rektörümüz de biliyor ilk yüze girmenin hukukla bir alâkasının olmadığını. Hukuk olmadan da gireriz elbette. Boğazda ve içinde ve dışında hukuka ne gerek var ki zaten. Gelecek hocalar zaten hukla.  

Ama boğazın ve içinin itibarını ve çevre esnafın hukukunu ancak bu sayede koruruz!

İletişim fakültesinin neden kurulduğu daha net belli. 

İletişmek ve vaadler tutulup da üniversitemiz ilk yüze girdiğinde bunu duyurabilmek için. 

Kiminle iletişeceğiz?

Bizimle iletişmek isteyenlerle elbette. Yoksa hain Batılı güçlerle değil. 

Bir de Emniyet Genel Müdürlüğü’nün anlık kamera kayıtları yardımıyla elde ettiği ve edeceği “aşağı yak” ve “aşağı ban” temalı videoların ses ve görüntü uyumu projelerinin teknik altyapısının da bulunacağı laboratuvarların da yer alması sağlanacak. EGM’ye inat.

Böylece polisimiz “aşağı bak” dediğinde –aslında demez de- itiraz edip “dik dur” diyenin durnu kırılacak ve burnu bükülecek. 

Ah bu sosyal medya. 

Hep yalan hep yalan. 

Not: Bilhassa hukuk fakültesi kadrolarında yer alacak bütün meslektaşlarımıza başarılar dileriz. 

Hatta bize de bir kadro verirlerse gelip rektöre önümüzü dönmeye ve kırmaya hazır olduğumuzu buradan duyurmak da isteriz!